MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 19 Temmuz 2014 günü Türk milletine hitaben tarihî bir çağrı yayımladı.
Çağrıda Kürt kökenli vatandaşlarımıza seslenen Devlet Bahçeli, AKP-PKK-HDP’nin tuzağına düşülmemesi gerektiğini söyledi.
Her Kürt kökenli kardeşimizin, Türk milletinin eşit ve yeri dolmaz bir parçası olduğunu vurgulayan Devlet Bahçeli, “Türk milleti etnisite, mezhep ve dil farklılıklarının gölgesinde bir araya gelen, gevşek ve zamanı gelince dağılacak, ısmarlama ve zorlama bir kalabalık değildir.” dedi.
Bahçeli, “Büyük Türk Milleti” başlıklı çağrısında daha sonra şu ifadeleri kullandı:
“Bu vatan hepimizindir.
Bu bayrak hepimizin istiklal ve şeref simgesidir.
Misak-ı Millî’yi kaleme alıp ilan edecek kadar cesaret sahibi iradenin öncülüğünde, Anadolu’nun bereketli bağrından filizlenmiş kurtuluş azminin yardımıyla doğulusu batılısı, kuzeylisi güneylisi hep birlikte kader ortaklığı yaparak Türkiye’yi kurmuştur.
Türk milleti kültürel zenginliğiyle, yaşanmış onca asrın şahitliğiyle kardeşliğini sulamış; beraberliğini sağlamlaştırmıştır.
Kürt kökenli kardeşlerim tarihî bir görevin arifesindedir.
Kan tüccarlarına haddini bildirmek için bütün Kürt kökenli kardeşlerim sandığa gitmeli; nimet bildikleri, aziz kabul ettikleri, değer verdikleri, ekmek gibi gördükleri Türkiye için oy kullanmalıdırlar.
Ne Erbil ne Vashington ne Brüksel ne İmralı ne Kandil ne HDP ne de Erdoğan Kürt kökenli kardeşlerimizi bizim kadar sevemeyecek, bizim kadar bağrına basamayacaktır.
Yüzyılların mirasını, yüzyıllar içinde kemikleşmiş kardeşlik hissiyatını kimse bozamayacaktır.
Kürt kökenli kardeşlerim Türkiye’nin tökezlemesini bekleyen kalleş unsurların, casusların, ajanların ve kiralık maşaların oyunlarını bozmalıdır.
Anadolu; bizim kalpgâhımız, ekmek teknemiz, rızkımız, göz nurumuz, sevincimiz, doğduğumuz, doyduğumuz, dimdik durduğumuz ve son nefesi verdikten sonra toprağına sere serpe uzanacağımız son vatanımızdır.
Bunun için Türk milleti bölücülere fırsat vermemelidir.
Kürt kökenli dedeler, analar, babalar, gelinler, kızlar Türkiye için sorumluluk almalıdır.
Mağara kovuklarında ölme ve öldürme üzerine yatırım yapan teröristlere yeter artık demenin vakti gelmiştir.
Aday Erdoğan ile on binlerce mazlumun kanına giren, ah ve beddua alan cani başına yeter artık deme zamanı önümüzdedir.
Türkiye bölünürse kimse huzur bulamayacaktır.
Diyarbakır’ı Ankara’dan koparma, Şırnak’ı İzmir’den ayırma, Hakkâri’yi İstanbul’dan çekip alma gayeleri asla ama asla Türk milletinden onay görmeyecektir.
Etnik kimlikler, ortak acılar, ortak sevinçler, gelecekte birlikte yaşama isteği, mahallî dil ve şive çeşitlilikleri kültür ve tarih potasında kaynaşarak milletleşmeye vücut vermişlerdir.
Ülke; bir devlet için bölünmez bir bütün teşkil eden milletin, sürekli şekilde yaşadığı toprak parçası ve uğruna ölünen vatandır.
Ülkemizi kimse parselleyemeyecek, dirliğimize ve güvenliğimize kimse zarar veremeyecektir.
Güvence, büyük Türk milletinin eşsiz haslet ve basiretidir.
Sayıları bir milyonu geçen Suriyeli mültecilerden herkes sonuç çıkarmalıdır.
Vatansız, yersiz, yurtsuz ve korumasız insanların başına ne tür belalar geldiğini her vatandaşım görmeli ve idrak etmelidir.
Türk milletinden mülteci çıkarmak için pusuya yatanlar mahcup olacaklardır.
Vatan ekmektir, bayrak ekmektir, Türkiye ekmektir ve kardeşliğimiz; tazeliği hiç kaybolmayan, dilimlenmesi de hayal dahi edilemeyecek ekmek olarak hepimize emanettir.
Aday Erdoğan’ın zehir saçan dili 10 Ağustos’ta susturulmalıdır.”