Doç. Dr. Nasrullah UZMAN
CUMA AĞCA AĞABEYİN ARDINDAN
“Her nefis ölümü tadacaktır.” ayetine inancı tam olsa da insanoğlu, “Her ölüm, erken ölümdür.” demekten kendini alıkoyamıyor. Cuma Ağca ağabeyin vefatı da erken oldu. Cuma ağabey, sadece bir yayınevi patronu değildi. Milliyetçi/Ülkücü Harekete gönül veren bir dava adamıydı. Misyon sahibiydi. Bütün imkân ve imkânsızlıklar içerisinde davası ve misyonu için mücadele veriyor; Türk kültürüne ve Türk milliyetçiliğine hizmet ediyor; Türkçenin korunup güçlendirilmesine katkıda bulunuyor; kendi ifadesiyle fikrî ve kültürel anlamda camiamızın beslendiği kaynakların kurumaması ve sahip olduğu birikimin sonraki yüzyıllara taşınıp zenginleştirilmesi için çaba gösteriyordu. Tarihten edebiyata, sanattan siyasete, bilimden teknolojiye kadar geniş bir yelpazede yayımladığı eserler de bu çabanın somut ürünleriydi. Kâr elde etmenin, daha fazla sermaye edinmek için üretmenin hâkim olduğu bir piyasada o, Türk kültürüne ve Türk milliyetçiliğine hizmet etmek için mücadele ediyordu. Devlet, Yeni Düşünce, Düşünce ve Tarih, Devlet, Kurgan Edebiyat dergilerini büyük emek harcayarak yayımlaması da bu mücadelenin somut örnekleriydi. O, kendi ifadesiyle camiamızın fikren, ilmen ve kültürel olarak kalkınmasına katkıda bulunmak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyordu. Bir projeden bahsettiğimizde heyecanımıza ortak olması ve bizi cesaretlendirmesi bu yüzdendi. Konuştuğumuz birçok proje ve yapacağımız daha çok iş vardı... Cuma ağabeyin vefatını derin bir üzüntü ile öğrendik. Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Milliyetçi/Ülkücü Hareketin başı sağ olsun. Tek tesellimiz onun bıraktığı bayrağı evladı Ahmet Deniz Ağca’nın gururla dalgalandıracak olması… Cuma ağabeyi, Türk yayın hayatına ve Milliyetçi/Ülkücü Harekete katkılarını unutmayacağız.