BAHÇELİ: 15 TEMMUZ'A "KONTROLLÜ DARBE" YA DA "TİYATRO" DEMEK İHANET ORTAKÇILIĞIDIR

11 Ağustos 2020 17:14
Okunma
1512
BAHÇELİ: 15 TEMMUZA KONTROLLÜ DARBE YA DA TİYATRO DEMEK İHANET ORTAKÇILIĞIDIR

BAHÇELİ: 15 TEMMUZ'A "KONTROLLÜ DARBE" YA DA "TİYATRO" DEMEK İHANET ORTAKÇILIĞIDIR
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz'a "kontrollü darbe" ya da "tiyatro" demenin işbirlikçilik ve ihanet ortakçılığı olduğunu bildirdi.
Bahçeli, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yazılı bir açıklama yaparak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu
15 Temmuz 2016 gecesinin uzun asırlar boyunca hafızalardan çıkmayacak vahim hadiselere sahne olduğunu vurgulayan Bahçeli; 15 Temmuz'da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine sirayet etmiş dar bir kadronun devleti işgal, iç barış ve huzur ortamını imha etmek için harekete geçtiğini belirtti.
Bahçeli, şunları kaydetti:
"15 Temmuz Darbe Girişimi, Gezi Parkı kalkışmasının bir devamıdır. 6-8 Ekim Olaylarının bir etabı, bazı il ve ilçelerimizde yaşanan barikat ve hendek terörünün menfur ayağıdır. 15 Temmuz her şeyden önce terörist darbe kalkışmasıdır. Sevk ve idare merkezi Pensilvanya, emir ve komuta zinciri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin hiyerarşik yapısının dışındadır. TSK, emniyet, yargı, bürokrasi, medya, iş dünyası, üniversite ve diğer eğitim kurumlarıyla birlikte siyasete yuvalanan FETÖ, Türkiye’yi tıpkı bir ahtapot gibi sarmıştır.
Melanet Gülen çetesi 15 Temmuz’da Türk milletine silah çekmiş, son şansını denemiş, son kozunu oynamıştır. Darbe kisveli işgal girişimine direnen büyük Türk milleti 15 Temmuz’da destan destan büyümüş, bağımsızlık onuruna, bekasına ve kutlu varlığına şehadeti göze alarak leke düşürmemiştir."

CHP GENEL BAŞKANI YAŞ TAHTAYA BASMIŞ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında yaptığı açıklamalara da değinen Bahçeli, "Kılıçdaroğlu’nun TBMM'deki grup konuşmasında seviyesizliğin ve yüzsüzlüğün girdabına düşerek partimizi suçlayıcı ifadeler kullanması bu savrulmayı denetimsiz sürüklenmeye çevirmiştir. CHP Genel Başkanı bir kez daha yaş tahtaya basmış, utanmadan sıkılmadan fitneyi pusula hâline getirmiştir. Hiçbir millî meselede adam gibi duramayan, dik duruş gösteremeyen Kılıçdaroğlu tutsaktır, sarsaktır. FETÖ’ye, PKK’ya bakışı da tamamıyla köksüzlüğün alametidir. 15 Temmuz’a 'kontrollü darbe' ya da 'tiyatro' demek iş birlikçiliktir, ihanet ortakçılığıdır. Nitekim yanlıştır, muhataplarını tarih ve millet önünde mahcup edecektir." diye konuştu.
Bahçeli, açıklamasında dört yıldır FETÖ'yle tavsama ve taviz kabul etmeyen iradeli bir mücadele sürecinin devrede olduğuna dikkat çekerek, şu ifadelere yer verdi:
"Ancak bu terör örgütünün kökü henüz kazınmış ve kurutulmuş değildir. Çünkü FETÖ’ye umut bağlayan, FETÖ’yle iltisak içinde bulunan, FETÖ’nün zehirli gayeleriyle birleşen siyasetten sivil toplum örgütlerine kadar billurlaşmış iç işgal cephesinin mevcudiyeti tartışmasız şekilde ortadadır. Mücadeleyi sorgulayanlar FETÖ'nün değirmenine su taşıyan gafillerdir. FETÖ’ye çıtını çıkarmayan, sürekli devlet ve hükûmeti töhmet altında bırakan kifayetsiz muhterislerin hüviyetleri geldiğimiz bu aşamada Araf’ta değil açıktadır. Şayet istiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanın da Türkiye olması isteniyorsa köhne ve kirli siyasetçilerin FETÖ ve PKK'yla aralarına aşılması imkânsız mesafeler koyması mecburiyettir. Bu olmadığı takdirde Türkiye ve Türk vatanı siyasi ihtiras ve ayak oyunlarıyla tahrip edilecek, gelecek hedeflerimiz riske girecektir. Muhalefet demek vatana ve millete muhalefet etmek değildir. Muhalefet demek Türkiye'nin hak ve çıkarlarını kötülemek, kötü göstermek hiç değildir.”



DANIŞTAYIN KARARINDAN ZİYADESİYLE MEMNUNUZ
Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'yı müze yapan 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını oy birliği ile iptal etti.
Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılmasının önünü açan kararın gerekçesinde, Ayasofya'nın Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı mülkiyetinde olduğu, cami olarak kullanılması için toplumun hizmetine sunulduğu, tapu belgesinde cami vasfı ile tescilli bulunduğu, kullanım amacının değiştirilemeyeceği belirtildi.
Danıştay 10. Dairesinin kararı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzalamasıyla Resmî Gazete'de yayımlandı ve böylece Ayasofya tamamen ibadete açılmış oldu.
TBMM Başkan Vekili Celal Adan, TBMM Genel Kurulunda, Ayasofya'nın Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı'nı okudu. Kararı, milletvekilleri uzun süre ayakta alkışladı.
Ayasofya'nın 86 yıl sonra yeniden ibadete açılması, Ayasofya Meydanı'nda toplanan vatandaşlar tarafından da coşkuyla karşılandı.
Danıştay 10. Dairesinin kararı ile müzeden cami statüsüne döndürülen Ayasofya için Diyanet İşleri Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında protokol imzalandı. Protokole göre camideki din hizmetleri Diyanet tarafından, koruma faaliyetleri ise Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülecek.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Danıştay 10. Dairesinin Ayasofya Camisi’yle ilgili vermiş olduğu kararla Müslüman Türk milletinin haklı ve meşru beklentisinin karşılık bulduğunu bildirdi.
Bahçeli, kararla ilgili yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
“Milliyetçi Hareket Partisi, Danıştay 10. Dairesinin kararından ziyadesiyle memnun, mesut ve mutmaindir. Ayasofya Cami’si Türk milletinin mukaddes bir emaneti, mazisi İstanbul’un Fethi’ne kadar dayanan kutlu bir mabedidir. Fetih sembolümüz olmakla birlikte, 567 yıllık bir geçmişin itibar ve inanç onuru olan Ayasofya’nın 24 Kasım 1934’de müzeye dönüştürülmesini müteakip alev alan tartışmalar bugüne kadar uzanan bir seyir izlemiştir. Nihayetinde Danıştay 10. Dairesi muazzam bir karara imza atarak Ayasofya Camisi’ni müzeye dönüştüren Bakanlar Kurulu Kararı’nı iptal etmiştir. Bunun üzerine yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı’yla Ayasofya Cami’si Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmiş, böylelikle ibadete açılmasının önünde hiçbir mâni hâl ve engel kalmamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi Danıştay 10. Dairesinin kararından ziyadesiyle memnun, mesut ve mutmaindir. Çünkü Ayasofya Camisi’nin ibadete açılması konusu uzun yıllardır tavizsiz arzumuzdur. Müslüman Türk milletinin haklı ve meşru beklentisi karşılık bulmuş, Ayasofya’nın kapıları hamdolsun ardına kadar açılarak tertemiz alınların secdeyle buluşması sağlanmıştır. Nitekim bugün tarihî bir gün olarak tezahür etmiştir. İnanç haklarımızı, egemenlik kazanımlarımızı tahrip ve taciz etmek maksadıyla kuyruğa giren ülkeler, odaklar ve husumetle beslenen çevreler kaybetmiştir. İrade milletin, karar hukukundur. Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması sürecinde açık irade beyanıyla tarafını ve samimiyetini gösteren Sayın Cumhurbaşkanı’mıza, Sürekli Vakıflar, Tarihî Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneğine, elbette Danıştay 10. Dairesinin değerli hukuk insanlarına yürekten teşekkür ediyorum. Ayasofya Camisi’nin Türk-İslam âlemine hayırlı ve mübarek olmasını, bu tarihî mabedimizde yapılacak ibadetlerin, kılınacak namazların kabulünü Cenabıallah’tan niyaz ediyorum."

ATATÜRK DE BİZİMDİR, FATİH DE BİZİMDİR
Bahçeli, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması ile ilgili yapılan eleştirilere ilişkin yaptığı başka bir açıklamada da şu görüşlere yer verdi:
"Ayasofya Camisi'nin ibadete açılma kararından sonra akıl tutulması, ahlak dağılması, mensubiyet bölünmesi yaşayan siyasilerin, kalem sahiplerinin, köşe yazarlarının ve sözde akademisyenlerin hâlipürmelali kepazeliktir. Kiliseler Birliği'nin temsilcisi gibi konuşanlar, Rusya'dan Yunanistan'a ABD'den diğer AB ülkelere kadar Türk milletinin egemenlik ve inanç haklarını karalamaya niyetlenmiş çevrelerin ülke içindeki ajanı ve acentesi gibi davrananlar bir defa ayıplı bir teslimiyetçiliğin dibindedir. Brüksel’de yapılan AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Ayasofya'nın statüsünün değiştirilmesinin kınanması ucuz bir meydan okuma, yok hükmünde bir karardır. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye'yi kınayanları kınamakta, camilerimizi kundaklayan, inançlarımıza hakaret eden haçlı zihniyetini reddetmektedir. Ayasofya Camisi’nin açılmasını hazmedemeyenler Ortodoks kilisesinin kapısında gıyaben nöbete giren aymaz ve ahlaksızlardır. Son gelişmeler turnusol kâğıdı işlevi görmüş, ak koyun kara koyun açığa çıkmıştır. Ayasofya Camisi’nin açılmasıyla dipsiz hayal kırıklığına uğrayanlar manen bu milletin evladı olamayacaktır. Dahası büyük hünkârımız Fatih Sultan Mehmet ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü karşı karşıya getirmek, Osmanlı hukukunun uygulanarak Cumhuriyet hukukunun askıya alındığını tehditvari bir üslupla dillendirmek soysuz bir yalandır. Atatürk bizimdir, Fatih de bizimdir. İkisi arasına nifak eken kesinlikle bizden değildir. Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923’te geçmişten kopmamış, bilakis sağlam bir şekilde eklemlenmiştir. Tarihsizlerin bunu bilmesi çok uzak bir ihtimaldir. Ayasofya Camisi’nin ibadete açılmasına doğrudan tepki gösteremeyip dolayı vasıtalarla tenkit ve telin etmek onur ve omurga sahibi hiç kimseyle, hiçbir siyasi parti temsilcisiyle bağdaşmayacaktır. CHP bunun aksi istikametinde falsolu ve defolu bir siyaset anlayışına gömülmüştür. İP de aynı kulvarda bir ileri iki geri yol almaktadır. Türkiye’nin küresel şantajlara diz çökmesini, düğme iliklemesini ima ve ihsas edenler Bizans’ın son dönem uzantılarıdır. İnanıyorum ki, Bizans hayranları Türk milletinin büyüklüğü karşısında şaşkına dönecekler, felç geçireceklerdir. Bir Yunanlıdan daha fazla Yunanlı olan, bir Fransız’dan,  bir ABD’liden, bir Rus’tan daha çok fanatiklik yapan, ezan sesi yerine kilise çanı dinlemeyi hasretle bekleyen kim varsa fetihle zulmü aynılaştıran alçaklardır. Bunlar dine karşı değil İslamiyet’e karşıdır. Hiç kuşkusuz aziz milletimiz her şeyin farkındadır. Ayasofya Camisi’ni Müslüman gönüllerle buluşmasını engelleyecek bir fâni de doğmamıştır. 15 Temmuz Millî Birlik ve Demokrasi Gününde, Ayasofya Cami’mizin ibadete açılmasını bir FETÖ projesi görenlerin kripto damarın içine gizlenmiş kopuklar olduğunu herkesin bilmesinde yarar vardır."

BAHÇELİ'DEN ERDOĞAN'A SOSYAL MEDYA DESTEĞİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
sosyal medyaya getirilecek düzenleme açıklamasına destek verdi.
Sosyal medya hesaplarını kapatacağını açıklayan Bahçeli, takipçilerine son kez seslendi.
Erdoğan'ın sosyal medyaya yönelik sözlerinin ardından Twitter'dan son mesajlarını paylaşan Bahçeli, şunları kaydetti:
"- Bilgiye en kısa yoldan, en doğru vasıtalarla, en objektif şekilde ulaşmak, aynı zamanda iletişim kanallarını aktif olarak kullanmak çağımızın mümeyyiz ve müessir bir özelliğidir. Teorik olarak sosyal medyadan beklenen de bu ihtiyaca cevap vermesidir.
- Ancak sosyal medya dipsiz bir kuyuya, izan ve insaf tanımayan mayınlı bir platforma dönüşmüştür. Başta Twitter, Facebook olmak üzere sosyal medya iftira sahnesi, ihanet ve isnat mecrası olmuş çıkmıştır. Sosyal medya taşınması imkânsız ağır bir güvenlik sorunu haline gelmiştir.
- İtibar suikastlarının kurgu mekânı, insan onurunu ayağa düşüren, akla ve hayale sığmayan fitne ve dedikoduların sığınak ve barınağı olan sosyal medya geleceğimiz, millî ve manevi gerçeklerimiz açısından vahim bir tehdit ortamını kökleştirmiştir.
- İnsan şerefine, insan namusuna, insan haysiyetine envaiçeşit saldırganlığı provoke eden sosyal medyanın bu hâliyle varlığı akla, ahlaka ve insani değerlere tamamen aykırıdır. Sosyal medya terörü insan ve toplum huzuruna kastetmektedir.
- Bu nedenle sosyal medyanın temiz kullanımı sağlanasıya, konuyla ilgili kanuni düzenleme TBMM'de yapılasıya kadar şahsen sosyal medya hesaplarımı tümden askıya alıyor; duruşumu, düşüncemi, tarafımı, tavrımı, tercihimi ve tepkimi alenen ilan ediyorum.
-    Sosyal medyada yaşanan dehşet verici ve şiddet dolu kirlenme nihayete ermeden bir daha ne Twitter hesabımı kullanacağım ne de Facebook paylaşımı yapacağım. Bu konuda TBMM'de gündeme gelecek her muhterem ve müstesna kanun teklifine de sonuna kadar destek vereceğim."

BAHÇELİ'DEN, DEMİRTAŞ'A "TERÖRİST" VURGUSU
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı terörist olarak tanımladı.
Bahçeli, 81 il teşkilatına gönderdiği genelgede gündeme ilişkin olarak açıklamalarda bulundu.
Genelgesinde bir süredir Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş'ın tutukluğu hakkında "Türkiye'yi kaosa ve kışkırtmaya sürükleyen teröristin kim olduğu bilinmektedir, cezaevinde bulunması hukukun bir ölçütüdür." ifadelerini kullanan Bahçeli, ayrıca Demirtaş'ın tahliye edilmesi gerektiği vurgusunu yapan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na da sert sözlerle yüklendi.
MHP Lideri Bahçeli'nin genelgesinde özetle şu ifadelere yer verildi:
"- Kışkırtmasıyla halkı sokağa döken, Türkiye’yi karıştırmak ve kaosa sokmak niyetini aleni şekilde izhar eden terörist bilinmektedir.
- Söz ve eylemleriyle kuşkuya yer bırakmayacak düzeyde PKK'nın emellerine hizmet ettiği tevsik ve tescil edilmiş bu teröristin cezaevinde bulunması demokrasi adabının bir gereği, adalet ve hukuk ölçülerinin bir gerçeğidir.
- Demokrasiye yürekten inanmış, millet iradesine gönülden bağlanmış hiçbir siyasetçi aksi bir iddiada bulunamayacaktır.
- Buna rağmen CHP Genel Başkanı gene şaşırtmamış, gene kendisine yakışan şaibeli ve şüpheli zihniyetini ifşa ve ilan etmiştir.
- Terörist Demirtaş'ın tutukluluğunu adalet ve demokrasinin yokluğuna bağlayan Kılıçdaroğlu, bu izansız üslubu kanalıyla PKK'nın gölgesine sığınmıştır.
- Aziz Atatürk'ün kemiklerini sızlatan bu şahsın devirdiği çamlar haddi ve hududu çoktan aşmıştır."

DEVLET BAHÇELİ'NİN İSMİ KİLİS'TE BİR CADDEYE VERİLDİ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kilis Belediye Meclis üyelerinin teklifi ile Kilis Belediye Meclisinde alınan karar ile Kilis'te bir caddenin adı “Dr. Devlet Bahçeli Caddesi” olarak değiştirildi.
Konu ile ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Kilis il Başkanı Mustafa Demir yaptığı açıklamada, bu konudan memnuniyeti dile getirirken şunları söyledi:
“Milliyetçi Hareket Partisi Meclis üyelerinin önerileri, Kilis Belediyesi İmar Komisyonu oluru ve Kilis Belediye Meclisimizin onayıyla; eski mezbahanenin oradan başlayıp Kilis Belediyesi Yeni Hizmet Binası’ndan Meteoroloji İl Müdürlüğüne kadar devam eden caddeye ‘cumhur ittifakının mimarı, Türk Dünyasının Bilge Lideri Saygıdeğer Genel Başkan’ımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli Beyefendi’nin adının verilmesi Milliyetçi ve Ülkücü Harekete gönül veren her bir Ülküdaşımızı ziyadesiyle mutlu etmiştir. Liderimiz Sayın Dr. Devlet Bahçeli Türk siyasi tarihinde; devlet adamlığı ile tüm siyasi liderlere örnek teşkil eden, ülke ne zaman dara düşse varlığını Türk varlığına adayan müstesna bir kişilik olarak hafızalarımızda ve gönüllerimizde taht kurmuştur.  15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında göstermiş oldukları hassasiyet devletçi politikalarda liderimizin ‘önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben’ düsturunu bir kez daha görmüş bulunmaktayız. Bugün ülkemize karşı gösterilen iç ve dış tehditlere can siperane göğüs geren liderimizin adının şehrimizin önemli ulaşım alanlarından olan bir caddenin kazandırılmasının şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Liderimiz Türkmen Bey’imiz Sayın Dr. Devlet Bahçeli Beyefendi’nin ismini taşıyan caddenin oluşumunda emeği geçen meclis üyesi arkadaşlarımıza, imar komisyonu üyesi arkadaşlarımıza, belediye başkanımıza teşekkür ediyor saygılar sunuyorum."