MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli
“SEVGİLİ ÇOCUKLARIMIZI HASRETLE BAĞRIMA BASIYOR, BAYRAMLARINI KUTLUYORUM"
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "23 Nisan günü Meclise geleceğini söyleyen, sonra da liderlerin Mecliste olması için çağrıda bulunan CHP Genel Başkanı’nın kendi işine bakması, boyunu ve haddini aşan yorum ve açıklamalardan uzak durması tavsiyemdir. Kılıçdaroğlu’nun her çağrısı, çürük, her teklifi beyhudedir." dedi.
MHP Lideri Bahçeli, "TBMM’nin Açılışının 100.Yıl Dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" münasebetiyle bir mesaj yayımladı.
Mesajında, "Büyük Millet Meclisi Türkiye Cumhuriyeti'nin müjdesi ve mukaddemesidir. Aynı zamanda millî beka haklarımızın, millî istiklal özlemlerimizin kararlılıkla ve kahramanca müdafaa edildiği tarih kürsüsü, millet eseri, demokrasi beşiğidir." ifadesine yer veren Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türk tarihinin müstesna olduğu kadar mühim, müessir olduğu kadar da mümtaz bir yıl dönümünü müftehir bir vicdanla karşılasak da müteessir duygularla anıyor ve kutluyoruz. Müteessiriz, çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışından tam yüz yıl sonra insan ve toplum sağlığını vahim derecede tehdit eden bir virüs musibetine karşı topyekûn mücadele ve mukabele ediyoruz. Bu şartlar muhtevasında, hem ülkemiz hem de bütün dünya yeni tip koronavirüsün tesir ve tevzi alanını daraltmak, aynı şekilde salgının kesif saldırısını durdurmak için âdeta teyakkuz hâlindedir. Devlet-millet kenetlenmesiyle, cumhur ittifakının yüksek karar ve inancıyla bulaşıcı hastalığın önü kesilmeye, ömrü kısaltılmaya çalışılmaktadır. Bu kapsamda çok şükür kayda ve takdire değer sonuçlara ulaşılmaktadır. İçinden geçtiğimiz hassas ve kırılgan dönem gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yüzüncü yaşını coşku seli, heyecan dalgası ve yoğun katılım eşliğinde ifa ve ifade edememenin burukluğu da herkesin malumu, hepimizin ana mevzusudur. Yine de gururumuz tarifsizdir. Büyük Millet Meclisi bozkırın orta yerinden geleceğe açılan millet şaheseri, kara bulutların, kahredici buhranların arasından sivrilip pırıl pırıl parlayan bağımsızlık ve demokrasi şahikasıdır. 23 Nisan 1920’de Ankara’nın Ulus semtinin meskûn taş binasında, geçmiş geleceğe bağlanmış, millî kader milliyetçi kararla bütünleşmiş, egemenlik emin ve ebedî sahibiyle birleşmiştir. İlk Meclis aziz Türk milletinin ruh kökünden doğmuş, daha da önceliklisi Millî Mücadele’nin sevk ve idare merkezi olmuş, kurtuluş ve kuruluş umutlarının meşruiyet ve mefkûre hüviyetiyle bayraklaşmıştır. Mekteplerden getirilen sıraların üzerinde Türk istikbalinin rotası çizilmiştir. İsli gaz lambalarının altında zaferle perçinlenmiş günlerin siyasi ve stratejik hazırlıkları millî haznede mahfuz duran imanla pekişmiştir. Kıt imkânlarla kutlu bir iradenin tezahürü; yokluk ve yıkım safhasından, hayat ve varlık sahasına geçişin teşkilatlı, temkinli ve tedarikli hedefleri imanla, irfanla, itimatla temin edilmiştir. Büyük Millet Meclisi Türkiye Cumhuriyeti’nin müjdesi ve mukaddemesidir. Aynı zamanda millî beka haklarımızın, millî istiklal özlemlerimizin kararlılıkla ve kahramanca müdafaa edildiği tarih kürsüsü, millet eseri, demokrasi beşiğidir."
ORDULAR KURUP YÖNETEN KUDRETLİ VE KUMANDAN BİR MECLİSTİR
Bahçeli, mesajında İlk Meclisin manevi harcının dualarla, salavatlarla, Kuran-ı Kerim tilavetleriyle, ihlaslı ve millî gönüllerle karıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Bir cuma günü, kurbanlar kesilerek, yüksek katılım eşliğinde ve büyük ümitler bağlanarak Türk milletinin zalimlere teslim olmayacağı, tarih sahnesinden çekilmeyeceği hem asrın idrakine söyletilmiş hem de yedi düvele ilan edilmiştir. İlk Meclisin muhterem mebusları değişik fikir ve düşünce mecralarından, farklı farklı sosyal ve siyasi muhitlerden doğup gelseler de hepsi vatanseverlik ortak paydasında buluşmuş, düşman karşısında hepsinin seda ve sevdası bir ve aynı olmuştur. Nitekim İlk Meclis tarihî özellikleri ihtiva eden vatan ve vicdan görevini layüsel şekilde değil layıkiveçhileyle yerine getirmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi; ordular kurup yöneten kudretli ve kumandan bir Meclistir. Savaşlar kazanan muhkem ve muzaffer bir Meclistir. Siyaset üreten, hedefler belirleyen, müzakere ve mutabakatla kanunlar yapan hür ve demokratik bir Meclistir. Memleket ve millet davasını her şeyin önünde ve üstünde gören iradeli ve inançlı bir Meclistir. Hiç kuşku yok ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi hem bir asır önce hem de 15 Temmuz’da işgalcilere direnen, istila emelleri karşısında devleşen gazi bir Meclistir. Elbette Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye’dir, Türk milletinin ta kendisidir. Kurucu kahramanlar, en çetin anların vaziyet ve vahametine takılmadan meşruluk ve hukukilik arayışından taviz vermemişlerdir. Atılan her adım, alınan her karar, tayin ve tespit edilen her amaç aziz milletimizin irade keyfiyetine dayanmış, temsil kemiyetiyle taçlanmıştır. Gazi Meclis Türk milletinin muazzam bir başarısı, şeameti her seferinde yerle bir eden şehadet bilincinin emanettir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin hadim ve hâkim döneminin resmen başlamasıyla TBMM daha da güçlenip asli ve temel fonksiyonlarına tam manasıyla odaklanmıştır. Bu yalın gerçeği göremeyen, görmek istemeyen müflis siyasi tacirlerin yalan ve iftiraları milletimizin sinesinden dönmeye mahkûm ve mecburdur."
KILIÇDAROĞLU’NUN HER ÇAĞRISI ÇÜRÜK, HER TEKLİFİ BEYHUDEDİR
Mesajında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik tepkilerini de dile getiren Bahçeli, şunları ifade etti:
"TBMM’nin saygınlığına gölge düşürmek için kuyruğa girenlerin demokrasiden bahsetmesi, fitneye beden olmaları, bölücü mihraklarla emel birlikteliğine heves etmeleri hazin verici bir çarpıklıktır. Bu yalın gerçeği göremeyen, görmek istemeyen, 23 Nisan günü Meclis’e geleceğini söyleyen, sonra da liderlerin Meclis’te olması için çağrıda bulunan CHP Genel Başkanı’nın kendi işine bakması, boyunu ve haddini aşan yorum ve açıklamalardan uzak durması tavsiyemdir. Sözde tutuklu ve mahkûm gazetecileri bile aldatan, İnfaz Düzenlemesiyle İlgili Kanun’a 18 milletvekiliyle ret oyu kullanan Kılıçdaroğlu’nun her çağrısı çürük, her teklifi beyhudedir. Bizim 23 Nisan’da TBMM’nin özel oturumuna katılıp katılmamız Kıçıldaroğlu’nun bileceği ve takdir edeceği bir konu değildir. Ondan duyacak ve öğrenecek hiçbir şey de olamayacaktır. Sağlık durumu müsait ve katılmaya müzahir her milletvekilinin 23 Nisanda Mecliste olması, yüzüncü yıl dönümün sevincine ortak olması tutarlı ve isabetli bir davranıştır. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kastedenlerle birlikte yürüyen, Türkiye’yi uçuruma çekmek, sokakları karıştırmak için olmadık ve görülmedik provokasyonlara kalkışanların duruş ve seslenişleri değersiz, mesnetsiz ve meymenetsizdir. Meclisimiz devlet kurma ehliyet ve kabiliyetine sahiptir. Meclisimiz kurtuluş yıllarının millî aklı, manevi azmi, maşerî ahlakıdır. Türkiye Cumhuriyeti bugünkü gelişmişlik seviyesine ulaşmışsa, bunun şeref payesi mensubu olmaktan, çatısı altında görev yapmaktan onur duyduğumuz TBMM’nindir. Kaldı ki tam bir asır evvel büyük bir inanmışlıkla, gıpta edilecek bir irade eşliğinde ve/fakat olağanüstü bir ortamda kurulmuştur. Bu sayede, millî nitelikli muazzam bir diriliş mücadelesinin sayfaları hem aralanmaya, hem de nice şehit kanlarıyla, nice fedakârlıklarla yazılmaya başlanmıştır."
DAHA PEK ÇOK BAYRAMI DOYASIYA VE SEVİNÇ İÇİNDE KUTLAYACAĞIZ
MHP Genel Başkanı Bahçeli, mesajının son bölümünde çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramını kutlarken, şunları ifade etti:
"Şu ibret verici benzerliğe bakınız ki, yüz yıl önce vatanımız ve mücavir coğrafyalar dehşet ve kasvet örtüsüyle sarılmış, bu nedenle olağanüstü bir sürecin içine hapsolmuşken, bugün de aynı belirtiler görülmektedir. Bu defa düşman görünmez niteliktedir. Ve hastalık yaymaktadır. Alınmış etkili tedbirlere aynen dikkat ve riayet ederek, sosyal mesafeyi koruyarak, evlerimizde huzur içinde bekleyerek, dahası birlik ve beraberlik içinde bu ağır ve sancılı günleri Allah’ın izniyle bertaraf edeceğiz. Türk milleti bir asır önce görünen düşmanlara karşı ayağa kalkmış, şimdi de görünmez bir düşmana karşı bilenmiş ve harekete çoktan geçmiştir. Ayrıca sevgili çocuklarımızın bayramlarını yürekten kutluyor, her birinin çakmak çakmak parlayan güzel gözlerinden öpüyorum. Bugünlerde sınırlı ve kısıtlı şekilde yaşamaları gerekiyorsa da daha pek çok bayramı doyasıya ve sevinç içinde kutlayacakları günlerin muhakkak suretle geleceğinden tereddüt ve şüphe duymuyorum. İstikbalimizin güvenceleri sevgili çocuklarımızı hasretle bağrıma basıyor, bayramlarını kutluyorum. Manevi ikram ve bereketiyle müşerref olacağımız ramazanışerifemizin şimdiden mübarek olmasını, Türk milletine ve Türk-İslam dünyasına hayır, huzur, sükûnet ve dirlik getirmesini niyaz ediyorum. Ramazan Bayramında kucaklaşma ümidiyle birlikte, salgının en aza çekilerek hayatın normale dönmeye başlaması yürekten temennimdir. Ayrıca TBMM’nin İlk Başkanı, İlk Cumhurbaşkanı’mız, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Aziz Atatürk’e, Türk milletinin mukaddesat hazinesinde bulunan tüm kahramanlarımıza, İlk Meclisin fazilet timsali saygıdeğer üyelerine, kanlarıyla toprağa vatan mührü vuran bütün şehitlerimize şükran ve minnet hislerimle Cenabıallah’tan rahmetler diliyorum. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun diyorum."