KALKIŞMA-1
Devletin kılcal damarlarına kadar nüfuz eden FETÖ'cü yapı,kuruluşundan 17/25 Aralık'a kadar Recep Tayyip Erdoğan ve AKP yöneticilerini ninniler ve ilahilerle uyuttular. Türk milletinin en hassas olduğu yolsuzluk üzerinden, adlî ve kolluk kuvvetleri marifetiyle bir darbe hazırladılar. Oysa bilmedikleri bir şey vardı. 5000 yıllık Türk tarihinde, devletlerin başına gelebilecek en kötü senaryoları bile bertaraf eden bir devlet vardı karşılarında. Kendi içlerindeki devletin adamları bunları yanlış yönlendirdi. Direkt olarak başbakan ve ailesini hedef tahtasına koydular. Eğer başbakan ve ailesini hedef almasalardı, bugün hâlâ ninniler ve ilahilerle uyuyor olacaklardı.
KALKIŞMA-2
FETÖ-CIA yapılanması dış siyasette, Orta Doğu ve Güneydoğu'da kendi bürokrasileri kanalıyla devleti güçsüz ve çaresiz bırakacak organizasyonlar yaptılar. Tabii yöneticileri yine ilahiler ve ninnilerle uyutuyorlar dı. PKK'nın kalkışma yapması için uygun şartları oluşturdular. Orta Doğu'daki bataklığın sebebi olan terör örgütlerine bu devleti kardeş yaptılar.Türkiye Cumhuriyeti'ni dünya kamuoyunda "teröre destek veren bir ülke" gibi algılanmasına sebep oldular. Yönetenler tabii yine ninniler ve ilahilerle uyuyorlardı. Ne zaman uyandılar? FETÖ-CIA, Lahey kartını çıkarınca.
KALKIŞMA-3
7 Haziran seçimleri, PKK'nın bütün kalkışmasını fiziksel olarak sağladığı ortamda eksik olan siyasi bir oluşumdu. Sol güçler, FETÖ-CIA,AB ve kısacası Türk düşmanı olan bütün kurum ve kuruluşlar, Selahattin Demirtaş ve HDP'yi parlatarak, oy vererek 8 Haziran sabahını hazırladılar. 8 Haziran sabahı Doğu ve Güneydoğu'da siyasi desteği de arkasına alan PKK kalkışmaya hazırdı. Dosyalar hazırlanmış, Türkiye Cumhuriyeti ve yöneticilerini yargılamak için Lahey Adalet Divanı harekete geçmişti. Orta Doğu ülkeleri ile ilgili sınırlarımız kevgire dönmüştü. İzlenen Orta Doğu siyaseti ve Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu marifetiyle Türk devleti zayıf, güçsüz ve herkesin alay ettiği bir devlet haline gelmişti.
KALKİŞMA-4
Fiziksel şartlar oluşunca da 15 Temmuz Darbesi'ni yaptılar.
Sonuç: Ülkücü hareket ve hareketin kurumsal yapısı, kuruluş ve varoluş gayesine uygun olarak tavır alması lazımdı. Kendi siyasi gücünün kifayetsiz olduğu bir ortamda birileriyle ittifak oluşturması gerekmekteydi.İttifak yapacağı siyasî yapılar ve oluşturulan ittifaklar; 1- CHP-HDP-marjinal sol ve devletin asli yapısına düşman kuruluşlar. 2- AKP-devlet ve millet hayatının tehlikede olduğu, hele beklemeye tahammülü olmadığı bir dönemde bir Ülkücü olarak "Kim bozduysa o yapsın." deme lüksüm yoktur.
Tüm bu düşüncelerim ışığında MHP ve Sayın Devlet Bahçeli' nin doğru karar verdiğine inanıyorum. Anayasa referandumunda "EVET" oyu kullanacağım. Vatana ve millete hayırlı olsun.