Türkiye seçim güvenliğini tartışırken gözler bir kez daha bölge illerine çevrildi.
“Güvenlik” denilince insanın aklına birçok konu geliyor. Bunlardan biri de seçim güvenliği. 7 Haziran Seçimleri öncesinde vatandaşlar verdikleri oyun sandıktan doğru çıkıp çıkmayacağı konusunda endişe yaşadı.
Seçmen sayısının çok üstünde oy pusulası basıldığı için ”AKP'nin seçim sonuçlarını önceden belirlediği” şeklinde bir algı oluştu.
Buna rağmen 7 Haziran Seçimlerinde sandık güvenliği ile ilgili nispeten olumlu bir durum yaşandı. Bunda, AKP'ye karşı özellikle Orta ve Batı Anadolu'da, bütün muhalefet partilerinin son derece dikkatli davranması rol oynadı.
Hiçbir demokratik ülkede olmayacak bir olay Türkiye'de gerçekleşti. Seçim güvenliği için toplum hareketlendi. "Oy ve Ötesi" gibi pek çok sivil toplum sivil inisiyatif, siyasi partilerin dışında kendiliğinden harekete geçerek oylara sahip çıktı.
Ancak güneydoğuda sandıklar her seçimde olduğu gibi yine terör örgütü PKK’nın kontrolüne emanet edildi.
Eski MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu, seçim dönemi bölgede PKK'nın kontrolü tamamen ele aldığını belirterek "Bölücüler bir hedef koydu, o hedefi tutturabilmek için sandıkta her türlü hileyi yapacak. Seçim güvenliği orada hiç yok. Güvenlik zafiyeti var. Hükûmet korucuları yalnız bırakınca meydan tamamıyla terör örgütüne aldı.” dedi.
Doğu ve güneydoğudaki birçok sandıkta sadece HDP’ye blok oy çıkması, haklı olarak “Böyle bir sonuç diktatörlüklerde bile olmaz.” tarzında değerlendirmelere yol açtı.