KORKU, ŞİDDET VE GERİLİM POLİTİKASI TUTTU

09 Aralık 2015 13:46
Okunma
1192
KORKU, ŞİDDET VE GERİLİM POLİTİKASI TUTTU

 
 
AKP, 1 Kasım 2015 Pazar günü yapılan Türkiye'nin en kritik milletvekili genel seçimini sürpriz bir şekilde kazandı. İki seçim arasında geçen 5 ayda Türkiye’de olağanüstü bir süreç yaşandı. 7 Haziran’dan sonraki 5 aylık süre içinde IŞİD'in Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç ve Ankara'daki bombalı saldırılarıyla PKK’nın güvenlik kuvvetlerimize yönelik gerçekleştirdiği hain saldırılar, 1 Kasım öncesinde Türk milletinde travma yarattı. Korku, kamuoyunu âdeta esir aldı. Bu psikolojiyle sandığa giden seçmen, koalisyondan korktuğu için AKP'ye tek başına iktidar yetkisi verdi. Böylece ecele faydası olmayan korku, AKP'ye fayda sağladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin seçim taktiği, 7 Haziran'dan sonra yaşanan “canlı bomba saldırıları, katliamlar, şehitler, şantajlar, dış düşman, savaş ve ekonomik kriz tehdidi” sebebiyle başarılı bir şekilde hayata geçti. AKP, terör ve kaos korkusunun egemen olduğu bir atmosferde seçim zaferi elde etti. Koalisyondan ve olası istikrarsızlık ortamından korkan seçmen, AKP'yi tek başına iktidara taşıdı. Böylece Türkiye'ye tek parti rejimi yeniden hayata geçti ve bütün ipler Erdoğan’ın elinde toplandı.
1 Kasım seçim sonuçları AKP iktidarını ülkeyi daha büyük gerilimlere ve kutuplaşmalara sokacağını düşünen kesimlerde doğal olarak tedirginlik yarattı, umutsuzluğu körükledi. 7 Haziran’da koalisyon mesajı veren seçmen, 1 Kasım'da AKP'yi tek başına iktidara taşıyarak bir anlamda "Koalisyona hayır!" dedi.
Körüklenen istikrarsızlık korkusuyla seçmenin AKP’ye yönelmesine sağlayan en önemli iki faktörden birincisi bölücü terör örgütü PKK’nın, ikincisi de terör örgütü IŞİD’in eylemleriydi.
7 Haziran'dan sonra Türkiye'nin üzerine bir terör belası çöktü. Teröristler, başkentin göbeğine kadar sızarak Türkiye tarihinin en büyük kıyımını gerçekleştirdi. Bu da iddiaya göre AKP'ye yaradı. Hatırlanacağı gibi Başbakan Ahmet Davutoğlu, 103 kişinin hayatını kaybettiği Ankara katliamından birkaç gün sonra yaptığı açıklamada, bu olayın AKP'nin oylarını artırdığını ifade etti. “7 Haziran Seçiminde başarılı olamadığımız için kaos ortaya çıktı." duygu ve düşüncesini yayan AKP, psikolojik savaş sonucunda 1 Kasım Seçimlerinde beklemediği bir başarı elde etti.
Seçim öncesinde yandaş kamuoyu araştırma şirketlerince yapılan bütün anketlerde en fazla %45 olacağı öngörülen AKP’nin aldığı oyların %49'u geçmesi; seçmenler dâhil, bütün partilileri şaşırttı.
7 Haziran Seçimlerinde partinin oyu %40'lara düştüğü için Erdoğan tarafından eleştirilen Davutoğlu, bu seçimlerde oyunu %9 oranında artırarak elini güçlendirdi. Ancak Erdoğan'ın AKP'nin üzerinden elini çekmeyeceği bu sebeple önümüzdeki süreçte iki isim arasında çekişmenin yaşanacağı, bunun da var olan ekonomik ve siyasi krizi daha da artıracağı ileri sürülüyor. Bu krize paralel olarak artacak olan baskıların, vatandaşa "istikrarın gereği” olarak sunulacağı ifade ediliyor.
 
PKK VE IŞİD, AKP’NİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRDÜ
Bu süreçte PKK ve IŞİD de çok büyük rol üstlendi. İki terör örgütünün katliam ve cinayetleri, AKP’nin ekmeğine yağ sürdü. Seçmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, "400 vekil verseydiniz bunlar olmazdı." şantajına inandırıldı. Gerilim siyaseti yürüten AKP, 7 Haziran öncesinde olduğu gibi bu seçimde de toplumu kutuplaştırmayı sürdürdü.
AKP, 1 Kasım Seçimi öncesinde başarılı bir toplum mühendisliği yürüttü. Birtakım karanlık çevreler tarafından sinsice bir oyun kurgulanarak terör ve kaos ortamı oluşturuldu. Böylece iflas etmiş olan AKP'nin bütün yanlış icraatının üstüne perde çekildi.
1 Kasım Seçiminin sonucunu belirleyen bir diğer önemli faktör de devletin görünen ve görünmeyen bütün imkânlarının alabildiğine kullanılması oldu. AKP’nin bu imkânlara sahip olması sonucunda, eşitsiz ve adaletsiz bir seçim gerçekleşti.
 
TERÖR, AKP’NİN OYLARINI DÜŞÜRMESİ GEREKİRKEN ARTIRDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 askerimizin şehit olduğu PKK'nın Dağlıca'daki saldırısını değerlendirirken "400 vekil verilseydi bunlar olmazdı." ifadesini kullandı. 7 Haziran'dan sonra milletin üzerinde korku ve dehşet fırtınası estirilmeye başlandı. Terör, şehit cenazeleri, bombalamalar, dolardaki yükseliş ve Türk parasının değer kaybı, ekonomik kriz, milleti esir aldı. Bütün bu terör olayları ile AKP'nin oy kaybedeceği düşünülürken, tam tersi oldu. Haziran’dan sonraki koalisyon görüşmelerinden sonuç çıkmayıp 1 Kasım'da yeniden seçim yapılacağı açıklanınca, millette derin bir sessizlik başladı.
Bu arada korku ve dehşet operasyonu muhalefet partilerine yönelik de yürütüldü.
7 Haziran'dan 1 Kasım'a kadar yaşananlar, sandıkta sonuçların değişmesine yol açtı. 20 Temmuz'da meydana gelen IŞİD'in canlı bomba saldırısında 34 kişinin yaşamını yitirdiği Suruç'ta 7 Haziran'da %15,6 oy alan AKP, oylarını 1 Kasım'da % 28,4'e yükseltti. Bombalı saldırıda 53 kişinin hayatını kaybettiği Reyhanlı'da 7 Haziran'da %63 oy alan AKP, 1 Kasım'da %71,5'e yükseldi. Ankara'da 10 Ekim'de yapılması planlanan barış mitinginde 103 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının gerçekleştiği 2. bölgede, 7 Haziran'da %47,4 oy alan AKP, 1 Kasım'da oyunu %55'e yükseltti. HDP'nin Diyarbakır mitinginde meydana gelen bombalı saldırıda 5 kişi öldü, 400'ü aşkın kişi de yaralandı. Patlama sonrası HDP 7 Haziran Seçiminde %79,06, AKP de % 14 oy aldı. 1 Kasım'da HDP %73'e gerilerken, AKP %21'e yükseldi.
 
AKP, KAMUOYUNU KOALİSYONLA KANDIRDI
7 Haziran’dan sonra AKP, koalisyonu istiyormuş görünerek kamuoyunda olumlu algı yarattı.  Ayrıca Erdoğan da 7 Haziran'ın aksine meydanlara fazla inmemeye çalıştı. 7 Haziran Seçimlerinde AKP'nin izlediği kirli siyaset sonucu, özellikle bölücü terör örgütü PKK ile görüşmeleri sebebiyle iki parti arasında gidip gelen %3'lük duyarlı ve muhafazakâr oylar MHP'ye gitmişti. Bunun üzerine Erdoğan, yeniden seçimi dayatarak koalisyon hükûmeti kurulmasına engel oldu. Stratejisini öncelikle bu %3'ü geri alma planı üzerine kuran Erdoğan, 7 Haziran'dan hemen önce PKK’nın siyasi kanadı HDP ile birlikte hazırladığı Dolmabahçe Deklarasyonu’nu çöpe attı. PKK ve IŞİD’in terör eylemleri de artış gösterince Erdoğan ve AKP seçim stratejisini uygulama zemini buldu. Koalisyonun kurulmasını önleyip ülkeyi yeniden seçime götüren Erdoğan, bu kararında olumlu sonuç alınca kendine olan güveni iyice arttı. Böylece 17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Olaylarıyla bağlantılı ilişkilerin aydınlatılması başka bir bahara kaldı.