Vakıflar İdaresi (EVKAF) Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim F. BENTER: ADA’NIN GÜNEYİNDE BİZİM DE HAKLARIMIZ VAR, ŞU ANDA BUNUN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ

06 Aralık 2022 12:24
Okunma
149
Vakıflar İdaresi (EVKAF) Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim F. BENTER: ADANIN GÜNEYİNDE BİZİM DE HAKLARIMIZ VAR, ŞU ANDA BUNUN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ

Vakıflarİdaresi (EVKAF) Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim F. BENTER:

ADA’NINGÜNEYİNDE BİZİM DE HAKLARIMIZ VAR, ŞU ANDA BUNUN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ

 

-Okuyucularımızın sizi tanıması açısından kısaca kendinizden bahseder misiniz?

- Ben Kıbrıs Vakıflar İdaresi (EVKAF) GenelMüdürü Prof. Dr. İbrahim F. Benter. Lefkoşa doğumluyum. Aslen Baflıyız.Zamanında atalarımızın nereden geldiğini fazla bilmiyoruz ama babamın babatarafının Aydın’dan geldiğini biliyoruz. Efe, zeybekmiş. Ama zeybeği soyadımızavermediler. Soyadı Kanunu çıktıktan sonra her aile bir soyadı alabiliyor.Başkasında varsa aynı soyadı vermiyorlar. Uzun yıllar yurt dışındaydımAmerika’da mesleğim aslında tıp profesörüyüm. Amla 2013’ten beri KıbrısVakıfları Üyesi Genel Müdür olarak çalışıyorum. Hayatım boyunca vakıf işleri ileuğraştığım için bu görev verilince buradaki vakıf değerlerimize sahip çıkmakiçin, topluma hizmet edebilir duruma getirmek için 9 yıldır uğraşıyorum. Güzelişler yapıyoruz. Çocuklara ve gençlere yönelik faaliyetlerimiz var.Çocuklarımıza ve gençlerimize millî ve manevi değerlerimizi öğretmek içinbirçok projeler hazırlıyoruz.

-Teşekkür ediyoruz. Kapalı Maraş’ın mülkiyet hakkı konusundaki ihtilafı ileilgili olarak iki devletli çözümden sonra Maraş’ın mülkiyet hakkı nasılsonuçlanacak bu konudaki değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz?

- Bizim atalarımız tarih boyuncafethettikleri yerleri sömürmek için değil ihya etmek için fethetmişler. Bunu danereden anlıyoruz? Görüyoruz ki gittikleri yerlere yüzlerce ve binlercevakıflar kurmuşlar. Sen bir yeri sömürmek istersen orada topluma hizmet edenvakıf kurmazsın. Oradan parayı alıp kendine saraylar yaparsın zevk ve sefaiçinde yaşarsın. Hâlbuki bizim atalarımız Kıbrıs gibi küçücük bir yere 2 bin200 adet vakıf kurmuşlar. Hatta 2 bin 200’den de fazla. Bu da neyi gösteriyor?Demek ki fethederken amaç hizmet ve refah götürmek. İnsanları zulümdenkurtarmak. Hem Türkleri hem Müslümanları hem Türk olmayanları hem Müslümanolmayanları neticede de Kıbrıs’a baktığımızda bunu görüyoruz. Katolik zulmüaltında Türkler vardı, Rumlar vardı, Ermeniler vardı. Kendi Rumların veErmenilerin yazdıklarından görüyoruz ki hürriyetlerine Osmanlı buraya gelincekavuştular. Çünkü Katolikler kendinden başkasını tanımadığı için Katolikolmayan Hristiyanları bile eziyorlardı. Mesela kendi çocuklarını kendiinançlarına göre eğitim veremiyorlardı. Ermeni toplumu 2013’te ben görevegeldiğimde beni ziyarete geldiler buraya. Ermeni toplumu temsilcileri banadediler ki Lefkoşa’daki kiliseyi bize Sultan Selim Han fermanla hediye etti. BizOsmanlıdan önce kilisemiz yoktu çünkü Katolikler bize müsaade etmiyordu. İlkdefa Osmanlı buraya gelince biz ibadet hürriyetimize vs. kavuştuk. Bu da neyigösteriyor? Bizim atalarımız gittikleri yerlerde oradaki insanlara ibadet veticaret hürriyeti gibi her türlü hürriyeti sağlamış. Zaten Sultan Selim Han’ın fermanınıokuduğumuzda Kıbrıs’la ilgili açık ve net olarak orada yazıyor. Diyor kifethettiğimiz Kıbrıs Adası’nda insanlara iyi davranın, vergileri düşük tutun veher türlü huzur içinde yaşasınlar gibi sözler var. Bunu açıp okumak lazım.Diğer taraftan başka bir gösterge Kıbrıs Adası’nı siz dolaştığınızdaOsmanlıların yaptığı saraylar bulamazsınız. Venediklilerin yaptığı saraylar varama Osmanlıların yoktur. Yani kendi keyfi için saray yapmamış. Yapabilirdi amayapmamış. Ne yapmış Osmanlı? Ada’nın her tarafında su kemerleri görürsünüz herbölgesinde. Dağdan kilometrelerce su kemerleri yapmış insanların ihtiyacı olanlyerler8e su getirmiş. Su kemerlerinin olduğu yerlere çeşmeler ve hamamlaryaptırmış. Medreselere yaptırmış bunları görüyorsunuz. Bu neyi gösteriyor?Adamlar burasını sömürmek için değil bilakis ihya etmek için çalışmış. Bugün butür yerleri görebilirsiniz. Baf’ta da, Larnaka’da da, Llimasol’da da, Magusa’dada, Lefkoşa’da da, Lef1ke’de de Osmanlının yaptığı su kemerleri var. Hem de kilometrelerce.Kolay mı o zaman bunları yapmak, ama yapmışlar. Bir de başka önemli bir konuLala Mustafa Paşa, burayı fetheden paşamız o kadar şehit vererek Ada’yıfethediyor. Ordu ve bütün güç onun emrinde. Gidiyor Magusa bölgesinde binlercedönüm araziyi kendi parasıyla satın alıyor. Belgeler var elimizde. Gidipdiyebilirdi ki ben burayı fethettim sen buradan çık. Kim ne diyecek? Dünyanınen güçlü ordusu emrinde. Böyle bir gücü olmasına rağmen gidiyor parasınıvererek insanlardan satın alıyor. Kapalı Maraş’ın bir bölümünü satın alıyor.Belgeler var elimizde. Bizim atalarımız böyle. Kimseyi gidip de zorla yerindenyurdundan atmamışlar. Sen bir yeri fethettiğinde bir önceki devletin mallarısana geçebilir. Bizim atalarımız şahıs malına tecavüz etmemiş. Hakkını vermiş.Bugün Kapalı Maraş dediğimiz bölgenin bir bölümü Lala Mustafa Paşa tarafındansatın alınarak vakfedilmiş bir yerdir. Diğer bölümü de Abdullah Paşa tarafındanvakfedilmiş yerdir. Bir küçücük bölümü de Bilal Ağa Vakfı’na aittir. Tam 300yıl Kapalı Maraş vakıf malı olarak kullanılmış. Kiralandığı için onun gelirleriile yetimlere bakılmış, okullar yapılmış, öğretmenlerin maaşları ödenmiş,camiler yapılmış, camilerde çalışanların maaşları ödenmiş, fakir fukaraya sahipçıkılmış o gelirlerle. Bunu kimse reddetmiyor. Yani bugün orada bir mal iddiaeden bir Rum, diyor ki evet kabul ediyorum. 300 yıl vakıf malı idi ama şimdibenim malım oldu. Biz de diyoruz ki nasıl senin malın olacak? Vakıf kanunlarıdiyor ki bir vakıf malı sonsuza kadar vakıf malıdır. Satamazsın, hediyeedemezsin, hibe edemezsin çünkü vakıf kanunları bunu söylüyor. Ama İngilizdöneminde bir şekilde vakıf malları vakıf malı olmaktan çıkarıldı gibigösterildi. Ve şimdi biz onun mücadelesini veriyoruz. Çünkü bazı insanlar diyorki benim malımdır. Olamaz. Şimdi çözüm nedir? Çözüm olarak biz diyoruz kitoprak vakıftır. Çünkü elimizde Osmanlı ve İngiliz belgeleri var.  İspat edebiliriz çok rahatlıkla. O zamanzamanında kendi malı zannettiği için içene bina ve otel, yapan Rum, Türk veyaİngiliz kimse gelsin EVKAF’la bir kira sözleşmesi yapsın ve binasını alsınkullansın. Toprak Türk toprağıdır ve vakıf malıdır. Adam parasını verip binayapmış. Alsın binayı tadilat ettirsin, yıksın, yenisini yapsın veya satsın biziilgilendirmez. Ama toprağın Türk toprağı olduğunu kabul edip bizimle kirasözleşmesi yapacak. Çözüm bu başka çözüm yok.

-Çok teşekkür ediyoruz. Tarihsel alt yapıyı çok güzel anlattınız. KapalıMaraş’taki son durum nedir? Değerli Hoca’m, yani şu an geldiğimiz nokta nediracaba?

-Şu anda Rumların TaşınmazMal Komisyonu diye bir komisyon var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin de kabulettiği bir komisyon bu. Türklerin ve Türk olmayanların olduğu bir komisyondur.Oraya müracaat yapıyor yüzlerce Rum. Oraya müracaat yapıyorlar Rumlar malımı istiyorum,tazminat istiyorum diye. Biz de bu davalarda taraf oluyoruz vakıflar olarak. Vediyoruz ki bizim de burada bir hakkımız var. Elimizde belgelerimiz var. Şu andaonun mücadelesini veriyoruz. İnşallah muvaffak olacağız.

-Maraş’ın haricinde Ada genelinde başka ihtilaflı durum var mı bu şekilde olan?

-Şimdi Osmanlı Dönemi’ndetakriben bu Ada’nın yarısı vakıf malı olarak belirlenmiş. Dolayısıyla bugün güneydeçok bizim binlerce dönüm arazilerimiz, dükkânlarımız ve evlerimiz var.  Rum hükûmeti bize bunları kullanmamızamüsaade etmiyor. Bir vakfın mal ve mülk haklarını biz Rum mahkemelerinde aradımama Rumlar tabii hiç taviz vermiyor. Dolayısıyla şimdi biz o hakkımızı Avrupaİnsan Hakları Mahkemesine götürüyoruz. Orada da haklarımızı aramayaçalışıyoruz. İngiliz üslerinde 2 bin 300 dönüm arazimiz var. O arazilerimizleilgili de bir altı ay kadar önce İngilizler askerî olmayan yerleri yatırımaaçtı. Tabii açmadan iki sene önce ben İngiliz Yüksek Komiserliği ve ÜslerBaşkomutanlığına yazılar yazdım. Dedim ki bu Türk vakıf arazilerini vermezsenizeğer sizi dava edeceğim. Haklarımızı mutlaka alacağız diye mektuplar gönderdim.Hayır, kesinlikle vermeyeceğiz diye cevap gönderdiler. Şimdi biz oradakihaklarımızı da arıyoruz. Bizim burada Bayrak Radyo ve Televizyon diye birkanalımız var cuma sabahı çıkıp bir röportaj verdim. Dedim ki İngilizleri davaediyoruz. Ertesi sabah İngiliz Yüksek Komiserliği Dail News gazetesine röportajverdi. Diyor ki, EVKAF bizi dava edecekmiş, biz bir şey yapmadık ki. Biz Türkmallarına dokunmuyoruz. Bana yazılan yazılarda böyle diyorlar. Tüm bu belgelerİnternet ortamında mevcut.

-Bu belgeleri bizimle de paylaşırsanız çok memnun oluruz. Yayımlarız.