Devlet Bahçeli’nin Çağrısı Karşılık Buldu
YARGITAY BAŞSAVCILIĞI, HDP HAKKINDA KAPATMA DAVASI AÇTI
Recep Alp AĞCA
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesinde (AYM) dava açtı. İddianame AYM’ye gönderildi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, daha önce birçok defa yaptığı açıklamalarda 6-8 Ekim 2014’teki Kobani olayları hakkında yazılan iddianame temel alınarak HDP’nin kapatılabileceğini ifade ederek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının resen kapatma davası açmaması hâlinde davanın açılması için MHP’nin başvuruda bulunacağını belirtmişti.
Toplam 609 sayfadan oluşan iddianamede, HDP üyelerinin beyan ve eylemleriyle devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, ortadan kaldırmayı amaçladıkları belirtilerek, “HDP’nin, PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’ın projesi ve PKK’nın partisi olduğu, PKK-KCK’nın bir organı gibi faaaliyette bulunduğu, PKK’nın çağrısı üzerine TSK’nin operasyonlarını işgal girişimi gibi göstermeye çalıştığı, millî meselelerde devletinr yanında yer almayıp her zaman karşısında yer aldığı, Gara katliamı gibi sivil vatandaşların katledilmlesini kınamadığı ve kongrelerinde ölen teröristlere ‘şehit’ denilerek saygı duruşunda bulunulduğu” bildidrildi.
DAVANIN AÇILDIĞI GÜN HDP’Lİ VEKİLİN VEKİLLİĞİ DÜŞÜRÜLDÜ
Bu arada, kapatma davasının açıldığı gün, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliği yargı kararının TBMM Genel Kurulunda okunmasıyla birlikte düşürüldü. Gergerlioğlu, "terör propagandası yapmak" suçlamasıyla 2 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
HDP iddianamesinde aralarında HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar, Pervin Buldan ile önceki Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu toplam 687 HDP'li için siyasi yasak getirilmesi istendi. İddianamede, ayrıca HDP'nin mal varlığına tedbir konulması da talep edildi.
YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI ŞAHİN, AÇIKLAMA YAPTI
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin kapatma davasını açtığı gün yaptığı yazılı açıklamada, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarından olan siyasi partilerin, toplumun ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sunmayı amaçlayan kurumlar olduğunu vurguladı. Siyasi partilerin bu amaçlarını evrensel ve demokratik hukuk kuralları çerçevesinde barışçıl yollarla gerçekleştirmelerinin esas olduğunu kaydeden Şahin, bununla birlikte Anayasa'nın 68/3. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası'nın 90. maddesinde, siyasi partilerin faaliyetlerini Anayasa ve kanun hükümleri çerçevesinde sürdürmeleri gerektiğinin düzenlendiğini hatırlattı.
Yine Anayasa'nın 14. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerden hiçbirinin, "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan" faaliyetler biçiminde kullanılamayacağının öngörüldüğünü hatırlatan Şahin, şunları belirtti:
"Anayasa'nın 69. maddesinin 6. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası'nın 103. maddesinde, bir siyasi partinin Anayasa'nın 68. maddesinin 4. fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak bu nitelikteki fiillerin işlendiğinin ve odak hâline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi hâlinde karar verileceği belirtilmiş, fıkranın devamında da bir siyasi parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin tüm organlarınca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde söz konusu fiillerin odağı hâline gelmiş sayılacağına işaret edilmiştir."
Başsavcı Şahin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesinin 1. fıkrasında, "herkesin barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkı"na sahip olduğunun belirtildiğini, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bu hakların kullanılmasına, ulusal ve kamusal güvenliğin korunması, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla kanunla kısıtlama getirilebileceği ilkesinin kabul edildiğini vurguladı.
AİHM terörün kınanmamasını dahi partilerin kapatılması için yeterli gerekçe olarak kabul etmişti
Şahin, açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, terörün kınanmamasını dahi siyasi partilerin kapatılması için yeterli bir gerekçe olarak kabul etmiştir. Siyasi parti yönetici ve üyeleri demokratik ilkeler çerçevesinde faaliyetlerine devam etmeli, terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı olmamalı, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlamamalıdır. Bu bağlamda, Halkların Demokratik Partisi yönetici ve üyelerinin beyan ve eylemleriyle demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettikleri, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından, adı geçen siyasi partinin kapatılması Anayasa Mahkemesinden talep edilmiştir."
KILIÇDAROĞLU VE VEKİLLERİNDEN HDP’YE DESTEK
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP hakkında açılan kapatma davasına karşı çıkarken, vekilleriz de vekilliği düşürülün HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’na destek çıktı.
"Terör örgütü propagandası yapma" suçundan aldığı 2 yıl 6 ay hapis cezasının kesinleşmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi’nin TBMM'de okunmasının ardından Gergerlioğlu’nun vekilliği düştü. Kararın okunması ile Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşmüş oldu. HDP milletvekilleri ise Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkındaki kararın okunmasını sıra kapaklarına vurarak protesto etti.
Gergerlioğlu, kararı tanımadığını belirterek, "Partimin milletvekiliyim, hiçbir yere de gitmiyorum. Milletimin iradesine sığınıyorum." dedi.
Birleşimi yöneten TBMM Başkan Vekili Celal Adan ise "Sayın Gergerlioğlu lütfen dışarı çıkmanızı rica ediyorum." diyerek oturuma ara verdi. Adan siyasi partilerin grup başkan vekilleriyle görüşürken, HDP milletvekilleri “Darbeci AKP!” diye slogan attı. Celal Adan daha sonra idare amirlerini Gergerlioğlu’nu çıkarmak için Genel Kurula davet etti. Ancak, HDP ve CHP’liler görevlileri engelleyerek Gergerlioğlu’na yaklaştırmadı. Kararı protesto eden Gergerlioğlu ile birlikte diğer HDP milletvekilleri Genel Kurul Başkanlık Divanı önünde oturma eylemi başlattı. Bunun ardından ise Meclis oturumu haftaya ertelendi. Bu sırada AK Parti ve MHP’li vekilleri Meclisten çıkarken, CHP ve TİP'ten Gergerlioğlu'na destek geldi. HDP’lilerin oturma eylemi devam ettiği sırada TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile CHP Milletvekilleri İbrahim Kaboğlu ve Süleyman Bülbül, Genel Kurulda HDP’yi ziyaret etti.
TBMM, BİR EYLEM SAHASI, BÖLÜCÜLERİN YATAKHANESİ DEĞİLDİR
MHP Lideri Devlet Bahçeli "TBMM, bir eylem sahası, bölücülerin yatakhanesi, kanun kaçaklarının sığınma alanı değildir. Büyük Türk milletinin kalbinde bir hançerin yuvalanmasına göz yumulamaz, tahammül edilemez, sabır gösterilemez. TBMM’de yer yatağı sermek demokrasiye sürülmüş kara bir lekedir" dedi.
Bahçeli, twitterden yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Öyle günler, öyle bayramlar vardır ki, millî birliğin dayanağı, millî varlığın kaynağı, millî dirilişin kıvancıdır. Nevruz, işte böylesi bir bayramın adıdır. Nevruz uyanıştır, canlılıktır, kaynaşmadır, kucaklaşmadır, kutlu bir toparlanışın simgesidir. Türk milleti Nevruz’la birlikte yeni ve umut dolu günlerin geleceğine inanmış, bu tarih ve kültür hazinesini bugüne kadar imrenilecek bir heyecanla ve yüksek hedefler eşliğinde yaşamış ve yaşatmıştır. Nevruz baharın müjdecisi, barışın ve kardeşliğin müellifidir. Hoşgörü arayan Nevruz’un mesajlarına bakmalıdır, bereket ve bolluk özlemi çeken Nevruz’un ruhuna odaklanmalıdır. Nevruz Bayramı, Türk’ün bahar bayramıdır, Türk milletinin yeni günü, ilkyazı, taze yılıdır. Ergenekon’dan çıkış, Bozkurt’un geleceğe yürüyüşü Nevruz’la başlamıştır. Balkanlar’dan Turan coğrafyasına kadar kutlanan Nevruz Bayramı, ayrılığa, ayrımcılığa, bölücülüğe, bölünmeye, nifaka ve şiddet niyetlerine karşı güvence, Türklüğün tarihin derinliklerinden gelen kültürel gücüdür. Nevruz’da yakılan ateşler ise kötülüğün defini hedeflemektedir. Nevruz münasebetiyle yakılan her ateş temizliğe biraz daha yaklaşmaktır. Neşe ve sevinç halkaları üzerimizde oyun oynayan hain çevrelere karşı muazzam bir direncin ifadesidir. Nevruz biziz, biz Türk milletiyiz. Cemrelerin düşmesiyle ayaklanan doğa Nevruz’la yeşile bürünecektir. Güneşin Koç burcuna girdiği Nevruz Bayramı’nın, yani Yeni Günün, iç barış ve huzur ortamımızın çelikleşmesine, birlik ve kardeşliğimizin çevikleşmesine, Türk ve İslam coğrafyalarının huzur ve selamete kavuşmasına vesile olmasını diliyorum. Nevruz Bayramı’mız kutlu olsun. Niyazım odur ki, Cenabıallah Türk milletinin varlığını ilanihaye korusun. Nevruz'u devlete ve millete meydan okuma fırsatı gören bölücülere karşı biriz, beraberiz, Allah’ın izniyle tahriklere, tacizlere, karanlık kampanyalara asla prim vermeyeceğiz. Geçen hafta HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergeroğlu’nun milletvekilliği düşürülmüş, adalet ve hukuk harfiyen uygulanmıştır. Fakat bu şahıs ilk günden itibaren direnişe geçmiş, TBMM terk etmeyerek milli iradeye kafa tutmuştur. Bu olacak ve sineye çekilecek bir şey değildir. Bu bölücünün milletvekilliği düşürüldüğüne göre, Gazi Meclis’te bulunma, yasama faaliyetlerine katılma hakkı artık söz konusu bile olamayacaktır. TBMM’ne yer yatağı serip sabahlamak ve bunu da nevi şahsına münhasır bir eylem olarak takdim etmek yasa dışıdır ve gayri meşrudur. Her önüne gelen, her keyfi yeten, her canı sıkılan TBMM’ne yatak serip gecelerse, bunu da bir hak arayışı veya protesto şekli halinde gösterirse, vekâletini üstlendiğimiz aziz milletimize ne diyeceğiz, bu çarpık ve çirkin tabloyu nasıl izah edeceğiz? TBMM, bir eylem sahası, bölücülerin yatakhanesi, kanun kaçaklarının sığınma alanı değildir. Büyük Türk milletinin kalbinde bir hançerin yuvalanmasına göz yumulamaz, tahammül edilemez, sabır gösterilemez. TBMM’de yer yatağı sermek demokrasiye sürülmüş kara bir lekedir. Şayet TBMM Başkanı’nın yetkisi bu konuda sınırlıysa, süratle hazırlanacak bir maddelik kanun teklifinin Genel Kurulda kabulüyle birlikte Gergeroğlu’nun yer yatağı ile beraber Meclis’in kapısının önüne koyulması mümkündür ve konu acildir. Gergeroğlu’nun milletvekilliği düşünce ‘Gül’en yüzü asılan, HDP’nin kapatılmasıyla ilgili dava açılmasından rahatsızlık duyan 11’inci Cumhurbaşkanı’na diyeceğim de şudur: Artık Güroymak’a Norşin diyen yoktur, o günler geçmiştir. Gül diye dikeni yutturanlar kalmamıştır. 11’inci Cumhurbaşkanı’na tavsiyem, eğer çok üzüldüyse, HDP’ye veya CHP’ye katılması isabetli ve tutarlı bir davranış olacaktır. Hatta çok da yakışacaktır, nitekim tencere yuvarlanıp kapağını bulacaktır.
TBMM’DE GÖZALTINA ALINAN GERGERLİOĞLU SERBEST BIRAKILDI
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamaları üzerine, Milletvekilliği düşürülen HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM'deki eyleminin 5'inci gününde pijama ve terlikleriyle gözaltına alındı. Savcılık tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada TBMM koridorlarında terör örgütü lehine slogan atıldığı ve gözaltının bu nedenle olduğu belirtildi. Gergerlioğlu ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
TBMM Genel Kurulunda, hakkında “terör propagandası yapmak” suçundan kesinleşen mahkeme kararının okunmasının ardından milletvekilliği düşürülen HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu, Meclis'teki bekleyişini sürdürüyordu.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamaları üzerine, Gergerlioğlu eyleminin 5’inci gününde sabah saatlerinde gözaltına alındı. İddialara göre Gergerlioğlu abdest almak üzere grup odasını terk ettiğinde, polis tarafından lavaboda gözaltına alındı. Üzerini değiştirmesine izin verilmeyen Gergerlioğlu pijama ve terlikleriyle götürüldü. Gergerlioğlu'nun gözaltına alınma nedeninin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan yeni bir soruşturma kapsamında olduğu belirtildi. Savcılıktan konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, "TBMM koridorlarında terör örgütü elebaşı ve terör örgütü lehine slogan atılarak terör örgütü propagandası yapıldığı tespit edilerek, Gergerlioğlu hakkında soruşturma başlatılmıştır." denildi. Gergerlioğlu ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.