2015 NOBEL KİMYA ÖDÜLLÜ ÇALIŞMALAR VE AZİZ SANCAR

15 Ocak 2016 18:02 Yük. Gıda Müh. Gonca BİLGE
Okunma
2642
  2015 NOBEL KİMYA ÖDÜLLÜ ÇALIŞMALAR VE AZİZ SANCAR


Gonca BİLGE
 
2015 Nobel Kimya Ödülü; İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından Tomas Lindahl, Paul Modrich ve Aziz Sancar’a hücrelerin hasarlı DNA üzerindeki onarım mekanizmasını ve genetik bilgiliyi korumalarıyla ilgili çalışmalarına ithafen verildi. Peki bütün insanlığı ilgilendiren, Türkiye’yi gururlandıran Aziz Sancar’ın çalışması nedir ve insanlığı nasıl etkileyecektir?
UV ışınları, serbest radikaller ve diğer karsinojenik ajanlar dolayısıyla sürekli olarak DNA hasarları oluşmaktadır. Herhangi bir dış etken olmasa dahi DNA, yapısı gereği stabil değildir ve her gün insan vücudunda binlerce DNA hasarı meydana gelmektedir. Hatta hücre bölünmesi sırasında DNA kopyalandığında bile defektler meydana gelebilmektedir.  
Thomas Lindahl, uzun yıllar RNA ile ilgili çalışmalar yaptı. Yaptığı çalışmalar sonucunda; RNA’nın ısıya karşı dirençsiz olduğunu ve hızlı bir şekilde degrade olduğunu, buna rağmen DNA’nın stabil olduğunu gözlemledi. DNA gerçekten de stabil olabilir miydi? Bu soru ona DNA’nın da stabil olmadığını, zarar gördüğünü ancak onu onaran bir mekanizma olduğunu düşündürmeye başladı. DNA hasarını moleküler seviyede engelleyen “baz kesim-onarım” mekanizmasını bu düşünceden yola çıkarak ortaya koydu. İnsan DNA’sına benzeyen bakteriyel DNA ile yaptığı çalışmalarda yanlış eşleşen baz çiftlerini DNA zincirinden kesen enzimleri tanımladı.  
Aziz Sancar da Thomas Lindahl’ın çalışmalarına paralel olarak insanda nükleotid kesim-onarım prosesini inceledi. Sancar’ın çalışmaları ölümcül dozda UV ışınına maruz kalmış bakteriyel DNA’nın mavi ışık altında kendini hemen onarmasına olan ilgisi ile ortaya çıktı. Bu mekanizmanın kimyasal olarak nasıl gerçekleştiğini araştırmaya başladı ve UV hasarlı DNA’nın moleküler seviyede onarım mekanizmasını haritalandırdı. Moleküler mekanizmada görevli enzimin UV hasarlı DNA zincirini kestiğini ancak insandaki bu mekanizmanın bakteriyel mekanizmadan daha kompleks olduğunu ortaya koydu. Ancak kimyasal olarak nükleotid kesim onarım mekanizmasının fonksiyonu tüm organizmalarda aynıdır. Bu onarım mekanizmasında bozuklukla doğan insanlar güneş ışığına maruz kaldıklarında cilt kanserine yakalanma ihtimalleri daha fazladır. Ayrıca hücreler diğer karsinojenik etkilerin sebep olduğu DNA hasarlarını gidermek için de nükleotid kesim onarım mekanizmasını kullanmaktadırlar. Yani sağlam hücrelerde geçerli olan bu durum, DNA hasarlı hücreler için de geçerlidir. Hasarlı DNA’daki bu onarım mekanizması durdurulabilirse kanserli hücrelerin öldürülmesi çok daha kolay olacaktır. Bu sebeple Aziz Sancar’ın çalışması kanser tedavisinde oldukça ümit vericidir. 
Paul Modrich ise hücrelerin bölünmesi sırasında DNA kopya hatalarının nasıl düzeltildiğini saptadı. Bu tip tamirin doğuştan yapılamamasının, kolon kanserine yol açtığını gösterdi.
İşte 2015 Nobel Kimya Ödülü, kanser tedavisinde yeni yaklaşım oluşturacak temel kavramları araştıran bu çalışmalara verildi. Hücrelerdeki onarım mekanizmasına etki edilerek kanserli hücrenin gelişimi durdurulabilecek ya da tamamen inhibe edilebilecektir.  Bu sayede kanser tedavisinde yeni yöntemler geliştirilecek ve aynı zamanda hücre kanserleşmeden de önlemler alınabilecektir.  
1946 Mardin Savur doğumlu olan ve lisans eğitimini de İstanbul Tıp Fakültesinde tamamlayan Aziz Sancar’ın üstün başarısının bizlere başarabileceklerimiz konusunda umut olması dileğiyle…