Tebriz Araştırmaları Enstitüsü, Ankara’da törenle hizmete açıldı.
Törende konuşan Eski Azerbaycan Kültür Derneği Başkanı ve Eski Bakan Cemil Ünal, “Bir gün İran’ın Türk toprağı olduğu anlaşılacak.” dedi.
Ünal, şöyle konuştu:
“Tebriz yalnız bir bölgenin adı değil; Türk dünyası ve Türklüğün mührüdür, merkezidir. Tebriz Araştırma Enstitüsü yalnız Tebriz civarını araştıran bir müessese olmamalı. Çünkü orada Türk’ün bin yıllık geçmişi vardır. Selçuklular var, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler var. Yani Türk dünyasının doğuş yeri Tebriz'dir. Onun için bu güzel müessese, sanıyorum Türk dünyasına ve bizim geçmişimize ışık tutacak, gerçek anlamda İran'ın da bir Türk toprağı olduğu bu araştırma sonucunda elbette ki ortaya çıkacaktır. İran'ın her karış toprağında gerek kültür bakımından gerek oraya medeniyet götürmesi bakımından gerekse idari bakımından elbette ki Türk’ün büyük hakkı vardır. Biz istiyoruz ki artık yavaş yavaş İran, gerçek manada Türk devleti olabilmelidir. Dünyanın hiçbir yerinde azınlık bir dilin, devlet dili olduğu görülmemiştir. O hâlde gerçek manada o bölgenin hakiki sahibi ve geçmişi Türklükle ilgilidir. Ben buna inanıyorum ki gerçek Türkler, yakın bir zamanda kendi ana toprakları olan Türk İran'ı elbette ki ellerinden alacaklardır. Geçmişin devamı olan Türk devletini İran'da gerçekleştireceklerdir. Ben bu bakımdan arkadaşlarımı yürekten kutluyorum.”
Tebriz Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Mehmet Rıza Heyet de açılışta yaptığı konuşmada, Türk ve İran halklarının birbirine çok yakın kültürlere sahip olduğunu belirterek "Buna rağmen iki ülke birbiri hakkında çok az bilgiye sahip. Şartlar artık değişti. Birbirimizi daha çok tanımaya mecburuz ve biz buna gönüllüyüz." dedi.
Enstitünün; bir ihtiyaçtan doğduğunu ifade eden Mehmet Rıza Heyet, şunları söyledi:
“14 yıl önce Türkiye'ye geldiğimden itibaren böyle bir merkeze ihtiyaç olduğunu arkadaşlarımla birlikte hissediyorduk. Hem Ankara hem İstanbul hem de diğer şehirlerde böyle bir merkezin açılması için uzun süredir çaba gösteriyorduk. Ankara’da böyle bir merkezi açmak ise bugüne kısmetmiş. Türkiye'de özellikle İran'la ilgili bazı bilimsel çalışmaların dışında birçok çalışmanın maalesef ikince el kaynaklara, Batı’dan bize sunulan veri ve kaynaklara dayanarak tahrip edildiğini görüyoruz. Bugün bölgemizdeki olaylara baktığımızda bu yanlış analizlerin nasıl sonuçlara vardığını, bizim istemediğimiz yerlere çekildiğini görebiliyoruz. Bundan sonra buna benzer durumlarda daha dikkatli ve daha bilgili bir şekilde daha doğru tahlillerle yürümemiz için böyle bir enstitünün açılmasına karar verdik. Aslında Tebriz Araştırmalar Enstitüsünün amacı; başta İran'da yaşayan Türklerin bulunduğu coğrafyalar ile onların ilişkide bulunduğu alanlar olmak üzere o konularla ilgili bilimsel, akademik, sosyal ve kültürel araştırmalar yapmak, bunları projelendirip uygulamaya sunmaktır. Umarım ki bugünden başlayarak bu ağır sorumluluğun üstesinden layıkıyla gelmeye çalışırız.”