Bahçeli’den Kanal İstanbul Projesi’ne Şartlı Destek “MONTRÖ DELİNMEDİKÇE KANAL İSTANBUL'DAN NİYE RAHATSIZ OLALIM?”

15 Ocak 2020 13:34
Okunma
711
Bahçeliden Kanal İstanbul Projesine Şartlı Destek  “MONTRÖ DELİNMEDİKÇE KANAL İSTANBULDAN NİYE RAHATSIZ OLALIM?”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kamuoyunda uzunca bir süredir tartışılmakta olan "Kanal İstanbul Projesi"yle ilgili olarak "Montrö Boğazlar Antlaşması delinmedikçe Kanal İstanbul Projesi’nden niye rahatsız olalım?" dedi.
Bahçeli, projeye geçmişte karşı çıktığını hatırlatanlara tepki gösterdi.
Gazetecilerin "Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili yaptığınız yazılı açıklama çok konuşuldu. Hatta geçmişteki bazı sözlerinizle ters düştüğünüz söylendi. Ne diyorsunuz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili yaptığım açıklamayı görüyor ve takip ediyorum ki epey yankı buldu ve tartışıldı. Anlaşılan bu süreç devam edecek. Olsun varsın, bundan memnuniyet duyduğumu özellikle ifade etmek isterim. Kuyuya taş atmadık, ancak olmayan taşı karanlık bir kuyudan çıkarmaya çalışan çok sayıda akıl ve ahlak fukarası bulunuyor. Düşüncelerimiz çok nettir. Bulanık suda balık avlama merakında olanlar yine çuvallamışlardır. Açıklamamda dedim ki, ‘Milliyetçi Hareket Partisinin geçmişte Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili eleştirileri, çekinceleri, ikazları yeri ve zamanı geldikçe yapılmış ve milletimizle paylaşılmıştır.' Özellikle 15 Temmuz’dan sonra Türkiye'nin siyasi şartlarının değiştiğine de vurgu yaptım. Ve de Kanal İstanbul Projesi'nden, lütfen dikkat edin, hiçbir haklı ve meşru bahanesi olmadan rahatsızlık duyanları şuursuz ve gayrimillî olarak değerlendirdim. Şayet haklı, geçerli ve meşru gerekçeler varsa elbette dikkate alınmalıdır iması yaptım. Okuduğunu anlamayan, anladığını çarpıtan, çarpıttığını mal bulmuş mağribi gibi sevinçle aktaran tefrika ve tezvirat müfrezeleri yine boş durmadılar. Bizim geçmişteki sözlerimizle çelişkiye düştüğümüzü zırvaladılar. Bilhassa 7 Mayıs 2011’de İstanbul Bayrampaşa’da yaptığım konuşmanın videosunu paylaştılar. CHP'liler, FETÖ’cüler, İP’çiler, zilletin diğer ayakları zıvanadan çıktılar. Bunların gazete köşelerindeki kiralık kalemleri zehir saçtılar. Bizim açıklamalarımızı CHP’nin, HDP’nin, FETÖ’nün beğenmesini ve takdir etmesini zaten beklemiyoruz. Aksi hâlde kendimizden şüphe ederiz."
"Geçmişte ne söylemişsek arkasındayız. Hiçbir sözümüzü çiğnemedik. Duruşumuzdan taviz vermedik, vermeyiz. Küçük akıllılar bunu iyi bilsinler." diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Kanal İstanbul Projesi’ni yaptırmam, yapamazsınız diyen müflis bir CHP anlayışı karşımızda. Üçüncü köprüye, üçüncü havalimanına da yapamazsınız, yaptırmayız diye tepki göstermişlerdi. İktidar yaptı, güçleri yetiyorsa buyursunlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesine konuşlandırdıkları militanlarını da alsınlar, yıkabiliyorlarsa bunları yıksınlar. Bunlar yapılanı yıkmakta, yıkımı da parlatmakta çok maharetliler. Madem yatırımlara, projelere bu kadar karşılar, hodri meydan. CHP ne yapmak istiyor? Nereye ulaşmayı amaçlıyor? Şunu kararlılıkla ifade etmek isterim ki, Kılıçdaroğlu ve ekibinin çizgisindeki bir CHP’yle aynı düşünce ve hedeflere sahip olmamız imkânsızdır. Onlar geceyse biz gündüzüz, onlar karaysa biz beyazız. Kanal İstanbul Projesi’ne yönelik samimi, iyi niyetli, dürüst, hesapsız her teklif ve eleştirinin dikkate alınması gerektiğine inanıyoruz. 12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimleri öncesinde Sayın Erdoğan Kanal İstanbul Projesi'ni ilan etmiş ve hedef olarak koymuştur. Biz o dönem muhalefet anlayışımız doğrultusunda eleştirdik, itiraz ettik. Daha sonra millet destek verdi, AK Parti’yi tekraren iktidara taşıdı. Yani projelere de tamam dedi. Artık iktidar partisinin Kanal İstanbul Projesi’ni hayata geçirmesinin önünde engel de kalmadı. Buyursunlar yapsınlar. Montrö Boğazlar Antlaşması delinmedikçe, söz konusu projenin idare ve idamesinde her türlü risk ve tehlike hesap edilip, bütün ayrıntılar dikkate alınıp Türkiye'nin jeostratejik gücüne güç katıldıktan sonra niye rahatsız olalım ki? Biz CHP’nin falsolarına, defolarına nasıl göz yumalım? Milletin yararına olabilecek bir projeye, hele bir de 15 Temmuz 2016'dan sonra değişen ve dönüşen siyasi şartlar altında neden karşı çıkalım? Kim nasıl anlıyorsa anlasın, biz doğru bildiklerimizi, ülkemizin çıkarına olan teşebbüs ve girişimleri her zaman destekleyeceğiz. Kılıçdaroğlu’na tavsiyem bekamıza fitne kanalı açmakla değil, sağduyulu bir siyasetle hareket etmesidir. Sosyal medyada ihanet ve melanet servisi yapan CHP'li, FETÖ'cü, PKK'lı ve İP'çi trollere, siyasi iflas yaşayanlara, mensubiyet buhranına kapılanlara diyeceğim son olarak şudur: Bizim tarafımız Türkiye’dir. Bizim takdirimiz Türk milletinin tercih ve beklentileridir. İstanbul’daki depremde sessiz kalan, sel ve su baskınlarında tatile çıkan CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı da imzayı çekmekle, sözleşmeden caymakla değil, adam gibi yönetimle adından bahsettirsin. Projeden ihanet olmaz, ama PKK’yla işbirliği, YPG’ye kucak açmak, HDP’yle ittifak kurmak, yabancı ülkelerde Türkiye’yi şikâyet etmek ihanettir, ucubedir, hatta siyasi irade cinayetidir."

CHP YÖNETİMİNİN HÂLİPÜRMELALİ İÇLER ACISI, YÜREK YARALAYICIDIR
MHP Genel Başkanı Bahçeli, gazetecilerin bu sorularını cevaplamadan bir gün önce Kanal İstanbul Projesi ile ilgili olarak yazılı olarak şu açıklamayı yapmıştı:
"Türkiye’nin bir beka meselesi olduğu kadar bir de siyaset sorunu yeşermiş, özellikle karantinaya alınması gereken kötürüm bir muhalefet anlayışı ayyuka çıkmıştır. Bu muhalefet anlayışı ki, ülkesine kara çalma, sürekli sorun çıkarma, biteviye karamsarlık aşılama hususunda rakipsiz ve emsalsizdir. Bunun en son misalini Kanal İstanbul Projesi’yle ilgili devam eden bayağı tartışmaların seyir ve sürecinde teferruatlı olarak görmek mümkündür. Geçmişte köprüyü ‘Sattırmam.’ diyen acul ve arızalı zihniyetlere şimdi de 'Yaptırmam.' diyen kifayetsiz muhterislerle kabiliyetsiz müfsitler eklenmiştir. Kanal İstanbul Projesi etrafında alevlenen fikir, düşünce ve görüş ayrılıklarının dürüst, yapıcı ve iyi niyetli olduktan sonra müspet gelişmelere, müstesna uzlaşmalara kapı aralayacağı izahtan varestedir. Milliyetçi Hareket Partisinin geçmişte Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili eleştirileri, çekinceleri, ikazları yeri ve zamanı geldikçe yapılmış ve milletimizle paylaşılmıştır. Özellikle 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’nin siyasi şartları değişmiştir. Ancak yalnızca menfi ifade ve menfur isnatlar yoluyla hazırlanmış projeleri karalamak, hatta kurcalaya kurcalaya kundaklamak derin bir ahlak ve mensubiyet bunalımına işaret etmektedir. Her partinin program ve seçim beyannamesinde ilan edilmiş hedefleri, proje vaatleri vardır, olmalıdır, bu da demokrasinin icabıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Başbakanlığı döneminde, 27 Nisan 2011 tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan bir toplantı vesilesiyle Kanal İstanbul Projesi’ni milletimizin bilgisine sunmuştur. Geldiğimiz bu aşamada, demokrasi kültürünü özümseyememiş ilkel ve iradesiz siyaset temsilcileri yeni bir şey sunmadıkları gibi siyasi rakiplerinin verdikleri sözleri, hedefledikleri projeleri çarpıtmaktan haz duyacak kadar basit ve zavallı bir hale gömülmüşlerdir. Aynı kategorik itirazları hızlı tren, üçüncü köprü, üçüncü havalimanı, Marmaray, Avrasya Tüneli, Osman Gazi Köprüsü’nün proje ve yapım aşamalarında da gösteren CHP ve yedekleri Kanal İstanbul Projesi’ni aşağılamak ve aşındırmak için âdeta iftira yarışına girmişlerdir. Söz konusu projeye ucube, cinayet ve ihanet projesi diyen CHP yönetiminin halipürmelali içler acısı, yürek yaralayıcıdır.
Kanal İstanbul Projesi’yle ilgili isabetli ve tevsik edilmiş eleştiri ve teklifleri muhataplarıyla veya kamuoyuyla paylaşmak varken, 'Yapamazsınız, herkes hayır diyor, iktidar olursak para vermeyiz, projeyi iptal ederiz.' demek sorumsuzluk örneğidir.”