Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, katıldığı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 4. Olağan Genel Kurulunda çarpıcı tespitlerde bulundu.
Yokuş, “Hatırlanacağı üzere 2008 yılında Sosyal Güvenlik Reformu adı altında getirilen düzenlemelerle SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur; Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altında birleşti. Bu reformun sosyal ve ekonomik yansımalarına değinmeden önce aradan geçen neredeyse sekiz yıla rağmen saydığım kurumlarda çalışanların bir türlü gerçek anlamda tek çatı altında toplanamadığı, çalışanlarının sorunlarının bir türlü çözülemediği, bir kurum kültürünün tam olarak sağlanamadığı da göz ardı edilmemeli ve bu durma da bir çözüm getirilmelidir.” dedi.
Sosyal güvenliğin; toplumu ayakta tutan, yoksulluğa karşı koruyan, hastalık, sakatlık, yaşlılık ve ölüm gibi durumlarda vatandaşlara güvence teşkil eden en önemli sistem olduğunu hatırlatan Yokuş, bugün SGK'nin kaynaklarının özel hastanelere akıtıldığını ifade etti.
Yokuş, şunları söyledi:
"Uzun yıllar ülke vatandaşına hizmet etmek, sosyal güvenlikteki bütün sorunları çözmek gayesiyle; köklü bir reform, güzel günlerin habercisi vaatleriyle çıkarılan Kanun, sürekli değiştirildi. Yapılan değişikliklerle birlikte özellikle sağlık hizmetlerinin özel sektör eliyle gördürülmesini önceleyen politikalar yüzünden kurumun sağlık harcamaları arttı ve kaynaklar özel hastanelere aktı. Hayati hizmetleri topluma sunmakla mükellef olan Sosyal Güvenlik Kurumunun da önce kendi işleyişi, sonra da sunduğu hizmetler bakımından kaliteyi, etik değerleri, adaleti ve güveni yakalaması son derece önemlidir. 77 milyonluk bir kitleye karşı adil, erişilebilir, güvenli hizmet sunma gayreti içinde olan bir kurumdan kendi çalışanlarına da benzer bir ortam yaratması, beklenen bir şeydir. Elbette bu büyüklükte bir kitleye kaliteli ve kesintisiz bir hizmet sunumu için teknolojinin etkin kullanımı son derece önemlidir. Ancak ne kadar teknoloji kullanılırsa kullanılsın hizmeti sağlayan insan, yani çalışandır. Bu nedenle hizmette kalitenin yolu, hizmeti sunanların mutluluğu ve yetkinliğiyle de doğrudan ilgilidir. Sosyal güvenlik sisteminin tek çatı altında toplanmasıyla birlikte, paydaşların yönetimde etkin rol alması ve katılımcı bir yönetim anlayışı ne yazık ki bugüne kadar sağlanamamıştır. Özellikle ilk çıkarılan yasal düzenlemelerden geriye gidiş söz konusu olmuş, paydaşların da temsil edildiği SGK Yönetim Kurulunun etkinliği ortadan kaldırılmış, yönetim kurulu üyelerinin yetkileri azaltılarak şeffaf yönetim anlayışı ortadan kaldırılmıştır."