BİZE NE OLDU?

28 Ekim 2015 10:49
Okunma
1056
BİZE NE OLDU?

 

Mehmet DEMİRKAN
 
Yüz yaşına ulaşmasına sekiz yıla kala Türkiye Cumhuriyeti ne yazık ki zavallı bir görüntü çiziyor. 
Türklerin tarihinde büyük bedeller ödeyerek onur abidesi hâline getirdiği bütün değerleri, yerle bir ediyoruz. Öyle ki güvenliğimizin sağlanması için bile ABD ya da Batılı koalisyona yalvarma noktasına sürüklendik. Üstelik yaşananlardan dolayı ne utanıyor ne de bunlara tepki gösteriyoruz. İşte içinde bulunduğumuz durum.
 
EKONOMİ
Bir zamanlar çok övündüğümüz kişi başına millî gelirden başlayalım. AKP'nin iktidara geldiği 2002'de 10 bin dolar civarında olan kişi başına düşen milli gelir için hedef, bu yıl yani 2015'te 14 bin dolardı. Şu anda bırakın bu hedefin tutturulmasını, tam 15 yıl geriye gittik. 9 bin dolar mertebesindeyiz. Peki neden? 
Sebep çok acı verici. Türkiye Araştırmaları Enstitüsünün araştırmasına göre, Türkiye’de en zengin %1, toplam servetin %54,5’ine, nüfusun %99’u ise %45,5'ine sahipmiş.
Şimdi sıkı durun. 2002'de durum neymiş biliyor musunuz? 
AKP iktidarından önce en zengin %1’in sahip oldukları %39,4’müş. Geri kalan %99, toplam varlıkların %60,6'sına sahipmiş. AKP kendi zenginini abat etmiş de biz ne yapmışız? Böylesi bir rezaleti nasıl içimize sindirmişiz? 
İçeride durum felaket; peki ya dışarıda farklı mı? 
Türkiye 1980’lerden bu yana dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip olmakla övünür durur. Bunda da haklıdır. Dünyanın en büyük ekonomilerinin kulübü olarak bilinen G-20, 25 Eylül 1999'de kurulduğunda Türkiye 17'nci sıradaydı. Ama durum son yıllarda hiç iç açıcı değil. Türkiye’nin gayrisafi millî geliri düşüyor. G-20 sıralamasında 19'uncu sıradayız. Bu şekilde devam ederse, 2015'in sonunda Türkiye yerini İsviçre’ye kaptırabilir ve G-20 dışına çıkabilir. Düşünsenize Türkiye şu anda G-20 dönem başkanı ve Kasım ayında bu kulübün devlet ya da hükûmet başkanlarını Antalya'da toplamaya hazırlanıyor. Trajikomik olan, belki de Türkiye o zaman G-20 üyesi olma hakkına sahip olamayacak. 
 
SURİYE POLİTİKASI 
Uzun süredir üzerinde pazarlık yapılan bir konu vardı. ABD ve koalisyon, IŞİD'e karşı İncirlik Üssü’nü kullanmak istiyordu. Türkiye buna yanaşmıyor, bölgede oyunu kendi kuralları üzerinden oynamaya çalışıyordu. Zaman zaman büyük hatalar yapsa da (MİT'in yakalattığı içi silah dolu TIR'lar gibi), iç kamuoyundan büyük tepki almıyordu. Ancak 7 Haziran'daki genel seçim iktidar açısından tam bir yenilgi oldu. Bir şeylerin yanlış gittiği kesindi. İlk değişim Suriye politikasında oldu. 22 Temmuz'daki Tayyip Erdoğan-Obama telefon görüşmesinin ardından İncirlik Üssü’nün kullanımı, ABD ve koalisyona açıldı. Yapılan anlaşma ikircikli. ABD, IŞİD'i vuracağız diyor. Türkiye ise Esad, güvenli bölge ya da ortak operasyon. Bu arada ABD, Türkiye'den yapılan açıklamaları yalanlayıp duruyor. Ancak bir gerçek var. Artık Türkiye atacağı her adımdan önce ABD'yi bilgilendiriyor. Yabancı kaynakların da desteklediği bilgilere göre, Türkiye 2014'ün sonunda Halep'te savaşan grupların kurduğu Şam Cephesine (Cibhet Eş-Şamiye) silah göndermeye başladı. Şam Cephesi de bir ittifakın içinde aslında. Bu grup içinde ABD destekli Hareket Hazm da (Azim Hareketi) bulunuyor. Hareket Hazm'a ABD’nin tanksavar füzeleri verdiği,150 kadar üyesini de Katar’da eğittiği biliniyor. Kurulan ittifakları ABD de onaylıyor. Havadan destekliyor. Amaç önce IŞİD’i, ardından da Esad rejimini devirmek. Kısaca Türkiye, bölgesinde kurulan oyunda bir piyon hâline dönüştürülüyor. Bizler, felakete dönüşen durumu sadece izliyoruz.
 
PATRİOTLAR NEDEN GERİ ÇEKİLDİ? 
IŞİD’e karşı İncirlik Üssü’nü açan mutabakatın imzalanmasından bir hafta geçmeden, önce Almanya, ardından da ABD, 2012'de bir Türk jetinin düşürülmesinden sonra NATO'nun gereksiz olduğunu düşünse de ısrarla talep ettiğimiz için yollamak zorunda kaldığı Patriot Savunma Sistemlerini geri çekeceğini açıkladı. Amerikan tarafı “Patriotların yazılımı yükseltilecek.”, “Gerekirse bir hafta içinde tekrar Türkiye’ye gönderilecek.” ve “ABD, Türkiye’yi savunma taahhüdüne bağlı kalacak.” dedi. Alman hükûmeti ise basın aracılığı ile her şeyi daha açık dille ifade etti. Buna göre Patriotların çekilmesinin ardında yatan asıl neden, Türk yönetimine duyulan güvensizlik: “Askerlerin çekilmesinin ardındaki asıl neden çok daha çarpıcı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimindeki Türkiye çok da güvenilir bir müttefik olmadığını göstermiş durumda. Kürtlerle barış sürecinin sona ermesi bardağı taşırdı. Erdoğan NATO’yu da IŞİD’i de kendi iktidar oyunları için kullanıyor. Ankara NATO müttefiklerinin dayanışmasını kendisi ayaklar altına aldı. Türkiye inanılırlığını kaybediyor." 
İşte böyle düşünüyor Alman hükûmeti. New York Times’ın haberine göre Türk hükûmeti Patriotların geri çekilmesine çok fena bozuldu. Gazeteye konuşan Amerikalı yetkililere göre Patriotların çekileceği kendilerine söylendiğinde Türk yetkililer mosmor oldu. Bu yetkililer her kimse hiç utanmıyorlar belli de ne ara bu kadar onursuzlaştık diye düşünmeden edemiyor insan.  
 
EZELÎ RAKİP İRAN İLE AKÇELİ İLİŞKİLER
Bu arada İran'da Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren bir dava görülüyor. İran, ambargo döneminde petrol paralarının Türkiye üzerinden aktarılması sırasında kaybolan 2,8 milyar doların peşinde. Bu işin İran ayağında Babek Zencani, Türkiye ayağında ise Reza Zarrab var. Hani bizim kapatmaya çalıştığımız 17 Aralık Yolsuzluk Operasyonu var ya, işte onun İran'daki ayağı sürüyor.  Zarrab'ın ilişki içinde olduğu Babek Zencani, İran'da hapiste ve Ekim ayında mahkemeye çıkacak. İran Meclisi Yolsuzluk Komisyonu üyesi Sultani'nin söyledikleri yenilir yutulur gibi değil: 
"İran'ın peşinde olduğu Zencani'nin kayıp mal varlığı Zarrab'ın elinde. Zencani ve Zarrab'ın para trafiğini aynı mafyatik yapı kontrol ediyor. Reza Zarrab'ın konuşmasından korkulduğu için yetkililerce korunuyor. Çünkü yapılan illegal işlerle ilgili çok şey biliyor.”
Bu arada kirli ilişkinin Türkiye ayağından da pislik akıyor. Zarrab'ın kuryelerinden Âdem Karahan'ın Gümrük ve Ticaret Başmüfettişine yaptığı açıklamalara göre, sadece 2012-2013 arasında İran'a 18 katrilyon değerinde 200 ton altın çıkarmışlar. Bu paranın %4'ünü Reza'ya, %4'ünü işleri kolaylaştıran Türkiye'deki siyasilere dağıtmışlar.
İşte durum bu… Bu arada bütün bunlardan zerre kadar utanmayan haysiyetini yitirmişler, şehit ailelerini, feryatlarından dolayı hain ilan ediyorlar. Allah hepimizi ıslah etsin.