DEVLET BAHÇELİ: 55 SENEDE İLKELERİMİZDEN, VATAN VE MİLLET SEVGİMİZDEN ASLA ÖDÜN VERMEDİK

05 Ağustos 2024 13:31
Okunma
143
DEVLET BAHÇELİ: 55 SENEDE İLKELERİMİZDEN, VATAN VE MİLLET SEVGİMİZDEN ASLA ÖDÜN VERMEDİK

DEVLET BAHÇELİ: 55 SENEDE İLKELERİMİZDEN, VATAN VE MİLLET SEVGİMİZDEN ASLA ÖDÜN VERMEDİK
Ahmet Deniz AĞCA
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 9 Şubat 2024 Cuma günü Ankara'da düzenlenen "Milliyetçi Hareket Partisinin Kuruluşunun 55. Yıldönümü Kutlama Etkinlikleri Programı”nda yaptığı konuşmada, "9 Şubat 1969’un Adana’sından tam 55 yıl sonra bu kez de başkent Ankara’da buluştuk. Türklük gurur ve şuuruyla, İslam ahlak ve faziletiyle, her yılı bir asra bedel 55 senede ilkelerimizden, vatan ve millet sevgimizden asla ödün vermedik." dedi. MHP Lideri Devlet Bahçeli, konuşmasında şunları kaydetti:
"Aziz Dava Arkadaşlarım, Değerli Ülküdaşlarım, Muhterem Misafirler, Medyamızın Güzide Temsilcileri, hepinizi en kalbi duygularımla birlikte hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Yurt içinden ve yurt dışından bugünkü heyecanımıza bir vasıtayla ortak olan tüm vatandaşlarımızı, aklımızın ve anılarımızın kaldığı gönül ve kültür coğrafyalarımızda yaşayan, sadece kulağını değil kalbini de bize çevirmiş olan bütün kardeşlerimizi selamların en güzeliyle selamlıyorum. Üsküp’ten Mogadişu’ya, Gazze’den Gazne’ye, Trablus’tan Sana’ya, Bakü’den Bişkek’e, Kerkük’ten Kırım’a, Kâşgar’dan Karabağ’a, Halep’ten Gümülcine’ye, Kıbrıs’tan Kudüs’e, Semerkant’tan Saraybosna’ya, hülasa Türk ve İslam değerlerinin yaşatıldığı her yere selamlarımı gönderiyorum. Bugün, siyasi ve fikrî mücadele tarihimizin bergüzarı mahiyetinde kutlu bir gündür. Bugün, maşerî vicdanda mütemayiz bir hareketin, müessir bir doğumun, müstesna bir doğruluşun markası ve medarıiftiharı Milliyetçi Hareket Partisinin 55’inci kuruluş yıl dönümüdür. Hayırlı olsun inşallah, uğurlu olsun inşallah, nice başarılara, nice yüzyıllara yıllara vesile olsun inşallah. Bahtiyarız, çünkü 55 yıllık bir tarih birikiminin itibarıyla siyasi olgunluk çağımıza vasıl olduk. Kıvanç doluyuz, çünkü Türk kültür ve medeniyetinin tahmil ettiği yüksek misyona, Türk milletinin tevdi ve terviç ettiği zamanlarüstü mirasa her zaman bağlı ve sadık kaldık. İlk günkü azim ve kararlılıkla, bitmeyen gurur ve onurla 55 yıllık maziyi müteyakkız bir hissiyatla kucaklayıp ezelden ebede coşkun nehirler misali akıyoruz. Tıpkı bir dağ doruğuna tırmanır gibi kilitli kapıları açıyor, önümüze çekilen perdeleri aralıyoruz. Sabrettik, sebat ettik, çıktığımız seferde desteği milletten, zaferi Allah’tan diledik. Türklük gurur ve şuuruyla, İslam ahlak ve faziletiyle, her yılı bir asra bedel 55 senede ilkelerimizden, vatan ve millet sevgimizden asla ödün vermedik. Fırtınalar çıktı karşımıza, velakin duruşumuzu bozmadık. Tuzaklar kuruldu önümüze, velhasıl çizgimizden sapmadık. Meşale meşale tutuştuk, mücadele mücadele tutunduk, zindan zindan tutulduk. Kimi zaman darağaçlarına çıkarıp urgan doladılar boynumuza. Kimi zaman toprağa düşürdüler boylu boyunca. Kimi zaman pusu kurdular karanlık köşe başlarında. Kimi zaman fitne saçtılar boydan boya. Çok şükür yine baş eğmedik, yine diz çökmedik, yine geri dönmedik yolumuzdan. Canımıza kastetseler de can bağladık ülkemize, kan bağışladık ülkülerimize, ömür bahşettik milletimize. 9 Şubat 1969’un Adana’sından tam 55 yıl sonra bu kez de başkent Ankara’da buluştuk. Bu toplantı vesilesi ile siyasi tarihimizin herhangi bir döneminde, üç hilali taşımış, hareketimizin yükselmesine omuz vermiş aziz dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Elleri öpülesi ecdadımız başta olmak üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten Mareşal Fevzi Çakmak’a, Osman Bölükbaşı’ndan Kurucu Genel Başkanımız Alparslan Türkeş Bey’e kadar varoluş kaynaklarımıza, bizi biz yapan yüksek şahsiyetlere Cenabıallah’tan rahmetler niyaz diliyorum. Allah hepsinden razı olsun diyorum.

AZİZ HATIRALARI ÖNÜNDE TAZİMLE EĞİLİYORUM
Aziz hatıraları önünde tazimle eğiliyorum. Vatan ve millet uğruna bedenlerini siper eden, candan geçen, yârdan geçen, serden geçen, bir hilal uğruna hayatlarından geçip manevi muhafız ve kılavuzumuz olan kahraman şehitlerimizi hürmetle, rahmetle, minnetle anıyorum. Davamız için bedel ödemiş Taş Medreseli gazilerimize sağlıklı ve uzun ömürler temenni ediyorum. Niyaz ederim ki, Cenabıallah hepinizin, her dava ve yol arkadaşımın afiyetini, keyfiyetini, muvaffakiyetini ihsan ve müzdad buyursun. Milliyetçi Hareket Partisinin kuruluşunun 55’inci yıl dönümü münasebetiyle düzenlediğimiz bugünkü anma ve kutlama törenine hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, her biriniz şerefler verdiniz diyorum. Değerli dava arkadaşlarım, Milliyetçi Hareket Partisi 55 yıldır, millî ve manevi değerlerin tamamını esas alarak siyasal ve toplumsal merkezin temsilcisi olmuştur. Demokratik siyasi kültürü, uzlaşma ve sorumluluk ahlakını önde tutan bir siyaset ve yönetim anlayışının da yerleşmesinde öncü rol oynamıştır. Milliyetçilik anlayışımız zamanlar üstü bir muhtevaya sahip olmasının yanı sıra çağın ruhunu da kavramaktadır. Aynı zamanda tarihimizin, kültürümüzün, geleneklerimizin, demokrasi mirasımızın ve inanç dünyamızın mecmudur. Türk milliyetçiliğinin kaynağı Türk tarih ve kültürü, onun da sahibi Türk milletidir. 'Yaşa ve yaşat' anlayışı milliyetçiliğimizin manevi temeli, millete mensubiyet bilincini güçlendirip genişletmek de gelenekten geleceğe vazgeçilmez gayemizdir. Tam bağımsız ve Lider Ülke Türkiye’nin tarih sahnesinde yerini alması için üzerimize ne düşüyorsa yapmanın azmindeyiz. Bu kapsamda 2053’te 'Lider Ülke ve Süper Güç' Türkiye’nin inşasını uzun vadeli stratejik hedef olarak görüyoruz. Gelişerek ve güçlenerek 100’üncü yılına ulaşan Cumhuriyet’in yeni yüzyılına Türk ve Türkiye Yüzyılı damgasının vurulması için tüm inanç ve imkânlarımızla çalışıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin kazanımlarıyla organize edilen devlet ve toplum düzeninin bütün kural ve kurumlarıyla tesis edilmesinin hitamında Türkiye’nin küresel güç mertebesine hızla çıkacağı düşüncesindeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi, 'devlet-iebed müddet, millet-i- ebed müddet' felsefesinin, tarihin derinlerinden duyulan Kızılelma çağrısının, Turan ülküsünün ve İlayıkelimetullah davasının teslim alınamaz siyasi burcudur. Barış ve huzur beklentileri ile girilen 21’inci yüzyılın ana meselesi adalet, huzur ve adil paylaşım arayışıdır. Gazze’de katledilen bebekler, çocuklar, kadınlar, hülasa masum insanlar uluslararası toplumun acıklı ve âciz hâlini gözler önüne sermiştir. Küresel adalet yerlerde sürünmekte, mazlumların feryatları her coğrafyadan duyulmaktadır. Hazırladığımız İnsanlığın Huzur Projesi’yle aslında huzurun tıpkı hürriyet gibi bir insan hakkı olduğu belgelenmiştir.
DEVİR ARTIK TÜRK DEVRİDİR
Hedefimiz, hem toplumsal huzurumuza hem de insanlık huzuruna hizmet edecek bir bakış açısını samimiyetle göstermek ve paylaşmaktır. Dünyanın çok kutuplu yeni denkleminde, Türk jeopolitiğini merkezine koyan, bölgesel ve küresel dinamikleri, kayganlaşan güç dengelerini analiz sürecine dâhil eden “Türk Kuşağı: Türkiye’nin Büyük Stratejisi” çalışmamızla uzun yıllardır savunduğumuz düşüncelerimizi güncelleyip vizyon hâline getirdik. Nitekim Türk dünyası ekseninde yeşeren ümitlerin her alana yayılarak kutlu bir dilek gibi millî vicdanda mahfuz tutulan Türk Birliği’nin bu yüzyıl içinde mutlaka gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Devir artık Türk devridir. Tarih, kültür ve ortak değerler etrafında tezahür eden Türk Kuşağı ve Türk Devri; adaletin, barışın, huzurun, güvenliğin, refahın, istikrarın yakın gelecekteki cazibe merkezi ve sivrilen adresidir. Belini doğrultan tarih, düştüğü yerden ayaklanan coğrafya, çelik ve çevik bir mahiyeti olan kardeşlik hissiyatı Türk milletine büyük imkânlar ve eşsiz fırsatlar sunmaktadır. Siyasette önceliğimiz; istikrarlı, iddialı, sosyal ve ekonomik sorunları temelinden çözmüş bir Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde oyun kurucu vasfıyla dünyanın barış, huzur ve refahına azami ölçüde destek olması, katkı vermesidir. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin temin ettiği yönetim istikrarının ivmesiyle; yeni yüzyılın Lider Ülke Türkiye Yüzyılı olması konusunda tükenmeyen bir enerjiyle faaliyetlerimizi yoğunlaştıracağız. 55 yıldır söylediğimiz şudur: 'Güçlü MHP Güçlü Türkiye' demektir. Gelen Türk asrıdır, geleceğin gücü Türkiye Cumhuriyeti’dir. Geçmişimizden ilham alarak, yaşanmış ıstıraplı dönemleri unutmayarak, tarihimizin parlak sayfalarını geleceğin Türkiye’sine mutlaka taşıyacağız ve hatta aşma iradesi göstereceğiz. Merhum Hoca’mız Prof. Dr. Osman Turan’ın ifadesiyle söylersek, tarihini bilmeyen, tarih şuurunu taşımayan milletler, hafıza ve idraklerini kaybetmiş şaşkın kimselere benzer. Hafıza kaybı demek bir nevi haysiyet kaybı, heyecan kaybı, hedef kaybı demektir. Bu kayıplar sonucunda bir camianın, bir toplumun, bir milletin ayakta kalması, varlığını biteviye idame ve idare ettirmesi hayatın mücessem gerçekleriyle bağdaşmayan hayaldir. Hafıza sandığımız 55 yılın anılarıyla doludur, hepsi de fikir ve siyaset namusumuzun emanetindedir. Nereden geldiğimizi biliyoruz, nasıl geldiğimizi biliyoruz, ne için geldiğimizi biliyoruz. Türk kültür zenginliğini dünyaya tanıtan ve kalemiyle yeni çığırlar açan usta yazar merhum Cengiz Aytmatov der ki: 'İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.' Ne kadar mümkündür bilemem ama bir şairin dediği gibi, öyle bir kelime söyleyelim ki, dışında ve dışarıda bir başkası kalmasın, kalamasın.55 yılımızı anlatmak için yalnızca kelimelerin kifayetine değil, aynı şekilde anlatanın da kitapvari kefaletine ihtiyaç vardır ve takdir edersiniz ki bu hiç kolay olmayacaktır. 12’inci yüzyılın büyük Türk milliyetçisi Fahreddin Mübarek Şah, meşhur eseri ‘Şecere-i Ensab’da; Türk’ü, sedef içindeki inciye benzetmişti. İnci, deniz canlısı istiridyenin oluşturduğu savunma mekanizmasının bir sonucudur. İnciyi inci yapan, insanla münasebeti, insanın biçtiği mühim değerdir. Yoksa deniz dibinde kalan inci sadece istiridyeyi bağlayacaktır. Önemli olan inciyi sedeften ayıklayıp gün yüzüne çıkarmaktır. Bu da azim ister, akıl ister, emek ister, sabır ister, inanç ister, heves ister, zaman ister. Bizim 55 yılımızın özü ve özeti bir bakıma böyledir.