Dr. Bahadır Bumin Özarslan: SURİYE İLE IRAK’IN KUZEYİNE YÖNELİK ASKERÎ HAREKÂTLAR ULUSLARARASI HUKUKA GÖRE MEŞRUDUR

02 Ocak 2023 15:33
Okunma
115
Dr. Bahadır Bumin Özarslan: SURİYE İLE IRAKIN KUZEYİNE YÖNELİK ASKERÎ HAREKÂTLAR ULUSLARARASI HUKUKA GÖRE MEŞRUDUR


Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) GenelSekreter Yardımcısı ve Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi MilletlerarasıHukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Bahadır Bumin Özarslan, Suriye veIrak’ın kuzeyindeki bölücü terör örgütü PYD-YPG ve PKK’ya yönelik olarak yapılanister hava ister kara harekâtlarının uluslararası hukuka göre meşru olduğunubelirtti. Özarslan, BENGÜ-TÜRK TV Kanalı’nda Gökhan Altunkaş’ın hazırlayıpsunduğu “Söz Hakkı” programının konuğu oldu. Dr. Özarslan, İstiklal Caddesi’ndemeydana gelen bombalı saldırı ve bu saldırıya karşılık olarak Suriye ve Irak’ınkuzeyinde yapılan Pençe Kılıç Hava Harekâtı ile hemen arkasından yine aynıbölgelere yapılması planlanan kara harekâtı ile ilgili şu değerlendirmelerdebulundu:

“İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısı ileilgili olarak öncelikle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, yakınlarına,sevenlerine ve bütün milletime başsağlığı ve sabır, yaralılar için de acilşifalar diliyorum. Bu tür saldırılar maalesef Türkiye’nin uzunca bir süredirmücadele ettiği terörün daha doğru bir tabirle terörizmin bir başka somuteylemi.  İstiklal Caddesi’nin seçilmişolması da hiç de tesadüf değildir. Örgüt giderayak güya güçlü olduğunugöstermek bakımından bin mesaj vermek istedi. Ama çok şükür ki üzerinden 12saat geçmeden fail ve azmettirenlere bütün yardım ve yataklık edenleryakalandı. Bu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin terörlü mücadelede ne kadarçok kararlı olduğunu göstermesi ve toplumsal düzenini bozdurmayacağınıgöstermesi bakımından son derece önemliydi. Bu çerçevede güvenlik güçlerimizi,ilgili bakanlarımızı ve birimlerimizi ayrı ayrı tebrik ediyoruz. Bu olayakarşılık başlatılması planlanan kara harekâtı ile ilgili olarak zaman dilimiçok belirgin olmayabilir. Belki birkaç saat içinde başlayabilir. Çünkü bizim obölgede zaten belli bir süredir yığınak yaptığımızda bilinen bir gerçek. Neden?Çünkü ene son 2019’da yaptığımız Barış Pınarı Harekâtı’ndan sonra biz önce ABDile sonra Rusya Federasyonu ile bir mutabakat metni imzaladık ayrı ayrı. Bumutabakat metni çerçevesinde özellikle Barış Pınarı Harekât alanı ile FıratKalkanı Harekât alanı arasında kalan bölge. Hem Fırat’ın batısında hem dedoğusunda kalan bölge. Fırat’ın batısında kalan bölge Tel Rifat bölgesi ayrıcaBarış Pınarı Harekât bölgesinin doğusu ile Irak sınırına kadar olan Suriyebölgesi. Kamışlı’nın da içinde olduğu bölgeyle ilgili olarak mutabakatmetinleri imzaladık. Bu saydığımız bölgelerde Rusya, bize bu bölgelerde 30kilometre derinlikte PYD-YPG unsurlarının olmayacağını ve onlarıtemizleyeceğini taahhüt etti ve biz bu bölgelerde de aynı zamanda ortak devriyegerçekleştiriyoruz Rusya ile birlikte. Ancak Rusya bugüne kadar butaahhütlerini yerine getirebilmiş değildir. Öbür taraftan konuya genel bir açıdanyaklaşırsak eğer, bu taahhütlerin yerine gelmemesi durumunda biz buradangelecek olan saldırılara katlanmak durumunda değiliz. Burada bu mutabakatmetinleri zaten Suriye devletinin uluslararası hukukta aciz bir devlet olduğunuyani sınırlarının her yerinde egemen olamadığını, otorite boşluğu olduğunu, birzafiyet içinde olduğunu görüyoruz. Bu sebeple de mutabakat metinlerini Suriyesınırları içinde olmasına rağmen Rusya ve ABD ile yapmış olmamızdan dolayı bizbu saldırıların normal şartlar altında Suriye tarafından engellenmesigerekirken uluslararası hukuka göre. Rusya ve ABD gibi özellikle de Rusya’nınbu saydığımız alanlardaki taahhütlerini yerine getirmemesi sebebiyle zatenharekât hakkına sahibiz. Çünkü bu tür saldırılar bizim uluslararası hukukun çoktemel ilkesi olan ülke bütünlüğümüze ve siyasi bağımsızlığımıza saygı ilkesiniihlal etmektedir. Suriye bunu yerine getiremiyor aciz bir devlettir.  Bu bölgede fiilen otoritesi olan RusyaFederasyonu da taahhütlerini yerine getirememektedir. Dolayısıyla bizsınırlarımızın ötesinde böyle bir operasyonu yapabiliriz. Meşru müdafaadediğimiz hak da zaten bu ilkeye dayanmaktadır temelde. Yani meşru müdafaa birhaktır. Haksız bir saldırıya karşılık orantılı bir saldırıyla cevap vermek vesaldırıyı defetmek ve onun da temeli uluslararası hukukta her devletin diğerdevletlerin ülke bütünlüğüne ve siyasi bağımsızlığına yönelik saygı ilkesidir.Dolayısıyla bu ilkeye riayet edilmediği için hem Suriye aciz devlet olduğu içinhem de bu bölgedeki fiilî otoriteyi elinde tutan Rusya bu taahhütlerini yerinegetiremediği için biz hukuken bu bölgeye operasyon yapabiliriz. O yüzden bir süredenberi yaptığımız hazırlıklar da bu ilkenin ve Rusya’nın taahhütlerini yerinegetirmemesinden kaynaklıdır. Nitekim bugün yapılan açıklamalarda da busaldırılara cevap hakkımızın meşru olduğunu da sözcüsü ile de kabul etti. Buçerçeveden yaklaşılınca harekât oldukça meşrudur. İster hava harekâtı isterkara harekâtı olsun çünkü biz bu saldırılara katlanmak durumunda değiliz. Busınırların ihlal edildiği anlamına gelmez. Çünkü sınırların ihlal edilmezliğide bir uluslararası hukuk ilkesidir. Ama asıl sınırın öbür tarafından kaynaklıbir saldırıya muhatap oluyorsanız eğer o zaman bu saldırıya ilgili devlet,ilgili devletin gücü yetmiyorsa otorite zafiyeti varsa ki öyle o zaman obölgedeki fiilî otoritenin engellemesi gerekir. Bu da olmadığına göre bizsınırların ihlal edilemezliği ilkesinin çok ötesinde kendi meşru haklarımızıkullanabiliriz. Bunun tartışılacak bir tarafı da yok. Dolayısıyla biz her an oharekâtı yapabiliriz. Nitekim hava harekâtını daha önce yaptık. Bunu da öncedenbildirmek beyan etmek durumunda değiliz. Bunun için de kimseden izin alacakdeğiliz. Nitekim Sayın Genel Başkan’ımız geçen hafta saldırıdan sonra ve çok dahaönce de sürekli olarak uzunca yıllardır Suriye sorunu başladıktan bugüne kadarbu konuya hep dile getirdi ve en sonunda da Genel Başkan’ımızın çizdiği hattınterörle mücadelede esas olması gerektiği fiilen de ortaya çıktı. Çünkü 6Ağustos 2012’de yaptığı açıklamada, ‘Terörle mücadelenin yolu sınır ötesioperasyondur, sınır ötesi operasyon demek de Türkiye’nin güney sınırlarında birgüvenlik kuşağı oluşturmaktır. Batı ucu Afrin’den başlayıp doğu ucu Kandil’euzanan hilal şeklinde bir koridor oluşturmaktır.‘ dedi.  Bugün baktığımız zaman Türkiye’nin operasyonyaptığı Suriye ve Irak’taki bölgeler tam da bu kuşağın oluşmasına yöneliktir.Bu kuşak yaklaşık %75 oranında tamamlanmıştır. Dolayısıyla bu oran %100’eulaştığı anda biz artık o bölgelerden kaynaklı Türkiye’ye yönelik bir saldırıgörmeyeceğiz ve duymayacağız. Burada bu husus oldukça önemlidir. Bu sebeplekara harekâtı meşrudur ve öncelikle de Fırat Kalkanı ile Barış Pınarı Harekâtbölgesinde kalan 30 kilometrelik derinlikteki alan bize taahhüt edilmiş. Bualanda bir hareket yapıp bu bölgeleri birleştirmemiz gerekir. Zaten bubölgelerden yapılacak olan saldırıları öncelikle engelleyecektir.  Zaten uzunca bir süredir de dikkat edersenizbu bölgelerden Türkiye’ye yönelik bir saldırı gerçekleşmiyordu. O bölgelerdenbizim harekât bölgemize yönelik pek çok saldırı oluyordu bunlar daengelleniyordu. Yani bizim sınırlarımızın içine gelemiyordu. Ancak son dönemdebizim kontrol etmediğimiz ve sınırımızın olduğu bölgelerde başta Ayn-el Arap,Tel Rıfat ve Münbiç olmak üzere bu bölgelerden gerek bizim Suriye’deki harekâtbölgemize gerekse Türkiye’ye yönelik bir hareketlilik söz konusuydu. Sonucu damaalesef böyle oldu. Daha sonra da Karkamış’ta böyle bir saldırı gerçekleşti.Bu sebeple terörlü mücadele noktasında 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan Cumhurİttifakı farkının terör, güvenlik ve dış politika yaklaşımının ne kadar çokönemli olduğunu burada bir kere daha görüyoruz. İnşallah Sayın GenelBaşkan’ımızın çizdiği istikamet doğrultusunda o güvenlik kuşağı oluşturulduğuzaman bizim böyle bir problemimiz kalmayacak. Yakında da böyle bir harekâtolursa göreceksiniz Türkiye daha huzurlu ve güvenli günlere kavuşacak. Bunun daolması yakındır ve çok uzak bir tarih olmayacaktır.”