SİYASAL İLETİŞİM ve MEDYA

15 Temmuz 2019 15:17 Turan İlteber YALÇIN
Okunma
1728
SİYASAL İLETİŞİM ve MEDYA

Yavaş ama sürekli olarak siyasi iletişim konuları ve özellikle de kitle iletişim araçları son yirmi yılda siyaset biliminin merkezi konumuna gelmiştir. Günümüzde demokrasilerin politik sürecini, yalnızca siyasi partiler, çıkar örgütleri ve sosyal hareketler gibi siyasi aracılık kurumlarını değil, aynı zamanda kitle iletişim araçlarını da dikkate almadan analiz etmek mümkün görünmemektedir. Kitle iletişim araçları "kafamızdaki fotoğrafların" kaynağını oluşturmaktadır. Vatandaşlara, nasıl yapılandırıldığı konusundaki fikirlerini, bu yapı içinde devam eden süreçleri anlamalarını ve sürecin unsurlarını (politikaları, olayları ve aktörleri) değerlendirmelerini etkileyerek siyasi bir dünya haritası sunarlar.

Bununla birlikte, kitle iletişim araçları siyasal iletişim analizlerinin çoğu için temel ilgi alanı olmasına rağmen, diğer konular ihmal edilmemelidir. En önemlisi, bu haber hâline gelenlerin çoğunun arkasındaki kaynaklar olan ve bu haberlerin nasıl tasarlandığını etkilemek için giderek daha fazla stratejik iletişim tekniklerine dayanan politik aktörlerle ilgilidir. İzleyici kitlesine basın ve elektronik medya aracılığıyla ulaşılabilecek politikalar hakkında bilgi üretirken, siyasi aktörler ve medya, hem iş birliği hem de çatışma ile karakterize edilen etkileşim kalıpları ile birbirine bağlanır. İnternet gibi "yeni medya" bu ilişkileri ve siyasal iletişimin karakterini çeşitli şekillerde değiştirmektedir. Siyasal iletişim konusundaki literatürün çoğu ara buluculuk iletişimine net bir şekilde odaklanmasına rağmen, son yıllarda vatandaşların birbirleriyle kişisel iletişimine ve onun demokratik yönetişim ile olan ilgisine yoğun ilgi gösterdiğini de görmekteyiz. Açıkça, uluslararası farklılıklar, modern demokrasilerdeki siyasal iletişimin bu yönlerinin her biri için büyük önem taşımaktadır.

Siyasal iletişim, politikacılar, haber medyası ve halk arasında bilgi aktarımı ile ilgili etkileşimli bir süreçtir. Süreç, kurumları vatandaşlara doğru yönlendirmekte, yatay olarak siyasi aktörler arasındaki bağlantılarda ve aynı zamanda kamuoyundan yetkililere doğru ilerlemektedir.