YALÇIN: İLÇE KONGRELERİ, BÜYÜK BİR HEYECAN VE COŞKU ATMOSFERİNDE DEVAM EDİYOR

15 Ekim 2020 16:20
Okunma
827
YALÇIN: İLÇE KONGRELERİ, BÜYÜK BİR HEYECAN VE COŞKU ATMOSFERİNDE DEVAM EDİYOR

YALÇIN: İLÇE KONGRELERİ, BÜYÜK BİR HEYECAN VE COŞKU ATMOSFERİNDE DEVAM EDİYOR
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, "MHP, Türkiye'nin mevcudiyet ve bütünlüğüne yönelik iç ve dış tehditler karşısındaki sarsılmaz varlık refleksinin siyasi teşkilatlanmasıdır." dedi.
Yalçın, "13. Büyük Kurultay Kongre Sürecine Dair" yaptığı yazılı açıklamada, MHP'nin 9 Ağustos 2020 günü Samsun İlkadım'la başlayan ilçe kongrelerinin büyük bir heyecan ve coşku atmosferinde devam ettiğini belirtti.
Açıklamasında, Türkiye ve dünya gündemine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Yalçın, şunları kaydetti:
"Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler sayesinde insanlığın ulaştığı çağdaş uygarlık seviyesi; dünyada kutuplaşma yerine, millî devlet yapılarının ve millî çıkarların korunmasını esas alan uluslararası birlikteliklerin kurulmasını akla yatkın kılmaktadır. Bu gerçek, ülkelerin iç dinamikleri açısından da belirleyicidir. 21. yüzyıl, güçlü millî devletlerin sahneye çıktığı ve milliyetçiliğin yeniden yükseldiği bir asır olacaktır. Türkiye de küresel ve bölgesel atmosferde, giderek öne çıkan büyük bir aktör olarak emin ve kararlı adımlarla ilerlemektedir. İçinde etkin ve dominant bir Türkiye’nin temsil edildiği; gerçekçi, sağlam ve adil bir yeni dünya düzeninin kurulması elzemdir. Yeni düzen; dünya milletler ailesinin, birbirlerinin varlık ve çıkarlarına saygı göstermesini esas almalıdır. Ne var ki Batılı ülkeler başta olmak üzere dünyanın; ırkçılığın, inançlara karşı hoşgörüsüzlük ve ön yargıların pençesinde kıvrandığı bir dönemi yaşıyoruz. Akla, bilime ve binlerce yıllık devlet tecrübesine sahip milletimizin son kalesi olan Türkiye, böylesi bir ortama rağmen eriştiği parlak seviyeyle bütün dikkatleri üzerine çekmektedir. Türkiye, sadece modern bilimsel ve teknolojik başarıların elde edildiği bir ülke değil; Yunusça insan sevgisinin, Mevlana misali kucaklama ve hoşgörünün coğrafyasıdır. Türkiye; Avrupa’da, Afrika’da ve Asya’da bir zamanlar adalet ve hoşgörüyle hüküm süren cetlerin ahfadıdır. Türkiye, yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevip hepsini bir sayan insan ve yönetim anlayışını geçmiş asırların idrakine yazdırmış kuşakların mirasçısıdır. Türkiye, insanlığın karanlıktan sıyrılışına öncülük edebilecek kültürel ve siyasi birikime sahiptir. Kısacası dünyada zulmetten aydınlığa çıkışın ve yeni bir medeniyet tasavvurunun anahtarı, milletimizin sahip olduğu binlerce yılık terakümde gizlidir. Bu gerçek doğrultusunda MHP, millet vicdanında zengin bir cevher hâlinde saklı bu binlerce yıllık kuşatıcı insanlık değerlerinin çağdaş temsilcisi ve yılmaz savunucusu konumundadır. MHP, Türkiye’nin mevcudiyet ve bütünlüğüne yönelik iç ve dış tehditler karşısındaki sarsılmaz varlık refleksinin siyasi teşkilatlanmasıdır."

CUMHUR İTTİFAKI ORTAKLARI ARASINDA TAM BİR MUTABAKAT MEVCUTTUR
Yalçın, açıklamasında MHP'nin, içeride Türk toplumuna arız olan illet ve sorunların siyasi çözüm adresi olduğunu da vurgulayarak, şu ifadelere yer verdi:
"MHP, dışarıda da Türkiye’ye dönük tehditlerin bertaraf edilmesini sağlayacak millet iradesinin aksisedasıdır. MHP, atalarına ve davası uğrunda verdiği şehitlere layık olma çabasındaki bir parti olarak sorumlu, tutarlı ve ilkeli siyasetin zirvesidir. MHP’nin tarafı olduğu Cumhur İttifakı da sözünü ettiğimiz dinamikler bağlamında; Türkiye’yi ve dünyayı 21. yüzyılın gerekleri açısından okuyan ve tahlil eden ortak bir bilincin siyasete yansımasıdır. Türkiye’yi 2023 ve sonrasına taşıyacak müşterek hedefler hususunda, Cumhur İttifakı ortakları arasında tam bir mutabakat mevcuttur. Mutabık kalınan hususlardan biri de -Genel Başkan’ımız Sayın Devlet Bahçeli’nin de defalarca altını çizdiği üzere- gerek Cumhurbaşkanlığı seçiminin, gerekse genel seçimlerin 2023’te yapılmasıdır. 2023’e uzanan süreçte özellikle MHP açısından önem taşıyan merhalelerden biriyse 13. Olağan Genel Kurultayın 14 Mart 2021’de gerçekleştirilmesidir. Söz konusu süreç dolayısıyla MHP’nin 9 Ağustos 2020 günü Samsun İlkadım’la başlayan ilçe kongreleri, büyük bir heyecan ve coşku atmosferinde devam etmektedir. Milliyetçi-Ülkücü irade Büyük Kurultay sürecini Ülkücü Hareketin büyüklüğüne ve Ülkücülüğün vakarına yaraşır bir ağırbaşlılık ve ciddiyetle çalışkanlıkla sürdürmektedir. Şimdiye kadar 36 ilimizin ilçe kongreleri tamamlanmış ve ülke genelinde gerçekleştirilen ilçe kongrelerimizin sayısı 609 olmuştur. İlçe kongrelerimizin devam ettiği bu süreçte 19 Eylül 2020 tarihinden itibaren il kongrelerimiz de eş zamanlı olarak başlatılacaktır. Yapılan planlamaya göre 19 Eylül’de 9 il, 20 Eylül’de 9 il, 26 Eylül’de 9 il ve 27 Eylül 2020 tarihlerinde 9 il kongresi yapılacak ve böylece ilk etapta 36 il teşkilatımızın kongreleri bitmiş olacaktır. Ekim ayından itibaren de geriye kalan illerdeki ilçe ve il kongreleri belirli bir takvim doğrultusunda yapılmaya devam edecektir. Kongrelerimizde, koronavirüs salgını dolayısıyla alınan toplumsal tedbir ve sağlık kararlarına harfiyen uyulmakta; temizlik, maske ve sosyal mesafe kuralına eksiksiz riayet edilmektedir. İstiklal için birlik, istikbal için dirlik. Kazanan Türkiye olacak."

YALÇIN’DAN, BAHÇELİ HAKKINDA ASILSIZ VE UÇUK İDDİALARA SERT TEPKİ
Semih Yalçın, resmî Twitter hesabından yaptığı bir açıklamada da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında asılsız ve bir o kadar da uçuk iddialar ortaya atan, siyasette geleceği olmayan küçük bir partinin sözcüsüne sert tepki gösterdi.
MHP’nin gözü ve kulağının milletin bekasında olduğunu hatırlatan Yalçın, açıklamasında şunları belirtti:
“İdam meselesinin; Sayın Genel Başkan’ımız tarafından güya AK Partiyi karıştırmak için gündeme getirildiğini ileri sürmüştür. Bu temelsiz iddiaları ortaya atanlar rağbet görmeyen bir partiyi gündemde tutup Cumhur İttifakı bünyesinde soru işareti oluşturmaya çalışmaktadır. Cumhur İttifakının tarafları arasındaki siyasi uyum, taraflardan her birinin, diğerinin makul öncelik ve hassasiyetlerine saygı göstermesi esasına riayetten almaktadır. MHP’nin gözü kulağı; küçük çıkar hesaplarında değil, milletin bekasındadır. 'Siyasette geleceği olmayan küçük bir partinin sözcüsü, bugün Sayın Devlet Bahçeli hakkında asılsız ve bir o kadar da uçuk iddialar ortaya atmıştır. Bu şahıs, idam meselesinin; Sayın Genel Başkan’ımız tarafından güya AK Partiyi karıştırmak için gündeme getirildiğini ileri sürmüştür. Bu temelsiz iddiaları ortaya atanlar; akıllarınca Türk milletinin rağbet göstermediği bir partiyi gündemde tutup ilgi çekmeyi ve cumhur ittifakı bünyesinde soru işaretleri oluşturmayı ummaktadır. Zillet ittifakı safında kendine yer edinmek için hak kazanmaya ve CHP’nin bol keseden dağıttığı siyasi rüşvetlerden pay koparmaya çabalayan mikroskobik bir partinin, Cumhur İttifakının ortakları arasındaki uyuma laf yetiştirmesi trajikomiktir. Aklınca yeni efendisine dalkavukluk etme gayretinde olan bu kendini bilmez politikacı bozuntusunun ifadelerine bakınca sanırsınız, efendisinin kurduğu parti iktidardadır. Cin olmadan adam çarpmaya kalkan bu hadsizin geleceği olmayan partisi Meclise girdi de biz mi görmedik? Öncelikle belirtmeliyiz ki Cumhur İttifakının tarafları arasındaki siyasi uyum, yalnızca Türkiye’nin büyük hedeflerine ulaştırılması noktasındaki mutabakatın bir sonucu değildir. Bu uyum; gücünü, aynı zamanda taraflardan her birinin, diğerinin makul öncelik ve hassasiyetlerine saygı göstermesi esasına riayetten almaktadır. Siyasi mutabakatın bir adabı, ölçüsü ve seviyesi vardır. Bu hususta ilkeli ve özenli partilerden birisi de MHP’dir. Sayın Genel Başkan’ımızın konjonktürel gelişmeler doğrultusunda küresel aktörlere dönük mesajlarını ittifaklar dengesiyle ilişkilendirmek, vizyonsuzluğun ve dar kafalılığın göstergesidir. Büyük düşünemeyen, sığ ve ilkesiz siyasetten öteye geçemeyen bir politik patinaj anlayışının; bırakınız Cumhur İttifakındakini, Türk milleti nezdinde dahi karşılığı yoktur. Hülasa, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin idam konusundaki haklı ve zamanlaması anlamlı çıkışının başka kulvarlara çekilmek istenmesi beyhudedir.''


MHP’Yİ VE ÜLKÜCÜ HAREKETİ DIŞLAMAK CİNNET HÂLİDİR”
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, ''MHP’yi ve Ülkücü Hareketi dışlayan bir Türk milliyetçiliği anlayışı, evden kaçan hayırsız evladın ebeveynlerini inkârından farksız bir cinnet hâlidir. Ev de ev sahibi de ayaktadır, en güçlü en müessir dönemini yaşamaktadır.''  dedi.
Yalçın, şunları kaydetti:
''Millî Düşüncesizlik Merkezi, Milliyetçi Hareketin kamuoyu ve millet nezdindeki itibarını zedelemek, MHP’nin Türk milliyetçiliği davasının bayraktarlığı rolünü sekteye uğratma çabasında. Bu şer odağının göz ardı ettiği iki önemli husus var. Biri, Milliyetçi Hareketin siyasetteki özgül ağırlığı, diğeriyse gücünü aldığı dinamik Ülkücü taban, yani millet. Bu karakomik merkez, üç maymunları oynayarak Türk milliyetçiliği fikriyatına katkıda bulunamaz. 50 yıllık siyasi hayatımıza damgasını vuran MHP’yi ve ona can suyu olan bir sosyolojik gerçekliği ‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum.’ anlayışıyla inkâr, daha başından duvara toslamaktır. Ülkü Ocakları ise darbe inkıtalarına rağmen her seferinde yeniden toparlanıp teşkilatlanarak olağanüstü bir dinamizm sergilemiş, dünyada eşi benzeri olmayan bir gençlik ve ülkü kuruluşudur. Türk milliyetçiliği fikriyatının 21. yüzyılın dinamiklerini kucaklayan modern bir anlayışla güncellenmesi gerektiği yolundaki tespite herkes katılmaktadır. Ancak bunu evin ve mülkün sahibinin bulunduğu konumla otaya koyduğu performans göz ardı edilerek yapabilmek, ham hayaldir. Milliyetçi düşünceye modern ve güncel bir veçhe vermenin yolu, onun bağlıları arasına tefrika sokmaktan, onları meşkûk ve güven vermeyen görüş ve inançlara sürüklemekten değil; aksine sağlam temellere dayanan; muvaffakiyet, isabet ve ismeti ispatlanmış, üstelik hâlâ milyonları peşinden sürükleyen bir inanç ve fikir sisteminin günümüzdeki savunucuları ve temsilcileriyle el ve gönül birliği etmekten geçer. MHP’yi ve Ülkücü Hareketi dışlayan bir Türk milliyetçiliği anlayışı, evden kaçan hayırsız evladın ebeveynlerini inkârından farksız bir cinnet hâlidir. Ev de ev sahibi de ayaktadır, en güçlü en müessir dönemini yaşamaktadır. Türk milliyetçiliği davasının güncel meseleleri; ne idüğü belirsiz karanlık aktörlere ve onların kirli emellerine hizmet eden küçücük bir sözde aydınlar takımının ihtiraslı, intikamcı ve kifayetsiz fikirlerine yaslanılarak tartışılamaz. Bu konu; daha vâsi daha kapsamlı ve ciddi bilimsel toplantılarla titiz çalışmalara dayanmalıdır. Bu mesele fikir namusundan ve ahlakından emin olunan kendi alanlarında uzmanlaşmış Türk milliyetçilerinin işidir. Bunun dışında kendilerine sırça köşklerde vazife icat edenlerin samimiyet ve ihlasları kesinlikle sorgulanacak, girişimleri de hayırlı netice vermeyecektir. Sultan İkinci Bayezid’in ‘Arus-i saltanat taksim kabul etmez.’ sözünü günümüze uyarlarsak Milliyetçi-Ülkücü Hareket açısından ortaya çıkan çarpıcı gerçek şu olacaktır: Ülkü denen nazlı gelinin sahibi ve yol arkadaşı Milliyetçi-Ülkücü Harekettir. Ailesi de MHP camiasıdır. Sahiplerine ve ailesine rağmen, sözde bilimsel yaveler ve ahlak dışı gerekçelerle ülkü adlı gelini yabani iştihalara peşkeş çekmeye, izin vermeyiz. Bilinmelidir ki ülkü, bizim namusumuzdur!''