KİTAP FUARLARI VE ÇOCUKLARIN YETİŞTİRİLMESİ

26 Temmuz 2016 12:39
Okunma
1420
KİTAP FUARLARI VE ÇOCUKLARIN YETİŞTİRİLMESİ

 

 
Nurser GÖZE
 
Kitap fuarlarında halkın davranışları öteden beri beni hayrete düşürür. “İnsanlar kitap okumayı sevmiyor.” sözünü yalanlarcasınahemen her kitap fuarında girişte üçerli beşerli 100-150 metreyi bulan kalabalık kuyrukları bana, Londra'daki Madame Tussauds’u (Balmumu Heykel Müzesi) görmeye giden insanları hatırlatır. Giriş kapısından girebilmeyi başaran çocuklar ve yetişkinler, kitap stantlarını tekrar tekrar gezip inceleyerek kitap seçerler. Aradıkları kitapları buluncaya kadar dolaşıp kitap ararlar.
“Gençlik kitap okumuyor.” sözünün doğru olmadığını, fuarlarda gördüğüm çocukların davranışlarından anlıyorum. Çocuklar; ellerindeki tüm parayı kitaba veriyorlar, hatta almak istedikleri kitaba paraları yetmeyince arkadaşlar ne kadar paraları varsa birleştirerek alıyorlar. Her birisi değişik kitap aldığı için değişerek daha çok kitap okumayı düşünüyorlar. Öğrenci düşüncesi hiç değişmiyor sanırım. Bizler de arkadaşlarla haftalık aldığımız kitapları her gece değişerek okurduk. Böylece 7 günde 7 kitap okumuş olurduk. Bir kitabın haftalığı 25 kuruştu. Böylelikle o kadar çok kitap okumuşum ki. Matematiği anlatmak için, çok iyi bir edebiyatçı olmamız gerektiğini düşünüyorduk.
Okuma zevki ayrı bir yetenek. Hâlen kitap okurken çocukluktaki gibi aynı zevkle ve şevkle okumaya devam ediyorum. Çünkü günlük olayları, okuduğum kitaplardaki bilgilerle karşılaştırıyor, hatta yorumlar yapabiliyorum. Okumak; bana bir konu hakkında düşünebilme, incelemeler yapma, bazen tarihî olayların sebeplerini, gelişmelerini ve sonuçlarını değerlendirme becerisi kazandırıyor. Bazen zaman tünelinde, İlk Çağlarda bile gezinebilmemi sağlıyor. Bu yolla insan davranışlarını zamana göre düşünebiliyorum.
Anlaşılır biçimde, anlamlı ve akıcı konuşmanın yolu çok ve çeşitli kitapları okumaktan geçer.
Okuma alışkanlığı olan insanlar yalnızlık duygusu hissetmezler. Çünkü her zaman arkadaşları vardır. “En iyi arkadaş” da kitaptır.
Kitap fuarında yazarlarla tanışıp, imzalı kitap almak mümkündür. İnsanların merak ettiği kitap hakkındaki soruları sorabilmesi okuyucu açısından doyurucu olmaktadır. Yazarların bir ya da iki gün imza gününde stantlarda bulunuşu, okuyucuyu fuara teşvik eder.
Bilimsel düşünceyi ortaya koymak için çok miktarda kitap okumak gerekir. Okurken değişik görüşleri de bir arada değerlendirebilmenin bir yolu, çapraz okuma yöntemi ile birçok kitabı aynı anda okuyarak daha geniş bilgiye ulaşmaktır. Ülkelerdeki gelişmişliğin tek yolu, bilimde olan atılımlardır. Bilimi kullanabilmek ve ondan yararlanabilmek için, bu konularda okuma ve inceleme yaparak bilgi sahibi olmak gereklidir. Okuma ve araştırma zevki çocuklukta verilmelidir. Gelişmişliğin tek yolu, bilimdir.
“Başarısız çocuk yoktur, başarısız anne baba vardır.”
“Başarılı Çocuk Yetiştirmede Anne Babaya Yardım” kitabını yazdım. Çünkü başarılı öğrencilerimin velilerini araştırdığımda; çoğunlukla ebeveynlerin, özellikle de annelerin dikkatli ve çocuklarını sürekli gözlemlemeyi başaran anneler olduklarını gözlemledim. Çocuklar çok zeki olsalar bile, aileleri tarafından ilgiyle desteklenmiyorlarsa, izlenmiyorlarsa başka işlere yönlendiriliyorlarsa bu çocukların başarısı belirsiz oluyor.
0-7 yaş grubundaki çocuğun okul yaşı öncesi; belirli bilgileri, okul öncesinde oyunla öğrenmesi ve davranış biçimi geliştirmesi gerekir.
Özellikle 3,5-4 yaşındaki çocuklara sofra kurdururken sayarak 2 tabak + 1 tabak= 3 tabak, yine 3 kaşık + 2 kaşık = 5 kaşık örneğinde olduğu gibi artmanın toplama işlemi olduğu anlatılabilir.
Sofrayı kaldırırken 4 tabak – 1 tabak = 3 tabak, yine 3 bilye – 2 bilye = 1 bilye kaldığı görülür.
Bu eksiltmenin olduğu işleme de çıkarma işlemi adı verilir. Katlamanın çarpma işlemi ve paylaşmanın da bölme işlemi olduğu anlaşılır. Böylece çocuk, dört işlem kavramını oyun oynayarak öğrenmiş olur
7-12 yaş arası çocuklarda adım adım oyunlarla; bu yaşlardaki çocuğun, anlayabileceği şekilde anlatılarak matematiğin oyunla, öğrenilebilecek bilgiler olduğu uygulamalarla anlaşılır.
12-20 yaş arası çocukların ortaokul, lise, üniversiteye hazırlık ve üniversiteye başlama yıllarıdır. Bu yıllarda ders çalışma yöntemini kavrayan çocuk, ders çalışmanın zor değil zevkli olduğunu anlamış olur. Günü gününe okulda öğrendiklerini kısa bir süre içerisinde evde tekrarlayarak bilgilerini pekiştirecektir. Merak duygusu ile araştırmalar yaparak ertesi günkü derslerine de zevkle, şevkle hazırlık yapmış olur.
Yaşamı için de bilinmesi gerekli bilgileri gözlemlemekle ve okumakla edinmesi mümkündür. Bunu öğrenen çocuk, bilmediği konuları da öğrenmenin yollarını araştırma ile bulacaktır.