DEVLET BAHÇELİ: MANSUR BEY DİKKAT ETSİN. ARTIK KENDİSİNİN ARKASINDA ÜLKÜCÜ NEFES VARDIR
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Kasım 2021 Salı günü yaptığı TBMM'deki Grup Toplantısı'nın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a sert tepki göstererek, "Alparslan Türkeş'i anma töreninde üzücü olaylar yaşandı. MHP olarak, konunun üzerinde duruyoruz. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın elinin altında geliştiği hâkim. Mansur Bey dikkat etsin. Artık kendisinin arkasında ülkücü nefes vardır." dedi.
MHP Lideri Bahçeli, grup toplantısında yaptığı konuşmada da vatandaşların maddi anlamda zorlandığının farkında olduklarını ifade ederek, firmalara temel ihtiyaçlar maddelerinde %2 ila 5 arasında indirime gitmeleri çağrısında bulundu. İndirime gitmelerinin millî dayanışmanın harcı olduğunu ve vicdan seferberliği ile tüm bu sıkıntıların üstesinden gelinebileceğini kaydeden Bahçeli, şunları söyledi:
"Yalancıların maskesini düşüreceğiz. Türkiye üzerinde oynanan oyunları anlatacağız, kurulan tuzakları aktaracağız, kötü niyetlileri açıklayacağız. Bunu ısrarla yapacağız, inatla savunacağız. Halka doğru gideceğiz, halkımızla bütünleşeceğiz, mutlaka anlaşacağız, sözleşeceğiz, aramızdaki sevgi köprülerini tahkim edeceğiz. 'Geliyor gelmekte olan.' diyorlar ya, biz de gidiyor gitmekte olanlar diyeceğiz. Sonra da gelmeden gittiklerini göreceğiz. Davetsiz gelenin mindersiz oturacağını göstereceğiz. Bir kere eğilenin bir daha dik duramayacağını öğreteceğiz. Türk milletini zillete ikna edemeyecekler. Türkiye’yi kaos anaforuna itemeyecekler. İhanetin fermanını okumak isteyenleri kaçtıkları yere kadar kovalayacağız. Milletimiz varlığına sahip çıkacak, istiklaline sahip çıkacak, istikbaline sahip çıkacak, birliğine ve kardeşliğine sonuna kadar destek olacak. Hiç kimse hayale kapılmasın, karambol ortamı yaratıp fırsatçılığa kalkışmasın, bölücülük ittifakına, zillet ittifakına, zulmet ittifakına, iftira siyasetine aziz Türk milleti aldanmayacak, asla da itibar etmeyecektir. Cumhurun kaderi Cumhuriyet’in kaderidir. Bu kader Levh-i Mahfuz’da belirlenmiştir. Cumhur İttifakı Türkiye’yi kem gözlerden, kötü sözlerden, ölümcül engellerden, karanlık emellerden, kaos tetikçilerinden fedakârca koruyacak, milletiyle bir ve bütün halinde geleceği inşa edecektir. Bu inşa hamlesinin, bu irade haysiyetinin önüne geçmeye hiç kimsenin nefesi yetişmeyecektir. Çalışacağız, çabalayacağız, çağıracağız, çağlayacağız, sular seller gibi coşacağız. Azmedeceğiz, sabredeceğiz, emek vereceğiz, mücadele edeceğiz, mutlaka başaracağız. Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünde Türk milletinin yeni bir zaferine imza atacağız."
MHP Genel Başkanı Bahçeli, CHP’yi eleştirerek, "Merkez Bankası rezervlerinin eridiği yalanına bel bağlayan zillet ittifakı, 128 milyar dolar nerede sorusunu soracağına, Türkiye’nin karşısında ne aradıklarını, emperyalizme nasıl işbirlikçilik yaptıklarını, adamlıklarının nerede olduğunu açıklamak mecburiyetindedir. Millet vicdanında tükenmez bir hazine vardır ki, o da ahlakındaki saflık ve bozulmamışlıktır. CHP yönetimi başta olmak üzere zilletin diğer ortaklarının bunu görmesi için millî duruş göstermeleri, kuldan utanan, Allah’tan korkan bir kalbe sahip olmaları gerekmektedir." dedi..
Ekonominin rakam, oran, yüzde, matematik, grafikten çok daha öte bir alan olduğunu hatırlatan Bahçeli, "Keynes’in dediği gibi, sorun, yeni fikirlerde değil, içinde yetiştiğimiz zihinlerimizin her köşesine tutunmuş eski fikirlerdir. Modası geçmiş ekonomik düşünceler miras aldığımız kör noktalardır. Bize kendi çıkarlarımızı düşünen, birbirinden yalıtılmış, sürekli hesaplar yapan, zevkleri sabit ve doğa üzerinde egemen kişiler olduğumuzu kabullendirmek istediler. Görünmez el metaforuyla sömürünün çarkını çevirdiler. Piyasayı eşrefi mahlukat olan insanın önüne geçirdiler." diye konuştu.
Bahçeli, temelsiz fiyat artışlarının frenlenmesinin, hayat pahalılığının düşürülmesinin herkesin yapacağı fedakârlıkların olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bilhassa enflasyonla mücadelede gönül birliğini hayata geçirmeliyiz. Mal ve hizmet üreten, satan, pazarlayan firmalarımızın, şirketlerimizin, kurumlarımızın toplumsal rahatlama adına, temel ihtiyaçların fiyatlarında %2 ile 5 arasında indirime gitmeleri millî birlik ve dayanışmamızın manevi harcıdır. Bizim temennimiz, herkesin elini taşın altına koymasıdır. ‘Örtünme, beslenme ve barınma’ sorunlarının hep birlikte, vicdan seferberliğiyle üstesinden gelmek mümkündür. Karanlıktan şikâyet etmek yerine bir mum da biz yakabiliriz. Faiz lobisinin şiddetlenen tazyik ve telkinlerine, zillet ittifakının seriye bağlanan bittik ve tükendik propagandasına hiçbir şekilde kulak asmadan tıpkı Ahilik kültüründe yaşandığı gibi darda ve zorda kalan insanlarımıza şefkat elimizi uzatabiliriz. Düne kadar AK Partinin saflarında yer alıp uzun yıllar bakanlık koltuğunda oturan bir çıkarcı ve sayıyla un almaktan bahseden şaşkın zihniyet, bizim kayyum gibi iktidarın başında durduğumuzu, krizlerin de ortağı olduğumuz ifade etmiş. Bu dönme dolabın, bu devşirme siyasetçinin kimlere taşeronluk, kimlere hizmetkârlık yaptığını bilen biliyor, bilmeyen de yalnızca ilişki ağlarına ve efendilerine bakarak görüyor. Biz kayyum değiliz, Milliyetçi Hareket Partisiyiz. İradesi pazara çıkmış, geçmişinde pek çok karanlık nokta bulunan, Truva atı gibi ortalıkta dolaşan hiç kimsenin Türkiye’nin kuyusunu kazmasına da göz yummayacağız. Unutmayınız ki, bir defa satan her zaman satar, kendi arkadaşlarına ve partisine ihanet eden fırsatını bulursa milletine ihanet etmekten de kaçınmaz. Bu tipler aslında bizim muhatabımız değildir. Ancak evimizin camına iki de bir taş atanın da alnını karışlamak, haddini bildirmek ana vazifemizdir. Bu şahsa sesleniyorum, kayyumu falan geç, partine doldurduğun askeri ve siyasi casuslarla birlikte geçmişte yönettiğin bakanlıkları hangi örgütlere peşkeş çektiğini adamsan açıkla."
KILIÇDAROĞLU AKLİ MELEKELERİNİ YİTİRMİŞ
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yönelik olarak da sert eleştirilerde bulunan Bahçeli, şunları söyledi:
"Sayın Kılıçdaroğlu fazla zahmete girme, kısaca ben sana söyleyeyim: CHP’nin başına bir kaset komplosuyla ve paraşütle iner gibi gelmen, terör örgütü YPG’yi kendi vatanını koruyan örgüt olarak görmen, terörle mücadeleye ‘hayır’ demen, terörizme gülücükler saçman, ne işimiz var Suriye’de, Libya’da, Irak’ta sözlerin, HDP’yi meşru sayman, terörist Demirtaş’ı övmen, milli meselelerde Türkiye’nin karşısına geçmen, İstiklal Marşı’nı okuyamaman, istiklalimize kara çalman, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ihanet etmen, CHP’yi kaynağından koparman, HDP-PKK ile ittifak kurman, yabancı büyükelçilerden aman dilemen, emperyalizme kurşun asker olman senin lekeli mirasın olarak anılacaktır. Kılıçdaroğlu akli melekelerini yitirmiş olacak ki, 'strateji bizim işimiz değil, o gençlerin işidir.' diyebiliyor. Bir partinin stratejisi, siyaset yapıyor olmanın stratejik hedefleri nasıl yok sayılır? CHP’nin kuru gürültüyle, günlük polemiklerle, yalan siyasetle milletimize vereceği ne vardır? Böyle bir zihniyete ülke yönetimi emanet edilebilir mi? Daha taktik nedir, strateji nedir, hedef nedir bilmeyen kemiksiz bir cahilin niye siyaset yaptığı, neyin peşinde olduğu nasıl açıklanacaktır? Terörist Demirtaş 24 Kasım sabahı miting yapın diyor, akşamına Kılıçdaroğlu 'haydi meydana.' diyerek bu hain çağrıya sarılıyor, sadakat gösteriyor. Bu mudur sizin helalleşmeniz? Bu mudur sizin siyasetiniz? Bu mudur sizin Türkiye’ye bakışınız? Buysa eğer siyasetiniz yere batsın diyorum, hayrını görmeyin diye niyaz ediyorum. PKK’nın terör elebaşları özyönetim ve özerklik şartıyla helalleşmeye hazır olduklarını açıklıyor, peki CHP’nin Genel Başkanı buna ne diyor? Yoksa kurulan pazarlık masalarına yüz sürüp de bunlara olur mu veriyor."
ATANAMAYAN ÖĞRETMEN SORUNUNA NEŞTER VURULMALI VE BU KONU ARTIK KAPANMALIDIR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "24 Kasım Öğretmenler Günü"nü kutlarken, "Atanamayan öğretmen sorununa neşter vurulmalı ve bu konu artık kapanmalıdır." dedi.
Bahçeli, 23 Kasım 2021 günü TBMM'de yaptığı Grup Toplantısında "Öğretmenler Günü" ile igili olarak şunları söyledi:
"Öğretmen köklü nesillerin mimarı, körpe niyetlerin mihmandarıdır. Öğretmen bir şahıstan şahsiyet çıkaran, insana insanlığın inceliklerini anlatan, hamlığı olgunlaştıran sanatkârdır. Yarın 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlayacağız. Onların millî hayatımızdaki, eğitim ve öğretim sistemimizdeki müstesna yerlerini, muhterem hizmetlerini konuşacağız. Bunu yaparken sorunlarını samimiyetle ele almak, duyarlılıkla ve empatiyle onları anlamak, beklentilerini sırasıyla karşılamak; nihayetinde sosyal, ekonomik ve mesleki taleplerini bihakkın yerine getirmek durumundayız. Elbette öğretmenlerimizi yılın sadece bir gününe sıkıştırıp, sadece bir gününde hatırlamak hakkaniyet ölçüleriyle bağdaşmayacaktır. Öğretmeni de Türkiye’nin gelişme ve büyüme mücadelesinden ayrı görmek ayrı bir yere koymak takdir edersiniz ki söz konusu değildir. Eğitimin amacı, bireyin kendini gerçekleştirmesi, kendine ve topluma yararlı hâle gelmesi, ortaya çıkan sorunlara çözüm bulma, problem çözme yeteneğinin kazandırılmasıdır. Bu sürecin rehberi öğretmenlerimizdir. Öğretmenler, eğitim sisteminin en temel ögesidir. Bir ülkenin kalkınmasında, nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde, toplumdaki huzur ve sosyal barışın sağlanmasında, insanın sosyalleşmesi ve toplumsal hayata hazırlanmasında, millî kültür ve değerlerinin genç kuşaklara aktarılmasında öğretmenlerimiz başroldedir. Sorunsuz öğretmen sorunsuz eğitim ve öğretim demektir. Sınıfında öğrencileriyle baş başa kaldığında, kirasını nasıl ödeyeceğini, nasıl geçineceğini, borç yükünün altından nasıl kalkacağını düşünen, kaygılarıyla korkuları arasına sıkışan bir öğretmenin verimli olması, kendisinden beklenen faydayı gösterebilmesi mümkün müdür? Öğretmenlerimiz huzurluysa evlatlarımız da huzurlu olacaktır. Bu gerçeği artık hepimizin görmesi şarttır. Geleceğimizden tasarruf edemeyeceğimize göre, hiçbir hakkı öğretmenlerimize çok göremeyiz, onlardan esirgeyemeyiz. Mesela atanamayan öğretmen sorununa neşter vurulmalı, bu konu artık kapanmalıdır. Ülkemizin daha da gelişmesi, öğretmenlerin kalitesine, eğitim materyallerine, güncel kütüphanelere, geliştirilmiş müfredata bağlıdır. Bunların hepsi gereklidir ama kalifiye ve iyi motive olmuş öğretmenler olmadan diğerlerinin hiçbir anlamı olmayacaktır. Öğretmenlerimiz bizim gözümüzde ahlak incileri, tevazu ziynetleridir. Öğretmenlerimizin sorunlarını biliyoruz. Onların şikâyet ve sitemlerinin farkındayız. Parti olarak öğretmenlerimizin özlük haklarının iyileştirilmesi, maddi ve manevi beklentilerinin mümkün olan en üst seviyede temini amacıyla elimizden gelen her çabayı göstereceğiz. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesillerin yetişmesinde emek verip ter döken öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum. Evlatlarımıza vatan ve millet sevgisini aşılayan, akıl ve ahlak gelişimlerini sağlayan, kültür hazinesi, tarih çeşmesi, bilgi aydınlığı olan öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Şehit öğretmenlerimize Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Hâlen görevde olan öğretmenlerimize başarılar diliyor, emeklilik hayatlarını geçiren öğretmenlerimize de sağlıklı ve uzun bir hayat temenni ediyorum."