Okunma
1159
TURGUT ER
Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları, Türkiye dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Azerbaycan Türkleri, Azerbaycan dışında yaşayan Azerbaycan Türkleri, Türk dünyasının Türkleri, bu yazım sizedir:
Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenleri sevmeyebilirsiniz, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler hatalar, haksızlıklar yapmış, sizlerle yeterince ilgilenmemiş ve sizleri ihmal etmiş olabilir. Ama sizler ve sizlerden sonra gelecek olan nesilleriniz ilelebet Türk ismiyle yaşayacaklardır. Vatanlarınızın adı ne ile isimlendirilirse isimlendirilsin, Türk vatanıdır.
İstiklal Savaşı'nın kazanılıp Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden yepyeni, genç, tarihte “Türk” adıyla kurulmuş üçüncü ve en büyük Türk devleti kuruldu. Üstelik yüzyıllardır sömürgecilerin göz diktikleri üç tarafı denizlerle çevrili, üç kıtayı birleştiren Anadolu topraklarında kuruldu. Binbir zorluk, binbir saldırı, binbir entrika ve binbir tecavüzden korunarak bugünlere geldi. 300 milyonluk Türk dünyasının en büyük Türk devleti oldu. Bağımsız, çağdaş, demokratik hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti; bugün yurt içinde ve yurt dışında yaşayan insanlarıyla 100 milyondur. Dünyanın gelişmiş 20 ülkesinin içindedir. Her bakımdan gelişmiş, güçlenmiş, daha da korkulan ve çekinilen bir büyüklüğü yakalamıştır. Türkiye dışındaki Türkler, devletler ve topluluklar artık "Biz Türk’üz." diyebiliyorlar. Onları komünizmle, tiranlıkla idare edemediler. Çünkü onlar; "Biz Türk’üz. Bakın Türkiye Cumhuriyeti adlı en büyük devletimiz orada." diyorlardı. Dolayısıyla ırklarını, dillerini, inançlarını, kültürlerini korudular ve bugünlere geldiler.
Şimdi 300 milyonluk Türk dünyasını temsil eden büyük Türkiye Cumhuriyeti'nin önü kesilmek, bölünmek, birlik ve beraberliği dinamitlenmek isteniyor. İçine fitneler, nifaklar sokuluyor. Gelişmesini, büyümesini engelleyecek akla hayale gelmeyen girişimlerde bulunuluyor. Daha doğduğu çağı yakalamaya çalıştığı kuruluş yıllarında başladıkları yıkım ve köstek olma oyunlarını, fırıldaklarını, Türkiye büyüdükçe onlar da geliştirerek artırdılar. Kürt isyanlarını, gericilik isyanlarını, mezhep nifaklarını denediler. Komünizmin azınlıkları ayaklandırma (Rum, Ermeni vs.), uluslararası terörizm, kır, şehir gerillası eylemlerini sahneye koydular. Dev-Genç, Doğu Devrim Ocakları, İşçi Partisi, Komünizm Partisi, ASALA, PKK gibi Türkiye ve Türklük düşmanı oluşumları hayata geçirdiler. Bunları yurt içinde ve yurt dışında finanse edip desteklediler. Bunlarla büyüyen büyük Türk devletinin önünü kesmek istediler. Bu uluslararası terör, nifak odaklarıyla yetinmediler. Ekonomik engelleri sahnelediler. Ama bir türlü menfur emellerine nail olamıyorlar.
Bu sömürgeciler nifakçılar, fitnelerini; yüzyıllardır sahneledikleri tarihî gerçeklerle bağdaşmayan bir iftira kampanyasını her yıl başka bir platformda, sömürgecilikten el çekmeyen başka bir ülkede sahneleyerek tekrarlamaktadırlar: Sözde Ermeni Soykırımı. Bu menfur iftiralarını daha Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana sürdürmektedirler. 1915'lerde Osmanlı topraklarında 1 buçuk milyondan az olan Ermeni’nin katledildiğini iddia etmektedirler. Hâlbuki isyanlar çıkararak bulundukları köylerde, kasabalarda, şehirlerde Türkleri görülmemiş gaddarlıklarla katledenler; Ermenilerdi. Ülkenin doğusunu işgal eden Rusların, İngilizlerin, Fransızların silahlandırdığı bu Ermeni çetelerinin önünün alınması için devlet Tehcir Yasası’nı çıkararak önlem almıştır. Dolayısıyla ülke içinde bir yer değiştirme tedbirini, yeni kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti'ne mal ederek sözde Ermeni Soykırımı ile suçlamaktadırlar.
Türkiye Cumhuriyeti içindeki bazı satın alınmış, hain ya da soyu sopu ayrı ve hain olan sözde profesör, sözde araştırmacı, sözde yazar, sözde romancı, sözde kültür adamı, sözde siyasetçi gibi mankurtları devreye sokmaktadırlar. Filmler, müzikler, tablolar yaptırmakta, roman yazdırmaktadırlar. Bu hainlere ödüller vererek taltif etmektedirler. "Ben de Ermeni’yim." mitingleri düzenleyip ülkemizin sokaklarında dolaştırmaktadırlar. Küçük bir cinayet olayını bahane edip yıllarca sokaklarımızı, caddelerimizi kirletmektedirler. Türkiye'ye ve Osmanlı topraklarına onbinlerce kilometre uzaklıkta olan, Türkiye'nin ve Türk’ün adını bile duymamış olan en ücra ülkelerin vilayet meclislerinden, parlamentolarından kararlar aldırmaktadırlar. Türkiye Cumhuriyeti ile aynı ittifak içinde yer aldıkları hâlde, özellikle tarih boyunca Türklerin Anadolu'dan geldikleri topraklara dönmelerini isteyen sömürgeci Avrupalıların parlamentolarında kararlar çıkarmakta, kanunlar kabul etmektedirler.
Şimdi; yukarıda değindiğimiz yurt içindeki mankurtlarına şimdi yeni bir "mankurt", çanak yalayıcı güruhunu harekete geçirdiler. Almanya'da 4 milyona yakın Türkiye kökenli, Alman parlamentosunda çanak yalayan, başlarını köhne KGB ajanı olan birisinin çektiği bir grubu devreye soktular. Yel kayadan ne alırsa bu tür hainlikleriyle büyük Türk devletinden hiçbir şey götüremeyeceklerdir.
Türkler, Türk dünyasının ayık vatanseverleri;
Sömürgecilerin mankurtluğunu yapanları daima gözleyin, takip edin, her hareketlerini engelleyin ve bunlara Türk kökenli demeyin. Çünkü onlar zaten Türk kökenli olamazlar. Yaşadığınız şehirlerde, sokaklarda, caddelerde, kahvehanelerde, lokantalarda, sinemalarda, rastladığınız her yer ve mekânda protesto edin; aşağılayın, yüzlerine tükürün. Sokaklarınıza, caddelerinize sokmayın, lokantalarınıza, kahvehanelerinize, bakkallarınıza, işlettiğiniz yerlere bunları sokmayın. Bunların adlarını tabelalara yazarak afişe edin. "Bunlar giremez." deyin ve aşağılayın bu mankurtları. Özellikle Almanya’da yaşayan Türkler! Sakın ola bunlara oy vermeyin. Vermek isteyenleri engelleyin. Çalıştığınız kitle iletişim organlarında aleyhlerinde yazılar yazın, konuşmalar yapın. Özellikle gençlerimizi bilgilendirin ve onları yönlendirin. Bu mankurtlarıcamilerinize, cemevlerinize, hanelerinize sokmayın, cemaatlerinizi bilgilendirin.
Türk dünyasının ayık vatanseverleri;
Almanya parlamentosunun bu kararını protesto edin, ülkelerinizin parlamentolarında bunların aleyhine kararlar çıkarılmasını sağlayın. Cemiyetler, dernekler kurun, konferanslar, paneller düzenleyin, sergiler açın, sosyal medyalarda her fırsatta yayınlar yapın. Misafirlerinizi bilgilendirin.
Alman parlamentosundaki bu mankurtların kaydı olsun olmasın; ülkemizin hangi şehrinde, köyünde, kasabasında kaydı varsa vatandaşlıktan çıkarılması için ilgili kuruluşlara müracaat edin ve imzalar toplayın.
Almanya'daki bu karar bir daha göstermiştir ki ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya başta olmak üzere sömürgeciler hiçbir zaman Türk dünyasının, özellikle büyük Türkiye Cumhuriyeti'nin gelişmesini, büyümesini engellemek için her türlü çareye başvuracaklardır. 300 milyonluk Türk dünyasının birliğini, beraberliğini engellemek için her türlü fitne fesattan istifade edeceklerdir. Türk dünyasında yaşayanların vatansever olması yeterli değildir. Ayık vatansever, milletsever olmaları gerekmektedir.
Değerli Türkiye ve Azerbaycan Türkleri;
Almanya soykırımı kabul etti ve Yeşiller Partisinin başkanı olan Cem Özdemir'e tepki var. Alman parlamentosundaki “Türk milletvekillerinin” oylamadaki tutumundan bahsediliyor. Hayır yanlış. Çünkü bu kişi mankurttur! Lütfen bu adama Türk kökenli demeyin, bunun akrabalarına da ailesine de demeyin. Bunun kökeni bellidir ve Türk kökenli değildir. Önceleri Rus KGB'sinin Almanya'da yetiştirip ve bir mankurt olarak büyüttüğü projedir. Alman Meclisine malum menfur önergeyi hazırlayan, bu mankurttur. Söz siyasetinin ve hizmetkârlığının neticesi olarak bu önergeyi hazırlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti; bu önergeye "Evet." diyen sömürgeci Almanlara neticesi ne olursa olsun, misliyle karşılığını vermelidir.
Benim bu çağrıyla esas hedeflediğim, Almanya'da yaşayan 4 milyon ve Almanya'nın etrafındaki ülkelerde yaşayan 4 milyondan fazla Türk’tür.
Kendisini Türk kökenli milletvekili olarak tanıtan, sizlerden oy isteyen ve bunlara oy veren ahmak ve hainleri hedef alın. Gördüğünüz yerde onların yüzüne bu tabloyu vurun. Bunları bir daha yanınıza yaklaştırmayın, seçim zamanlarında onların aleyhine ne gerekirse yapın.
Kullandığınız sosyal medya araçlarında ve kaleme aldığınız yazılarda, onlara layık oldukları şekilde hitap edin. Süratle sokaklara dökülüp kitlesel mitingler düzenleyin. Camilerinize, cemevlerinize devam edenleri bilgilendirin, onları bu konuda teşvik edin.
Bu olay, Türk dünyasının birlik ve beraberlik içinde olması bakımından bir fırsattır, bu fırsatı değerlendirin.
Bir çağrım da devletimizin görevlilerine...
Alman parlamentosundaki bu 11 mankurt hakkında savcılarımız, vatana ihanetten acilen dava açmalıdır. İçişleri Bakanlığı kırmızı bülten çıkarmalı, yurda girişleri yasaklanmalıdır. Bunların bölücü terör örgütüne verdikleri destek de unutulmamalıdır. Bunlar gümrük kapılarında yakalanıp savcılığa teslim edilmelidir.