DEVLET BAHÇELİ: KAZAKİSTAN'DAKİ İSTİKRARSIZLIKLARA KARŞI TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI TAVRINI GÖSTERMİŞTİR

22 Ağustos 2022 15:15
Okunma
171
DEVLET BAHÇELİ: KAZAKİSTANDAKİ İSTİKRARSIZLIKLARA KARŞI TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI TAVRINI GÖSTERMİŞTİR

DEVLET BAHÇELİ: KAZAKİSTAN'DAKİ İSTİKRARSIZLIKLARA KARŞI TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI TAVRINI GÖSTERMİŞTİR

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ""Kazakistan'daki istikrarsızlıklara karşı Türk Devleti Teşkilatı tavrını göstermiştir." dedi.
Kazakistan'daki olayların önünün alındığını hatırlatan Bahçeli, ancak Türkiye dâhil olmak üzere dikkat çeker ülkeler için bu gibi tehditlerin muhtemel olduğunu, onun için hazırlıklı olmak gerektiğini bildirdi.
MHP Lideri Bahçeli, partisinin 18 Ocak 2022 Salı günkü grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Rusya-Ukrayna arasında her ihtimale açık gerilim hattı, Rusya-ABD-NATO arasındaki nafile görüşme turları, Ege ve Akdeniz'deki kutuplaşmalar, güney sınırımızdaki terörle mücadele süreçleri gündem başlıklarından bazılarıdır." ifadesine yer verdi.
Kazakistan'daki gelişmelere dikkat çeken Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kazakistan'ı hâkimiyet altına alan kaotik tablo tesirini kaybetmiştir. Bu dost ve kardeş ülkede iç isyan, iç çatışma ortamı sükût bulmuş, hayat normale dönmeye başlamıştır. Askerî birliklerin 15 Ocak'tan itibaren Kazakistan'dan ayrıldıkları gözlemlenmektedir. Sıradan zam protestosunun biçim, şekilde değiştirerek bir darbe mekaniğine dönüş yaptığını müşahede ettik. İç ve dış dinamikleri doğru analiz etmeden, bölgesel güç mücadelelerini okumadan Kazakistan'ın maruz kaldığı tehditleri anlamamız zordur. Sonuçta çok sayıda ölüm, yaralama ve yağma vakası yaşanmıştır. Kazakistan'daki olayların bölgesel direnci test ettiği ortadadır. Tek merkezden kurgulanmış terörist saldırılarla Kazakistan'ın çözülmesi, taviz üstüne taviz vermesi hedeflenmiştir. Bu bildik ve tanıdık kanlı bir şablondur. 5 Ocak 2022'de Kazakistan Güvenlik Konseyine bizzat başkanlık yapmaya başlayan Tokayev olayların uzun bir hazırlık aşamasından geçtiğini açıklamıştır. Bunun yanında Afganistan menşeli grupların ülkeye girdikleri, saldırı ve suikastların tarafı olduğu iddia edilmiştir. Kazakistan'daki olayların önü alınmıştır fakat Türkiye'de dâhil olmak üzere dikkat çeken ülkeler için bu gibi tehditler muhtemeldir. Hazırlıklı olmak tarihî mükellefiyettir. Kazakistan'daki istikrarsızlıklara karşı Türk Devleti Teşkilatı tavrını göstermiştir. Ancak üye ülkeler arasında bir askerî anlaşma olmadığı için barış ve istikrar gücü tesis edilememiştir. Üye ülkeler arasında askeri iş birliği şartlarının bina edilmesidir."
IRAK TÜRKMENLERİ SİYASİ CEPHELEŞMEDEN ÇOK ÇEKMİŞTİR
Devlet Bahçeli, Irak'ta yapılan seçim sonuçlarıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Irak'ta yapılan seçimlerin sonuçları netlik kazanmıştır. Şu anda hükûmet kurulmasıyla ilgili süreç işlemektedir. Irak halkının iradesiyle belirlenen parlamento ilk oturumunu gerçekleştirmiştir. 2003 yılından bu yana siyasi teamül hâline gelen etnik ve mezhep temelli paylaşım düzeni devam etmektedir. Parlamento başkanının seçilmesine müteakip, başbakan da belirlenmiş olacaktır. Irak parlamentosuna 7 Türkmen milletvekili seçilmiştir. Türkmenler asli kurucu unsur olmalarına rağmen sosyal, siyasi ve ekonomik haklardan mahrumdur. Bu durum çelişkilidir, adaletsizdir. Irak Türkmenleri siyasi cepheleşmeden çok çekmiştir. Türkmenler kimlik ve kültür özelliklerinden içinde yaşadıkları coğrafyaya kadar gerilimlerin ortasında yer almışlardır. Irak'ın anlaşmazlık ve itilaflarla pekişmiş alanlarında yaşayanlar Türkmenlerdir. Musul ve Telafer'den başlayarak Mendeli'ye kadar uzanan bölgede Türkmenler varlık mücadelelerini sürdürmektedir. Nasılsa, Irak coğrafyasında itilaflı bölgeler diye lanse edilen bölgelerin tamamında Türkmenler yaşamaktadır. Son yarım asırlık süreçte tarihî Türkmen kentleri Kerkük, Tusurmatu, Altınköprü ve Kifri'nin demografik yapısıyla alçakça oynanmıştır. Bu Türk düşmanlığıdır. Türkmenlerin ve Türkmen kentlerinin imhasına hizmet etmek barbarlıktır. Peşmergenin Kerkük başta olmak üzere yuvalarına, onurlarına kastetme hazırlıkları felakettir. Buna cüret edenler karşılarında Türklüğün iradesini bulacaktır. Kerkük Türk'tür. Siyasi temsilleri en doğal haklarıdır. Irak Türkmenleri yok sayılamaz. Türkmenlerin birden fazla bakanlık görevinde yer almaları tarihî ve siyasi mecburiyettir. Türk'ün Şii’si, Sünni’si olmaz. Etrafımız bu kadar kuşatılmışken, Türk düşmanlığı kıtaları dolaşırken birbirimize mezhep siperinden mi bakacağız? Mezhepçilik fitnedir, silahtır. Bu silaha sarılanlar asla bizden değildir. Türk'ü, Türkmen'i arayanlar kardeşlikle geçen muhteşem tarihte bulacaktır."
KADINLARIMIZA, ÇOCUKLARIMIZA YÖNELİK TACİZ, TECAVÜZ VE CİNAYETİN KARŞISINDAYIZ
Elâzığ'da intihar eden üniversite öğrencisi Enes Kara hakkında konuşan Bahçeli, şunları ifade etti:
"Geçtiğimiz hafta salı günü yükseköğrenimi Elâzığ'da sürdüren Enes Kara isimli gencimizin intihar etmesi her yönüyle konuşulmuş, tartışılmış, istismar edilmiştir. Sebebi ne olursa olsun bir gencimizin ruhi bunalımdan çıkamayarak intihar etmesi bizleri derinden üzmüştür. TBMM'ye geçen dönemden sunduğumuz ruh sağlığı teklifimizin kabulünü bekliyoruz. Kadınlarımızı, çocuklarımızı hedef alan taciz, tecavüz ve cinayetin karşısındayız. Malum intihar vakası ne ilk ne son olacaktır. Buradaki asıl mevzu, söz konusu intiharın menfur bir siyasi olaya dönüştürülerek, intikam aracına dönüştürülmesidir. Bu doğru değildir, insani ve vicdani değildir. Bir intihar olayı üzerinden fırsatçılık yaparak inancımızı tahrip etmek isteyenler ilkesizlerdir." .
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Enes Kara intiharı kolektif bir saldırı vasıtası hâline getirilmiştir. Herkesin yasalar kapsamında ve mahşerî vicdan sınırlar içinde hareket etmeye hakkı vardır. Tarikat ve cemaatler devletle rekabet etmedikten sonra sosyolojik bir realite olarak hayatın var olan akışında olmaya devam edecektir. Biz hiç kimsenin avukatı değiliz ama mesele dinimiz olunca sözümü esirgemeyiz. Bu tip intihar hadiselerine şahit olunmuştur. Geride kalan bir hafta boyunca asıl nedeni karanlıkta kalan bir intihar nedeniyle dinimize saldıranlar art niyetlidir. Gerçeklerin örtbas edildiği bugünkü insanlık döneminde karşı karşıya olduğumuz olayları tutarlı bir mantık örgüsüyle tefrik etmek durumundayız. Maddi ve manevi miras, teknoloji, talepler ve eğilimler insanın dünyaya ve topluma bakışını etkilemektedir."
Sanatçı Sezen Aksu'nun şarkısına tepki gösteren Devlet Bahçeli, "Yazdığı ucube bir şarkının sözleri arasında Hz. Âdem ve Hz. Havva'ya cahil diyen şuursuz bir sanatçıya diyorum ki serçeysen serçeliğini bil, sakın kuzgunluğa heves etme." dedi.
CHP TERÖRİST DEMİRTAŞ'IN YANINDA, SOROSÇU KAVALA'NIN İZİNDEDİR
Konuşmasında CHP'yi eleştiren Devlet Bahçeli, "Kılıçdaroğlu geçen hafta ziyaret ettiği Zonguldak'ta sosyal kimlikler üzerinden konuştuğunu söylemişti. Kısaca yine yaş tahtaya basmıştır. Kalbi başka dili başka, fikri başka zikri başkadır. CHP zihniyeti terörist Demirtaş'ın yanında, Sarosçu Kavala'nın izindedir. CHP'lilerle birlikte yabancı ülke diplomatlarının Kavala duruşmasında ne aradıklarıdır. Osman Kavala Türkiye'yi sevmemesine rağmen bu CHP'li yöneticilerinin Kavala ilgisi neye yorumlanmaktadır. Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayları arasında Kavala da mı bulunmaktadır?" dedi.
Bahçeli, bir grup konuşmasında "Bahçeli'ye kapak olsun." diyen Kılıçdaroğlu'na hitaben, "Biz tencere değiliz ki kapak bizi bulsun. Sen kendine bak. Sayın Kılıçdaroğlu sokak lambası gibi olma da kime ışık saçtığın belli olsun." ifadelerini kullandı.
"Zillet ittifakı" diye nitelediği Millet İttifakına yönelik sert eleştirilerde bulunan Bahçeli, şunları ifade etti:
"CHP Genel Başkanı, 'Üç aya kadar birinci parti olabiliriz.' kehanetinde bulunmuş. Bu görüşü neye dayanarak, hangi siyasi ve sosyolojik gelişmeleri yorumlayarak, nasıl bir fal açarak telaffuz ettiği meçhuldür, muammadır. Zillet ittifakı dağınıktır, uyumsuzdur, tenakuzdadır, çürük ipte cambazlığa özenmektedir. Bu ittifakın henüz Cumhurbaşkanı adayı bile yoktur. Siyasi ve ekonomik hedeflerinden bahseden, dahası kendi aralarında bilen ve paylaşmaya cesaret edecek tek bir kişi yoktur. Serok Ahmet belirsizlikten istifade ederek aklınca inisiyatif üstlenmiş, yaklaşık 10 gündür CHP’sinden İP’ine kadar ev toplantılarından akşam yemekli buluşmalara kadar ziyaretleri sıklaştırmış, deyim yerindeyse mekik dokumuştur. Serok bildiğimiz seroktur, hep aynı hikâye, hep aynı hezeyandır. Anlaşıldığı kadarıyla serok ittifakta kendisine yer açabilmek, kendini kabullendirebilmek amacıyla yeni bir ittifak tasarımı için devreye girmiş, kolları sıvamıştır. Zillet ittifakının yakıtı bitmiş, şanzımanı dağılmış arabası yolda kalmıştır. Serokun önerdiği yeni ittifak modeli ise denize düşene yılana sarılmasını tavsiye eden bir kurnazlıktan, rant ve ikbal hesabından başka bir şey değildir. Zillet ittifakı millete güven vermekten çok uzaktır. Ne söylediği, neyi savunduğu, politikalarının maksat ve muhtevası belirgin değildir. HDP’nin masa altında, diğer altı partinin masa etrafında konuşlanmasıyla hazırlandığı anlaşılan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmasından henüz hiç kimsenin bilgisi de yoktur. İktidar ve sistem değişikliğini arkaya arkaya seçim ve referandum sarmalıyla temin etme vaadinden başka somut ve ikna edici hiçbir şey ortada görülmemektedir. Zillet ittifakı Türkiye’nin önündeki 10 yılını gaspetmeyi, milletimizin umutlarını ve hayallerini kırmayı, bunun yanında tarihin akış istikametini tersine çevirmeyi siyaset zannedecek kadar gerçeklerle bağ ve bağlantısını koparmıştır. Bütün bu gelişmelerin ışığında diyebiliriz ki, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hazırlığının nasıl ve ne zaman açıklanacağı, bunun içinde kimlerin yer alacağı, sunumunun nasıl yapılacağı, muhatap parti başkanlarının oturma düzenin nasıl sağlanacağı baştan ayağa tartışmalı ve sancılı bir sorun demeti hâlinde karşımızdadır. Hakikaten CHP, İP ve diğer yedek lastikler zillettedir, ziyandadır, hüsranın pençesindedir. CHP Genel Başkanı’nın kendilerini tarif etmek için söylediği; 'Biz de sütten çıkmış ak kaşık değiliz.' beyanı, aleni bir itirafname olduğu kadar aşırı kirlenmenin de tasdik ve teyididir."
CUMHUR İTTİFAKI, ÖZÜ İTİBARIYLA BİR AHLAK VE ADANMIŞLIK İTTİFAKIDIR
Bahçeli, "Cumhur İttifakı, özü itibarıyla bir ahlak ve adanmışlık ittifakıdır." diyerek, şöyle devam etti:
"Cumhur İttifakı, istikbalin gücü, istiklalin güvencesi olan bir ittifaktır. Dünümüz bellidir, bugünümüz bilinmektedir, gelecekte ulaşmak istediğimiz hedefler ayrıntılarıyla milletimizin bilgisindedir. Türkiye zillete düşmeyecek, zillete yenilmeyecek, varlığını ve birliğini cumhurun kutlu iradesiyle sağlam esaslara bağlayacaktır. Çıkmaz sokak, suyu çekilmiş dere yatağı, çatlamış toprak, kökü çürümüş ağaç, ürünsüz tarla, dibi tutmuş tencere, pusulası bozuk tekne, bayraksız direk, yarınsız insan neyse zillet ittifakı odur. Bu ittifak terör ve bölücülükle ortaktır. Bu ittifak Türk ve Türkiye düşmanlarıyla al takke ver külah içindedir. Bir HDP’li bölücü hikâyemizin bittiğini söylemiş. Bizim hikâyemiz değil, millî hissiyatla karılmış hakikatimiz vardır, yazan ve yükseğe çıkaran da büyük Türk milletidir. Türk milleti, caniye ve cellada ruhsat vermeyecek kadar asildir, azizdir, neciptir. Büyük İslam filozofu İbni Haldun’a göre siyaset; “Dünyevi maslahatların celbi ve zararların defi hususunda akli düşüncenin gereğini yapmaktır.” Cumhur İttifakının siyaseti de budur. Türk milletinin ufkunu HDP/PKK takviyeli zillet ittifakı perdeleyemeyecektir. Husumet bunlardadır, huşunet bunlardadır, hazımsızlık bunlardadır, bölücülük ve ayrımcılık bunların ana dinamiğidir."
BİZ ORMAN YAKMADIK, DOĞAYA, YEŞİLE, CANA VE MALA KASTETMEDİK
Diyarbakır'daki "Devlet Bahçeli Hatıra Ormanı" ile ilgili olarak Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir hususu daha dikkatlerinize sunmak ve görüşlerimi açıklıkla ifade etmek arzusundayım:
Diyarbakır Kırklar Dağı’na, MHP İl Başkanlığımızın düşünce ve girişimiyle gerçekleşen '210 dönümlük Devlet Bahçeli Hatıra Ormanı'nın kurulmasıyla ilgili karara düşmanca tavır alanların ya kanında ya da mayasında telafi edilemeyecek bir bozukluk vardır. Biz orman yakmadık, doğaya, yeşile, cana ve mala kastetmedik, börtüye böceğe kıymadık. Ateşin çocukları olan şerefsizlere pirim vermedik. Dağlarda silahla gezmedik. Diyarbakır halkını canımız kadar sevdik, kardeşliğimize leke düşürmedik. Şahsımın adını tartışmaya açıp, olmadık itham ve isnatta bulunanlar unutmasınlar ki, Diyarbakır Türkiye’nin 81 vilayetinden birisidir ve aziz ecdadımızın bizlere emanetidir. Diyarbakır Türk milletinin yadigârıdır, birlik ve kardeşlik yakutudur. Diyarbakır’a hangi hizmetlerimizin geçtiğini soranlara, muhabbetimiz yeter diyorum, hürmetimiz yeter diyorum, duruşumuz yeter diyorum, varlığımız ve açtığımız kucak herkese yeter iradesinde ve inancındayım. Bölücülük anaforuna kapılan alçakların Diyarbakır’da yaşayan muhterem vatandaşlarım adına konuşmaları haksızlıktır, hayasızlıktır."
Bahçeli, 6 Haziran 2011 tarihinde düzenlenen "Diyarbakır Açık Hava Toplantısı"na değinerek o toplantıda şunları söylediğini hatırlattı:
"Vashington’dakiler sizi benden daha fazla sevemez. Brüksel’dekiler sizi benden daha çok anlayamaz. Erbil’deki peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez. Sorarım sizlere; Trakya’da söylenen şarkıyı Bismil’de duymadınız mı? Horonun neşesini Çınar’da hissetmediniz mi? Yozgat’taki bağlamanın sesiyle Çüngüş’te dertlenmediniz mi? Ege zeybeğinin sesini Ergani’de işitmediniz mi? Hani’den, Hazro’dan, Kocaköy’den, Kulp’ten; İzmir’e, Manisa’ya, Çorum’a, Erzurum’a sevdalarınızı götürmediniz mi? Umuyorlar ki birbirimizden kopalım. İstiyorlar ki kardeş kavgasının tarafı olalım. Diliyorlar ki birbirimize küselim ve çözülelim. Aramızı bozmaya çalışıyorlar. Birbirimize düşürmeye çabalıyorlar. Biz birlikteyken amaçlarına ulaşamadılar, ulaşamayacaklarını da biliyorlar. Şimdi de dağıtarak sonuç almayı istiyorlar. Ama asla başaramayacaklar. Bizi asla bölemeyecekler. Son sözümüzü 29 Ekim 1923’de söyledik. Kimse heveslenmesin. Bu tarihî yeminden geri atmayacağız. Türkiye’ye hep birlikte sahip çıkacağız ve Türk milletini Allah’ın izniyle sonsuza kadar var edeceğiz. Bugünkü duruşumuzun kefili 11 yıl önceki düşüncelerimdir. Bin yıllık kardeşlik hukukuna sadakat ve sevdamız hiçbir şart altında bitmeyecek, eksilmeyecek, tükenmeyecektir. Türk milleti birdir, beraberdir, ebediyen kardeştir. Diyarbakır merhum Ziya Gökalp’ın yuvasıdır, Akkoyunluların, Artuklu Beyliği’nin ana yurdudur. Bölücü teröristler Diyarbakır’ın da, Diyarbakırlıların da, vatanımın ve milletimin her insanının da ortak düşmanıdır."
SAYIN CUMHURBAŞKANI'MIZI HEDEF ALAN O ÇİRKİN VE FAŞİZAN SÖZLERİ KINIYORUM
MHP Lideri Bahçeli, 22 Ocak 2022 Cumartesi günü Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Bahçeli'nin açıklaması şu şekilde:
"Kin ve nefretine yenilmiş, ifade ve düşünce hürriyetini tersten yorumlamış tetikçi bir gazetecinin Sayın Cumhurbaşkanı’mıza karşı ağır ve affedilemez hakareti ne demokrasiyle ne basın ahlakıyla ne de hukukun evrensel ilkeleriyle bağdaşmayacak bir çarpıklık, bir çürüklüktür. Elbette kötü söz bumerang gibidir, eninde sonunda dönüp dolaşıp sahibini bulacak, hatta mahcup ve ahlaken de mahkûm edecektir. Bilhassa bu sözde gazetecinin kelepçe takılmamasına rağmen, takılmış gibi imaj uyandırma gayretkeşliği zelil bir oyun, zillet bir tiyatrodur. Demokrasi saygı ve tahammül sistemidir. Bundan nasibini alamayan müfsitlerin üslubu hastalıklı, usulü hayâsızlıktır. Anılan gazetecinin tutuklanmasıyla bağımsız ve tarafsız yargı süreci başlamıştır. Herkes yargı kararını sabırla beklemek ve riayet etmek durumundadır. Sayın Cumhurbaşkanı’mızı hedef alan çirkin saldırıyı, husumetle pekişmiş antidemokratik ve faşizan sözleri kınıyorum. Bu konuyu cepheleşme malzemesi yapmak için sıraya giren çevrelerin hesap hatası yapmaktan ve yanlışa ortak olmaktan kaçınmalarını hassaten tavsiye ediyorum."
FATMA GİRİK, SİNEMANIN MAVİ BAKAN GÖZÜDÜR. DÖRT YAPRAKLI YONCADAN BİRİSİ KOPMUŞTUR
MHP Lideri Bahçeli, hayatını kaybeden Yeşilçam'ın usta sanatçısı Fatma Girik için taziye mesajı yayımladı. 24 Ocak 2022 Pazartesi günü sosyal medya hesabı üzerinden yayımladığı mesajında Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:
"Sanatçı bir milletin ruh kökünü telif eden, saklı kalmış hissiyat ve özlemlerine tercüman olan edip, edep ve eser müellifidir. Sanat, sanat için değil de insan ve toplum için yapılırsa gerçek hüviyetiyle buluşacak, gelişmiş bir hürriyet ve hüsnüniyetle billurlaşacaktır. Esasen sanatçı bir adım önde olan, olması gereken, topluma rol modellik yapan örnek şahsiyettir. Sanatçı ayıran değil birleştiren, uzaklaştıran değil yakınlaştıran, kutuplaştıran değil kucaklayan, göz ile gönül arasında köprüler kurmayı başaran ortak ve simgesel değerdir. Yeşilçam, Türk sinemasının yüz akı, yüksek arkıdır. Siyah beyazlı yıllarımızın pek çok sahnesi canlı bir resim gibi hatıralarımızın duvarında asılıdır. Düşüncesi ve siyasi eğilimi ne olursa olsun, milletimizin gönlünde taht kuran sanatçılarımız bizim gurur kaynağımızdır. Sanatçı, eserleriyle konuşan, filmleriyle seslenen, verdiği mesajlarıyla öne çıkan, bizi bize anlatan, belki de hepimize ayna tutan bir mertebenin sahibidir. Yeşilçam’ı bir nehire benzetirsek, on yıllar boyunca bu nehirde ıslanan, bu nehirden akan pek çok isim olmuştur. En güzel filmleri izledik. En çarpıcı hikâyelerde kendimizi bulduk. Bazen hüzünlendik, bazen gülümsedik, bazen de ibret aldık. Ama oynadıkları karakterlerle bütünleşen sanatçılarımızı hiç unutmadık. Bunlardan birisi de Sayın Fatma Girik’tir. O sinemanın mavi bakan gözüdür. Sayın Fatma Girik, 79 yıllık bir hayatı tamamlayarak ebediyete irtihal etmiş, geride çok sayıda anı, iz ve eser bırakarak aramızdan ayrılmıştır. Dört yapraklı yoncadan birisi kopmuştur. Oynadığı roller ise geleceğe yazılmış bir mektup olarak miras kalmıştır. Sayın Fatma Girik’e Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, ailesine ve sanat camiasına sabır ve başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Türk sinemasına emek verip gelişmesi için sorumluluk üstlenenler arasında vefat etmiş olanlara rahmet, hayattakilere de sağlıklı ömürler temenni ediyorum."
BEKLENTİMİZ, İBB BAŞKANININ DERHAL GÖREVİNDEN AFFINI İSTEMESİDİR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, 1 Şubat 2022 Salı günü TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu vardı.
"Kâğıttan kaplan" olarak nitelediği İmamoğlu'nu sert sözlerle eleştiren Bahçeli "İstanbul'da balık baştan, tuz hepten kokmuştur. Beklentimiz İBB başkanının derhâl görevinden affını istemesidir." dedi.
İmamoğlu’nu balıkçıdaki görüntüler üzerinden eleştiren ve görevi bırakmaya çağıran Bahçeli’nin konuşmasından satır başları:
- Geçen hafta yurt genelinde kar yağışı etkili olmuştur, bu bir berekettir. Kifayetsizler vatandaşlarımızı perişanlığa terk etmişlerdir. Meteoroloji alarm vererek herkesi uyarmıştır. Yağış halindeyken karla mücadele dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir.
- İstanbul Belediye Başkanı Birleşik Krallığın elçisiyle yapacağı görüşmenin randevusunu 25 gün öncesinden aklında tutmuştur da yapılan uyarıları aklında tutamamıştır. Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmiştir.
- Kuzeyden gelen yağış karayollarını vurmuş İstanbul’a metrekareye 60 kilogram kar yağmıştır. Sorumsuz bir kâğıttan kaplana İstanbullular mahkûm değildir. Çürük tahtanın çivi tutmayacağı belli olmuştur. İstanbul sersefil hale düşmüştür. İstanbullu yolda kalmış, belediye başkanı kar küreme aracıyla balıkçıya gidiyor ve vicdanı sızlamıyor.
- Büyükelçiyle yemek, karla mücadele kadar önemli diyecek kadar şirazesi kaymıştır. Bir büyükelçiyi 16 milyon İstanbulludan fazla önemseyen bir kişiye Türk İslam medeniyetinin merkezi olan bu kent nasıl teslim edilecektir?
- Niye ve ne maksatla bu görüşme yapılmıştır? Dışişleri Bakanlığı bilgilendirilmiş midir, görüşme önemliyse kâğıt üzerine alınmış mıdır? Son zamanlarda ülkemizde görev yapan büyükelçilerle yapılan görüşmeler dikkat çekicidir.
- CHP’nin büyükelçilerle düşüp kalkması tesadüf değil, millî iradenin dışında bir adımdır. İmamoğlu’nun sinsi faaliyetlerini görmek gerekir.”

DEVLET BAHÇELİ'NİN ÜÇ AYLAR VE REGAİP KANDİLİ MESAJI
MHP Lideri Devlet Bahçeli, “üç aylar” ve Regaib Kandili dolayısıyla mesaj yayımladı. Bahçeli'nin 3 Şubat 2022 Perşembe günü sosyal medya hesabı üzerinden yayımladığı mesajı şöyle:
"Dün başlayan Recep ayıyla birlikte af dönemi, arınma mevsimi, rahmet iklimi, bereket ve mağfiret eşiği olan “üç aylar” da manevi hayatımıza girmiştir. Aynı zamanda ramazanın müjdesi olan kutlu gün ve gecelerin fazilet ve feyziyle müşerref olacağımız bir zamana ulaşılmıştır. Bugün idrak ettiğimiz Regaib Gecesi’nin birlik ve beraberliğimizi, dayanışma ve kardeşliğimizi, diriliş ve yükselişimizi, hoşgörü ve merhamet duygularımızı perçinlemesini Cenabıallah'tan niyaz ediyorum. Duaların kabulünü, musibet ve kötülüklerden kurtuluşu diliyorum. Yurt içinde ve yurt dışında yaşayan aziz vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın ve din kardeşlerimizin, bu cümleden olmak üzere Türk-İslam âleminin mübarek Regaib Gecesini gönülden kutluyor; başarı, sağlık, selamet, afiyet ve daimî huzur temennilerimi hassaten paylaşıyorum. Allah gördüğümüzden geri koymasın, himayesini, rahmetini ve yardımını üzerimizden esirgemesin. Hayırlı kandiller."