MHP Gaziantep Milletvekili Ümit ÖZDAĞ: “ANKARA KATLİAMINI YABANCI BİR İSTİHBARAT SERVİSİ PLANLADI.”

21 Kasım 2015 12:01
Okunma
977
MHP Gaziantep Milletvekili Ümit ÖZDAĞ: “ANKARA KATLİAMINI YABANCI BİR İSTİHBARAT SERVİSİ PLANLADI.”

 
 
MHP Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ; Ankara Katliamı’nın, bölücü terör örgütü PKK ile aşırı dinci terör örgütü IŞİD arasında devam eden çatışmanın sonucunda meydana geldiğini belirtti.
IŞİD tarafından yapılan katliamın yabancı bir istihbarat servisince planlanmış olabileceğini ileri süren Özdağ, “Hedefini çok iyi belirleyen IŞİD, Ankara'da Alevi Bektaşi ve CHP'li kitleye saldırdı.” dedi.
Özdağ, katliamla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ben bu olayın arkasında bir istihbarat servisinin olduğunu düşünüyorum. Suruç'la başlayan çok iyi bir hedef analizi var. 1 Kasım süreci sonrasında PKK yeniden büyük bir ayaklanma başlatma hazırlığında bulunuyor. Geçtiğimiz dönemde bunun altyapısını çok iyi oluşturdu. PKK, önümüzdeki yeni süreçte Alevi Bektaşi kökenli yurttaşlarımızın bir kısmını fiilî iş birliği içine çekmeye çalışıyor. Burada sorumlu olan hükûmetin yapması gereken şey, derhâl üniversitelerin sosyoloji bölümleri ile konu ile ilgili uzmanları bir araya getirmelidir. Güvenlik bürokrasinin de onlarla bir araya gelmesi gerekiyor. Bu işin psikolojik boyutu ile ilgili uzman ve psikiyatristler var. Biz onlarla birlikte çalışıyoruz. Bilimsel araştırma çok çok önemli."
Ümit Özdağ, PKK terörüne karşı alınması gereken önlemler konusundaki görüşlerini de şu sözlerle açıkladı:
“PKK terörünü MHP olarak sadece biz bitirebiliriz. Ekonomide tabloyu biz düzeltiriz. Ülkede iç barışı biz sağlarız. Dış politikada da yüzde yüz ülkemizin güvenliğini sağlarız. PKK bugün Türkiye dışında Lübnan büyüklüğünde bir coğrafyayı kontrol ediyor. Önümüzde iki seçenek bulunuyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması mı yoksa Suriye'nin bölünmesi ve PKK'nın sınırlarımızda oluşması mı? Biz diyoruz ki ‘PKK terörünü biz aşarız.’ İki tane temel yaklaşım var. Birincisi, ‘Bu iş silahla olur.’ yaklaşımı. İkincisi, ‘müzakereci’ yaklaşımı… Şu anda güvenlikçi yaklaşım yok. Devlet operasyon yapmıyor, gürültü yapıyor. Biz, operasyonun ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Şu anda yapılan operasyonların hepsi savunma operasyonlarıdır. PKK’ya karşı Güneydoğu Anadolu'da sonuç alınabilecek hiçbir operasyon yapılmıyor. Cizre'de 8 gün operasyon yaptılar değil mi? PKK'nın kontrol ettiği 4 mahalle vardı. Bunlardan sadece bir tanesinin %75'ine girildi. Size tek tek hangi evlere girildiğini ve girilmediğini söyleyebilirim. %75'e girildikten sonra da çıkıldı. Şu anda Cizre'de 200 tane daha PKK'lı, 160 tane Suriye'den gelmiş YPG'li yeni silahlar ve cephanelerle yabancı servislerin istihbarat elemanları bunlar.”
 
“MHP, GÜVENLİK KONUSUNDA PROFESÖR DÜZEYİNDE.”
MHP’nin, güvenlik konusunda AKP ve CHP’den daha profesyonel bir anlayışa sahip olduğunu kaydeden Özdağ, “Güvenlik konusunda AKP ve CHP'yi biz anaokulu, MHP’yi ise profesör düzeyinde görüyoruz. MHP olarak güvenlik konusunun profesörüyüz. Bu iş ‘Sadece silahla olur veya sadece görüşerek olur.’ şeklinde bir yaklaşımımız yok. Silahla olmaz ama silahsız da olmaz. PKK terörünü sadece silahla bitiremezsiniz ama silahsız hiç bitiremezsiniz. Onun için biz teröre karşı akıllı güç kullanımını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yenmeyi hedefleyen PKK terör örgütünü iki boyutlu bir çatışmayla ortadan kaldırabileceğimize inanıyoruz. Bunlardan birincisi tamamen sosyal, ekonomik, kültürel, psikolojik, eğitim ve mali alanla ilgili çalışmalar.  Bunlar da aşağı yukarı güvenlik önlemlerinin %70'ini oluşturuyor, silahla ilgisi yok. İkinci %30'luk bir boyut ise askerî, istihbari ve diplomatik önlemler boyutunu oluşturuyor.  Bunlara güvenlikçi önlemler diyebilirsiniz. “
 
“PKK TERÖRÜ KONUSUNDA TEŞHİSLERİMİZ HEP DOĞRU ÇIKTI.”
Prof. Dr. Ümit Özdağ, PKK terörü konusunda şimdiye kadar MHP’nin teşhislerinin hep doğru çıktığını hatırlatarak AKP ve CHP’nin PKK’nın uyguladığı asimetrik terör silahı karşısında iradelerini yitirdiğini belirtti.
“Her iki parti tarafından tek çözümün demokrasi olduğu savunuluyor. Bunun hiçbir anlamı yok.” diyen Özdağ, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“Karşımızda demokrasi talep eden ileri demokratlar mı var ki sen demokrasi çözümdür diyorsun? Yoksa Kandil'deki uyuşturucu ve cinayet şebekesinin baronları mı var? Bunların kendi hayatları çok demokrat da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratikleşmesi için mi çalışıyorlar? Hayır. Güneydoğu Anadolu'da bir PKK diktatoryası kurmak için çalışıyorlar. Bugün Güneydoğu Anadolu'da PKK'nın etkili olduğu ilçelerde halka geceleri evlerinizin kapılarını kilitlemeyeceksiniz emri verilmiş. PKK, 60 yaşındaki kadınlara sokak aralarında nöbet tutturuyor. PKK diktatörlüğünün kurulmasına vesile olan, destekleyen, önünü açan, Abdullah Öcalan'ı her gün bize öven, ‘Bende olsaydım dağa çıkardım.’ diyen AKP'lilerdir. PKK'yı meşrulaştıran onlar. AKP bu konuda bizden çok farklı düşünüyor. Uygulamada da farklıyız. Onların uygulaması uygulama değil. Özel hareket timleri diyor ki, ‘Bu iş bizim işimiz değil, silahlarımız yetersiz, bu iş ordunun işi.’ Ordu da şehir merkezlerine girmek istemiyor. Ordunun gireceği yeri ülkenin yurttaşları ve siyasi irade belirler. Ondu ‘Ben şurada veya burada savaşmam.’ diyemez. Ordunun böyle bir lüksü yoktur.”
 
“AKP, SURİYE İÇ SAVAŞINI ANKARA’NIN ORTASINA TAŞIDI.”
Kamu güvenliğinin sağlanması için Türkiye'nin her yerinde gerektiğinde sıkıyönetim ilan edebilirsiniz. Çünkü çok ciddi bir durumla karşı karşıyayız. Bazen kısa süreli radikal önlemleri alabilirsiniz. Eğer siyaset gereken kararları alamaz ve zaaf gösterirse Allah korusun Orta Doğu'nun iç savaşına eklemlenen süreçle çok daha vahim bir durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. PKK terör örgütünün etkisizleştirilmesi ve Türkiye'de güvenliğin sağlanması konusunda MHP'nin teşhisleri şimdiye kadar hep doğru çıkmıştır. MHP bu konuda farklı yol bir yol önermektedir. Önerdiği yolu gerçekleştirecek kadar da devleti tanımakta ve bilmektedir. Orta Doğu konusunda özellikle de Suriye konusunda da MHP'nin teşhis ve uyarıları tamamen haklı çıkmıştır.  MHP, Suriye iç savaşının Türkiye'ye sıçrayabileceğini belirtmiştir. Türkiye'nin Suriye'de barışı desteklemesi gerektiğini, Esad’ı devirme stratejisinin tutmayacağını, Türkiye'nin böyle bir şey yapmaya ihtiyacının olmayacağını ve potansiyelinin de ona uygun olmadığını özellikle ifade ettiği hâlde, AKP ilkokul bilgisi ve lise heyecanıyla dış politika şekillendirmiştir. Sonunda Suriye iç savaşını getirip Ankara'nın ortasına taşımıştır.”