6 ŞUBATKAHRAMANMARAŞ DEPREMİ-YARALARI BİRLİKTE SARACAĞIZ
“İlim, Japonya’dada olsa alınız!”
GaziÜniversitesi Öğr. Gör. Mustafa TEKELİ
6 Şubat 2023 saat 04.17’de doğa Türk milleti için kendisinibir kez daha şiddetli bir şekilde hatırlattı. Bu kez Kahramanmaraş ve DoğuAnadolu fay hattı çevresindeki illerimiz bu doğa olayından ne yazık ki oldukçaetkilendi. Ülkemiz geçmişte yaşadığımız acıları yeniden yaşamak zorunda kaldı.Deprem gerçeğini Türk toplumu olarak kanıksamış durumdayız, devletimizin afeteylem planları bunların birer göstergesi fakat özellikle deprem öncesihazırlıklar noktasında toplum olarak daha çok yol almamız gerekliliği birgerçektir. Önce iğneyi kendimize, sonra çuvaldızı başkasına batıralım.Yaşadığımız zor günlerde devletimizin imkânları ve milletimizin birliktelikruhuyla yeniden toparlanacağımız günler yakındır. Bu afette de acı bir şekildeortaya çıktı ki Türk milletinin ivedilikle bir deprem bilincine sahip olmasıgerekmektedir. Uluslararası uygulamalara bakıldığında görülmektedir ki deprembilinçli nesiller yetiştirmek hem deprem öncesi hem deprem esnasında hem dedeprem sonrası süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Ülkemizde kamusal alanda veözel sektörde deprem eğitimleri, afet eylem planları, afet eğitimi için gereklialtyapılar bulunmaktadır. Yaşanan bu üzücü afetlerde görülüyor ki teorik olarakbir hazırlığın yanında mutlaka uygulamalı ve bilişsel eğitim ve yönlendirmeleredaha çok yer verilmelidir. Bu açıdan bakıldığında Türk toplumunu her zaman veher mekânda yönlendiren şanlı bir medeniyetimiz ve kültürümüzün olduğunuhatırlamak yerinde olacaktır. İslam dini ve onun çepeçevre kuşattığı Türkkültüründe Hz. Muhammed’den rivayet edilen bir söz vardır: “İlim Çin’de deolsa, gidip alınız!” Bu noktada afet eğitiminde ve afet yönetiminde dahadeneyimli, başarılı olmuş örnekler ülkemizin kendi imkânları ölçüsünde bir afetkültürü oluşturmasında toplumumuza bir ışık tutacaktır. Afet eğitimi ve afetyönetimi noktasında dünya çapında uygulanagelen başarılı örneklerin başındaJapon Afet Eğitim ve Yönetim Sistemi gelmektedir. Her ne kadar coğrafya farklıolsa, depremleri tetikleyen etmenler bilimsel olarak kendi içerisinde düşünüldüğündebirbirinden bağımsız yorumlansa da insan eğitimi ve yönetimi noktasında benzerliklerve ikincil örnekler bizlere ipuçları verebilir. Bunun için öncelikleJaponya’nın coğrafi konumuna, depremlere karşı ne zaman etkili bir mücadeleyekalkıştıklarına ve bu mücadelenin sonuçlarına göz atmakta fayda var. Japon Takımadalarıdenizle çevrilidir ve bu ada ülkesi denizde ve karada Avrasya, Pasifik veFilipin plaka sınırlarında yer almaktadır. Bu nedenle, Japonya eski zamanlardanberi depremler, tsunamiler ve tayfunlar da dâhil olmak üzere dünyanın gerikalan kesimlerinden daha fazla doğal afetle karşı karşıya kalmaktadır. Sonyıllarda, küresel iklim değişikliğinin de etkisiyle dünyadaki en şiddetlidepremler bu bölgede yıkıma sebep olan vakaları da beraberinde getirmiştir. Bütünbu olumsuzluklar karşısında Japonya afet önlemede bir süper güç hâlinegelmiştir ve her yaştan vatandaşına günlük olarak herhangi bir zamanda meydanagelebilecek doğal afetlerden korumak için aktif bir şekilde, özellikle uzunvadede etkili olabilecek bir afet eğitimi yürütmektedir. Japonya'da afeteğitimi, kamusal ve özel alanlarda birçok yerde eş zamanlı yürütülür, böyleceinsanlar kendilerini felaketlerden daha etkin koruyabilirler. Büyük KantoDepremi Japonya’yı 1 Eylül 1923’ te 8.3 şiddetinde vurmuştu ve 142 bin 800Japon’un hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Miladi 684 yılındaki Hakuho (8.4mw) depremine kadar dayandırılabilen Japon deprem tarihi boyunca yaşanan enölümcül deprem olmuştu. Japonlar bu depremden büyük dersler çıkardılar.Öncelikle 1 Eylül günü “Afet Önleme Günü” olarak belirlendi. Bunun ışığında,sonbaharda bir “Afet Önleme Haftası” oluşturuldu ve çalışan, çalışmayan bütünyetişkinler ve okullarda eğitim alan bütün çocuklar bu tarihten itibarenzorunlu olarak tahliye eğitimine katılmaktadır. Yıllar içerisinde bueğitimlerin olumlu sonuçları sonraki yıllardaki depremlerde ortaya çıkmıştır.Japonya’daki verilere göre 8 mw ve üzeri şiddetli depremlere bakıldığındahayatını kaybedenlerin sayısı; 1933’te Sanriku depreminde (8.4 mw) 3.000+, 1944Tonankai depreminde (8.1 mw) 1.223, 1946 Nankai depreminde (8.1 mw) 1.362, 1952Hokkaido depreminde (8.1 mw) 28, 1968 Tokachi depreminde (8.2 mw) 52, 2003Hokkaido depreminde (8.3 mw) 1, 2006 ve 2007 Kuril Adaları depreminde (8.3 mwve 8.1 mw) 0 ve 2011 Tohoku depreminde (9.1 mw) tsunaminin de etkisiyle 20 bineyakın insan hayatını kaybetmiştir. Uzmanlara göre Tohoku depremi Japonyatarihinde yaşanan en büyük deprem olarak kayıtlara geçmiştir. Tohoku depremi ölçümleregöre 9.1 mw şiddetinde gerçekleşti ve yer sarsıntısı 6 dakika boyunca sürdü. Bazıbölgelerde 40.5 metreye kadar ulaşan tsunamiye neden oldu. Bu olay göstermiştirki deprem sadece yeryüzünü değil okyanusları ve denizleri de harekete geçirmektedir.Bu yüzden bu afetlerin bütüncül düşünülmesinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Doğalafetlerdeki bu artış sebebiyle Japon yöneticiler doğanın devinimselhareketliliğine karşı konulamayacağını ancak bu etkilerin en azaindirgenebileceğini böylece afetlere karşı alınacak en etkili yöntemi insanlarıbilinçlendirmek olarak kabul etmiştir. Bu minvalde şehirler öncelikle "TehlikeHaritaları" adı verilen bir haritalama çerçevesinde yeniden gözdengeçirilmiş; diri fay hatları, taşabilecek nehirler, toprak kaymaları vemuhtemel tsunamiden etkilenecek yerler gibi risk alanları kamuoyunun bilgisinesunulmuştur. Her Japon vatandaşının sanal ve basılı kaynaklar yoluyla yaşadığıyer hakkındaki afet bilgilerini basit ve hızlı bir şekilde görebilmesine imkânsağlanmıştır. İnsanları afet önleme konusunda bilgilendirmeye yönelikgirişimler, Japonya'nın farklı yerlerinde aktif olarak yürütülmektedir. Örneğin;Tokyo'da, insanların afet önleme için neler yapabileceği hakkında bilgi içerenkitapçıklar, onların afet önleme konusundaki farkındalığını artırmak üzere herhaneye yerel yönetimlerce zorunlu olarak dağıtılmaktadır.
"Afet riskinin azaltılması", canlılara yakın olantehlikeleri bilerek, bir felaket meydana geldikten sonra hasarı en aza indirmekanlamına gelen bir terimdir. Japonya’daki kamusal alanlarda, kurumlarda, işmerkezlerinde ve okullarda depremlere ve deprem kaynaklı diğer doğal afetlerehazırlanmak için her yıl tahliye eğitimi verilmektedir. Çalışanlar veöğrenciler tahliye yollarını uygulamalı olarak inceler, toplanma alanlarınınyerlerini ve ikamet adreslerine ya da eğitim kurumlarına olan uzaklıklarınıöğrenirler. Yetkililer bu süreçte çeşitli GPS (takip) araçları kullanaraktahliye sürecini ölçer. Toplanan veriler, bir sonraki yıldaki tahliye eğitimiiçin, örneğin gidilecek en iyi rota veya tsunami durumunda seçilecek alternatifgüzergâh gibi hususlar için kullanılır. Eğitimlerde velilerin çocuklarınıokuldan aldıkları ve o anda büyük bir depremin vurduğu bir durumuncanlandırıldığı senaryolar da yansıtılmaktadır. Bu eğitimlerde yetişkinlere afetesnasında çocuklarla nasıl iletişim kuracakları, onları nasıl yönlendireceklerive nasıl koruyacakları anlatılmaktadır. Çünkü afet esnasında ulaşım ağının vetoplu taşımanın duracağı, yolların acil müdahale ekipleri ve tahliye elemanlarıiçin boş bırakılması gerekliliği öğretilmelidir. Japonya'daki bu eğitimlerialan insanlar sadece teorik ya da uygulamalı eğitimler almamaktadır. Japonlarküçük yaşlardan beri toplumda yazılı olmayan bir deprem kültürü ile yetişirler.Bunun için Japon kültüründe felaket önlemede bilişsel bir katkı sunan ünlü birifade bulunmaktadır: “Deprem esnasında itmeyin,koşmayın, konuşmayın, geri dönmeyin ve tehlikeye yaklaşmayın!” Japonya,felaketler hakkında bilgi edinebileceğiniz ve simüle edilmiş felaketleri dedeneyimleyebileceğiniz birçok afet önleme deneyimi tesisine sahiptir. Bumerkezlerde ailelerin birlikte katılabileceği bir deneyim turu sunulmaktadır.Örneğin, bir deprem simülasyonu, geçmişte etkili olan bir depremle aynısarsıntıları hissetmenizi sağlar. Yapay olarak oluşturulmuş bir yangınınkaynağına su püskürtmek için bir yangın söndürücü kullanarak deprem kaynaklıçıkan yangınlarla mücadele deneyimini sağlar. Çocuklar gerçek hayattaki yangınsöndürücülerin ağırlığını, kullanma şeklini deneyimler. Öte yandan ebeveyn veçocuklar arasında daha sonra gerçekleşebilecek bir felaket için aile olarakplanlamasının da yapılması sağlanmış olur. Bir başka simülasyonda "tsunamive sel deneyimi" yaşatılır. Bir sel sırasında su basıncına karşı arabakapılarını veya acil durum kapılarını açmanın zorluğunu gerçekten hissetmenizisağlar. Bu canlandırmalarda insanlar ciddi bir şekilde uygulamalı deneyimkazanırken aynı zamanda doğanın gerçeklerini eğlenerek öğrenirler. Bu sayedeafet anında soğukkanlı kalabilmeyi başarabilirler. Unutmayalım ki araştırmalaragöre ülkemizde yaşanan deprem nedenli ölümlerde birincil etmenin panik ve korkukaynaklı olduğu belirtilmektedir. Bir başka simülasyonda ise gerçekleşen birdeprem ardından enkazda en az 72 saat boyunca hayatta kalma becerisi kazandıranuygulamalı bir eğitim oturumu canlandırılmaktadır. Özellikle hasarlı binaların,sokakların görünümünün yansıtıldığı, kartondan yapılmış yataklar ve diğergünlük ihtiyaçlarla tamamlanmış, gerçek gibi görünen bir tahliye merkezi oluşturulmuştur.Afet eğitimleri veren Japon uzmanlar sadece yapay olarak hazırlanmış hasarlısokaklara, araçlara ve tahliye yollarına bakmanın bile afet bilincininyerleştirilmesinde önemli bir etkiye sahip olduğunu aktarmaktadır. Öte yandanbu eğitimler sayesinde çocukların afet önleme ile ilgili en son bilgilerle,teknik ve teknolojik aletlerle karşılaşmaları ve aile üyelerinin afetlerlemücadelede birlikte çalışmaları öncelenmektedir. Yazımızın başında dediğimizgibi Kahramanmaraş merkezli Doğu Anadolu fay hattı civarındaki illerimiziderinden etkileyen deprem ile Japonya’daki depremleri bilimsel olarakkarşılaştırmak başka bir konu ve deprem uzmanlarının tartışabileceği birkonudur. Fakat söz konusu afetlere karşı hayatta kalma mücadelesi oluncadünyanın neresinde bir afet olsa bunun ancak eğitim ve bilinçlenme ileüstesinden gelinebileceği anlaşılmaktadır. Ülkemizde Afet ve Acil DurumYönetimi Başkanlığı bünyesinde hâlihazırda “TürkiyeAfet Müdahale Planı” ile afetler karşısında çalışmalar yürütülmektedir. Bumüdahale planına göre her türlü afet ve acil durum için hızlı, etkili vekapsamlı bir müdahale organizasyonu oluşturan daha kısa zamanda, daha geniş alanda, daha çok hayatın kurtarılacağı, kaynakların etkin kullanımı ile müdahale çalışmalarınınhızlı bir şekilde gerçekleştirileceği,ekonomik ve sosyal kayıplarınen aza indirileceği, kesintiye uğrayan yaşam faaliyetlerininen kısa sürede normale döneceğigibi hedefler bildirilmektedir. Bunun yanında sanal ortamda ve kurumlardaeğitimler verilmektedir. Bu noktadaJaponya örneğinde de görüldüğü üzere ülkemizde bir afet ya da deprem kültürününoluşturulabilmesi için teorik eylem planlarının yanında mutlaka uygulamalı vebilişsel eylem planlarına da ihtiyaç duyulmaktadır. Bundan sonraki süreçtebütün toplumu kapsayıcı sadece gönüllülük sisteminin uygulanmadığı bazıdurumlarda zorunlu eğitimlerinde verilmesinin yerinde olacağı kanısındayız. Ülkemizgeçmişte olduğu gibi bu felaketinde üstesinden elbette gelecektir. Yaralarbirlikte sarılacaktır. “Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım!” Deprembilinçli nesiller olalım!