Dr. BAHADIR BUMİN ÖZARSLAN: “2023’E DOĞRU: ADAY BELLİ KARAR NET” TEMALI MİTİNGLERİMİZ ÇOK İYİ GİDİYOR

04 Kasım 2022 13:10
Okunma
160
Dr. BAHADIR BUMİN ÖZARSLAN: “2023E DOĞRU: ADAY BELLİ KARAR NET” TEMALI MİTİNGLERİMİZ ÇOK İYİ GİDİYOR

Dr. BAHADIR BUMİN ÖZARSLAN: “2023’E DOĞRU: ADAY BELLİ KARAR NET” TEMALI MİTİNGLERİMİZ ÇOK İYİ GİDİYOR

Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN 13 Eylül 2022 Salı günü, Gökhan Altunkaş’ın hazırlayıp sunduğu “Söz Hakkı” isimli programda, BENGÜ TÜRK TV’nin konuğu oldu. İç politikayla ilgili olarak MHP’nin mitinglerinin değerlendirildiği programda,  Özarslan, şunları söyledi:
“Öncelikle şu hususu hatırlatalım. Partimiz Milliyetçi Hareket Partisinin başlattığı ‘2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net’ temalı mitingleri çok güzel gidiyor. Mitingleri ve mitinglerde partimizin ruhunu yansıtması açısından da bugün çok önemli bir gün. Çünkü bugün 13 Eylül ve Sakarya Zaferi’nin yıl dönümü. Sakarya Savaşı denildiğinde benim aklıma 13 Eylül’de şu geliyor veya genel olarak İzmir ile Ankara arasında kara yolu ile seyahat ettiğim zaman hangi yönden gidersem gideyim ve gelirsem geleyim Polatlı’ya geldiğimde şöyle bir düşünüyorum ve irkiliyorum. Biliyorsunuz Yunanistan, 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıktı. 13 Eylül 1921 Sakarya Zaferi’nin yıl dönümü olarak kutlanır. 22 gün 22 gece sürmüştür bu savaş. Düşünün ki Yunanistan, İzmir’den Polatlı’ya yani bugünkü kara yolu ile 525 kilometre yürümüş ve Polatlı’ya kadar gelmişti. Ankara’ya 75 kilometre kalmıştır. Bu sebeple biz Millî Mücadele’yi ordumuzun bu insanüstü gayreti, Türk milletinin kıt kaynaklarıyla verdiği destekle yaparken çok ciddi sınavlardan geçtik ve o anda da yeryüzünde, bunu hep söylüyorum Türk dünyası içinde esir veya etkisiz olmayan tek Türk topluluğu Ankara hükûmetinin liderliğindedir. Batı’ya yani emperyalizme karşı duruş gösteren Atatürk ve silah arkadaşları, mücadele ve dava arkadaşları, bu süreci yönetmiştir. O sebeple Sakarya Zaferi çok önemlidir. Sakarya Zaferi, Polatlı’ya kadar gelen düşmanı önce Sakarya Nehri’nin batısına atmış, sonra 9 Eylül 1922’de de İzmir’e kadar kovalamıştır. Ondan sonra 11 Eylül’de Bursa alınmış ve Mudanya Ateşkes Antlaşması yapılmıştır. Daha sonra Lozan’la birlikte Millî Mücadele taçlanmıştır. 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet’ten önce uluslararası hukuk açısından Türkiye devleti ortaya çıkmıştır Lozan Antlaşması ile birlikte. Bütün bunlarda dönüm noktası aslında, Sakarya Zaferi’dir. O sebeple başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün silah, mücadele ve dava arkadaşlarını buradan rahmetle anıyorum. Onlar bize böyle bir emanet bıraktılar ve biz de bu emanete sahip çıkmak durumundayız. Partimizin mitingleri de gerek parti programımız gerek dünya görüşümüz çerçevesinde tam da bu ruhla ilerliyor. Çünkü Sayın Genel Başkan’ımız miting konuşmalarında, daha önceki grup konuşmalarında ve basın açıklamalarında defalarca ifade ettikleri üzere Türkiye şu anda Batı ile açık bir mücadele hâlindedir. Cumhur İttifakı da bu mücadelede, Ankara merkezli bir yaklaşımı temsil ediyor. Bu Ankara merkezli yaklaşım bize en son, Kuvayımilliye ruhuyla mücadele eden atalarımızdan mirastır. Biz de bu ruhla yola çıktık. Geçtiğimiz yıl 4 Eylül’den itibaren biz önce bölge toplantıları, ardından 81 ilde il toplantıları ve daha sonra ilçe ilçe toplantılar şeklinde çalışmalarımızı yürütmeye başlamıştık. Artık 4 Eylül 2022 itibarıyla da mitinglere başladık. Mitinglerin de başlangıç tarihi, Sivas Kongresi’nin toplandığı tarihtir. Orada mandanın ve himayenin kabul edilemeyeceği, vatanın bölünmez bütün olduğu net bir şekilde ortaya çıkmış ve kararlaştırılmıştır. Silahlı mücadeleden önce fikrî zemin oluşturularak bu konudaki çatlaklar ve tereddütler giderilmiştir. O ruhla Millî Mücadele’nin silahlı ayağı başlamıştır. Bugün de Sakarya Zaferi’nin yıl dönümü. Bu vesileyle mitinglerimizin ne kadar canlı olduğu ortada. Kaldı ki Milliyetçi Hareket Partisi ile ilgili her dönemde yani yarım asrı geçen tarihî sürece baktığımız zaman, 1965’te rahmetli Başbuğ’umuzun Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinden Genel Başkan olması ile birlikte başlatırsak eğer bu süreci, yarım asrı geçen sürede, bizim anketlerle zaten hiç başımız hoş olmadı. Ben 1991’den itibaren bütün seçimleri gayet iyi hatırlıyorum ve 15 yaşımdan itibaren takip ediyorum. Bütün bu anketlerden de her zaman haberdarım. Anketlerde ne hikmetse her zaman oylarımız yarı yarıya gözükür. Ama mitingler artık bu anketlerin de dikkate alınmayacağını gösteriyor. Zira artık şunu görüyor ve biliyoruz. Bazı anket şirketleri, özellikle iki partinin maaşlı elemanı durumundalar. Bunu da gizlemiyorlar. Bu iki partinin büyük organizasyonlarına ve özellikle de genel başkanlarının katıldığı organizasyonlarına katılıyorlar, açıkça salonda karşılıyorlar, kendilerine tezahürat yapıyorlar. Bu anket şirketlerinin stratejileri de bu mitinglerle birlikte çökmüştür. Bu mitingler teşkilatımız için büyük bir motivasyon kaynağı olmuştur. Her miting, bir sonraki mitingin önüne geçer pozisyona gelmiştir. Bursa mitingi, hem ulusal hem de Bursa’nın yerel gazeteleri ile sosyal medya platformlarına da yansıdığı gibi bugüne kadar Bursa’da yapılmış olan en büyük mitingdir. Sadece Milliyetçi Hareket Partisinin yaptığı en büyük miting değil Bursa’da şimdiye kadar görülen en büyük mitingdir. Resmî kayıtlara göre miting alanında 60 bin kişi vardı. Miting alanının arkası ve çevresi de bu sayıdan hariçtir. Bu sebeplerle biz artık anketleri meydanlarda yapmaya başladık. Yakın bir tarihte de artık anket şirketleri de ne açıklarsa açıklasın, vatandaşımız da bunu dikkate almayacak. Bunun bir algı operasyonu olduğunun zaten farkındaydı. Artık kararını iyice kesinleştirdi. Cumhur İttifakı ve Cumhur İttifakının mayasını çalan ve bunun mimarlığını üstlenen Sayın Genel Başkan’ımızın işaret ettiği doğrultuda biz yolumuza devam edeceğiz. Türk milletinin de bunun farkında olduğunu görüyoruz. Buna da çok memnun oluyoruz. Bundan sonraki süreçte Türk milleti, Cumhur İttifakının liderliğinde Ankara merkezli ve Türk dünyası eksenli yeni bir dünya yaratmak, yeni bir yaklaşımı sadece Türkiye’de değil bütün dünyaya kabul ettirmek yolunda hızla ilerliyor. Türkiye’nin artık bölgesel bir güç olmadığını, bölgeselüstü bir güç olduğunu ve ilerleyen süreçte de 2053 hedefi olarak küresel bir güç olacağını artık bütün dünya kabul ediyor. Son Ukrayna-Rusya Savaşı, bunun somut örneğidir. Batı’dan gelen açıklamalar ve Türkiye’nin buradaki pozisyonu ki bunları daha önce konuşmuştuk, en son yine Tahıl Antlaşması başlı başına büyük bir iş. Tabiri caizse Batı’yı aç kalmaktan kurtardı Türkiye. Bunun lamı cimi yok. Bu konuda kibarlık yapmanın da âlemi yok. Hatta şimdi Türkiye, son dönemde bu Tahıl Antlaşması’nın artık Kıta Avrupa’sından ziyade daha çok açlık çeken Afrika ülkelerine, Afrika coğrafyasına, Orta Doğu coğrafyasına yönelmesi gerektiğini söyleyerek Putin’le birlikte çok ciddi bir açılım yaptı. Buradan da şunu anlıyoruz: 2053 yılında küresel güç olma yolunda Türkiye bunu başarırsa, bundan yalnızca Türkiye ve Türk dünyası, yalnızca İslam âlemi değil bütün insanlık fayda görecektir. Dolayısıyla biz mitinglerimizi bu ruhla yapıyoruz ve bu ruhla yaptığımız mitinglerde de her mitingimizin bundan sonra daha büyük bir şölene dönüşeceğini de görüyoruz. Teşkilatlarımız çok istekli ve arzulu. Ve biz seçimleri, açık söylüyorum iple çekiyoruz. Çünkü seçim gecesi olacakları şimdiden görüyoruz. Vezinsiz kafiyesiz konuşan, insanlarımızı olmayacak vaatlerle aldatanların ne hâle düşeceğini 24 Haziran 2018 gecesi görmüştük ve şimdi de inşallah 2023 Seçimlerinde, o gece bir defa daha aynısını göreceğiz. Bu sebeple seçimleri, iple çekiyoruz.”