DEVLET BAHÇELİ: BİZİM KONGRELERİMİZDE KAYBEDEN, BAŞI ÖNE EĞİLEN, MAHCUP, MAĞLUP OLAN HİÇ KİMSE YOKTUR VE OLMAYACAKTIR

11 Mart 2024 12:34
Okunma
13
DEVLET BAHÇELİ: BİZİM KONGRELERİMİZDE KAYBEDEN, BAŞI ÖNE EĞİLEN, MAHCUP,  MAĞLUP OLAN HİÇ KİMSE YOKTUR VE OLMAYACAKTIR

DEVLETBAHÇELİ: BİZİM KONGRELERİMİZDE KAYBEDEN, BAŞI ÖNE EĞİLEN, MAHCUP,  MAĞLUP OLAN HİÇ KİMSE YOKTUR VE OLMAYACAKTIR

AhmetDeniz AĞCA

 

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) GenelBaşkanı Devlet Bahçeli, 31 Ağustos 2023 Perşembe günü yaptığı açıklamada, 1 Eylül2023 tarihinde il kongrelerinin başlayacağın hatırlatarak, "Unutmayınızki, bizim kongrelerimizde kaybeden, başı öne eğilen, mahcup ve mağlup olan hiçkimse yoktur ve olmayacaktır. Yeni seçilecek il başkanımız ve yönetimi baştaolmak üzere hepinizi kutluyor, emniyet ve sükûnet içinde geçecek kongremizdendolayı da her birinize teşekkür ediyorum." dedi. MHP lideri Bahçeli,açıklamasında şunları kaydetti:

"Aziz Dava Arkadaşlarım, MuhteremHanımefendiler, Beyefendiler, sözlerimin başında müstesna heyetinizi en iyidileklerimle selamlıyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. İlkongremizin nice imrenilecek güzelliklere, nice parlak gelişmelere, nice kutluilerleyişlere vesile olmasını canıgönülden temenni ediyorum. Aranızda olamasamda kalbimin sizlerle beraber çarptığını özellikle bilmenizi istiyorum. Denge,düzen ve disiplin içinde gerçekleştirilen ilçe kongrelerimizin demokratikortamında seçilmiş değerli delegelerimizin iştirak ve iradesi münasebetiylebugünkü seçimli il kongremiz toplanmıştır. Davamızın asaletine, demokrasininadabına ve 54 yıla dayanan kutlu mücadelemizin ahlakına yakışır bir kongreninyapılacağına yürekten inanıyor, hepinizden de bunu bekliyorum. Sizler büyük birfikir hamulesine ve yüksek bir siyasi idrak haysiyetine sahip vatan ve milletsevdalılarısınız. Biliniz ki, Türkiye’nin gelecek umudu, gerçek ufkusizlersiniz. Düşe kalka ilerleyen beşeriyet kervanının tam tersine duruşunuzlahayranlık uyandırıyor, dirayetinizle de birilerinin uykularını kaçırıyorsunuz.Gönüller arasına köprüler kuran, uçurumları inancıyla kapatan, Türklüğünirfanını zinde ve zirvede tutmak için çırpınan bu çağın serdengeçtilerisiniz.Tıpkı uzun bir keşfe çıkan seyyah gibi milletimizin sinesinde saklı duranhazinelerini muhabbetle çıkarıyor, onlarla kucaklaşıyorsunuz. İnsanlık tarihi,ülkelerin çoğunlukla içeriden teslim alınacağına dair sayısız tecrübi misalikayıt altına almıştır. Kalenin kilit tutmaması veya kaleyi içten çökertmek manave mesaj itibarıyla bu ifadeye çalıştığım tarih hakikatiyle ilişkilidir. Ancakihanet ne kadar diri olursa olsun, iç işgal cephesi nasıl bir oyuna teşebbüsederse etsin, milletine ve vatanına karşılıksız hizmetle mükellef cesuryürekler olduğu müddetçe menfur çabalar boşunadır. İşte bu cesur ve teslimalınamaz yürekler Milliyetçi-Ülkücü Hareketin her onurlu mensubu, yanisizlersiniz. Tarih ve coğrafyayı birbirine bağlayan, Cumhuriyet’in yeniyüzyılında yeni bir Türk destanı yazmak ve bunu da yaşatmak azminde olan birirade hamdolsun sivrilmiş, serpilmiş ve seri hâlde çalışmaya koyulmuştur. Buiradenin kaynağı hem millettir hem de kutlu ecdadımızın bizlere miras bıraktığıülkülerdir. Türkiye’nin ayağından çekiştirmeyi, iç çekişmelere gömülmesini,sanal korkuluklara ve sahte korkulara boyun eğmesini projelendiren ilkellerin, buprojeye sponsorluk ve piyonluk yapan iş birlikçilerin sonu gelmiş, nihayetdevri kapanmıştır. Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefinin gerçekleşmesiyle geleceknesiller muasır, muzaffer ve müreffeh bir ülkede güvenle ve onurlayaşayacaklardır. 100’üncü yıl dönümüne ulaştığımız Türkiye Cumhuriyeti ilelebetpayidar kalacaktır. Bugün atacağımız her hayırlı adım önümüzdeki yeni yüzyılıimar ve ihya edecektir. Bugün yapacağımız her fedakârlık yeni yüzyılın süpergüç Türkiye’sinin çatısını örecek, sütunlarını dikecektir. Milliyetçi HareketPartisinin siyaset felsefesinin özü ve öznesi insandır. Daha mutlu, dahahuzurlu, daha güvenli, daha zengin, daha iyi hayat şartlarına ulaşmış insangayemizden, aynı şekilde toplum ve millet amacımızdan taviz vermeden haklı vehürriyet merkezli mücadelemizi istikrarlı şekilde sürdürmekte kararlıyız.Türkiye’mize zillet müstahak değildir. Hezimet vadeden, çıkar ve koltuk hesabıyapan, kulislerin fısıltısıyla ayakta duran, fitnenin ikmaliyle varlığınıkoruyan, günü kurtarmaktan başka hesabı olmayan köksüz ve fikirsiz siyasetTürkiye’mize asla layık değildir. Yolu doğru olanın yükü ağırdır. Bizim yolumuzbelli, yönümüz bilinmektedir. Milliyetçi-Ülkücü Hareketin yolu hak yolu, halkyolu, hakikat yolu, vatan yolu, Kızılelma yolu, elbette Allah yoludur. Yolsuzunyol tarifi neyse, cahilin allame pozu vermesi aynısıdır. Ne mutlu, emanetibugünlere kadar taşıyanlara, ne mutlu aldıkları yadigârı elden ele geçirenlere,ne mutlu, mükâfatı çile, madalyası yara, armağanı şehadet olan davamızı bugünlerekadar omuzlayanlara. Elbette bugünlere kolay gelinmedi, bugünler kendiliğindengelmedi, davamız ezelden beri haklıydı. Ama hep haklı çıkmayı bekledik durduk.Sabrettik, dayandık ve inandık. Şimdi hak verenler çoğaldı. Şimdi hakkımızıteslim edenler arttı. Bu nedenle önümüze bakıyoruz, mücadelemize odaklanıyoruz,milletimizi medeniyetler ve milletler mücadelesinde ön saflara nasıl geçiririzbuna kafa yoruyoruz. İlçe kongrelerimizle başlayıp il kongrelerimizle deminialacak ve nihayet 14’üncü Büyük Kurultayımızla neticelenecek demokratik süreç,partimizin ve yenilenmiş kadrolarımızın Türkiye’ye hizmet aşkını daperçinleyecektir. Bunun yanı sıra 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Mahallîİdareler Seçimlerinde yüksek bir başarıya ulaşmak ve zilletin izini tamamensilip atmak için yerimizde bir saniye durmayacağız. Yılmadan, yorulmadan,saflarımızı bozmadan diri şekilde dava ve siyaset mücadelesine devam edeceğiz.Hepinize güveniyorum. Hepinize üstün başarılar diliyorum. Unutmayınız ki, bizimkongrelerimizde kaybeden, başı öne eğilen, mahcup ve mağlup olan hiç kimseyoktur ve olmayacaktır. Biz büyük bir aileyiz. Birbirimizin hem yareni hem deyurduyuz. Arkadaşlık, dostluk ve ülküdaşlık hukukumuz hiçbir ayrım vedargınlığa geçit vermeyecektir. Fitne mevziisine yatıp fırsat kollayanlara daasla göz açtırılmayacak, müsamaha gösterilmeyecek, müsaade edilmeyecektir.Biriz, diriyiz, kardeşiz, hep birlikte Milliyetçi-Ülkücü Hareketiz. Yeniseçilecek il başkanımız ve yönetimi başta olmak üzere hepinizi kutluyor,emniyet ve sükûnet içinde geçecek kongremizden dolayı da her birinize teşekkürediyorum. Rabb'im korktuklarımızdan emin, umduklarımıza da nail eylesindiyorum. Hepiniz sağ olun, var olun, Cenabıallah’a emanet olun. Ne mutluTürk'üm diyene!"

"2024’EDOĞRU DİYAR DİYAR ANADOLU" TEMASIYLA 31 MART 2024'E HAZIRLANIYORUZ”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,"2024'e Doğru, Diyar Diyar Anadolu" temasıyla 31 Mart 2024'teyapılacak olan Mahallî İdareler Seçimleri için heves ve heyecanlahazırlandıklarını belirtti. Bahçeli, 19 Eylül 2023 Salı günü yapılan MerkezYönetim Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu Toplantısı sonrasında yaptığı basıntoplantısının siyasi gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.Konuşmasında, "Bu vesileyle saygın heyetinizle birlikte ekranları başındabizleri izleyen aziz vatandaşlarımızı, gönül ve kültür coğrafyalarımızda hayatve haysiyet mücadelesi veren can kardeşlerimizi hürmet ve muhabbetleselamlıyorum." diyen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

"Fikir ve dimağın kaptanlık ettiğibeden gemisinin gayet ince hesaplara dayanarak rotasını çizen, hangi ilim veirfan iskelesinden feyiz alacağını akıl ve gönül pusulasıyla bilen, kalbinhisarlarında esen fırtınayı huzur iklimine çeviren manevi büyüklerimizin hayırdualarıyla yol alıyor, milletimizin takdir ve teveccühüne mazhar olmak içinçalışıyoruz. Niyetimiz halis, nişanemiz ülkeye hadim bir anlayış, nirenginoktamız çetin meseleleri kavrayan havi bir bakıştır. Nefis temizliği ve ruhenginliğiyle dava ve iddia sahibi olduğumuzu bihakkın göstermenin kesintisizarayış ve çabasındayız. Çok şükür, yabancı değer yargılarına göre yaşayanlardanve bu tip bir alçalmaya maruz kalanlardan hiç olmadık, olmayı da aklımızınucundan geçirmedik. Debisi yüksek yozlaşma akıntısına kapılıp meçhul ve müphembir istikamete umut bağlayacak kadar şaşkın, şaibeli ve şuursuz bir durumadüşmedik. Özellikle bilinmesini isterim ki, dur durak tanımayan çalışma arzusu ilehalkımızın vuran nabzını avcumuzun içinde tutuyor, vicdanımızın derinliklerindetitizlikle taşıyoruz. Anadolu irfanının rehberliğinde milletimizin her güzelinsanına müşfik ve muhabbet kokulu elimizi uzatıyor, pirüpak gönlümüzüaçıyoruz. Öteden beri Türk milletinin faal zekâsından, faziletle yoğrulmuşmizacından, imrenilecek meşrebinden hem istifade hem de iftihar ediyoruz.  Konuşmasında, 2024’e Doğru, Diyar DiyarAnadolu temasıyla 31 Mart 2024 tarihine heves ve heyecanlahazırlanıyoruz." hatırlatmasında bulunan MHP Lideri Devlet Bahçeli,şunları söyledi:

"Başarının dışında ikinci bir seçeneğeher zaman olduğu gibi yine kapalıyız. Merkezî yönetimle yerel yönetimlerarasındaki arızi kopukluğun giderilmesini, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemininsunduğu imkân ve fırsatlarla bütünleşmiş tek yürek bir Türkiye’yi hedefliyoruz.14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde tezahür ve tekâmül etmiş milletiradesinin aynısıyla 31 Mart 2024 tarihinde yerel yönetimlere yansımasını vezillet tortularının kazınmasını, yerel yönetimlere düşen gölgeninkaldırılmasını amaçlıyoruz. Türkiye’nin zaman kaybetmeye, oyalanmaya, hızlaakan hayat ve hadiselerin gerisinde kalmaya tahammülü yoktur. İkinci DünyaSavaşı’ndan hemen sonra teşekkül eden sözde kurallara dayanan uluslararasısistem sarsıntı geçirip yeni bir dünya mimarisi için siyasi, ekonomik vejeopolitik denklemler kuruluyorken; Türkiye oyun kurucu vasfıyla, aktif ve çokboyutlu politikalarıyla, siyasi ve askerî caydırıcılık kabiliyetiyle bu şartlaraltında ben de varım diyerek varlığını ibra ve ifşa etmektedir. Adaletli,güvenli, eşit paylaşıma dayanan, nimet-külfet dengesinin küresel ölçekte kurulduğuve dahası huzura kavuşmuş bir dünya tablosunun sadece hayalden ibaretolmadığını düşünüyoruz. Bu düşüncemizde de ısrarlı ve istikrarlıyız. MilliyetçiHareket Partisi olarak ne yaptığımızı biliyoruz, nereye ulaşacağımızınbilincindeyiz. Aynı zamanda 17 Mart 2024 tarihinde bir şölen havasında yapmayıkararlaştırdığımız 14’üncü Olağan Büyük Kurultayımızla düğümlenecek demokratiksüreçte, il ve ilçe kongrelerimizi disiplin, demokratik olgunluk, sağduyu,sükûnet, kardeşlik ve yüksek bir katılım eşliğinde gerçekleştiriyoruz.Cumhuriyet’in yeni yüzyılını omuzlayacak kadrolarımızla ve Cumhur İttifakıolarak yepyeni projelerimizle gücümüze güç katacağımıza inanıyoruz. Bugün yaptığımızortak toplantıda; Mahallî İdareler Seçimleriyle işleyen kongre takvimimiz değerlendirilmiş,aynı şekilde Anayasa değişikliği gündemiyle beraber iç ve dış konu başlıklarıdetaylarıyla ele alınmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, başında sonunda,önünde arkasında milletin olmadığı hiçbir ilişki ve irtibat ağının; hiçbirfikri, siyasi tez ya da önermenin içinde bugüne kadar olmamış, bundan sonra daolması düşünülemeyecektir. Siyasetteki maksadımız evvelemirde gök kubbede hoşbir seda bırakmaktır. Muradımız Türkiye’ye ve Türk milletine layıkıyla hizmetetmektir. Bundan mülhem hizmet edenin himmet göreceğini de gayet iyibilmekteyiz. Kaldı ki Türk kültür ve medeniyetini ayakta tutan tılsımın buolduğunun farkındayız. Sanal ve sahte gündemleri elimizin tersiyle iterek,tuzakları birer birer bozarak, korkulukları teker teker yıkarak önümüzebakıyoruz, ufkumuza çekilen perdeleri yırtıp atıyoruz. Rıza kazanarak, maşerîvicdanda saklı duran cevherleri gün yüzüne çıkararak; dahası solmuş yüzlerecanlılık, sinmiş yüreklere sıcaklık, soğumuş diyaloglara akıcılık katarak haklıve tarihi mücadelemizi diri tutmanın çabasındayız. Daha adil, daha insani, dahamerhametli, daha güvenli, daha huzurlu, daha mutlu, daha onurlu bir dünyanınözlemini çekiyoruz. Birleşmiş Milletler 78’inci Genel Kurulunda bu özleminmüştereken seslendirilmesini, son tahlilde siyasi, diplomatik, pratik veeylemsel sonuçlarının küresel vicdanı rahatlatmasını arzuluyoruz. Sınır aşangöç sorunundan ekonomik ve ticari cepheleşmelere, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndanAsya-Pasifik hattındaki güç mücadelelerine, İslamafobi salgınından ırkçı veşovenizm hastalığına, devlet dışı aktörlerin yaygınlığından terörizmin değişikvaryantlarına, demokrasi dışı eğilimlerin kökleşmesinden çapını ve çeperinigenişleten çatışmalara varıncaya kadar risk ve tehditler dünya genelindeartmıştır. Bunun yanı sıra Türkiye’nin toplumsal dokusunu tahrip edipsığınmacılar üzerinden sipariş edilmiş bir kavga ortamı imal ederek sert veşiddet içeren bir iç gerilim ortamı yaratmak isteyenler de gemi azıyaalmışlardır. Dış tahriklerle ülkemizin hassasiyetleriyle oynamayı siyasetzannedenler haddi aşmanın eşiğindedir. Bu gelişmelere rağmen adalet vehakkaniyeti, eşitlik ve hürriyeti, huzur ve emniyeti bir insan hakkı gören,bunun da fevkinde Allah’ın bir lütfu ve ihsanı kabul eden bir inançla dünyayıTürkçe okumanın gayretindeyiz. Ülkemizde ve dünyada huzur istiyoruz. Pergelinsabit ayağını Ankara’ya koyuyor, hareketli ayağıyla da muhtelif zamandilimlerinde ve 360 derecelik bir açıyla dünyayı tarıyor ve takip ediyoruz.Bunu yapmaya da zorunlu olduğumuzu biliyoruz. Çünkü biz Türk cihan hâkimiyeti mefkûresinifikir ve siyaset hayatımızın mihveri olarak gören, gördüğüne de ulaşmak içincanını dişine takan Türk ve Türkiye sevdalısı cesur yürekleriz. Çünkü biz ilayikelimetullahıntaviz ve teslimiyet kabul etmeyen sancaktarlarıyız. Göz kamaştıran birmedeniyetin mirasçıları olarak inzivaya çekilmeye, dünyadan kendimizisoyutlamaya, tamamıyla içimize kıvrılıp bölgesel ve küresel vizyonumuzukapatmaya hakkımızın olmadığı inancındayız. Büyük ülküleri tıpkı damarlarındakikan gibi kafasında ve kalbinde dolaştıran bir milletin dünyadaki gelişmeleriyedek kulübesinden veya dikiz aynasından izlemeye kalkması bir bakıma varlığınıinkâr etmek demektir. Takdir edersiniz ki inkâr bir vebaldir, varacağı yer deihanet ile imhanın karanlık çukurudur. Tarihini tanımayan ve tarih şuurutaşımayan milletler hafıza ve idraklerini, daha kötüsü de istikbal iradelerinikaybetmeye her daim mahkûmdur. Böylesi bir mahkûmiyete sürüklenen toplum ya damilletlerin acıklı ve parçalanmış hâlleri tarihin yıkık harabelerindeziyadesiyle mevcuttur. İtidal ve ihtiyatıyla, asalet ve ahlakıyla, hamiyet vehükümran vasfıyla temayüz etmiş Türk milleti dinî, millî ve insanihasletlerinden dolayı uyduluğu tarih boyunca topyekûn reddetmiştir. Bununlabirlikte beşeriyete yeni ve parlak ufuklar açmayı da başarmıştır. Bu başarıyısürdürülebilir bir momentle daha da taçlandırmak Türk ve Türkiye Yüzyılıhedeflerine ulaşmakla mümkündür. Dünden bugüne hadiselerin akış zincirinin içiçe geçmiş halkalarının dirayet ve dikkatle analizini yaptığımızda muhtemeltehlikelerin içyüzünü teşhis ve tespit etmemiz kuşkusuz mukadderdir. Siyasiçalışmalarımızda en başta özen gösterdiğimiz husus; bütüncül zaman telakkisiniesas alarak Türkiye’mizin karşı karşıya olduğu risk ve tehlikeleri, stratejikavantaj ve kazanımları fikrî müktesebatımız ve siyasi tecrübemizledeğerlendirmek, ilkesel duruşumuzla çelişmeyen politikalar üretmektir. Esasolan zamanın yükünü taşımak değil, yükü zamana taşıtacak irade ve fikrî kudretigösterebilmektir. Merkez Yönetim Kurulumuzla Merkez Disiplin Kurulumuzunbugünkü ortak toplantısında ülkemizi meşgul eden mahut ve mutat sorun alanları,bölgesel ve küresel gelişmeler bu stratejik akılla görüşülmüş, konuşulmuş vepaylaşılmıştır. Türkiye’nin her meselesi bizim de meselemizdir. Türkmilliyetçiliğinin milletimize ve ülkemize doğrudan temas eden her meseleyleilgili de söyleyeceği sözü, göstereceği refleksi, hazırlayıp kamuoyunun takdirve tensibine sunacağı çözüm reçeteleri vardır, kaldı ki muhtevalı ve muazzeznitelikli müşahhas sonuçlar vicdan sahibi her insanımızın malumudur. Ne Türkiyegündeminin ne de dünyadaki gelişmelerin arkasından yorgun ve yılgın şekildekoşacak kadar âciz ve çaresiz değiliz, bugüne kadar da olmadık. Her anyenilenerek, her zaman tetikte ve uyanık durarak hadiseleri omurgasındanyakalıyor, gündemin bir adım ilerisinde bulunuyoruz. Siyasetimizi halkın somutsorunlarına, günlük, geçimlik ve gelecek bazlı gerçeklerine göre yapıyoruz.Bizim sırça köşklerle işimiz olmaz, olmayacaktır. Birileri gibi fil dişikulelerinde sefa sürmemiz, keyif çatmamız, çıkar hesabı yapmamız, günükurtarmaya tevessül etmemiz, kulislerin oyuncağı olmamız akıl kârı olmadığıgibi mümkün de değildir. Milliyetçi Hareket Partisinin duruşu Türk milletininduruşudur. Milliyetçi Hareket Partisinin ufku Kızılelma ufkudur. MilliyetçiHareket Partisinin kaynağı Ötüken, kararı Türkiye’nin bekası, mücadele kaderide Allah’ın izniyle kıyamete kadar bakidir. Devlet-i ebed-müddet, millet-iebed-müddet inanç ve iradesi, siyasi ve fikrî varlığımızın şeref konusu, aslaödün vermeyeceğimiz ilkesel onurudur. 9 Eylül 2023 tarihinde Fas’ta meydangelen deprem ile 10 Eylül 2023 tarihinden buyana Libya’yı etkisi altına alan,özellikle bu ülkenin doğu kıyılarında ağır felaketlere neden olan Daniel Kasırgasındandolayı hayatlarını kaybedenlere Cenabıallah’tan rahmetler niyaz ediyor,yaralılara şifalar diliyor, bu iki dost ve kardeş ülkeye taziyelerimiiletiyorum. Türkiye, doğal afetlerin pençesinde kıvranan Fas ve Libya’ya hertürlü insani yardımı sevk ederek kanayan yaraların sarılmasına destekvermiştir. Tıpkı tahıl koridorunun tekrar açılmasında gösterilen duyarlılıktaşahit olunduğu gibi, nerede bir mazlum ve zorda kalan varsa Türkiye oradadır.Ümit ve temennim, binlerce insanın hayatına mal olan, büyük bir yıkıma yol açandoğal afetlerin sebebiyet verdiği acıların, dramların ve kayıpların bir nebzede olsa telafi edilmesi, felaketlerin derin izinin silinmesidir. Türkiye gerekdepremin gerekse de sel ve su taşkınlarının pek çok defa feci badirelerine muhatapolmuştur. 6 Şubat 2023 tarihinde asrın felaketi olarak tanımlanan KahramanmaraşPazarcık ve Elbistan merkezli depremlerde rahmetle andığımız ve sayıları 50bini aşan vatandaşımız ebediyete irtihal etmiştir. Hakikaten de yaşadığımızafetin vahim sonuçları ortaya çıkmış, 11 ilimizi her yönden tesir altınaalmıştır. Çok şükür geride kalan yaklaşık 7,5 aylık zaman diliminde devlet tümgücüyle deprem bölgesine nüfuz etmiş, nihayet depremzede vatandaşlarımızın açve açıkta kalmaması sağlanmıştır. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, depremedayanıklı konutların inşası hızla devam etmekte, güvenli konutların haksahiplerine kısa süre içinde teslimi konusunda takdir ve tebrik edilecek birgayret sergilenmektedir. Görmeyen, göremeyen, görse bile çekemeyenler yok saysada, Türkiye Cumhuriyeti her alanda yükseliş kulvarındadır. Fenalıkların vefelaketlerin cesameti ne kadar fazla olursa olsun hepsini birden aşacak veüstesinden gelecek akıl, azim, dayanışma ve iman milletimizde Allah’a çok şüküretkin ve egemendir. Bir zamanlar alnındaki güneş söndü zannedilen Türkiye,bugün elinde dev bir meşale ile hamdolsun ayaktadır. Derler ki, inkılap birinsanın uykusunu tamamen aldıktan sonra uyanmasıdır. İhtilal, birisini geceyarısı dürterek uyandırmaktır. İstiklal ise uyurken bile uyanık kalmaktır. Türkmilleti istiklaline ve istikbaline bedeli ne olursa olsun uyanık bir şuurlasahip çıkmaktadır. Bu uğurda şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakârlıklarıdestanlara konu olacak kırattadır. Bildiğiniz gibi bugün 19 Eylül GazilerGünü’dür. Türk vatanı şehit ve gazilerimizin kutlu bir emanetidir. Türk milletive Türkiye Cumhuriyeti hem şehitlik anıtı hem de gazilik beratıdır. Devletimiz,şehitlerimizin kanlarıyla kurulduğu gibi gazilerimizin adanmış yürekleriyle veüstün mücadeleleriyle var olmuştur. Özellikle gazilik muazzam bir fedakârlıkruhunun mücadele ahlakıyla örtüşmesi, vatana ve millete bağlanmış bir hayatıniftihar edilecek unvanıdır. Elbette şehit ve gazilerimize çok şey borçluyuz.Gazilerimiz bağımsızlığımıza ve tarihî varlığımıza esaret zinciri vurmakisteyen düşman odaklara iman gücüyle direnen ve karşı çıkan kahramanlarımızdır.Onları göz ardı etmek, ihmale kurban vermek asla doğru değildir. Gaziler bizimgöz nurumuz, gurur nişanemizdir. Haklı mücadelelerini sahiplenmek, meşrutaleplerini savunmak siyasi ve manevi sorumluluğumuzun bir gereğidir. Bukapsamda terörle mücadele esnasında yaralanan, fakat gazi sayılmayan kahramankardeşlerimizin haklarını vermek, gazilik unvanıyla taltif etmek boynumuzunborcudur. Gaziliğin yara oranı, yara yüzdesi, yara derecesi olmaz, olmamalıdır.Gazi, gazidir; başkaca bir tasnife yer ve gerek yoktur. Terörle mücadelesırasında yaralanıp da mevzuat hükümleri çerçevesinde yeterli şartlarısağlayamadığı iddia edilen gazilerimizin ağırlaşan mağduriyetleri derhâlçözülmelidir. Çözümün adresi ise Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Şehit vegazilerimize layık olabilmek için ne gerekiyorsa yapacağımızı tekraren ifadeediyor, bütün gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Devletimizin kurucusuMustafa Kemal Atatürk’e Müşirlik rütbesinin ve Gazilik unvanının verildiğitarihin yıldönümünde; İlk Cumhurbaşkanı’mız Atatürk'ü, Millî Mücadelekahramanlarını, aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, Gaziler Gününün hayırlaravesile olmasını temenni ediyorum.

TBMMGAZİ MECLİSTİR AKSİNİ İDDİA EDEN KILIÇDAROĞLU GAFİL VE ART NİYETLİDİR

Konuşmasında CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu'na yönelik sert eleştiriler de de bulunan Bahçeli, "CHP GenelBaşkanı’na önce Millî Mücadele yıllarını hatırlatır, sonra da izan ve insafa davetetmek isterim." diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun, "Bu Meclis GaziMeclis değildir." şeklindeki sözünü hatırlatan Devlet Bahçeli, konuşmasınışöyle sürdürdü:

"Türkiye Büyük Millet Meclisininmanevi itibarına kara çalan ve 103 yıllık mehabetine hakaret edenKılıçdaroğlu’nun parti içi çekişmeler, yavan ve yapay değişim çalkantılarınedeniyle iyice şuur kaybına uğradığı, oto kontrolünü kaybettiği, ağzındançıkanları kulaklarının duymadığı anlaşılmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisigazi bir Meclistir. Aksini iddia eden Kılıçdaroğlu gafil ve art niyetlidir.Meclisimiz 15 Temmuz gecesi tepesinden atılan bombalar altında bu şerefliunvana ikinci kez layık olmuştur.

Kılıçdaroğlu’nun aşırı hırsı ve anormalihtirası aklının önündedir. Bu zat akıl tutulmasına hapsolmuşken,makulden ve millî değerlerden de tamamen uzaklaşmıştır. CHP’nin il ve ilçekongrelerinde havada uçuşan sandalyeler, her gün bir yenisine şahit olduğumuzşiddet sahneleri, demokrasiyi zehirleyen ve despotizmi çağrıştıran ilkelmanzaralar Kılıçdaroğlu ve yönetiminin maskesini düşürmüştür. CHP’yidemokrasiyle eşitleyen ve özdeşleştiren bozuk zihniyet sahipleri elbette fahişbir yanlış ve yanılgının içindedir. Bunların demokrasi anlayışı Türkiyedüşmanlarının kabaran iştahını doyurmaya, dayatmaları sineye çekmeye, iç barışve huzur iklimini bozucu faaliyetleri diri tutmaya hizmet etmektedir. CHP’nindemokrasi mantığıyla PKK-FETÖ’nün demokrasi retoriği üst üste örtüşmektedir.Bugünkü CHP’nin, 100 yıl önceki CHP’yle en küçük bağı en ufak benzerliği kalmamıştır.Bugünkü CHP’de mandacılar köprübaşını tutmuş, bölücüler baş tacı yapılmıştır.CHP demek kavga, kargaşa, karışıklık, karanlık ve kutuplaşma demektir. CHPdeğişirse Türkiye değişir demek sadece hamaset, sadece hezeyandır. 14 Mayıs ve28 Mayıs 2023 tarihlerinde Türkiye bu kötürüm siyasetin ve ittifak ortaklarınıneline düşmüş olsaydı, Allah muhafaza, korkunç gelişmelerin birbirini takipetmesi kaçınılmaz hâle gelirdi. Şimdi birbirlerini yiyorlar. Şimdi birbirlerinedüşmüş vaziyetteler. Şimdi birbirlerine demedik laf bırakmıyorlar. Gerçekten deAllah bu milleti, bu ülkeyi zillet ittifakından korumuştur. Parsa kapmakamacıyla ve seri pazarlıklarla kurulan parçalı bir ittifakın paldır küldür,palas pandıras sona ermesi beklenen bir son ve sonuçtur. Fakat bu geçicidir,yine birbirlerinin kapılarına yüz sürmeleri bir siyaset gerçeğidir. İttifakınbittiği ifade edilse bile yeni bir masa hazırlığının pazarlık süreci alttanalta ilerletilmektedir. Merhum düşünürümüz Ziya Gökalp diyordu ki: 'İnsandaakıl, irade, mefkûre varken zilleti kabul etmez, edemez.' Bu kapsamda Türkmilleti zilleti önce 14 Mayıs’ta, sonra 28 Mayıs’ta kabul etmemiştir. Canıgönüldeninanıyorum ki, 31 Mart 2024 tarihinde de asla kabul etmeyecektir. Mahallîİdareler Seçimlerine kimin hangi şartlar altında gireceği, 81 ilde hangipartilerin seçime kendi adaylarıyla katılıp katılmayacağı bizim meselemizdeğildir. Böylesi bir merakımız yoktur. Biz Cumhur İttifakının şaşmaz ahlakına,sağlam doğasına, zamanlar üstü siyasi misyonuna ve ülkeye karşılıksız hizmetaşkının derin manasına bakıyor, buna uygun hareket ediyoruz. Unutulmamalıdırki, bir kere zillete düşen bir daha belini doğrultamaz, milletin yanında yerinialamaz. Merhum Cemil Meriç, Tevfik Fikret’in meşhur çocuğundan hareketledemişti ki; 'Haluk bir cins isimdir, tarihten kaçanların ismi.' Bu çarpıcıtarifle köküne ve kimliğine yabancılaşan Türk aydınını Haluk’un travmatik veçarpık hayatıyla simgeleştirmiştir. Esasen Türk siyasetinde de Haluk sendromu nüksetmiştir.Zillet ittifakı bu sendromun bugünkü hâliyle siyasi bünyesidir. Kimliksiz birmuhalefet alternatif olmaktan bütünüyle çıkmıştır. Fikir olmayınca, erdemolmayınca, vizyon olmayınca, Türkiye sevgisi kalmayınca şüphesiz çetecilik vekomitacılık eğilimleri öne geçmektedir. Şu andaki muhalefet demokrasi ve millîgüvenlik için mihrak bir sorundur. Türk milleti bunun idrakindedir, 31 Mart2024’te de gereğini yapacak, münafık ve müflis siyasetçileri tasfiye edecektir.Az evvel dile getirdiğim üzere, Kılıçdaroğlu’nun Gazi Meclisi karalaması,terörle iş birliği yapması, tavşan adayıyla değişim taleplerini kurnazcagöğüslemeye çalışması işin özünde bir zillettir. 100’üncü yıl dönümüneulaştığımız Türkiye Cumhuriyeti muhteşem bir mücadele ruhuyla kurulmuştur.Misal olarak, Sakarya Savaşı devam ediyorken sebze ve meyve yüzü görmeyenkahraman neferlerimiz, çiğ kabakları tuzlayıp salatalık niyetine yemişlerdi.Elde yok avuçta yoktu. Üstte yok başta yoktu. Askerlerimizin ayağına giyecekdoğru dürüst postalları bile yoktu. Ne var ki imkânsızlığın ıstırabı istiklalaşkıyla örselenmişti. Yokluğun ve yoksulluğun baskısı vatan ve milletsevdasının kuvvetiyle kaldırılmıştı. Sömürgecilerin vahşet hesapları Türkmilletinin bağımsızlık onuruna can pahasına sarılmasıyla kırılmıştı. Bugün aynıcesaret, aynı metanet, aynı feragat, aynı fedakârlık, aynı kararlılık terörlemücadelede gösterilmektedir. Çünkü bizim verilecek bir karış toprağımız yoktur.Çünkü bizim pazarlık konusu yapılacak ne istiklalimiz ne de istikbalimiz söz konusudur.16 Eylül 2023 tarihinde, Irak’ın kuzeyindeki Hakurk ve Pençe-Kilit Operasyonubölgelerinde tespit edilen terör hedefleri isabetle imha edilmiştir. Teröristneredeyse Türkiye’nin meşru hedefi orasıdır. Artık hiçbir yer, hiçbir in,hiçbir mağara, hiçbir sığınak ve barınak bölücü terör örgütü için güvenlideğildir. Çoğulcu ihanetin kökü kazınacaktır. Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümündeterör musibeti millet ve ülke gündeminden ayıklanıp inşallah çıkarılacaktır.Terörle mücadelenin başarı çıtası yükseldikçe terör seviciler çılgınadönmektedir. Varsın onlar çılgına dönsünler, hatta kudurup ortalığa düşsünler,terör örgütü, karanlık destekçileri, kartlaşmış ve katranlaşmış figüranlarıiçin son yaklaşmış, hesap günü için şafak sökmüştür. Bu mutlak akıbetten kaçışve kurtuluş asla yoktur.

CHP'LİTANRIKULU'NA SERT TEPKİ

Hiçbir Türk ve Türkiye düşmanı içinmüsamaha olamayacaktır. Bilhassa PKK/YPG’nin iş birlikçi kitlesinden olanpotansiyel bir terörist, üstelik CHP milletvekili, Türk Silahlı Kuvvetlerineiftira atmıştır. Günlerdir sabırla ve dişimi sıkarak gelişmeleri takip ettim.Kim ne söyledi veya ne söyleyecek ona baktım. Günü ve saati geldiğindekonuşmak, tarafımızı ve tavrımızı göstermek için beklemeye koyuldum. İşte o günbugündür. Türk Silahlı Kuvvetlerine saldıran bu alçak ve aşağılık sözdemilletvekilinin ağzı düşman ağzıdır, aidiyeti Kandil mağaralarıdır.Vatandaşlarımızı helikopterden atan, köyleri yakan asker Türk askeri değildir.Böyle bir hadise de vuku bulmamıştır. Bu dil terör dili, bölücü örgüt ezberi,husumet ve hıyanet tebliğidir. Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin kendipartisinde bulunan bu satılmış PKK’lıya lazım gelen cezayı vermekten imtinaetmesi, basit ve caydırıcı olmaktan uzak tutumu adı konulmamış bir ağız ve akılbirliğine delalettir. Yükte hafif, pahada ağır ne kadar rezalet ararsanız CHPyönetiminde bulmanız kaçınılmazdır. Türk milletinin medarıiftiharı Türk SilahlıKuvvetlerine bühtanla sataşmak ve saldırmak şerefini kaybetmiş vatansızların,kimliğini iki paralık etmiş bayraksızların harcıdır. Ne vatansızların ne debayraksızların Türkiye Büyük Millet Meclisinde yeri yoktur. PKK’ya sözcülükyapan bir suçluya hazineden maaş verilmesi skandaldır, günahtır, alan için deharamdır. Hukuk ve demokrasinin kuralları eksiksiz işletilerek bu çürümüşünmilletvekilliği düşürülmeli, mahkeme yolu ardına kadar açılmalıdır. Tahammülsınırlarını gerdikçe geren, sabır taşını çatladıkça çatlatan bölücülerdenTürkiye Büyük Millet Meclisini arındırmak tarihe, millete, şehitlere, gazilerevefa borcudur. Bakınız HDP’yle ilgili açılan kapatma davası hâlâsürüncemededir. Bu durum haksızlıktır, hukuksuzluktur, Türk milletinesaygısızlıktır.

"HDPKAPATILSIN" ÇAĞRISINI YİNELEDİ

Anayasa Mahkemesinin yolu yol değildir,tarafı adaletin ve millî varlığın yanı hiç değildir. Mevcut hâliyle AnayasaMahkemesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını gözetmek yerineHDP’nin ve bölücülüğün değirmenine ısrarla su taşıdığı ayan beyan ortadadır.Terörizmin kilit taşı, siyasi damarı, ikmal merkezi, terörist devşirmemekaniğinin ana arteri HDP’nin ve devamı niteliğindeki Yeşil Sol Partinin birgün bile faaliyet içinde olması zillettir, rezalettir. Sormak lazımdır ki,Anayasa Mahkemesi neyi bekliyor? Nasıl bir delil istiyor? Hükmü açıklamak içindaha neyin olmasını planlıyor? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açtığıdavada, hazırladığı iddianamede eksik bırakılan ne vardır da Anayasa Mahkemesibunca zamandır hukuki süreci ağırdan almaktadır? Böylesi bir kepazeliği hukukunüstünlüğüyle, hukuk devleti ilkesiyle açıklamak mümkün müdür? YargıtayCumhuriyet Başsavcılığının da yetki ve sorumluluklarını güçlendirerek TürkiyeCumhuriyeti Başsavcılığı adıyla yeni baştan kurumsal organizasyonun yapılmasıbeklentimiz ve görüşümüzdür. Türkiye’de üstünlerin hukuku bitmiştir. Türkiye’deterör hukuku hiçbir zaman geçerli olmamıştır. Şayet bir hukukçu kendi siperinegömülürse, önyargıları ve ideolojik dürtüleri öne çıkarsa orada adaletin tesisve tecellisi biliniz ki imkânsızdır. Biz adalet istiyoruz, üstelik hemenistiyoruz. Biz şehitlerimizin hakkını müdafaa ediyoruz. Biz gazilerimizinsesine kulak veriyoruz. Anayasa Mahkemesinin görevini derhâl yapmasınıbekliyoruz. Dağda tepesine bindiğimiz canilerin, yurt içinde ve yurt dışındaönümüze katıp kovaladığımız teröristlerin Anayasa Mahkemesine sığınmasına, arkakapıdan içeri girmelerine göz yummayacağız. Doğruya doğru, yanlışa yanlışdiyeceğiz. Gündüz şapkalı, gece külahlı olanlarla Anayasa Mahkemesinin aynıçizgiye sürüklenmesi hukuk onuruna ve demokrasi namusuna sürülmüş kara birlekedir, bu leke muhakkak temizlenecektir. Feriştahı gelse duruşumuzdan tavizvermeyeceğiz, hiçbir zaman da boyun eğmeyeceğiz. Ardışık ve çok yönlüsüreçlerin zorlu tarih patikasında mesafe aldığı bir dönemden geçiyoruz. 9-10Eylül 2023 tarihlerinde Yeni Delhi’de yapılan G-20 Zirvesinden sonra yayımlananLiderler Bildirgesi’nde; günümüzün savaş çağı olmaması vurgulansa da bununsadece bir temenniden ibaret kaldığı malumlarınızdır. Sebepler değişmedensonuçlar üzerinde konuşmak ve kafa yormak faydasızdır. G-20 SonuçBildirgesi’nde iyi niyet mesajı veren ülkelerin ve bu ülkelerin liderlerinindünyanın bugünkü hazin ve alaca karanlık manzarasından doğrudan sorumluoldukları tartışmasızdır. Dünyadaki hiçbir gelişme zirve bildirilerinde yerbulan iyimser ve yapıcı söz ve vaatlerle bağdaşmamaktadır. Afrika Birliği’ninG-20’nin daimî üye statüsü alması müspet bir gelişme olsa da diğer alanlarda vesorun başlıklarında anlamlı, doyurucu ve kayda değer pek bir ilerlemesağlandığından bahsetmek zordur. Türkiye, bu zirvede en iyi şekilde temsiledilmiştir. En başta Kılıçdaroğlu olmak üzere, ülkemizin itibarının veegemenlik haklarının başı dik bir şekilde temsilinden rahatsız olanların öncehangi çevrelerin tesir ve telkini altında olduklarını gözden geçirmeleritutarlı bir davranış olacaktır.

KARABAĞKARANLIĞA ÇEKİLMEYECEKTİR

Konuşmasında Karabağ sorununa da değinenBahçeli, şunları kaydetti:

"Diğer yandan, ABD’nin Ermenistan ileortak tatbikatı,  Azerbaycan’ın Karabağbölgesinde gayrimeşru Ermeni güçlerinin kontrolündeki topraklarda meydan okurgibi seçimlerin yapılması bölge barış ve huzuruna kastetmektir. Aynı zamandaErmenistan Birleşmiş Milletler Konseyi kararları ile AGİT ilkelerini ihlaletmektedir. Karabağ Türk’tür, Türk’ün yurdudur, Can Azerbaycan’ın ayrılmaz,ayrılamaz, koparılamaz vatan toprağıdır. Ermenistan aklını başına almalı,ateşle oynamaktan vazgeçmelidir. Barış görüşmelerini sekteye uğratacak,istikrar arayışlarını boşa çıkaracak her provokasyonun ağır sonuçlarına Erivanyönetimi yeri ve zamanı geldiğinde tekrar katlanmak durumunda kalacaktır.Türkiye’nin, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü ve egemenlik haklarını tehditeden zora dayalı kanun ve kural dışı muamele ve müdahalelere direnmesi ikidevlet, tek millet onurunun bir icabıdır. Soydaşlarımız yalnız değildir.Karabağ karanlığa çekilemeyecektir. Azatlık Türk’ün ve Türk yurtlarının ezelîve ebedî kaderidir. Ülkemiz öngörüsü ve manevra kabiliyeti yüksek bir dışpolitika icra etmektedir. Köklü diplomasi geleneğine sahip olan Türkiye, dışpolitikasında coğrafi konumu, tarih zenginliği, güçlü kurumları, kadim milletvarlığı, ahlaki ve manevi müktesebatı başta olmak üzere birçok yerli ve millîunsurdan beslenmektedir. Türkiye göz ardı edilecek, mesela planlananHindistan-Orta Doğu ve Avrupa ekonomi koridorunda ihmal edilecek bir ülkedeğildir. Türkiye kıtaların kesişme noktasındadır. Kutup Yıldızı gibi parlayanTürk Kuşağı hem bölgemize hem de dünyaya barış, huzur ve istikrar vadetmektedir.Artık sahada ve masada sözü geçen, sözü dinlenen, ne diyeceği merak uyandıranbir Türkiye gerçeği vardır ve gün geçtikçe bu yalın gerçek kökleşmektedir.

"ABBİZİM İÇİN BİTMİŞTİR"

Ancak Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizbugüne kadar bir türlü istikrar kazanamamış, karşılıklı hak ve çıkarlara saygıesasına dayalı bir seyir izleyememiştir. Ankara Antlaşması’nın imzalandığı 12Eylül 1963 yılından bu tarafa, yani tam 60 yıldır bir aldatma ve oyalama sürecidevamlı canlılığını korumuştur. Bu tek yanlı, peşin hükümlü, dışlayıcı,dayatmacı, hakkaniyetten uzak, ötekileştiren, ölümü gösterip sıtmaya razıetmeye yarayan, irademizi ve millî haysiyetimizi zedeleyen Avrupa Birliğisüreci artık taşınması ve tahammülü imkânsız hâle gelen zelil bir hamuleyedönüşmüştür. 13 Eylül 2023 tarihinde Avrupa Parlamentosunda kabul edilenTürkiye Raporu’nda, “Mevcut şartlarda Türkiye’nin AB’ye katılım sürecininyeniden başlatılmayacağı” belirtilmiştir. Brüksel oradaysa Ankara buradır.Katılım sürecine artık kim katlıyorsa katılsın, hepsi onların olsun, sabahakşam katılım çetelesi tutsunlar, katılımlarını da müzakerelerini debastırsınlar başlarına, kıstırsınlar dişlerine, biz Türkiye Cumhuriyeti’yiz,biz Türk milletiyiz. Sözünü ettiğim raporda, Türkiye ile tam üyelik yerinestratejik ortaklık önerisi de gündeme getirilmiştir. Akıllarınca bizi avutarakbağımlılığın yörüngesinde tutmayı istiyorlar. Ankara’da bulamadığımızıBrüksel’in kapı önlerinde arayalım istiyorlar. Hatırlanacağı üzere, 3 Ekim 2005tarihinde Lüksemburg'da yapılan konferans ile Türkiye resmen Avrupa Birliği’nekatılım müzakerelerine başlamıştı. Yine aynı gün Türkiye için Müzakere ÇerçeveBelgesi yayımlanmıştı.  Böylece, Türkiyeile Avrupa Birliği arasındaki gelgitli ilişki, çok önemli bir dönüm noktasınıaşarak yepyeni bir sürece girmişti. Katılım müzakerelerinde şu ana kadar 16fasıl müzakerelere açılmış, bir tanesi de geçici olarak kapatılmıştı. Bazı üyeülkelerin siyasi blokajları ve Kıbrıs sorunu müzakere sürecini rehin almıştı.2006-2010 yılları arasında 13 fasıl müzakereye açılmışken, açılmayan fasıllarınbüyük bir bölümü üye ülkelerin siyasi dirençlerine takıldığı için, 2010-2013döneminde yalnızca 1 fasıl müzakereye açılabilmişti. Hatta 17 Mayıs 2012tarihinde Türkiye ve Avrupa Komisyonu arasında pozitif gündem başlatılmış,Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri açısından bazı önemli konulardaki iş birliğimekanizmalarının güçlendirilmesi hedeflenmişti. 15 Temmuz 2016 tarihindeki FETÖdarbe girişimi sonrasında AB’nin Türkiye’ye karşı sergilediği dayanışmaeksikliği, terörle mücadelemize şaşı ve soğuk bakışı ilişikleri olumsuzetkilemişti. Ne yapılırsa yapılsın, Türkiye-AB arasındaki güven bunalımı,Brüksel merkezli subjektif yargılar aşılamamıştır. Türkiye’ye üçüncü sınıf ülkemuamelesi yapılması, her seferinde açılmayan, açılsa da bir türlü kapanmayanfasıllarla müzakerelerin yıpratıcı ve yorucu seyri millî gururumuzu defalarcaincitmiştir. Türkiye ile Avrupa Birliği arasında karşılıklı güvenin yeni baştaninşası için düzenlenen 26 Mart 2018 tarihli Varna Zirvesinden de bir sonuçalınmamıştır. Avrupa Birliği, Rumların ve Yunan tezlerinin ambargosu altındaTürkiye’nin tarihî haklarından ve egemenlik çıkarlarından vazgeçmesi içinsürekli yeni engeller çıkarmıştır. Türkiye’nin tarihine, millî ve manevideğerlerine sırt dönmesini, yani varlığını kesin olarak reddetmesiniprojelendirenler, müzakere havucuyla tek yanlı bağımlılığı sürekli hâlegetirmek için uğraşmışlardır. Yalnızca Rum ve Yunan komplosu değil, geri plandaABD’nin, Almanya’nın ve Fransa’nın bulunduğu potansiyel blok Türkiye’ninbirliğe girişini yapay bahanelerle devamlı kundaklamış ve kösteklemiştir. 2019yılının ikinci yarısında, Rum yönetiminin ve Yunanistan’ın 'Doğu Akdeniz’deülkemizin ve KKTC’nin meşru hakları hilafına giriştikleri hidrokarbon sondajfaaliyetlerine verdiğimiz tepki sonrası AB’nin 'Birlik Dayanışması' adı altındaülkemize karşı aldığı kararlar tam bir çifte standart olarak tarihe geçmişti.Ardından Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG yuvalanmasına karşı meşru mücadelemizeyönelik AB’nin temelsiz suçlamaları üyelik müzakerelerini baltalamıştı. Açıkçasöylemek isterim ki, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi üye olarak kabul etmeyeniyeti, böyle bir hedefi, samimi ve dürüst bir çizgisi, tutarlı, objektif veahlaki bir bakışı yoktur, hiç de olmamıştır. Türkiye bir yol ayrımına, tarihinve milletin çağrısına riayet ederek bir karar vermenin eşiğine gelmiştir.Gerçekten vakit Türkiye vaktidir, vakit Brüksel macerasına son vermeninvaktidir. Egemenliğimizin Brüksel’e, sahte yeryüzü cennetine devri diye bir şeysöz konusu olamayacaktır. Avrupa Birliği madem bizi istemiyor, madem kırk deredensu getiriyor, madem gözünüzün üstünde kaşınız var diyor, o hâlde biz de onlarıdünden istemediğimizi, üyelik serüveninin bir an evvel noktalanması hususundaparti görüşümüzü aziz milletimizle paylaşıyoruz. Avrupa Birliği’nin kirli,kindar ve tarihî hesaplarla ihata edilmiş müzakere defteri açılmamak üzereister tek taraflı ister iki taraflı olsun mutlaka kapatılmalıdır. Bizim içinAvrupa Birliği bitmiştir. AB’yle doğmadık, AB’siz de ölmeyiz. AB’yle varolmadık, AB’siz de yolda kalmayız. 60 yıl kaybettik, bir 60 yıl dahakaybedemeyiz, onun bunun ağzına bakamayız. Ülkemizi yargılayan, sinirlerimizigeren, millî şerefimize dil uzatan bir birlik yapısının isteseler de artıkiçinde olamayız, olmamalıyız. Dünya AB’den müteşekkil değildir. Türkiye tarihîreferanslarıyla, medeniyet birikimiyle, müstesna kültür hazinesiyle, kardeşlikve iyi komşuluk hukukuyla çevresinde dost kuşağı oluşturmaya mahir vemuktedirdir. Avrupa Birliği’nin PKK’yı üye örgüt statüsünde saflarına almasınınönünde de bir engel kalmamıştır. Ayrıca NATO’nun da tartışılması, sorguyaçekilmesi, gerekirse yeni baştan ittifak hukukunun millî değerler kapsamındaele alınması zorunluluktur. NATO’ya da mahkûm olmadığımız herkesçebilinmelidir. İsveç’in NATO üyeliğine şu şartlar altında Milliyetçi HareketPartisinin olumlu bakması ise eşyanın tabiatına bütünüyle aykırıdır. TürkiyeCumhuriyeti tam bağımsızdır. Cumhuriyet’in yeni yüzyılında iç ve dış kaynaklıtüm kamburlardan kurtulmak millî gayemizdir. Kimseyi uşak görmeyiz, hiçkimsenin de Türkiye’yi uşak mertebesine çekmesine müsaade etmeyiz. Bölgesel veküresel çapta ülkemize saygıyla yaklaşan, karşılıklı hak ve çıkarlara saygıgösteren, kuyu kazmak yerine dostluk ve iyi ilişkilerin kuytusunda buluşmayahazır olan ülkelerle kucaklaşmak için yeni bir seferberlik süreci başlatmakzorundayız. Bunlardan birisi olan Türk Devletleri Teşkilatı, tarih ile coğrafyakaynaştırmaktadır. Türk ve İslam toplumları Afrika ve Balkan ülkelerini deiçine alacak şekilde yeni bir dünyanın yol haritasını çizebilecektir. AB işinebaksın, kandıracak, müzakere çıkmazına sürükleyecek boynu eğik yeni ülkelerinpeşine düşsün, bizden de sonuna kadar uzak dursun.  Türkiye Cumhuriyeti’nin, yepyeni bir dirilişruhuyla darbe Anayasa’sının yerine herkesi kapsayan, geniş katılımlı, demokratik,insan hak ve hürriyetine bağlı, devlet ve toplum hayatının hassasiyetleriniözümseyen, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemiyle uyumlu, millî ilkelerlebütünleşmiş bir Anayasa’yla yeni yüzyıla mühür vuracağına inanıyoruz.Milliyetçi Hareket Partisi buna hazırdır. Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünde100 maddelik Anayasa teklifimizle de hazırlıklarımız tamamlanmış, bizatihiSayın Cumhurbaşkanı'mızla paylaşılmıştır. Cumhur İttifakı olarakbaşaracağımızdan kuşku duymuyorum. Türkiye, dünyanın parlayan yıldızıdır.Dünyadan Türk’ü ve Türkiye’yi çekip çıkardığınızda geriye hiçbir şeykalmayacaktır. Ve dünyanın kalbi de Türkiye’den, Türk dünyasından atacaktır.Yaşasın Türk milleti. Yaşasın Türk vatanı. Var olsun Türkiye Cumhuriyeti. Buduygu ve düşüncelerle basın toplantımıza katılımlarınızdan dolayı teşekkürediyor, aziz milletimizi ve sizleri saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun,Cenabıallah’a emanet olun."

MHP'DEN"MİLLÎ STRATEJİK GÜCÜMÜZ CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÛMET SİSTEMİNİN BİRİNCİDÖNEMİ" KİTABI

Bu arada, MHP'nin yeni dönemde önceliğibelli oldu. MHP tarafından "Millî ve Stratejik Gücümüz CumhurbaşkanlığıHükûmet Sisteminin Beş Yıllık Birinci Dönemi" başlığıyla kitap hazırlandı.Sistemin hukuken ve fiilen uygulandığı 5 yıllık birinci dönemine ilişkin tespitve değerlendirmeleri içeren kitapta, demokrasilerde hükûmet sistemleri,Türkiye'de parlamenter sistem döneminde yaşanan sorunlar, sistemin inşasınailişkin süreçler anlatıldı. Kitapta, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin busüreçte reform adımları, terörle mücadele ile ekonomik ve dış politikagelişmelerinde sağladığı katkıya yer verildi. Türkiye yeni Anayasa için uygunve sağlıklı bir iklime sahip sistemin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesiiçin yeni Anayasa'nın atılacak en önemli adım olarak görüldüğü kitapta,Türkiye'nin, çatısı başkanlık sisteminin ana ilkelerince örülen, millî vemanevi değerlerden ilham alan, yalnızca kendine özgü yeni bir anayasayakavuşması gerektiğinin altı çizildi. Kitapta, Türkiye'nin, yakaladığı siyasiistikrar, demokrasi tecrübesi ve tüm toplum kesimlerinin mevcut Anayasa’nındarbe ürünü olma vasfını eleştiren yaklaşımı sonucunda yeni bir Anayasayapılması için uygun ve sağlıklı bir iklime sahip olduğuna dikkati çekildi.MHP'nin 4 Mayıs 2021'de "Cumhuriyetin 100. yılında 100 maddelikAnayasa" önerisini kamuoyuna duyurduğu, AK Partinin de 1 Şubat 2021'deCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni Anayasa çağrısı doğrultusunda yeniAnayasa hazırlığının tamamlandığını açıkladığı hatırlatılan kitapta,"Cumhur İttifakı, birlikte kararlaştıracağı yeni Anayasa taslağınıkamuoyunun bilgisine sunacak ve böylece MHP'nin 1999'da söylediği '21. yüzyıldayeni Anayasa' hedefi de yerine getirilmiş olacaktır." ifadelerine yerverildi.

DEVLETBAHÇELİ'DEN MEVLİD KANDİLİ MESAJI

MHP Lideri Devlet Bahçeli, 26 Eylül 2023Salı sosyal medya hesabı üzerinden Mevlit Kandili mesajı yayımladı. Bahçeli'ninmesajı şöyle:

"Cehaletin, melanetin, dalaletin, hertürlü insani felaket ve mağduriyetin kol gezdiği, dahası zamanın köşe başlarınıtuttuğu kapkaranlık bir dönemde Efendi’miz Hz. Muhammed Mustafa dünyaya teşrifetmiş, nuruyla âlemleri aydınlatmıştır. Böylelikle manevi hüsran bitmiş,hidayet susuzluğu dinmiştir.

Nitekim bu gece kutlu bir doğumu,Cenabıallah’ın rahmet tecellisini müjdelemiştir. Resulullah, akıl ve adaletin,güzel ahlak ve imanın, barış ve kardeşliğin, temiz vicdan ve samimi inancıntimsali, tefekkür ve tezekkür zirvesidir. Onun imrenilecek hayatı, onun çağlarüstütavsiye ve tembihleri insanlığın aradığı huzur ve manevi zenginliğin yegânekefili ve kifayetidir. Mevlit Kandili münasebetiyle hasreti çekilen yeni birdiriliş ve yükseliş ruhunun özellikle ve Türk ve İslam toplumlarına nüfuzetmesi başlıca ümidimdir. Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin,Türk-İslam âleminin bu mübarek gecesini dualarımla kutluyor, Efendimizesalatüselam ediyorum. Allah yâr ve yardımcımız olsun. Hayırlı kandiller."