DEVLET BAHÇELİ: BURUK BİR BAYRAM GEÇİRMEKTEYİZ

04 Ağustos 2021 13:21
Okunma
314
DEVLET BAHÇELİ: BURUK BİR BAYRAM GEÇİRMEKTEYİZ

DEVLET BAHÇELİ: BURUK BİR BAYRAM GEÇİRMEKTEYİZ
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ramazan Bayramının birinci günü sabah namazının ardından MHP'nin kurucusu ve Onursal Genel Başkanı Başbuğ Alparslan Türkeş'in Beştepe'deki anıt mezarını ziyaret etti.
Bahçeli, Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Türkeş'in kabrine kırmızı ve beyaz karanfiller bıraktı, bakır ibrikle su döktü. Çıkışta gazetecilerin bayramını kutlayan Bahçeli, şunları söyledi:
"Mübarek Ramazan Bayramını tebrik ediyorum. Acılı günlerden geçiyoruz. Kovid-19 yanında çevre ülkelerdeki büyük sıkıntılar, son Kudüs katliamları dikkate alındığı vakit hüzünlü ve buruk bir bayram geçirmekteyiz. İnşallah bayram sonrası huzur ve barış içerisinde bir Türkiye'yi görmek isteriz. Cenabıallah'tan niyazımız budur."
MHP’DEN DİĞER PARTİLERLE VİDEO KONFERANSLA BAYRAMLAŞMA
Her bayramda geleneksel olarak gerçekleştirilen partiler arası bayramlaşma, bu yıl korona virüs (Kovid-19) tedbirleri çerçevesinde video konferans yöntemiyle yapıldı. MHP heyeti de siyasi partilerin heyetleriyle video konferans yoluyla bayramlaştı. Video konferans yoluyla gerçekleştirilen partiler arası bayramlaşmaya; MHP heyeti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya başkanlığında, Genel Sekreter Yardımcısı Bahadır Bumin Özarslan ve Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin başkanlığında, Genel Merkez Kadın Kolları MYK Üyesi Ayten Aydın, Genel Merkez Gençlik Kolları MKYK Üyesi Muhammed Cem Çekerek ve CHP'de de Bursa Milletvekili Lale Karabıyık başkanlığında, Parti Meclis üyeleri Sema Dinçer, Deniz Demir katıldı.
MHP heyeti, AK Parti ile görüşme sonrasında Demokratik Sol Parti, Büyük Birlik Partisi, Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi ve son olarak da Cumhuriyet Halk Partisi ile bayramlaşırken, İYİ Parti ve HDP heyeti ile bayramlaşma gerçekleştirmedi.
İSRAİL TERÖR DEVLETİDİR. KUDÜS BİZİM İLK KIBLEMİZDİR VE TESLİM EDİLMEYECEK  
MHP Lideri Devlet Bahçeli, bayramdan önce İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik yaptığı saldırıyla ilgili 8 Mayıs 2021 tarihinde Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "İsrail'in bir terör devletidir. Kudüs bizim ilk kıblemizdir ve teslim edilmeyecektir." dedi.
Açıklamasında, Mescid-i Aksa’da meydana gelen olaylara değinerek “Kudüs ilk göz ağrımız, ilk sevdamız, ilk yönümüz, Miracımızın ebedî emaneti, inancımızın ezelî onurudur. Kâşgar’dan nasıl taviz vermiyorsak, Kerkük’ten nasıl vazgeçmiyorsak, Kudüs’ten de aynı şekilde vazgeçmeyiz, siyonist kumpaslara esir bırakmayız." ifadesine yer verdi.
Açıklamasında vatandaşların Kadir Gecesini de kutlayan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenmiş bugünkü kutlu gecemizin kadrini kıymetini idrak edip kalp dünyamızı esenlik ve huzurla perçinlemesini niyaz ediyorum. Kur’an-ı Kerim bu gecenin nurunda indirilmiştir. İlahi rahmete susayan yürekler bu geceyle vuslata erişmiştir. Kadir Gecesi’nin nice hikmet ve hidayetle bezenmiş mesajları vardır. Bu mesajları anlayıp anlatmak, safiyetle yaşayıp samimiyetle yaşatmak hepimize düşen manevi mükellefiyetlerdendir. Kadir bilen değer bilir, sabır bilir, hatır bilir, gönül bilir, daha mühimi Allah’ı bilir. Ramazan ayında müşerref olduğumuz Kadir Gecemizin, Allah’ın inayetiyle aziz milletimize, Türk-İslam âlemine, tüm insanlığa musibetler karşısında metanet ve mukavemet gücü nasip etmesini diliyorum. Gecemiz mübarek, Leylei kadirimiz nice güzelliklere vesile olsun. Maalesef İslam toplumlarında kök salan dağınıklık, kadir kıymet ölçülerinden tamamıyla kopuk muvazaalı ve muhataralı diyaloglar zalimlere koz vermekle kalmayıp inanç haklarımıza saldırıları hem tahrik hem de teşvik etmektedir. Çünkü birlik ve beraberlik hisarı yıkıktır. İsrail, dün akşam yatsı namazı esnasında, Mescid-i Aksa’da toplanmış din kardeşlerimize ses bombası ve plastik mermiyle saldırmıştır. Bu mütecaviz saldırganlık ramazan ayının son cumasında, Kadir Gecesinin de bir gün öncesinde vuku bulmuştur. Yani planlı bir barbarlıktır. İsrail terör devletidir, şiddeti politik enstrüman olarak kullanmaktadır. Diğer yanda Batı Şeria’da sürekli kamçılanan Yahudi yerleşimci terörü mazlumları evinden barkından çıkarmaktadır. Kudüs yaslıdır, Gazze hüzünlüdür, Batı Şeria gariptir, Filistin iki ateş arasındadır. Siyonizmin katliamları biliniyorken, zulüm markası bu karanlık zihniyetle ortak bir geleceğin hayalini kurup hedeflerini paylaşan bazı İslam ülkelerine ne söylenmelidir? Hakikat ve hakkaniyet çizgisinde buluşmaktan âciz kalanların varlığını korumaları nasıl beklenmelidir? Ramazan ayı boyunca Filistinli kardeşlerimizin inanç ve ibadet özgürlüğüne musallat olan, Harem-i Şerif’in statüsünü hedef alan İsrail hükûmetini lanetliyorum. Saldırılarda yaralanan Filistinlilere geçmiş olsun diyorum. Kudüs bizim ilk kıblemizdir ve teslim edilmeyecektir. Kudüs ilk göz ağrımız, ilk sevdamız, ilk yönümüz, miracımızın ebedî emaneti, inancımızın ezeli onurudur. Kâşgar’dan nasıl taviz vermiyorsak, Kerkük’ten nasıl vazgeçmiyorsak, Kudüs’ten de aynı şekilde vazgeçmeyiz, Siyonist kumpaslara esir bırakmayız. Kudüs-Kâşgar-Kerkük-İstanbul birbiriyle tarih, kültür ve inanç bağlarıyla sımsıkı bağlıdır. Biri olmadan diğeri ya eksik ya da manen eziktir. Biz kadrimizin, kavlimizin, kaderimizin, kavgamızın bilincindeyiz, şeytanın müfrezelerini de biliyoruz. Ve hesap gününü bekliyoruz. Üzerimizdeki emeklerini saymakla bitiremeyeceğimiz, sevgi ve fedakârlık simgesi muhterem annelerimizin yarın kutlanacak Anneler Gününü tebrik ediyor, hepsine sağlık, sıhhat ve selamet diliyorum. Ebediyete irtihal etmiş annelerimize Allah’tan rahmetler temenni ediyorum."
ULUSLARARASI TOPLUMUN GÖZÜ ÖNÜNDE İNSANLIK SUÇU İŞLENMEKTEDİR
MHP Lideri Bahçeli, 11 Mayıs 2021 tarihinde iç ve dış gelişmelerle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, yine İsrail'in saldırılarına tepki göstererek, "Uluslararası toplumun gözü önünde insanlık suçu işlenmektedir. İsrail, mübarek ramazan ayı boyunca kanlı yüzünü, karanlık yönünü bir kez daha, üstelik pervasızca ve pişkince gösterime çıkarmıştır." dedi.
Bahçeli'nin açıklaması şu şekilde:
"Beşeriyet çok tehlikeli bir yol ağzında, vahim bir darboğazdadır. Dünya genelinde yaygınlaşan sert kutuplaşmalar sıcak çatışmalarla, serpilen çarpıklıklarla günbegün derinleşmektedir. İnsan ve inanç haklarına yönelik seri suikastlar maalesef kahredici düzeylerdedir. İsrail, mübarek ramazan ayı boyunca kanlı yüzünü, karanlık yönünü bir kez daha, üstelik pervasızca ve pişkince gösterime çıkarmıştır. İslam toplumlarının iç çelişkilerinden ve katılaşan ihtilaflarından istifade eden İsrail hükûmeti özellikle Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da terör estirmiştir. Uluslararası toplumun gözü önünde insanlık suçu işlenmektedir. Filistinli sivillere hiçbir inancın kabullenmeyeceği baskı, dayatma ve şiddet uygulanmaktadır. Harem-i Şerif’in statüsünü hedef alan, Müslümanların haremiismetine kasteden İsrail’in uluslararası hukuka aykırı eylem ve politikaları sabırları, sınırları ve sinirleri aşacak boyuttadır. İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah ve Silvan Mahallelerinde yaşayan Filistinli masumların zorla göç ettirilmesi, Yahudi yerleşimci terörünün bitmek tükenmek bilmeyen tahrikleri ramazan boyunca azalmak şöyle dursun, iyice kontrolden çıkmış, kanlı olayların önünü açmıştır. Filistin siyonist kuşatma altındadır. İsrail güvenlik güçleri en iyi bildikleri terör yöntemlerini kullanarak Filistinli sivillere ateş yağdırmaktadır. Nitekim Gazze Şeridi’nde bulunan Beyt Hanun bölgesine dün gerçekleştirilen hava saldırısında 9’u çocuk olmak üzere 24 Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetmiş; 103’ü de yaralanmıştır. İsrail’i kınıyor, katlettiği masumlara Allah’tan rahmet, yaralılara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Arap Ligi başta olmak üzere, AB’den ABD’ye kadar birçok ülke ve çevreden cılız kınama mesajlarından başka müessir ve müdahaleci hiçbir tepki de görülmemiştir. Bu kapsamda uluslararası kamuoyunun trajik gelişmeler karşısındaki tutumu ve suskunluğu kaygı verici niteliktedir."
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ ACİLEN TOPLANMALIDIR
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin acil toplanma kararı yeni bir oyalama sürecini başlatmamalıdır. İslam İş Birliği Teşkilatıyla Arap Ligi’nin somut ve caydırıcı adımlar atması, Filistin’in kanayan yarasını pansuman tedavilerle geçiştirmekten uzak durması yegâne öncelik olmalıdır. İsrail yaptıklarının bedelini ödemelidir. Uluslararası Ceza Mahkemesi zulmün hesabını İsrail Devleti’nden sormak mecburiyetindedir. Müslüman Türk milleti Kudüs’ün çiğnenmesine, mescitlerimizin silahların gölgesinde tutulmasına tahammül etmeyecektir. Bütün İslam toplumları tarih önünde ve Allah indinde sorumluluk altındadır. İsrail hükûmeti mukaddesatımıza ve Müslümanların ibadet haklarına saldıracak kadar barbardır, Vandal’dır, vahşidir. Mescid-i Aksa’ya yapılan saygısızlık kesif ve kategorik bir düşmanlıktır. İsrail’in bu şeytani politikaları dinler ve medeniyetler arasındaki uyum ve denge arayışlarına hem darbe hem de yeni cepheleşmelerin davetçisidir. Kudüs demek İslam’ın onuru demektir. Kudüs demek üç semavi dinin barış ve kardeşlik içinde yaşadığı kutsal belde demektir. Müslümanların Kudüs’ten tasfiye, tahliye ve tecrit edilmesi Orta Doğu’nun, hatta tüm dünyanın koronadan daha şiddetli bir yıkıma sürüklemesine yol açacaktır. Kudüs, siyasi ve siyonist hesaplara kurban edilemeyecektir. Olayların önü alınmazsa dünya, sonu ve sonucu dehşetle pekişmiş yeni bir girdabın içine savrulacaktır. 1967 işgalinden önceki sınırların geçerli olması kaydıyla, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve uluslararası alanda tanınmış, egemenlik hakları teyit edilmiş Filistin Devleti’nin varlığı bölgesel istikrar, huzur ve kalıcı barış için ön şarttır. Milletimiz mazlum kardeşlerinin yanındadır. İsrail yayılmacı ve nefret saçan politikalarından daha fazla kan dökülmeden vazgeçmelidir. Mescid-i Aksa inancımızın iffeti, kıblemizin ilkidir. Türk milleti hafızasında yıllardır hasretle ve hüzünle taşıdığı Kudüs’ün teslimine göz yummayacak, bu rezalete seyirci kalmayacaktır. Zulüm son bulmazsa intifada başta olmak üzere, her seçenek Müslüman vicdanların gayesi olmalıdır. Ramazan Bayramı’nı idrak edeceğimiz şu günlerde Filistinli kardeşlerimizin muhatap kaldığı dramların yanı sıra, ülkemizde de karmaşık bir gündemin varlığı herkesin malumudur."
MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMLERİ 2023'ÜN HAZİRAN AYINDA YAPILACAKTIR
"Türkiye’nin Kovid-19 hastalığıyla mücadelesi kararlılıkla devam ederken, fırsatçı muhalefet partilerinin sorumsuz açıklamaları, sakat teklifleri, sağduyudan yoksun değerlendirmeleri haddi ve hududu aşmıştır. Bunun yanında, bazı gazetelerin ve köşe yazarlarının planlı zillet propagandasına kurşun askerlik yapması husumet cephesindeki hareketliliği gözler önüne sermiştir. Türkiye’nin erken seçim gündemi olmamasına rağmen; ısrarla, inatla, iddiayla seçim olacak diyenler sadece hayallerinin oyuncağı değil, aynı zamanda kirli maksatlarının da esiridir. Cumhur İttifakının ortak ve sarsılmaz kararı açıktır. Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır. CHP’den İP’e, HDP’den diğer sipariş ve kumandalı partilere kadar bütün siyasi aktörler hesabını buna göre yapmak durumundadır. Tezvirat müelliflerinin erken seçim dayatması beyhude çabadır. Millete hizmeti değil hezimeti reva gören zillet ittifakının içine düştüğü yozlaşma ve çaresizlik acınacak seviyelerdedir. CHP’nin Dersim İsyanı’ndan özür dileme sırasına girmesi, yüzleştik helalleştik hezeyanları bir bakıma aziz Atatürk’ün eserlerine ve emanetlerine tam bir ihanet olarak karşımızdadır. Kılıçdaroğlu’nun terörist Demirtaş’ın haksızlığa uğradığını ifadeyle birlikte HDP’yi siyasal hayatımızın vazgeçilmez unsuru olarak tanımlaması terör örgütüyle suç ortaklığını teşhir etmiştir. Bölücülüğün siyasi ayakları alenileşmiştir. CHP yönetiminin Cumhuriyet’in kuruluş rotasından sapması hem kendi tarihine hem de milletimizin hükmi şahsiyetine dış bağlantılı operasyondur. Milliyetçi Hareket Partisinin 100 maddelik Anayasa önerisinden hemen sonra paçaları tutuşan CHP, İP ve gizemli ortakları HDP’nin eşzamanlı olarak güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili çağrıları akıl tutulması, siyasi tükenmişliktir."
CHP İLE İP’TEN PKK APARATINA ÖVGÜLERİN YÜKSELMESİ ŞÜHEDAYA HAKARETTİR
"Türkiye, parlamenter sistemi denemiş, ancak kargaşadan ve krizden başka bir netice alamamıştır. Parlamenter sistem, siyasi anlaşmazlıkları tırmandırmış, kısa ömürlü koalisyon hükûmetleriyle ülkemize enerji ve zaman kaybettirmiştir. Devlet yönetimindeki kilitlenmeler, erkler arasındaki gerilimler, siyasetteki cepheleşmeler, bir yanda demokrasi dışı arayışları kamçılamış, diğer yanda sosyal ve ekonomik bunalımları tetiklemiştir. Millî birlik ve dayanışma ruhu parlamenter sistemin açmazlarından dolayı ağır hasar görmüştür. Türk milletinin istikbale yönelik irade ve mesajı Parlamenter Sistem’in muazzam bir yönetim reformuyla aşılması demek olan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, yani Türk Tipi Başkanlık Modeli’dir. Eskiye dönüş uçurumdur. Parlamenter Sistem ezberlerinin ardındaki niyet Türkiye’nin yükseliş ve büyüme isteğini engellemektir. (HDP’ye hakaret edilerek toptan Kürtlere hakaret ediliyor.’ diyebilecek kadar gözünü ve gönlünü karartan, bir ara da HDP’yi Kürt siyasal hareketi olarak görerek terörün değirmenine su taşıyan İP’in başkanı, bölücülüğün yeni reklam yüzü olarak sivrilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HDP’nin geciken kapatma davasını tekrar açması gereken şu günlerde, CHP ile İP’ten PKK aparatına övgüler yükselmesi esasen şühedaya hakarettir. Aynı zamanda sözde Ermeni soykırımı tanıyan terör uzantısı HDP’nin takdir ve taltif edilmesi, bir bakıma ASALA’ya onaydır, Ermeni diasporasına selamdır. Unutulmasın ki, dağda elde edilmiş stratejik üstünlüğün Mecliste kaybına göz yummamız mümkün değildir. CHP ile İP, HDP tarafından tutsak alınmıştır. Bu tablo Türk siyaseti ve demokrasi adına utanç verici bir durumdur. CHP ile İP’in mafyalaşmış siyasetten bahsetmesi hezeyandır. CHP’nin uyuşturucu baronlarıyla nasıl içli dışlı olduğunu biraz hafıza tazelemesi yapanlar hemen göreceklerdir. Asıl mafya, asıl kanun kaçağı, asıl millet düşmanı terör örgütleriyle el ele verenlerin bu kapsamda ne konuşmaya yüzleri ne de insan çıkacak hâlleri vardır. Cumhur İttifakını mafya ile ananlar bozuk maya ve mizaçlarına boyun eğmişlerdir. Türkiye’de çetelerin hükmü bitmiştir. Hukukun üstünlüğü varken mafyanın varlığı düşünülemeyecektir. Türkiye’de mafya düzeni değil, milletin egemenliği hâkimdir."
100 MADDELİK ANAYASA ÖNERİMİZİ KARALAMAK, ART NİYETLİLİKTİR
"Bilhassa terörle mücadelenin kahramanca ve üstün başarıyla yürütüldüğü, şehit ve gazilerimizin eşsiz fedakârlıklarıyla millî güvenliğimizin emniyete alındığı bir süreçte, teröristlerin korkulu rüyası değerli komutanlarımızın manşetlerle lekelenmeye çalışılması düşmanca bir tertiptir. Askerî operasyonların azimle icrasından korkan iş birlikçilerin Türk Silahlı Kuvvetlerimizin şerefli komutanlarına ve emniyet güçlerimize iftira atması aşağılık bir komplodur. PKK’ya diyet ödeyen kimliksizlerin, cezaevindeki FETÖ’cüleri garip ve masum gören köksüzlerin neye ve hangi şirret hesaplara hizmet ettikleri bellidir. Bu hesap Türk milletinin engin iradesine çarpıp dağılacaktır. Kötü emel sahipleri de mutlaka hesap verecektir. Bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. Türkiye, Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü çatısının başkanlık sisteminin ana ilkelerince örüldüğü, millî ve manevi değerlerden ilhamını alan, yalnızca bize özgü yeni bir Anayasa marifetince kutlayıp karşılayacaktır. Bu hedef Cumhur İttifakı’nın milletine sözü, gelecek nesillere karşı görevidir. Krizsever CHP ile uydusu İP’in yanlıştan dönerek Türkiye’nin güçlenmesine, Türk milletinin varlık ve birliğine destek vermesi samimi tavsiyemdir. Demokratik ve sivil nitelikli bir Anayasa hazırlayıp Türkiye’yi ayak bağlarından kurtarmak, bu suretle önümüzdeki yüzyıla Türk milletinin mührünü vurmak en temel gündem konusudur. Yürürlükteki darbe anayasasıyla bu hedefe ulaşılamayacağı ortadadır. Milliyetçi Hareket Partisi (Cumhuriyet’in 100. Yılında 100 Maddelik Yeni Anayasa) önerisiyle duruşunu, tasavvurundaki devlet ve toplum ufkunu ana hatlarıyla ve özet hâlinde milletimizle paylaşmıştır. Üstlendiğimiz tarihî sorumluluk ahlakının gereği bihakkın yerine getirilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisinin milletimizin artan beklentilerine duyarsız ve ilgisiz kalması düşünülemeyecektir. Aylardır üzerinde çalışılan Anayasa önerimizin muhtevasını bilmeden, bazılarının Anayasa allamesi kesilmesi, sonra da kerameti kendinden menkul bir anlayışla kusur aramaya koyulmaları kara mizahtır. 100 maddelik Anayasa önerimiz bugüne kadar yalnızca Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bilgi ve takdirine sunulmuştur. Bunun dışında metni ne eline alan, ne gören, ne de okuyan olmuştur. Kaldı ki değerli ve saygın Anayasa çalışmamızın bütününe nüfuz etmeden karalamak, kötü göstermek art niyetliliktir."
PKK'YLA ANAYASA YAPANLARLA MİLLETLE ANAYASA YAPANLAR NETLEŞECEKTİR
"Siyaset er meydanıdır. Varsa bir çalışması bulunan, varsa bir hazırlığı olan çıkıp milletimize açıklamalıdır. Daha bir sayfasını okumadıkları Anayasa öneri metnimizi ön yargılarla tenkit etmek, toptancı mantıkla reddetmek, hayal mahsulü isnatlarda bulunmak Türkiye’nin dağılan, çözülen, marjinalleşen, perişanlık yaşayan çapsız muhalefet anlayışının belgeli vesikasıdır. CHP Genel Başkanı, ‘Amaç gündem değiştirmektir.’ diyerek hiç kimseyi şaşırtmamıştır. İP’in ahlaken sorunlu ve ayıplı yorumu ise siyasi iflasın tam bir ilamıdır. Saadet Partisi Genel Başkanı’nın ‘Millet karnını doyurma derdinde, ne Anayasası.’ ifadesi de gaflettir. CHP, İP, SP heves ve heyecanla HDP/PKK’yla kurdukları masada kaleme aldıkları Anayasa taslağı mutfakta mı hazırlanmıştır? Anayasa’nın ilk dört maddesine neşter vururlarken pilava kaşık mı sallamışlardır? Bazı köşe yazarları kalemlerini zillet mürekkebine batırıp yalana teşrifatçılık yapmışlardır. Siyasi ve ideolojik taassupların enkazı altında kalmak bu tiplerin ortak özelliğidir. Ciddiyetsizlerde cibilliyet yoktur. Bilmemek ayıp değildir. Fakat bilmeden biliyormuş gibi davranmak tarihî yanlıştır. Kim ne söylerse söylesin, Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü yeni bir Anayasa’yla geleceğin yüz yıllarına cumhurun muazzam varlığıyla taşınacaktır. Süreç herkesin maskesini düşürecek, akla kara belli olacak, kim dürüst kim değil ortaya çıkacaktır. Bir yanda PKK’yla Anayasa yapanlarla diğer yanda milletle Anayasa yapanlar inşallah netleşecektir. Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, Türk-İslam âleminin Ramazan Bayramını kutluyorum. Kısıtlamalar altında karşıladığımız bayramın, uzaktan da olsa gönüllerin vuslatını nasip etmesini diliyorum. Terörle mücadele esnasında şehit olan kahramanlarımıza, Kovid-19’dan hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, tedavi görenlere de şifalar temenni ediyorum. Sevdiklerimize ve sevenlerimize bu bayram kavuşamasak da salgının yenilmesinden sonra nice kutlu ve mutlu buluşmaların yaşanacağına yürekten inanıyorum. Bu vesileyle yurt içinde ve yurt dışında yaşayan bütün vatandaşlarımızı hürmetle selamlıyor, hayırlı bayramlarımız olsun diyorum."
DEVLET BAHÇELİ'DEN ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ'A KUTLAMA MESAJI
MHP Lideri Devlet Bahçeli, 16 Mayıs 2021 tarihinde sosyal medya hesabı Twitter hesabından yayımladığı bir mesajla Beşiktaş’ın şampiyonluğunu kutladı.
Bahçeli, mesajında ogüne bir de foto yayımladı. İşte MHP Lideri Bahçeli’nin mesajı ve fotoğrafı:
"2020-2021 Sezonu Süper Lig Şampiyonu Beşiktaş’ımızı, Başkanı Ahmet Nur Çebi ve yönetimini, Teknik Direktör Sergen Yalçın’ı, futbolcularımızı ve vefakâr taraftarımızı yürekten kutluyorum."
"ÜLKÜCÜ ŞEHİTLERİMİZİN YÜZÜNÜ KARA ÇIKARMAYACAĞIZ"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "27 Mayıs Ülkücü Şehitleri Anma Günü vesilesiyle herkes bilmelidir ki, ilkelerimizden, ülkülerimizden, ülkemizin ebedi hak ve çıkarlarından taviz vermeden, davamızın bizlere yüklediği yüksek sorumlulukları heyecanla yerine getirecek azim ve inanmışlığı bihakkın göstereceğiz. Kahraman ülkücü şehitlerimizin yüzünü kara çıkarmayacağız." dedi.
Bahçeli, 27 Mayıs 2021 Perşembe günü gerçekleştirilen İl Başkanları ve MYK toplantıları sonrasında yazılı bir açıklama yaptı. Gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmelerin yapıldığı MHP Lideri Bahçeli'nin açıklaması şöyle:
"27 Mayıs, yakın siyasi tarihimizin iç burkan, yürek sızlatan, vicdanları kanatan vahim hadiselerin yaşanarak millî hafızalara kazındığı bir zaman dilimidir. Demokrasi ihlallerinden millî ve manevi değerlerin inkârına varıncaya kadar pek çok trajedi, müessif nitelikli pek çok olay farklı yılların 27 Mayıs’ında vasat ve vuku bulmuştur. Türkiye’nin güven ve istikrar ortamını sabote etmek isteyen iç ve dış odaklar tıpkı bugünkü gibi ihanet devriyesine çıkmışlardır. 27 Mayıs 1960 Darbesi millî iradeye doğrultulmuş silah iken, 27 Mayıs 1980 milliyetçi duruşa hunhar bir suikastın ifadesidir. Ülkemizin iç barış ve huzur iklimini zehirlemek, millî birlik ve kardeşlik bağlarını zayıflatmak gayesiyle sürekli faal hâlde bulunan menfur çevrelerin kanlı eylemleri, kahredici edimleri, karanlık teşebbüsleri bugüne kadar hiç eksilmemiş, hiç ara vermemiştir. Darbeler, krizler, toplumsal çalkantılar, ekonomik operasyonlar, sosyal gerilimler, dış müdahaleler, terör saldırıları, bölücü dayatmalar, yasa dışı grupların tahrik ve tertipleri devamlı surette Türkiye’nin yükseliş iradesini baltalamak üzerine projelendirilmiştir. Milletimizin ruh köküyle çatışan ve çelişen düşünce, teklif ve politika sahipleri çıkar ittifakı şemsiyesi altında buluştukları yerli ve yabancı işbirlikçilerle ülkemize tuzak kurmuşlar, kötülük üstüne kötülük yapmışlardır. Şu kadar ki, 27 Mayıs 1960'da onuruna düşkün Türk milletinin egemenlik hakları, var oluş haysiyeti bir yanda ağır yara almış, diğer yanda müteakiben kurulan sipariş mahkemeler eliyle yargılanmıştır. Sandık yerine silahı tercih eden dar kadrolu cuntacı oluşum yalnızca seçilmiş bir iktidarı değil, Türkiye’nin on yıllarını da gasp etmiştir. Hâlâ sancıları hissedilen 27 Mayıs 1960 Darbesi münasebetiyle Türkiye’nin hem önü kesilmiş hem de demokrasi kültürü zedelenmiştir. Birliğimizi, dirliğimizi ve kardeşliğimizi hedef alan provokasyonlar maalesef ülkemizin ve milletimizin gelecek hayallerine zincir vurmuştur. Daha müreffeh, daha huzurlu, daha mutlu, daha güvenli, daha refah, daha gelişmiş, daha kalkınmış bir Türkiye özlemini, bir Türk-İslam medeniyet çağrısını hazmedemeyenler maşaları vasıtasıyla istikbalimizi, hatta istiklalimizi budamaya çalışmışlardır. Fakat Türk milleti her seferinde Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğmuş, şerefli geçmişiyle mütenasip parlak bir geleceğin zor da olsa peşine düşmüştür. Bu mukavemet ruhu, bu mücadele şuuru, bu dirayet ve hamiyet ufku tarihi imar eden aziz milletimizin önündeki yüzyılları inşa etmesi hususunda da ilham vermiştir. Bugün oynanan melanet oyunların Türkiye’mizi yolundan çevirme ihtimali, Türk milletini geri adım attırma şansı elbette düşünülemeyecektir. Millet, irade hürriyetine sonuna kadar sahip çıkacaktır. Bu nedenle derin komplolar boştur, densiz kumpaslar boşunadır. Devlet milletiyle kenetlenmiş, Türk tarihi, Türk kültürü, bunun yanı sıra birlikte yaşama azmi milli birliğin mihveri haline gelmiştir. Hiç kimse Türk milletinin hassasiyetlerini hafife almamalıdır. Özellikle de millî asalet ve sabrı göz ardı etmemelidir. Sokak dedikodularına bel bağlayan, sosyal medya fitnelerini geçim kapısı gören, suç ve terör örgütlerinin şantajlarından bayağı şekilde medet uman zillet ittifakı milletimizin engin feraset ve gıpta edilecek irfanı karşısında asla tutunamayacaktır. Bugün kimin kiminle işbirliği yaptığı, kimlerin hangi mahfillerin kuklası hâline geldiği bellidir, belgelidir. Türkiye’nin siyasi ve toplumsal dengesini bozarak güç ve iktidar devşirmek için kuyruğa girenler zalimlerin oyun uşağı olmakla birlikte zilletin kapı kuludur. Milliyetçi Hareket Partisi kirli niyet sahiplerine karşı Türk milletiyle bir ve beraberdir. Kalbi Türkiye sevdasıyla çarpan hiçbir dava arkadaşım, hiçbir muhterem vatandaşım vatan ve millet muhaliflerinin senaryolarına prim ve destek vermeyecektir. Yolumuz çetin, mücadelemiz kutlu, zaferimiz kesindir.
BAŞBUĞ TÜRKEŞ VE GÜN SAZAK'A RAHMET DİLİYORUM
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, açıklamasında "27 Mayıs Ülkücü Şehitleri Anma Günü vesilesiyle herkes bilmelidir ki, ilkelerimizden, ülkülerimizden, ülkemizin ebedi hak ve çıkarlarından taviz vermeden, davamızın bizlere yüklediği yüksek sorumlulukları heyecanla yerine getirecek azim ve inanmışlığı bihakkın göstereceğiz." ifadesine yer verdi.
Açıklamasında, merhum Başbuğ Alparslan Türkeş ve 27 Mayıs 1980'de şehit edilen eski Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak'a rahmet dileyen Bahçeli, şunları kaydetti:
""Kahraman ülkücü şehitlerimizin yüzünü kara çıkarmayacağız. 52 uzun yıldır sürdüğümüz dava mücadelemize leke sürdürmeyeceğiz. Her zaman demokrasinin, millî iradenin, meşru taleplerin, hukuk üstünlüğünün, devletimizin ve milletimizin tartışma kabul etmeyen emanetlerinin yanında duracağız. Türkiye’ye cephe almış ülkelerin, organize suç şebekelerinin, terör örgütlerinin, bölücü mihrakların, demokrasi karşıtlarının taciz ve tezviratlarına hiçbir şekilde kulak asmadan yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Cumhur İttifakı’nın muazzez varlığını samimiyetle koruyacağız. Bugün arka arkaya yapılan İl Başkanları ve Merkez Yönetim Kurulu toplantılarımızda partimizin gelişmeler ve siyasi gündemle ilgili tutumu ele alınarak bundan sonra takip edeceğimiz siyaset ve stratejiler ülkücü şehitlerimizin manevi hatıraları saygıyla yâd edilerek ele alınmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi meselelere hâkimdir. Nitekim partimiz Türkiye’nin içine çekilmek istenen girdabın farkında, buna karşılık siyasi pozisyonu da nettir ve milletten yanadır. Bu duygu ve düşüncelerle, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey başta olmak üzere, 27 Mayıs 1980’da şehit edilen eski Gümrük ve Tekel Bakanı’mız Gün Sazak’a Bey’e, bütün vatan ve dava şehitlerimize Cenabıallah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Davamıza emeği ve hizmet geçmiş değerli arkadaşlarıma, fedakârlık timsali gazilerimize sağlıklı ve uzun bir ömür diliyorum."
ÇAMLICA KULESİ VE TAKSİM CAMİİ’NİN HİZMETE AÇILMASI
MHP Lideri Bahçeli, İstanbul’da hizmete açılan Çamlıca Kulesi ve Taksim Camii ile ilgili olarak emeği geçen başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere herkese teşekkür etti. Bahçeli, yaptığı açıklamada, şunları belirtti:
“Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarı'nın kesişim noktasında inşa edilen ve 1,5 asırlık bir hayali hakikatle buluşturan Taksim Camii'nin dün itibariyle resmen açılmasından büyük bir bahtiyarlık duyduğumu özellikle paylaşıyorum. Sembolik temeli 2017 yılının Şubat ayında atılan Taksim Camii'nin açık ve kapalı alanında 4 bin kişinin ibadeti mümkündür. İstanbul'a bir millet eserinin daha kazandırılması, inancımızın itibarına muazzam bir katkı sağlanması milletimizi sevince boğmuştur. Ayrıca bugün yerden yüksekliği 369 metre olan Avrupa'nın en büyük kulesinin hizmete sunulması bir diğer memnuiyet verici gelişmedir. Artık İstanbul'daki tüm radyo vericileri tek elde toplanarak İstanbul'un güzelliğine güzellik eklenecektir. Bu vesileyle Çamlıca Kulesi'yle birlikte Taksim Camii'nin yapımında ve hizmete açılmasında emeği geçen başta Sayın Cumhurbaşkanı'mız olmak üzere herkese teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum.”
"AZERBAYCAN OKUL PROJESİNİ KABUL ETMEDİ, PARALAR İADE EDİLECEK"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Azerbaycan yönetiminin Şuşa'ya Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı'nın girişimiyle dokuz derslikli bir okul yapmayı taahhüt ettiklerini hatırlatarak, ancak Azerbaycan yönetiminin bu projeyi uygun görmeyerek yeni ve farklı bir okul projesi hazırladığını bildirdi. Bahçeli, okul yapımı için toplanan yardımların iade edileceğini belirtti.
Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, MHP’nin Şuşa’ya yaptıracağı okul projesinden vazgeçtiğini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
"* 16 Ocak 2021 tarihinde sosyal medyadan yaptığım bir açıklamayla, Karabağ zaferinin ardından Azerbaycan'ın düşünce ve sanat hayatında mümtaz bir yeri bulunan Şuşa'ya Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı'nın girişimiyle dokuz derslikli bir okul yapmayı taahhüt etmiştik.
* Bu kapsamda projemizi hazırlamış ve kamuoyuyla paylaşmıştık. Yapmayı hedeflediğimiz okula Azerbaycan Ulusal Marşı'nın bestecisi ve Şuşa doğumlu merhum Üzeyir Hacıbeyli'nin adını vermeyi düşünmüştük. Söz konusu okulun temel atma günü olarak da 30 Ocak 2021'i planlamıştık.
* Ancak Azerbaycan yönetimi, bizim bu projemizi uygun görmeyerek yeni ve farklı bir okul projesi hazırlamıştır. Elbette bu tasarruf en tabii haklarıdır, bize de saygı duymaktan başka bir seçenek kalmayacaktır.
* Milliyetçi Hareket Partisi Şuşa'ya yaptıracağı okul projesinden bu gelişmeler dolayısıyla vazgeçmiştir. Okul yapımına destek veren kardeşlerimizden yardım ve bağış adı altında toplanan paralar da gecikmeksizin ve aynısıyla iade edilecektir.
* Hassasiyeti malum olan konuyla ilgili keyfiyeti aziz milletimizin bilgi ve takdirine bilavasıta sunuyorum."
YILDIRIM: TOPLANAN YARDIMLAR PAZARTESİ GÜNÜ İADE EDİLECEK
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin sosyal medya hesabı Twitter üzerinden Şuşa'da yapılacak okul projesinin iptalini duyurması üzerine Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım da bir açıklama yaptı. Yıldırım, açıklamasında şunları kaydetti:
"Ülkü Ocakları olarak Lider'imiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin 16 Ocak 2021 tarihindeki talimatları doğrultusunda Şuşa'da yapmayı planladığımız Üzeyir Hacıbeyli Okulu için başlattığımız yardım kampanyası sona ermiştir. Toplanan yardımların tamamı, resmî yardım hesabı üzerinden toplandığı için, yardımın gönderildiği hesaplara pazartesi günü aynısıyla iade edilecektir. Yardım kampanyasına destek olan herkese teşekkür ederiz."