“Türkiye bu coğrafyada güçlü bir aktör olmadığı, bu iddiasını ortaya koymadığı sürece kendisi de ayak altında kalır. Buraya mensubiyet duyan Türkmen'i de Kürt'ü de Arap'ı da ayak altında kalır.”
Eski MHP Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, bir Türkmen olarak Türkiye'nin Suriye politikasına itiraz ettiğini belirtti.
Sınır ihlali gerekçesiyle Rusya'ya ait savaş uçağının düşürülmesinden sonraki gelişmeleri değerlendiren Şandır, "Bölgede şu anda küresel bir oyun oynanıyor. Amerika gitmiş Kürtlerin, Rusya da gitmiş Nusayrilerin arkasında duruyor. Türkmenleri ve Suriye halkını öldürerek pozisyon almaya çalışıyor." dedi.
Şandır, daha sonra şu değerlendirmelerde bulundu:
"Rusya diyor ki 'Siz bilinçli olarak benim uçağımı düşürdünüz.' Türkiye'nin, Orta Doğu coğrafyasında hiç pozisyon almaması mı gerekiyor? Rusya gelip burada Suriye rejiminin arkasında durarak bu ülkenin muhtemel geleceğinde güç sahibi olmaya çalışıyor. Bizim de orada soydaşlarımız ve akrabalarımız var, Kürt ve Arap soylu vatandaşlarımız var. Rusya bunları öldürüyor. Türkiye buna itiraz etmeyecek mi? Suriye topraklarını 400-500 yıl yönetmiş olan Türkiye'nin de bir pozisyon alması gerekiyor. Ama Türkiye, baştan beri yanlış yaptı. Hem Türkmen hem de siyasetçi olarak Türkiye'nin Suriye politikasına itiraz ediyorum. Türkiye bu coğrafyada en azından kendi egemenliğini savunacak bir varlık ispatı yapmalıdır. Yani yolgeçen hanı değil ki bizim sınırlarımız. Suriye bile uçağımızı düşürüyor."
Rusya'nın “Orada cihatçı teröristler var, ben bu teröristleri vuruyorum.” iddiasında bulunduğunu hatırlatan Şandır, bunun gerçeği yansıtmadığını ifade ederken şunları kaydetti:
“Ama işin gerçeği şu: Rusya’nın vurduğu yerde eli silahlı olan insanlar, o toprağın çocukları Türkmenler. Biraz yukarıda Türkmen Dağı diye tabir edilen yerler var. Oralarda da başkalarını vuruyor. Rusya'nın iddiaları bilgi kirliliğine dayanıyor. Çünkü elinde bir bilgi filan yok. Rusya, Türkmenlerin içinde Çeçen direnişçilerin olduğunu iddia ediyor. Ben bölgeyi iyi bilen birisiyim. Bucak bölgesi zaten rejimin kendi kontrolünde... Bayır bölgesinin büyük kısmında defakto bir durum söz konusuydu yakın zamana kadar. Bir saldırı ve top atışı yoktu. Türkmenler de kalabildikleri kadar kendi köylerinde bulunuyor ve eli silah tutan insanlar kendi imkânlarıyla köylerini koruyordu. Hem rejime karşı hem de IŞİD dâhil diğer terörist unsurlara karşı koruyorlardı. Bizim bölgemizde şu anda el Nusra’sı da yok, IŞİD de yok. Kafkasya'dan gelen o mücahit veya cihatçı gruplar olabilir. Rusya bugün Bayır-Bucak bölgesini bombalıyor. Rusya neden yapıyor bunu? Çünkü rejime alan açmak istiyor. Bunu da dikkate aldığımız takdirde Türkmenleri korumak hassasiyetiyle uçağın düşürülmesi bir Türkmen olarak beni memnun eder. Uçağın düşürülmesi bana göre bir siyaset meselesi. Burada Türkiye'nin bir varlık ispatı söz konusu. Türkiye angajman şartlarını 2012’de değiştirdi. Bildiğim kadarıyla Suriye hududu içinde 5 kilometre kadarlık bir alanda herhangi bir uçuş olmayacak. Bizim sınırlarımıza yaklaşmayacak, yaklaşanı bir tehdit olarak göreceğiz.”
“TÜRKİYE ‘BEN VARIM’ DEDİ”
“Türkmenleri öldürüyorlardı onun için uçağı düşürdük.' tezi Türkiye'yi çok zor duruma sokar.” diyen Şandır, şöyle devam etti:
“Bu söylem bizim elimizi zayıflatırken Rusya'nın elini güçlendirir. Biz seviniriz ama bizi zor duruma sokar. Başka bir sebep geliştirmek lazım… Güneyimizde bulunan 800 küsur kilometrelik hudutta, vatandaşlarımızın ve akrabalarımızın yaşadığı bu coğrafyada bir küresel oyun oynanıyor. Bu oyunun bir tarafında Amerika diğer tarafında ise Rusya var. Şimdi İran'ı da aldılar. Acaba kapalı kapılar arkasında Rusya ile Amerika anlaşarak Sevr'den yarım kalan Sykes-Picot Anlaşması çerçevesinde burada bir Kürt koridoru, Akdeniz'e ulaşan bir koridor açabilmek için bunu engelleyen Türkmen bölgelerinde bir etnik temizlik mi yapmaya karar verdiler? Siz diplomasinizi, kararlılığınızı ve tavrınızı ortaya koymazsanız muhataplarınız sizi ciddiye almazlar."
Mehmet Şandır, Türkiye'nin IŞİD'le mücadele adı altında İncirlik Üssü'nü Amerika'ya açtığını hatırlatarak şu görüşleri ifade etti:
"Ama aynı Amerika 800 küsur kilometrelik Suriye hududunun 700 kilometresini PKK'ya tahsis etti. Kararlılığımızı burada göstermemiz lazım. Türkiye'yi suçlayarak yorum ve değerlendirmeler yapmamak lazım. Bu sonucun sorumlusu siyasi iktidardır. Sebebi yanlış politikalardır. Suçlusu bu kararları veren kişilerdir, bakandır, başbakandır. Sonuç itibarıyla söz konusu olan Türkiye'dir. O sebeple doğruları söylerken sonuca zarar verici bir tavır içinde olunmaması gerekir. Ama Türkiye bu coğrafyanın bir köklü devleti olarak kendi egemenliğini savunmalı ve bu coğrafyadaki sorumluluklarının arkasında durmalıdır. Türkmenlerin arkasında durmayan bir Türkiye düşünülemez. İtiraz ettiğim hadise şu: Türkiye bu coğrafyada güçlü bir aktör olmadığı, bu iddiasını ortaya koymadığı sürece kendisi de ayak altında kalır. Buraya mensubiyet duyan Türkmen'i de Kürt'ü de Arap'ı da ayak altında kalır. Onun için Türkiye'nin uçak düşürme olayında ortaya koyduğu eylem, 'Ben de varım.' demektir. İlla gidin savaşın, bir uçak düşürün demiyorum ama bir kararlılık gösterisi bakımından Türkiye'nin tutumunu doğru buluyorum."