ANALİZ: ÜLKÜCÜ HAFIZALARA KAYDEDİLDİNİZ

20 Şubat 2017 14:25
Okunma
891

7 Haziran’dan hemen sonra başlatılan süreçte çok ilginç şeylere tanık olduk, oluyoruz. Hayret, bugüne kadar birçok Ülkücüye nasip olmamış makamlara Ülkücülerin omuzlarına basarak yükselenler bu süreçte hiç yüzleri kızarmadan en ön saflarda muhalefet bayrağına sarılıp kendilerine alan açmak gayretindeler.

Bunların bazıları bakanlık, Meclis Başkan Vekilliği gibi siyasette en üst makamlarda bulunmuşlar, bazıları defalarca milletvekilliği yapmış ve yapmaktalar. Bu furyaya katılanların bazıları da ilçe, il başkanlığı, Ülkü Ocakları Başkanlığı ve Genel Başkan Yardımcılığı yapmış insanlar.

Kendilerine “değişimci” diyen bu zevat gelinen süreçte hiç bir sorumlulukları yokmuş gibi bütün sorumluluğu Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye yıkıp sütten çıkmış ak kaşık olarak Ülkücülerin karşısında arzı endam ediyorlar.Bunlara sormak lazım, dün bulunduğunuz makamlarda hangi başarıya imza attınız dabugün hiçbir şey olmamış gibi orta yerde salınıyorsunuz?

Biz biliyoruz ki, bugün “başarısızlık” diye sunduğunuz tabloda birebir sorumluluklarınız var. Önce Ülkücülere bunun hesabını vermeniz gerekmiyormu? Önce Ülkücülere bu hesabı veriniz. Sonra nereye isterseniz oraya gidiniz.

Yıllar içinde hareketin omurgasını felç ettiniz. Ülkücüler işinize geldiği zaman omuzlarına basıp yükseleceğiniz kimseler midir? Elbette kideğildir. Makam sahibi ol, para sahibi ol, hareketin tüm imkânlarını kullan sonrada hiçbir şey yokmuş gibi, muhalefet ediyorum diye ortalıkta dolaş.

Allah Allah! Öyle yağma yok, önce “başarısızlık” diye sunduğunuz tablodaki sorumluluğunuzun gereğini yerine getiriniz. Hesabınızı veriniz.

Evet! Bu işler, “Nasıl olsa rüzgâr bizden yana esiyor.” demekle olmaz.  Bu ülkede genel başkan olmak için yakışıklı ve genç olmak yetiyordu da bizim mi haberimiz yok? Bu ülkede genel başkan olmak için bol sıfırlı paralara sahip müteahhit olmak yetiyordu da bizim mi haberimiz yok? Bu ülkede genel başkan olmak için zamana ve şartlara göre taktik değiştiren strateji uzmanı olmak yetiyordu da bizim mi haberimiz yok? Bu ülkede genel başkan olmak için, siyaset arenasında ne kadar parti varsa onların hepsini gezmek, bulunduğu tüm partileri kutsamak ve gücünü okyanus ötesi sakini bir kişinin organizasyonundan almak ve nihayet siyasi kıblesi belli olmayan bir hanımefendi olmak yetiyordu da bizim mi haberimiz yok?

Bir de “yedekler” var tabii. Lazım olunca kullanılacaklar. “Ablaya bir şey olur da kongreye giremezse maazallah, seni devreye sokarız.” demiş okyanus ötesi sakini. Bekliyor arkadaş. Allah Allah, siz allemesiniz,karşınızdakiler gerzek mi? Ablan duymuş, sen duymadın mı “satranç zekâsı”nı?

Lider ne demişti? Daha işin başında? “Oyunu bozacağız!” Oyun bozulmuştur, hem de 10 Temmuz’a gelmeden. Bu değişimci arkadaşlardan zamanzaman tek tük ve cılız bir şekilde duyduğumuz “Kumpasa getirildik.” sözleri daha çok duyulacağa benziyor.

Evet! Yol arkadaşları birbirlerini ve başka birileri hepsini kumpasa getirmiştir. Ülkücü irade, 2010 Anayasa değişiklikleri oylaması sırasında kendilerine “eli kanlı katiller” diye hakaret edenleri, kasetlerle partilerine el koymaya kalkanları unutmamıştır. Ülkücü irade, 7 aydır liderleri Devlet Bahçeli ve Parti Genel Merkezi yokmuş gibi davrananları, Bilge Liderlerine“tarzan, yamuk, abbas”, Ülkücülere “yamuklar, geri zekâlılar” diyenleri unutmamıştır. Ülkücü irade, onları ve onların bugünkü figüranlarını hafızalarına kaydetmiştir.

YSK ve Yargıtay kararlarından sonra, birtakım güç merkezlerinin rüzgârıyla şişirdikleri yelkenleri biraz inenler sanmasınlar ki bu hafızadakilerbir gün hesap için önlerine konulmayacak. Bu işin sonunda “MHP arınacaktır.” Ülkücü irade bu hesapları tek tek görecektir. Yanlış hesap Bağdat’tan, pardon Balgat’tan dönmüştür. Bundan sonra da dönecektir.