SEMİH YALÇIN: SOL ÇEVRELERİN ANAYASA TEPKİSİ ACZİN, YETERSİZLİĞİN, LÜMPENLİĞİ VE ÇAREASİZLİĞİN İŞARETİDİR
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, partisi tarafından hazırlanan yeni Anayasa önerisine tepkilerle ilgili, "Sol çevrelerin MHP'nin Anayasa çalışmalarına telaş ve şaşkınlık içinde verdiği tepki; aczin, yetersizliğin, lümpenliğin ve çaresizliğin işaretidir." dedi.
Yalçın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin daha önce kamuoyuna duyurduğu 100 maddelik yeni Anayasa önerisine tepkilerle ilgili yazılı açıklama yaptı. Yeni bir Anayasa oluşturma meselesinin MHP açısından birkaç boyutu bulunduğuna dikkat çeken Yalçın, şunları kaydetti:
"MHP sadece bir siyasi hareketin temsilcisi değil; Türkiye'nin sosyolojisine, devlet geleneğine ve tarihine çok yönlü katkıda bulunan bir fikir hareketinin de partisidir. MHP'nin kullandığı siyasi jargon ve mücadele tarzının temelini; ağdalı retorikler, fikrî derinlikten mahrum sathi ve süslü sloganlar değil, milletimizin birkaç bin yıllık kültürel birikiminden beslenen Türk milliyetçiliği ülküsü oluşturur. O bakımdan MHP'nin tarih ve millet önünde büyük sorumlulukları ve ödevleri vardır. MHP; milletimizin içtimai, hukuki, idari vb. ihtiyaçlarını dikkate alarak fikir ve proje üretir, sonra da bunu milletimizin hakemliğinde hayata geçirir.”
Semih Yalçın, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin modern ve güncel ihtiyaçlara cevap verecek yeni bir Anayasa ile taçlandırılması zaruretinin ortaya çıktığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"MHP, bu gerçekler ışığında Türkiye'nin güncel ihtiyaçlarını karşılamaya muktedir, gereksiz teferruatlardan arındırılmış ve milletimizin egemenlik haklarını garanti atına alan yeni bir Anayasa’nın hazırlanması için kolları sıvamıştır. MHP'nin hazırladığı yeni Anayasa önerisinin zillet cephesinde yarattığı şaşkınlık, sadece partimizin bu hamlesinin beklenmedik bir zaman diliminde gelmesiyle açıklanamaz. MHP'nin bu hamlesiyle ilgili hazımsızlığın arkasında, zillet cephesinin açıkta yakalanmış olmasının da payı büyüktür. Kılıçdaroğlu ve İP Müdiresinin HDP ile masaya oturarak 'ortak Anayasa' görüşmeleri yaptırması; anlaştıkları konuları 2023 seçimleri için 'ortak mutabakat metni' haline getirme kararı almışken MHP'nin samimi hamlesi oyunlarını bozmuştur. Partimizin yeni Anayasa bağlamındaki çabalarını somutlaştırmasından telaşa kapılan bu şer cephesinin geriye düşmekten kaynaklanan haset ve çekememezliği; derbeder, haksız ve aceleci tepkilerin bir başka sebebidir. Sol çevrelerin MHP'nin anayasa çalışmalarına telaş ve şaşkınlık içinde verdiği tepki; aczin, yetersizliğin, lümpenliğin ve çaresizliğin işaretidir. Daha Anayasa metni ve maddelerini görmeden tenkit ve aşağılama yarışına giren sözde aydın ve sözde gazeteci müsveddeleri 'hamakat ehli' olma yolunda yarış içindedirler."
Yalçın, Anayasa yapımının ciddi bir iş olduğunu ve bu meselenin gündem değiştirme gibi gerekçelerle sulandırılamayacak kadar da mühim olduğunu vurgulayarak, şunları ifade etti:
"Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun yüzüncü yılına adım adım yaklaşmaktadır. Darbe ürünü anayasaların, bölgesinde ve dünyada giderek yükselen Türkiye'yi taşıyamadığı bir hakikattir.
Zaten son olarak hazırlanan 1982 Anayasası bugüne kadar gerçekleştirilen değişikliklerle yamalı bohçaya dönmüş, sürekli estetik ameliyatlarla neredeyse tanınmaz hâle gelmiştir. Türkiye'nin modern ve güncel ihtiyaçlara cevap verecek komple bir Anayasaya şiddetle ihtiyaç duyduğu bir hakikattir. Bu çerçevede MHP, üzerine düşen tarihî sorumluluğu yerine getirmiş ve bu alanda sürdürdüğü çalışmaları tamamlayarak Genel Başkan’ımız Sayın Devlet Bahçeli'nin ağzından kamuoyuyla paylaşmıştır. Bilahare yeni anayasa önerimiz aynı gün Sayın Cumhurbaşkanı’mıza iletilmiştir. MHP'nin kamuoyuyla paylaştığı yeni Anayasa önerisine şimdiye kadar sadece Cumhur İttifakı’nın ortağı Ak Partiden olumlu tepki gelmiştir. Bu arada Ak Partinin de bizim tarafımızca bilinen bir Anayasa taslağı üzerinde çalıştığı duyurulmuştur. MHP ve Ak Parti ve dışındaki siyasi partiler de oyun bozanlığa yeltenmek ve topu taca atmaya çalışmak yerine yapıcı bir tavır takınmalı ve yeni Anayasa sürecine katkı sunmalıdırlar. Yeni Anayasa meselesi sulandırılmak ve peşin hükümlere boğulmak yerine, kamuoyunda büyük bir ciddiyet, aklıselim ve soğukkanlılıkla ele alınıp bilim çevrelerinde tartışılmalıdır. 2023 sonrasında hayata geçecek ve 21'inci yüzyılda Türkiye'yi taşıyabilecek kâmil bir Anayasa metni üzerinde millî mutabakat sağlanmalıdır."
SEMİH YALÇIN'DAN, MUHALİF ÜLKÜCÜLERE SERT TEPKİ: ALAYINIZLA YÜZLEŞECEĞİZ
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, MHP'nin 13'üncü Olağan Büyük Kurultayı sonrasında, muhalif Ülkücülere yönelik sert bir açıklama yaptı.
Yalçın, açıklamasında şunları kaydetti:
"Partimizin hem fikir, hem siyaset alanında, hem de toplum vicdanında üstlendiği yapıcı rolü baltalamak üzere 13. Olağan Büyük Kurultay’ın hemen ardından yeni fitne ve tefrika hamlelerine hız verilmiştir" diyen Yalçın, "MHP ve Ülkücü camianın kutsallarına, mensuplarına ve değerlerine çeşitli gerekçelerle hücum edenler; derhâl karşılık görür. Bu, bir etkiye tepki meselesidir ve kendiliğinden gelişir."
Hareketin geçmişinde öne çıkmış bazı isimleri de hedef alan Yalçın, "Namertlik eden, mertliğin kadrini bilemez. Eden bulur. Rüzgâr eken fırtına, fırtına eken tayfun biçer. Kapıyı yumruklayanın kapısı tekmelenir. Haberiniz olsun, teşkilat olarak buradayız. Alayınızla yüzleşeceğiz." dedi.
Kimsenin başına nöbetçi dikemeyeceklerini belirten Yalçın, "Başına gelenleri başkasından bilen, aynaya bakmalıdır. Taşlanan, attığı taşa; ayağına fitne ve fesat dolanan, taşıdığı başa bakmalıdır." ifadelerine yer verdi.
Semih Yalçın’ın açıklaması şöyle:
"MHP; Kovid-19 salgınının doğurduğu olumsuz şartlara rağmen, 18 Mart 2021 perşembe günü tarihinin en disiplinli ve başarılı, bir o kadar da heyecan ve coşku dolu kurultaylarından birini, takdire şayan bir tesanüt havası içinde gerçekleştirmiştir. Bu vesileyle MHP; Devlet Bahçeli’nin liderliği altında ulaştığı siyasi olgunluk seviyesini kamuoyuna izhar etmekle kalmamış, aynı zamanda Türkiye’nin önündeki yüz yıllık sürece talip olan Cumhur İttifakının güçlü, kararlı ve müessir bir ortağı olduğunu dosta düşmana ispatlamıştır. Lakin MHP’nin eriştiği bu dominant, caydırıcı ve üretken konumdan rahatsız olup paniğe kapılan Türkiye ve Türklük düşmanları ve tabiatıyla onların içerideki işbirlikçileri, derhâl harekete geçmiştir. Partimizin hem fikir, hem siyaset alanında, hem de toplum vicdanında üstlendiği yapıcı rolü baltalamak üzere 13. Olağan Büyük Kurultay’ın hemen ardından yeni fitne ve tefrika hamlelerine hız verilmiştir. Bu hamlelerden bazıları; MHP saflarında tutunamayıp dışarıda karanlık mahfillerin ağına düşen sözde eski Ülkücü isimlerden Hasan Albay, Yılma Durak, Sakin Öner, Mehmet Pehlivanlı, Kazım Ayaydın, Ahmet Malkan, Nazif Okumuş ve diğer çakma fedailerdir. Dikkat çekici olan; Selahattin Demirtaş gibi PKK’lıların ceza aldığı şu günlerde bir araya gelen birkaç kifayetsiz muhterisle beraber tetikçi, bozguncu ve tefrika çıkarıcıların sokağa sürülmesidir. Bu kendini bilmezler avenesi; camiamızın ve davamızın kutsallarını istismar silahı niyetine kullanarak hem partimizin, hem de Milliyetçi – Ülkücü Hareketin birlik ve bütünlüğünü hedefe koymaya yeltenmişler, davayı defalarca satmışlardır. Ülkücüler arasında fitne ve tefrika çıkarmak suretiyle Ülkücü terbiye ve ahlak düsturlarını çoktan terk ettiğini gösteren bu şahıslar, ‘Sadece parti siyasetine ara verdik ve hiyerarşik yapının dışına çıktık.’ derken de aslında camiadan tamamen koptuğunu itiraf etmiştir. Bütün Ülkücü camianın bu fısk ve fücura gösterdiği haklı feveranı terbiyesizlikle suçlayan bazı fırsatçılar da vaktiyle yaşadıkları hezimeti hazmetmek ve tattıkları kuyruk acısını dindirmek için bir avuç destekçisini sırtlayıp sosyal medyada klavye kahramanlığına soyunmuşlardır. Şunu peşinen belirtelim ki MHP ve Ülkücü camianın kutsallarına, mensuplarına ve değerlerine çeşitli gerekçelerle hücum edenler; derhâl karşılık görür. Bu, bir etkiye tepki meselesidir ve kendiliğinden gelişir. Kimsenin başına nöbetçi dikemeyiz. Kimseyi de asla hukuk dışı yollara teşvik etmeyiz. Başına gelenleri başkasından bilen, aynaya bakmalıdır. Taşlanan, attığı taşa; ayağına fitne ve fesat dolanan, taşıdığı başa bakmalıdır. Namertlik eden, mertliğin kadrini bilemez. Eden bulur. Rüzgâr eken fırtına, fırtına eken tayfun biçer. Kapıyı yumruklayanın kapısı tekmelenir. Haberiniz olsun, teşkilat olarak buradayız. Alayınızla yüzleşeceğiz. Ülküdaşlık hukukunu yok sayıp dava arkadaşlarımızı hasım ve düşman belleyerek şerefleriyle, haysiyetleriyle oynayanlar; ortalığa düşer. Acınası hâllerine bakmadan terbiyeye kefil olmaya kalkanlar her türlü şeni iftirayla, kuyruklu yalanla partimizi ve teşkilat mensuplarımızı suçlayanlar, edepsizlik çukurunun dibindedir. Ancak Ülkücü Hareket’e, MHP’ye ve teşkilat kademelerinde görevli dava arkadaşlarımıza mesnetsiz suçlamalarla dil uzatılmasına kesinlikle sessiz kalmayız. Ancak görünen odur ki mezkûr şahıslar ile bir avuç yardakçısının, fitne ve fücur hareketini bile isteyerek sürdürdüğü ve MHP düşmanı mahfilerin emellerine hizmeti görev addettikleri gözlerden kaçmamaktadır. Hareketi yeni mahfillere satmak peşindedirler. Bilinmelidir ki; Hareketimizin sadık ve vefakâr mensupları, yıllardır Ülkücülükten geçinip davaya ihaneti hayat tarzı ve geçim kapısı hâline getiren utanmaz arlanmazlarla hesaplaşacak, mutlaka yüzleşecektir. Karanlık odakların taşeronları Ülkücü camianın muahezesinden kaçamayacaktır. Ülkücü nesiller, ihanet kervanına yük taşıyan gönüllü taşeronları asla affetmeyecektir. Mamafih bütün bunlar, Ülkücü camiayı karıştırmak için fitne dolabı çeviren birkaç bahtsızın beyhude çabalarıdır. MHP ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket; dalları üzerinde yeşertilmeye çalışılan tefrika yapraklarını ve dibinde bitirilmeye çabalanan ayrık otlarını kökünden koparacak, onları tarihin öğüten değirmenine havale edecektir."