MHP Lideri Devlet BAHÇELİ: “Türkiye’nin AB’ye girmesi, devenin iğne deliğinden geçmesi kadar imkânsızdır.”

“ “Eğer bir sorunla ilgili çözüm olacaksa bu, her şeyden önce adil ve hakkaniyete müzahir olmalıdır.” „

26 Temmuz 2016 11:38
Okunma
985
MHP Lideri Devlet BAHÇELİ: “Türkiyenin ABye girmesi, devenin iğne deliğinden geçmesi kadar imkânsızdır.”

 

 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin son grup toplantısında dış politika gündemini değerlendirdi.
Birleşik Krallık’ta, 23 Haziran 2016 günü AB’nin geleceğiyle ilgili tarihî bir referandum gerçekleştiğini hatırlatan Bahçeli, Britanya halkının %51,9’luk bir oy oranıyla 43 yıllık AB macerasına son verdiğini belirtti.
Devlet Bahçeli şöyle konuştu:
“Bu referandum, hem bu ülkede hem de Avrupa siyasetinde büyük bir yankı bulmuş, uluslararası dengeleri doğal olarak sarsmıştır. Öncelikle halkın kararına saygı duyulmalıdır. Birleşik Krallık AB’yle ortak bir gelecek görmemiştir. Brexit oylaması, AB’ye yönelik güvensizlikleri derinleştirmiştir. Birleşik Krallık başbakanının referandum kartını devreye koyarak AB’de kalıp kalmama tercihini halkına sorması, taşları yerinden oynatmıştır. Bu ülkede 50 yaş altındaki kuşağın AB’ye olumlu tavrı, 50 yaş üstünün ise olumsuz ve soğuk bakışı aynı zamanda bir kutuplaşmanın da işareti olmuştur… AB için 23 Haziran öncesiyle sonrası arasında artık derin bir uçurum söz konusudur. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylemek için kâhin olmaya da gerek yoktur.”
MHP Lideri Bahçeli, meselenin Türkiye’yi ilgilendiren diğer bir yüzü bulunduğunu, bunun da samimiyetle ve millî vicdan eşliğinde yorumlanması gerektiğini vurguladı.
Devlet Bahçeli, “23 Haziran öncesi Britanya vatandaşları ‘Türkler gelecek.’ diye korkutulmuş, muhtemel göçmen akışı olacak iddiasıyla demokratik tercihleri çarpıtılmıştır. Bu; bize göre milletimize, Türklüğün haysiyetli ve vakarlı mevcudiyetine ağır bir hakaret ve cürümdür. İngiliz kibir ve kurnazlığı tesirlerini bir kez daha göstermiştir. AB ile yollarını ayırmak için bahane arayan bu ülkenin Türklüğe çamur atması, Türkleri aşağılaması, utanmazlık ve küstahlık örneğidir.” dedi.
Türkleri öcü gibi gösterip nefret suçu işleyenlerin, asırlarca taşıdığı kirli mirastan bir şey kaybetmemesinin ayıplı ve alçaltıcı bir handikap olduğunun altını çizen Bahçeli; referandum sürecinde, Birleşik Krallık başbakanının da iyi bir sınav veremediğini ve layığını bularak üç günde kurumuş bir ağaç gibi devrilip gittiğini söyledi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Şunu herkesin görmesi lazımdır ki, AB’nin yapısı fiilî bir Hristiyan kulübü şeklindedir. Eğer AB’nin iddia edildiği gibi bir gelecek vizyonu varsa, buna göre temellenecektir. AB’nin, Müslüman Türk milletini bu nüfus ve değerler yapısıyla kabullenmesi zannederim mümkün değildir. Biz ne yaparsak yapalım; millî ve manevi kabullerimizden taviz vermeden, egemenlik haklarımıza sırt çevirmeden, Türklüğümüzü ve Müslümanlığımızı inkâr etmeden AB’ye girmemiz, devenin iğne deliğinden geçmesi kadar imkânsızdır.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir ülkenin dış politikasını tayin eden en önemli faktörlerin; coğrafyası, jeopolitik konumu, millî ve tarihî referansları olduğunu belirtti.
Bahçeli, daha sonra şu görüşleri ifade etti:
“Dış politikanın hedefi; eldeki tüm imkânlar kullanılarak ülkenin güvenlik, siyasi, ekonomik ve kültürel çıkarlarının savunulması, geliştirilmesi olmalıdır. Belirlenmiş bir amaca ulaşmak için taktik ve stratejilerin çatısı iyi kurulmalıdır. Herhangi bir sorunun çözümünde iki taraf ülkenin aynı anda kazançlı çıkması, yani ‘Kazan kazan.’ sloganının gerçekleşmesi, uluslararası ilişkilerin ruh ve akışına istisnalar dışında uygun değildir. Her iki tarafın kazanması ancak tarafların çıkarları arasında bir denge kurulmasıyla mümkündür ki bu da kolay olmayacaktır. Eğer bir sorunla ilgili çözüm olacaksa bu, her şeyden önce adil ve hakkaniyete müzahir olmalıdır.”
Hükûmetin İsrail’le vardığı anlaşmayı da eleştiren Devlet Bahçeli, bugüne kadar İsrail hakkında gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerekse hükûmet sözcülerinin yaptığı sert açıklamaların hiçbir karşılığının olmadığını anlattı.
Bahçeli, şöyle dedi:
“Madem İsrail’le anlaşılacak, barışılacak, kucaklaşılacaktı; bunca sert söze bunca su katılmamış hakarete ne gerek vardı? Geçmişteki sözleri nereye koyacağız? Bu keskin çarkı nasıl izah edeceğiz? Teröristlerde onur ve gurur arayanlar, dış politikada ne ilke ne seviye ne de inandırıcılık bırakmışlardır. AKP hükûmeti hangi İsrail’le anlaşmıştır? Gazze’yi yakıp yıkan; Doğu Kudüs’te terör estiren; fosfor bombalarını Filistin’in üzerine yağdıran İsrail nereye gitmiş; katliamlar ne çabuk unutulmuştur? Geçen hafta da söyledim; ülkeler arasında kalıcı dostluk ve düşmanlık olmaz. Fakat son yedi yıllık sözleri ne yapacağız, nasıl yok sayacağız? İsrail’in lekeli sicilinin temizlendiğini nasıl kabulleneceğiz?”
Milliyetçi Hareket Partisinin İsrail’le ilişkilerin iyileşmesinden ve makul bir çerçeveye oturmasından prensipte rahatsız olmadığını kaydeden Bahçeli, “Bizim söylediğimiz karşılıklı çıkarların gözetilmesidir. Bizim istediğimiz geçmişteki sözlerin çiğnenmesinden dolayı hiç olmazsa aziz milletimizden özür dilenmesi veya pişmanlık emarelerinin gösterilmesidir. Aynı şey Rusya’yla ilişkiler için de geçerlidir… Türkiye-Rusya ilişkilerinin canlanması tabii olarak olumlu ve isabetlidir. Ama 24 Kasım 2015’te düşürülen Rus uçağının egemenlik haklarımızı ihlal ettiğini hiç kimse inkâr edemeyecektir. Sayın Erdoğan’ın hamlesi karşılıksız kalırsa, Türkiye tek taraflı boyun eğmiş olacaktır. Bu ise Türkiye’nin oyuncağa dönmesine, hiçbir yaptırım ve caydırıcılığının kalmadığına kanıt sayılacaktır. Şayet bu olursa ortada çok ciddi bir kriz var demektir ve Türkiye her türlü iç ve dış operasyona açık ve müsait hâle gelecektir. Dış politikada sabır, dirayet ve ihtiyat şarttır.” ifadelerini kullandı.