Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, milletvekili dokunulmazlığı ile ilgili Anayasa değişikliği için referanduma gidilmemesinin isabetli bir karar olduğunu belirterek "Zor bir dönemden geçiyoruz. Gidilseydi eğer hem toplumdaki tartışmalar büyük hem de kutuplaşma artardı." dedi.
Söz konusu düzenlemenin hukuka ve Anayasa’ya aykırı olduğunu öne süren Şen, şunları kaydetti:
"Bütün uyarılarımıza rağmen Meclisten geçti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tekrar görüşmek üzere Meclise iade etmeyeceği ve referanduma sunmayacağı dikkate alındığında bu andan itibaren Resmi Gazete'de yayımlanacak. O andan itibaren bir milletvekili hakkındaki bulunan bir dokunulmazlık dosyası Meclise geldiğinde 15 gün içinde geldiği yere iade edilecek. O milletvekili herhangi bir vatandaş gibi sorgulanıp yargılanabilecek. Dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili, ceza mahkemesinin öngördüğü prosedür gereği gerekirse yakalanıp gözaltına alınabilecek ve tutuklanabilecek."
Prof. Dr. Şen, 1995 yılında da DEP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırıldığını hatırlatarak "Ancak bu dönem, 1995'deki dönemden çok farklı. Çünkü o dönemde kürsü dokunulmazlığı dahi ihlal edilmişti." diye konuştu.
Bu defa da Anayasa’ya aykırı bir prosedürün izlendiğini ileri süren Şen, "Aleyhe tasarrufun bu şekilde olması kesinlikle kabul edilemez. Siyaset hukukun önüne geçmiş durumda. Bu şekilde yapılan bir Anayasa değişikliği, kesinlikle bir Anayasa değişikliği değildir ve değişen bir Anayasa maddesi de yoktur. Geçici bir düzenlemedir.” dedi.
Ersan Şen, şöyle devam etti:
“Kimse bunu bir Anayasa değişikliği sanmasın. Gerekçe şu: 'Dokunulmazlık dosyaları çok birikti.' Hukuki olmayan gerekçelerle ve bu tür toptancı bir anlayışla yarın başkalarına yönelik olarak geçmişe dönük olarak bir uygulamanın önü açılmış oldu. Bundan sonra olacak olan şudur: Hiç kimse yargıya güvenemez. 52 milletvekili imza verirse HDP Anayasa Mahkemesine başvuru yapabilir. 110 milletvekili bulunursa Anayasa Mahkemesine Anayasa’ya aykırılık davası için iptal davası açılabilir. Usul yönünden dava açılabileceği gibi, insan haklarına aykırılık gerekçesiyle bireysel olarak da dava açılabilir. Bu düzenleme artık kabul edildi ve Cumhurbaşkanı bu andan itibaren iade etmez. Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra Meclis iade prosedürünü işletecek. 15 gün içinde yargı makamları yasal şartların varlığı hâlinde yasaların kendilerine tanıdığı yetkilere dayanarak yargılama sürecini başlatabilecek. Keşke bu yöntem değil de tam olarak dokunulmazlığın kaldırılması yöntemi izlenseydi. Keşke karma komisyon zamanında dosyaları ele alıp inceleyip gereğini yapsaydı. Bu yöntem yarın başka yanlışların yapılma ihtimaline yol açabilecek. Artık olan oldu. İleride nelerin olacağını hep birlikte göreceğiz. Biz hukukçular olarak söylüyoruz, uyarıyoruz ama bizi ciddiye almıyorlar. Bu saatten sonra ok yaydan çıkmış durumda. Meclis prosedürü başlayacak. Milletvekilini zorla getirme ve yakalama yargıcın takdirine bağlı olacak. Mecliste keşke bugüne kadar bu dosyalar biriktirilmeseydi. Peyderpey bunların gereği yapılsaydı."