DEVLET BAHÇELİ: BU SİSTEMİN DEMOKRATİK MEŞRUİYET TEMELİ YÜZDE 50+1’DİR

11 Mart 2024 13:01
Okunma
231
DEVLET BAHÇELİ: BU SİSTEMİN DEMOKRATİK MEŞRUİYET TEMELİ YÜZDE 50+1DİR

DEVLET BAHÇELİ: BU SİSTEMİN DEMOKRATİK MEŞRUİYET TEMELİ YÜZDE 50+1’DİR

 

AhmetDeniz AĞCA

 

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “50+1çıkışı”yla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, “Bu sistemindemokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1’dir.” dedi.

Cumhur İttifakının uyum içinde olduğunubelirten Bahçeli, "Erdoğan'la aramıza kimse giremeyecek." diyekonuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya ziyareti dönüşü uçakta gazetecilere Cumhurbaşkanıseçilme şartıyla ilgili yaptığı açıklama gündeme oturdu. Bu çıkıştan sonragözler MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin ne cevap vereceğine çevrildi. 21 Kasım2023 Salı günü partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Bahçeli, bukonuda önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli; grup konuşmasında şunlarısöyledi:

"Aziz Dava Arkadaşlarım, DeğerliMisafirler, Değerli Basın Mensupları, Partimizin bu haftaki olağan Meclis GrupToplantısına başlarken muteber heyetinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.Yurt içinde ve yurt dışında; televizyon ekranlarından, radyo kanallarından,sosyal medya platformlarından bugünkü toplantımızı takip eden vatandaşlarımızı,gönül ve kültür coğrafyalarımızda nice zorluğa göğüs gererek hayat mücadelesiveren kardeşlerimizi bu vesileyle selamlıyor, hepsini kucaklıyorum. Anadolucoğrafyasında bin yıldır varoluşumuzun sırrı tehlikeleri zamanında sezen güçlüduyuş, tehditleri kaynağında eriten isabetli duruş ve dokunuştur. En az bunlarkadar, belki de daha önemlisi millî birlik, mütemadi dirlik ve müessirkardeşliğimizin müdafaasındaki azim ve dirayettir. Üzerinde yaşadığımızcoğrafyayı vatan yapan tılsım sahnelenen kahramanlıkların, sergilenenfedakârlıkların, serpilen vatan ve millet sevgisinin mecmuunda mahfuzdur. Tarihboyunca Anadolu; kıtaların kavşak noktası, ticaret koridorlarının kesişmepotası, medeniyetler ve milletler mücadelesinin karşılaşma, hesaplaşma, aynışekilde mücadele sahasıdır. Şablon ve tartışmalı bir ifadeyle coğrafyanın kaderolduğu iddia edilir, bu sözün müellifi olarak da meşhur İslam filozofu İbn-iHaldun gösterilir. Hakikaten öyle midir, bilemem; ancak bildiğim bir şey varsao da coğrafyayı vatan yapan şuurun cesur bir karar mahsulü olduğudur. Şayetcoğrafyanın ruhu derinliğine anlaşılamazsa, tarihin koordinatları doğru şekildeokunup açıklanamazsa hayal kırıklığı ve hüsran kaçınılmazdır. Anadolucoğrafyasına ruh veren, her karışına mühür vuran, geçmişi gelecekle buluşturanbeşerî cevher büyük Türk milletidir. Vatana adını veren millettir, ülkeye adınıveren millettir, devlete adını veren millettir, milletin adı ise Türk’tür.Millet kavramı üzerinde kuşku uyandırmak isteyenlerin emeli ve hedefi bellidir,nitekim sinsi gayeleri Türklüğün varlığını dinamitlemektir. Coğrafyanın mesajı,tarihin akış istikameti millî şuurla kavrandığı takdirde Allah’ın izniyle Türkmilletine, Türk vatanına hiçbir menfur ve mendebur niyet zarar veremeyecektir.Bakınız ne diyordu Merhum Mithat Cemal Kuntay: “Ölmez bu vatan farz-ı muhalölse de hatta, Çekmez kürenin sırtı bu tabutu cesimi.” Kürenin sırtı Türk’ün nevatanını ne de milletini çekemez, nihayet bu terazi bu sıkleti kaldıramaz.İmparatorluk mirasına sahip Türkiye’nin mücavir bölgelerinde ve kültürel etkialanlarında olan biten hiçbir krize duyarsız kalmayacağı, âciz durmayacağıtarihî ve coğrafi bir vakıadır. Türk tarihinin özeti şudur: Fırat’ın batısı,Fırat’ın doğusuyla dengelenir; doğuda yoksak batıda olamayız, güneyde zaafiçindeysek kuzeyde tutunamayız, çevremizde yanan ateşi söndüremezsek çatımızıntutuşmasını engelleyemeyiz. Sana’dan Mogadişu’ya, Şam’dan Bağdat’a, Karabağ’danKudüs’e, Kırım’dan Kerkük’e, Kâşgar’dan Kıbrıs’a, Kabil’den Keşmir’e, Üsküp’tenTrablus’a, Gazze’den Kahire’ye gelişen ve genişleyen her menfi hadisenin gelipdayanacağı yer biliniz ki Türkiye ve Türk vatanıdır. Türk milletinin devletaklı, yönetim kültürü, hâkimiyet ve hükümranlık mazisi bu çarpıcı jeopolitik,jeostratejik ve tarihî gerçekleri köklü bir tecrübeyle ibra ve işaret etmektir.Bölgesel planda yeşeren kaotik meselelere karşı “Bize ne, bizi ne ilgilendirir,ne işimiz olur.” dediğimiz gün, Allah muhafaza bağrımıza zehirli hançerinsaplandığını çok geçmeden görür ve yaşarız. Merhum Hoca’mız Prof. Dr. AhmetSüheyl Ünver’in şu ibretlik sözü hepimiz için kayda değerdir: 'Bu beni alakadaretmez dediğimiz gün bu ülkeye en büyük suikastı yapmış oluruz. Aksini vatanahizmet sayarım.'

CUMHURBAŞKANLIĞIHÜKÛMET SİSTEMİ TÜRK MİLLETİNİN TEMEL HARCIDIR

Cumhuriyet’in yeni yüzyılında, Türk veTürkiye Yüzyılı hedeflerinin temin sürecinin başında en büyük kozumuz, en müstesnakuvvetimiz 16 Nisan Halk oylamasıyla yönetim sistemimizde yapılan zamanlar üstüreformdur. Bu reformun mimarbaşı Türk milletidir ve onun ruh kökünden doğanCumhur İttifakıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti’ninhem üçüncü evreye geçişini sağlamış hem de yeni yüzyılı kavrayan ve kuşatandemokratik ve dinamik nitelikli sistemsel başarısını somutlaştırmıştır. Millîiradenin takdir ve tercihiyle kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemininüzerine gölge düşürmek, bilhassa 'ucube sistem, tek adam rejimi' iddialarıylaçamur atmak yalnızca haksızlık değil bizatihi milletimize saldırıdır. Şayetcumhur ile Cumhuriyet kucaklaşmışsa, devlet ve millet arasında uyum tammanasıyla sağlanmışsa, bunun ana kaynağı, yegâne sebebi, altın hissesiCumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine aittir. Devlet hayatında çatlak seslerdinmiş, karar alma süreçleri seriye bağlanmış, kuvvetler ayrımı billurlaşmış,çok başlılık devri kapanmış, bürokratik oligarşinin suyu kesilmiştir. Yenisistemin gerekli, yeterli siyasi, stratejik ve fikrî demlenme süreci devametmekte olup kurum ve kurallarıyla olgunlaşması, ilke ve esaslarıyla oturmasıTürk ve Türkiye Yüzyılının güvencesi olacaktır. Cumhurbaşkanlığı HükûmetSistemi gelip geçici bir heves değildir.

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi işibitince buruşturulup bir köşeye atılacak tek kullanımlık konjoktürel reçete hiçdeğildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye Cumhuriyeti’nin istikbalhaysiyeti, millî bekasının habitatı; Türk milletinin huzur, barış ve kardeşlikiradesinin temel harcıdır. Elbette Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin aksayan,tekleyen ve arıza sinyali veren yönleri varsa mutabakatla ele alınıpdüzeltilmelidir. Bu da son derece doğal ve doğru bir seçenektir. Ancak heryönetim sisteminin bir özü, hukuki ve ahlaki meşruiyetini sağlayan demokratikbir özelliği vardır ve bunun tartışılması da öngörülemez sorun ve sıkıntılarayol açma riski taşımaktadır. Güçlendirilmiş parlamenter sistem hedefiylemilletimizin huzuruna çıkan zillet ittifakı amaçladığı icazet ve ruhsatıalamamış, millî irade Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemini mevcut ve mahut hâliyletasdik ve teyit etmiştir. Lağvolunan bir kurum veya sistemin tekrar ihyası diyebir şey zaten makul ve mantıklı bir şey değildir. İster iyileştirilsin istersede güçlendirilsin, eğer parlamenter sistem her şeye rağmen ihya edilseydi;dejenere olması, kaosa hizmet etmesi, kutuplaşma ve kamplaşmayı körüklemesi,devlet yönetimini krize sokması mukadder bir siyaset ve hayat gerçeği hâlinegelirdi. Bu ise 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü kadar vahim gelişmelere nedenolabilirdi. Hamdolsun aziz milletimiz kötürüm ve köhne siyasetin ayakoyunlarına, yönetilemeyen Türkiye önerisine müsaade etmemiş, buna fırsatvermemiştir.

50+1KONUSUNDA ERDOĞAN'LA AYNI GÖRÜŞTEYİM

Bildiğiniz gibi, Sayın Cumhurbaşkanı’mızAlmanya ziyaretinden dönerken Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin ana omurgası,canevi, demokratik güvenliği olan yüzde 50+1 oy nisabıyla ilgili açıklamalardabulunmuş ve şöyle demiştir: '“Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesihâlinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara dasevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor.Kimin eli, kimin cebinde belli değil.' Sayın Cumhurbaşkanı’mızın tespit vedeğerlendirmeleri siyasetin ve kurulan ittifakların parçalı yapısınabakıldığında tutarlı ve anlamlıdır. Fakat bu konuda bizim geçmişten bugünesöylediğimiz sözler, yaptığımız açıklamalar, paylaştığımız görüşler de bellidirve esasen hiç değişme göstermemiştir. 7 Haziran 2018 tarihinde, KayseriMerkezli Bölge İstişare Toplantısında yapmış olduğum konuşmada şöyle demiştim:'Çok partili siyaset hayatımızda bu hâliyle 16 Nisan Halk oylaması bir milat,hatta demokratik bir misak olmuştur. Yeni sistemde kutuplaşma ihtimali en azaçekilmiştir. Barajın fiilen yüzde 50+1’e çıktığı göz önüne alındığında siyasipartilerin uzlaşmaktan, ahlaki bir ittifak kurmaktan başka seçeneği dekalmamıştır. Türkiye’nin beka düzeyinde tehditlerle boğuştuğu bir dönemde,siyasetin kavgaya sapmasını mantıki göremez, makul karşılayamazdık.İstiklalimize saldırılırken, istikbalimizle ilgili oyunlar tezgâhlanırkencumhurun emanetini daha fazla sahiplenmeli, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesiniyüksek bir şuurla müdafaa etmeliydik.' 2 Temmuz 2019 tarihli Meclis GrupToplantımızdaki sözlerim de aynen şu şekildeydi: 'Cumhurbaşkanlığı HükûmetSistemi Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşama azminin, payidarlık iradesinin, devletinülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün aynen tecellisi ve tescilidir.İlaveten siyasi istikrarın teminatıdır. Yeni sistemle beraber barajın yüzde50+1’e çıkması muhkem bir sayısal çoğunluktan daha çok müstesna bir uzlaşmayı,muazzam bir kucaklaşmayı sağlamıştır. Türkiye aradığı parlak yönetim sisteminipek çok badireye uğraya uğraya, birçok sorunla boğuşa boğuşa sonunda bulmuş vebenimsemiştir.' Yine 16 Kasım 2021 tarihinde yaptığımız Meclis GrupToplantımızda ise şunları söylemiştim: 'Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemimilletimizin bir başarısı, geleceğinin müjdesi, millî bekanın güvencesi, millîbirlik ve dayanışmanın zırhı, devlet yönetiminin millî hedeflerlebirleşmesidir. Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50 +1’dir.Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminde Cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafındanseçildiği ve hükûmet TBMM’den güvenoyu almadığı için “yönetimde istikrar.ilkesi kendiliğinden gerçekleşmiştir. Bu itibarla yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanıseçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek, model olacak birşeklidir. Dikkat buyurunuz, milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanıseçmiyoruz, muhtar seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek Cumhurbaşkanıseçiyoruz.'

KİSMESİNSIRTINA BİNMEDİK, KİMSEYİ SIRTIMIZA BİNDİRMEDİK

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, dün nedemişsek bugün aynı çizgide, aynı düşüncede, aynı görüşteyiz. Ancak Cumhurİttifakı olarak konuşup tartışarak orta yolun, makul çözümün, yeni sistemindoğasını zedelemeyecek tamirat ve onarımın karşılıklı anlayış ve uzlaşmaylayapılacağının inancına ve iradesine de sahibiz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bahsekonu açıklamasını çarpıtıp Cumhur İttifakı etrafında tezvirat ve tefrika imaleden fırsat düşkünü meczuplara da prim vermeyiz, itibar etmeyiz, bunları adamyerine bile koymayız. Bazı zekâ ve vicdan özürlülerin, 'Erdoğan, Bahçeli’yisırtından atacak mı?' diye yazı kaleme almaları, AK Parti ile MHP arasındasorun olduğundan bahsetmeleri, fitne tezgâhı açmaları alçak bir teşebbüs,namert bir telaffuzdur. Allah’a çok şükür siyasi hayatımız boyunca hiç kimseninsırtına binmedik hiç kimseyi de sırtımıza bindirmedik. Onun bunun sırtındangeçinen keneler bizi anlayamaz, anlasa da anlatmaya takatleri yetmez, yetemez.Yük aldık yük olmadık; bedelse ödedik, yeri geldi şehadet düştü hissemize, negam ne tasa katiyen şikâyet etmedik, önce ülkem ve milletim demekten de aslavazgeçmedik. Cumhurbaşkanlığı Kabinesine bakan vermedik, doğrudur. Ne var ki bukabine Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin kabinesidir. Alacağı herkararın yanındayız, sefasına değil gerekirse cefasına talibiz. MilliyetçiHareket Partisi tufeyli değildir, yancı değildir, ufakçı değildir, ulufeyetalip değildir, ikbale meraklı değildir; Türklüğün, Türkiye’nin ve Türkmilletinin serdengeçti şuuru, son kalesi, tüm çareler tükendiğinde düşmanasıkılacak son kurşunudur. Bilmeyen varsa tekrar hatırlatayım; SayınCumhurbaşkanı’mızla diyaloğumuz hasbidir, harbidir, haysiyetlidir, hakseverliküzerinedir, saygı ve sevgi temellidir, hiç kimse de aramıza giremeyecektir.Cumhur İttifakıyla ilgili polemik ve spekülasyon yapan kara sinek tabiatlıgüruhun durumu aynısıyla şudur: 'Sineğin akıllısı kiraza biner şehre gider,sineğin aptalı gübreye düşer bunlar gibi ahıra girer.'

CUMHURİTTİFAKINDA PAZARLIK YOKTUR

Cumhur İttifakında pazarlık yoktur. Cumhurİttifakında ihtilaf yoktur. Cumhur İttifakı bir planın ürünü, sipariş edilmişbir projenin üretimi değildir. Bu ittifak 15 Temmuz işgal ve ihanetine karşımeydanlarda kurulmuştur. Bu ittifak 7 Ağustos Yenikapı Ruhu’yla oluşmuştur. Bizzillet değil, Türk milletinin ta kendisiyiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin yedidüvele meydan okuyan cesaretiyiz, gelecek ümidiyiz. Terörle mücadelede kesinsonuç almak için, Sosyo-ekonomik gelişmeyi en üst seviyeye taşımak için, iç vedış sorun alanlarının birer birer üstesinden gelmek için, deprem felaketininderin izlerini tamamıyla silmek için, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefleriningerçekleşmesi için, dünyada Türk mucizesinin hayata geçmesi için Cumhurİttifakının devamından yanayız, hiçbir şart altında da bu ittifakın bozulmasınakendi adımıza söylüyorum, geçit vermeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 14 ve28 Mayıs 2023 tarihlerinde başarıya ulaşması için her özveriyi gösterdik,kiminle istiyorsa görüşüp temas kurmasına destek verdik, hatta partimizdenihraç edilen bir şahısla bile aynı kareye girmeye içimiz acısa bile sesçıkarmadık. Sanıyorum herkes mesajı aldı ve anladı, ne diyeceğimi merak edipkarmaşa ve kavga bekleyenler külahı kafalarına ters giyerek arkalarına bakmadannifak mevzilerine tekrar geri dönmek zorunda kaldı. Bu bedhahlara, bu gafillerediyorum ki, buradan size ekmek çıkmaz. Dedikodu çarkınız bize sökmez,ittifakımızı öğütemez, önümüzü de kesemez. Madde atomlardan, zaman anlardanoluşur. Bir olay iki anda yaşanmaz, yaşanamaz. Hayat ve fizik kuralları bunusöylese de siyasette bir olayın iki anda yaşanması mümkün ve muhtemeldir.

 

CUMHUR'UN14 VE 18 MAYIS'TA TEZAHÜR EDEN BAŞARISINA YENİ BİR HALKA EKLEMEK İSTİYORUZ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 28 Kasım2023 Salı günü partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada,"Huzurlu bir kale arayanlar için tek çare Milliyetçi Hareket Partisi veCumhur İttifakıdır. Milletimizi aydınlık iddiasıyla karanlığa çekenlerinipliğini pazara çekmek için sabırsızlanıyoruz. Siyaset kofluğunu mahallîidarelerden silip atmak için yanıp tutuşuyoruz. Cumhur'un 14 ve 28 Mayıs'tatezahür eden başarısına yeni bir halka eklemek istiyoruz." dedi. MHPLideri Bahçeli, konuşmasında şunları kaydetti:

“Değerli Milletvekili Arkadaşlarım,Saygıdeğer Misafirler, Basınımızın Değerli Temsilcileri, haftalık olağan Meclisgrup toplantımıza başlarken hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor; başarılı,huzurlu ve sağlıklı günler geçirmenizi diliyorum. Yurt içinde ve yurt dışında;televizyon ekranlarından, sosyal medya platformlarından, radyo kanallarındanbugünkü toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza, gönül ve kültürcoğrafyalarımızda yaşayan değerli kardeşlerimize en kalbî selamlarımıiletiyorum. Yegâne gayesi günü kurtarmak olan siyasetçilerin iradelerikumandalı, iddiaları kuşkulu, ifadeleri kuru ve kuruntuludur. İkinci elsiyasetlerin, defolu siyasi partilerin, bununla mündemiç yıkıcı düşüncelerin,negatif duyguların ülke ve millet hayrına bir değer üretmesi sadece hayalmahsulü bir ihtimaldir. Yalandan vergi alınsa iflas bayrağını çekecek kadaryüzsüz olanların ne duruşu duruştur ne de sözü sözdür. Bunlara itibar edilmesibizzat itibar kelimesinin mana ve muhteva açısından inkârıdır. MilliyetçiHareket Partisi için siyasi namus abeste direniş değil, hakikate teslimiyet,millete hizmet ve mensubiyettir. Merhum Cemil Meriç’ten ilham alarak diyeceğimodur ki; siyasetimiz devirleri kuşatan, dönem sınırlamasına takılmayan bir şuurenginliğidir. Bütün gerçekleri yoklayarak, bütün maskeleri yırtarak, bütüniftira düzeneklerini kırarak, bütün ezberleri bozarak sıratımüstakim üzeremücadelemizi sürdürüyoruz. Her seferinde dava irfanımızı yeniden fethekoyularak bugünü geleceğin ümitlerine, geçmişin de ünsiyetine bağlıyoruz.Bozgunda zafer düşü gören zavallı güruhu sürekli rahatsız ediyoruz. Bir dervişsabrıyla, bir akıncı sebatıyla, bir kâşif heyecanıyla, milletimizin ruhundadefine arayan bir seyyah hevesiyle mücadelemizi sürdürüyoruz. Aynı gökte uçankarganın gündemi başka, kartalın gündemi başkadır. Aynı yerde sürünen yılanındünyası başka, yürüyen kurdun dünyası başkadır. Bizim dünyamızın mihveri,gündemimizin mihenk taşı elbette Türkiye’dir, Türk milletidir. MilliyetçiHareket Partisi; büyük bir fikir hamulesine, yüksek bir idrak seviyesine,muazzam bir vatan ve millet sevdasına haiz dava ekolü, siyaset erdemidir. Açıksözlü ve kalender bir tavırla, sömürgeleşen siyasetçileri, köküne ve kimliğineyabancılaşmış sözde aydın ve kalem sahiplerini cesaretle tenkit eden, alayınıbirden silkeleyen soylu bir mizacın kalesi üç hilaldir. Hıyanetin, husumetin vehizbin dışında huzurlu ve güvenli bir liman arayanlar için tek çare tıpkı denizfeneri gibi çevresine ışık salan Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhurİttifakıdır. Cumhuriyet’in yeni yüzyılında tam beş yıldır mahallî idareleredüşen zillet gölgesini kaldırmak amacıyla insanüstü bir gayretle çalışıyor,çabalıyor ve hazırlık yapıyoruz. Milletimizi aydınlık iddiasıyla karanlığaçekmek isteyenlerin ipliğini pazara çıkarmak için sabırsızlanıyoruz. Bağımlıvicdanlarıyla, esir kafalarıyla, çer çöp siyasetleriyle Türkiye’nin önünükesmek isteyen siyaset kofluğunu mahallî idarelerden silip atmak hedefiyleyanıp tutuşuyoruz. Cumhurun 14 ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde tezahür edenbaşarısına yeni bir halka eklemek istiyoruz. Merkezî yönetimle yerel yönetimlerarasında denge, uyum ve insicam olmasını amaçlıyoruz. Türk ve Türkiye Yüzyılıhedeflerine ulaşabilmek için bunu mecburi addediyoruz. Karşımızdaki siyasibariyeri, teslimiyetçi siyaset engelini, ahlak ve aidiyet kriziyle malulsiyasetçi pürüzünü aşmak durumundayız. Bir karar vericinin değil, rehinaltındaki bir protestocunun ruh hâliyle siyaset yapanlara günlerinigöstermenin, tarihin ve milletin gündeminden tamamen çıkarmanın anlayış vearayışındayız. Bu maksatla hür bir irade kifayetiyle de devamlı çalışıyoruz.