Gazi Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü ÖğretimÜyesi Prof. Dr. M. Seyfettin Erol, FETÖ tarafından gerçekleştirilen başarısız15 Temmuz Darbe Girişimi’nin aslında bir "öncü darbe girişimi"olabileceğini ileri sürdü.
15 Temmuz'un travmatik sonuçları sebebiyle uzun süre ülke gündeminimeşgul edeceğini ve ipotek altına alacağını belirten Erol, "Daha doğrusugasbetmiş uğursuz bir süreç ile karşı karşıyayız. Havada uçuşan birçok sorucevabını bulana kadar da bir normalleşmeden bahsedebilmemiz mümkün değil."dedi.
Dergimize ülke gündeme ilişkin konuları değerlendiren Erol,"Bu soruların başında ise, bu başarısız darbenin bir 'öncü darbe' olupolmadığı geliyor. Açıkçası çok da haksız bir soru sayılmaz. Ortadakituhaflıklar, birtakım değerlendirmeler ve Türkiye’nin sahip olduğu jeopolitikile uluslararası konjonktür böylesi bir olasılığı fazlasıyla dikkate almayıgerektiriyor. Nitekim ortada başarısız bir darbe girişimi olmasına rağmen hiçkimse ikincinin ya da asıl darbenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinden emindeğil ve bundan dolayı da millet meydanlarda, sokaklarda alan hâkimiyetisağlamaya ve olası bir girişimi her ne pahasına olursa olsun engellemeye çalışıyor."diye konuştu.
Erol, şunları kaydetti:
"Tarihsel hafızanın bir kez daha devreye girdiği bir zamandiliminden geçiyoruz. Önemli olan buradaki 'denge' ve 'ölçü' boyutu. Yani, birsüre sonra kontrolsüz sendromların yol açabileceği birtakım olumsuz, yıkıcı,öldürücü sonuçlar ortaya çıkabilir. Ve bu tür sonuçlar hezimetin yollarınıaçabilir. O yüzden fazlasıyla dikkatli olunması gereken bir durum söz konusu.Darbe, daha çok kullandığı tank, top, uçak, helikopter vb. silahlar ve bunlarüzerinden gerçekleştirilen öldürücü, yakıcı, yıkıcı sonuçları itibarıylakonuşuluyor. Fakat burada göz ardı edilen bir şey var, o da bu darbe ilebirlikte devlete ve topluma şırınga edilmeye çalışılan ve kendi kendisini imhaettirmeye yönelik daha büyük bir felaketin
devletin ve toplumun bünyesine zerk edilmesi. Bu kapsamdadarbecilerin hedef gözetmeksizin sivilleri hedef alması ve asker ile halkıkarşı karşıya getirmesi; devletin diğer kurumlarını sanki düşman bir ülkeyibombalar gibi vurması ve çok sayıda güvenlik mensubunu şehit etmesi veyaralanmasına yol açması; hatta kendi meslektaşlarına silah çekmekten bileçekinmemesi oldukça dikkat çekici. Bunlar bir tesadüf olamaz! Darbeninzamanından önce eyleme konulması, yukarıda sıralanan eylemlerin aslındabilinçli bir şekilde yapıldığını gösteriyor. Belki de hedeflenen buydu.Dolayısıyla, burada başarısız bir darbe girişiminden ziyade, sistematik birşekilde devreye sokulan daha büyük bir darbe süreci ile karşı karşıyayız. Budarbe de onun sadece tetikleyicisi..."