BAHÇELİ: YSK VERDİĞİ İPTAL KARARI İLE MİLLETİMİZİN YÜREĞİNE SU SERPMİŞTİR
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal eden Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kararını değerlendirirken, "YSK oy çokluğu ile aldığı iptal kararıyla milletimizin yüreğine su serpmiş ve İstanbul seçimleri üzerindeki tartışmalara son vermiştir. İnanıyorum ki, cumhur ittifakı 23 Haziran’da hukuka uygun, şeffaf ve temiz bir seçimle İstanbul’da hak ettiği başarıya inşallah ulaşacaktır." dedi.
Partisinin 8 Mayıs 2019 Çarşamba günü grup toplantısında konuşan Bahçeli, gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasının başında ramazan ayının önemini hatırlatarak Allah'tan Türk milleti ve İslam âleminin oruç ibadetlerinin kabulünü dileyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türk milletinin huzura ve dirliğe duyduğu özlem ziyadesiyle fazladır. Sıkılı yumruklar açılmalıdır. Gerginlikler azaltılmalıdır. Gerilimler hafifletilmelidir. Gönüller alınmalı, dargınlıklar bir kenara atılmalıdır. Millî birlik ve kardeşliğimizin üzerindeki kâbus bulutları dağıtılmalıdır. Türkiye’mizin ufkunu perdeleyen, milletimizin umut ve heyecanlarını örseleyen ne varsa bertaraf edilmelidir. Mübarek ramazan günlerinin hepimiz için bir muhasebe bir murakabe dönemi olması başlıca dileğimdir. Tereddütle geçireceğimiz vakit kalmamıştır. Oyalanamayız, karanlık senaryoları alttan alamayız. Türkiye’nin katılaşan sorunlarının çözümü konusunda herkesin söyleyecek bir sözü, atacak bir adımı muhakkak surette vardır ve olmalıdır. Yeter ki, samimi olunsun. Yeter ki, ortak akla saygı duyulup riayet edilsin. Yeter ki iyi niyet hâkim ve hadim olsun. Kutuplaşarak mesafe alamayız. Kavgayla zaman kaybedemeyiz. Ya adil ve adaletli şekilde bölüşüp çok olacağız, aynı zamanda tok olacağız ya da ağır ağır ve ağrılı şekilde bölünüp yok olacağız. Ya bir olup zalimlerin oyunlarını bozacağız ya da teslimiyet anaforuna kapılıp bozguna uğrayacağız. Nitekim karşımızdaki seçenekler azalmıştır. Herkes aklını başına almalıdır. Bizim gidecek başka bir ülkemiz yoktur. Bizim terk edecek bir yurdumuz yoktur. Bizim kaybedecek devletimiz, vazgeçilecek insanımız da yoktur. Ne yapacaksak, neyi başaracaksak Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatarak, millî bekayı koruyarak yapacağız, mutlaka da başaracağız. Unutulmasın ki, birlikte çok daha güçlüyüz. Türk milletine diş bileyen, dibe inmesini bekleyen mihraklar dün kaybetti, tekrar şanslarını denerlerse, tekrar aynı hataya düşerlerse yine kaybetmeye mahkûm olacaklardır."
Türkiye'nin zorlu bir seçim sürecinden çıktığını hatırlatan Bahçeli, "Seçim sonuçları ilgili değerlendirmelerimizi farklı zeminlerde yaptık, görüşlerimizi açıkladık. 31 Mart’ta milletimizin sandık yoluyla verdiği mesajları titizlikle analiz edip yorumladık. Bir kez daha söylemek isterim ki, 31 Mart’ın kazananı açık ara farkla cumhur ittifakıdır. Millî uzlaşmanın adresi, millî kucaklaşmanın adı cumhur ittifakı olmuştur." dedi.
Bahçeli, bu gerçeğin inkâr ve ihlalinin mümkün olmadığını kaydederek, şunları söyledi:
"Milliyetçi Hareket Partisi saygıya, takdire, tebrike layık müstesna bir başarıya imza atmıştır. Bize göre 31 Mart Mahallî İdareler Seçimleri düğümü çözmüş, hükmü vermiştir. Milletin sözünün üstüne söz söylemek imkânsızdır. 31 Mart’tan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi güçlenerek çıkmış, cumhur ittifakı ülke bazında siyasi ve stratejik hedeflerine ulaşmıştır. Türk milleti iradesini göstermiş, kararını vermiş, konuyu kapatmıştır. Kaldı ki görüş ve kanaatimiz de bu yöndedir. Buna hürmet etmek asıldır, önemlidir. Ancak 31 Mart’tan hemen sonra iki boyutlu sıcak tartışma konusu derhal tezahür etmiş, siyasi gündemin seyir ve istikametini doğrudan etkilemiştir. Bu tartışmaların birinci boyutunda İstanbul seçimlerinin akıbeti bulunurken, diğerinde de cumhur ittifakıyla ilgili spekülasyonlar yer almıştır. 6 Mayıs 2019 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu İstanbul seçimleri ile ilgili haklı ve meşru itirazları görüşmüş, adaletli bir kararla milletimizin yüreğine su serpmiştir. Bu kapsamda İstanbul Büyükşehir Belediye Seçimlerinde oluşan 'Seçim sonucuna ve dürüstlüğüne müessir olaylar ve hâller' nedeniyle 31 Mart’ta yapılan seçimin iptaline ve 23 Haziran’da da yenilenmesine karar verilmiştir.”
YSK'nin; oy çokluğuyla hakkın, halkın ve hukukun tercümanı olduğunu kaydeden Bahçeli, İstanbul seçimleri üzerinde yapılan tartışmalara son verilmiştir. YSK’nin söz konusu kararına elbette tartışmasız saygı duyuyoruz, herkesten aynı tavır ve ahlaki tutarlılığı bekliyoruz. YSK’nin vermiş olduğu kararı alenen karalamak, çarpıtmak, darbe olduğunu söylemek, kurul üyelerine çete üyesi, hukuk cinayeti işlediler gibi itham ve iftiralarda bulunmak kirli bir ağızdır, yanlı bir bakıştır, yanlış bir değerlendirmedir, sakat bir zihniyetin sızlanmasıdır." diye konuştu.
CUMHUR İTTİFAKININ 31 MART’TA ALDIĞI OY %60,42 DÜZEYİNDEDİR
Bahçeli, İstanbul seçimleriyle ilgili diğer kanaatlerini dile getirmeden önce cumhur ittifakına yönelik sistemli, planlı ve bir amaca matuf tezgâh ve tuzaklarla ilgili söyleyeceklerinin olduğunu hatırlatarak, şöyle dedi:
"31 Mart’tan sonra cumhur ittifakının bulanmasını, budanmasını, karışmasını, hatta kopmasını arzulayan müfsit ve münafık çevrelere adeta cesaret gelmiştir. Görülen odur ki, zillet cephesine figüranlık yapanlar beklenen tepkilerini peş peşe vermişlerdir. Sanki saklandıkları deliklerine çomak sokulmuş, sanki can havliyle dışarı fırlamışlar, ardından da fitne oklarını fırlatmaya başlamışlardır. Bunlar mayalarına ve mizaçlarına uygun olanı yapmışlardır. Aslında bu kimliksizlere çok görmüyoruz. İçtikleri süt neyse onun gereğini yapmışlardır. Şunu itiraf etmeliyim ki, bunları çok da ciddiye almıyoruz, ama böyle olunca da azıtıyorlar, şımarıyorlar, sırtı kaşınan keçiler gibi oraya buraya sürtünmeye, sağa sola bulaşmaya başlıyorlar. Bu nedenle zaman zaman bunların gevşeyen vidalarını sıkmak, bozulan ayarlarını yapmak, anladıkları dilden konuşmak mecburiyet hâlini alıyor. Ne yapalım, biz de üstümüze düşen görevi seve seve yapıyoruz. Zannederseniz ortada büyük bir sorun var da gizleniyor, üzeri örtülüyor. Zannederseniz cumhur ittifakı tutmamış, sandıkta istediği sonuca ulaşamamış. Meğerse ne kadar da cumhur ittifakı nedeniyle kuyruk acısı çeken varmış, ne çok müptezelin karın ağrısı bulunuyormuş. Televizyonları açın, balık istifine dönen, peşin satanlar gibi koltuklarına kurulmuş zavallı uzman yorumcuları görürsünüz. Bunlar çoğunlukla kazı koz anlarlar. Bal alacakları çiçeği bilirler, ama kanatları olmadığından bir türlü uçamazlar. Şahinlik taslayıp sinek avına çıkarlar, zaman olur, kedinin boynuna ciğer asıp yoruma başlarlar. Kağnı gölgesinde yürürler, kendi gölgesi sanırlar. Bilmeden çok şey söylerler, ama boş söylerler, kem söylerler, yalan söylerler. Bunların hepsini tanıyorsunuz, hepsini biliyor ve izliyorsunuz. Sosyal medyayı kurcalayın, gazete sayfalarını karıştırın, bir köşede kalemini nifaka, mürekkebini mühimmata, klavyesini dinamite çevirmiş sivri akıllı milliyetsizleri mutlaka görürsünüz. Atarlar, tutarlar, salladıkça ahlaken sallanırlar; ne var ki, anlama özürlüsü olduklarını saklayamazlar, cahil cüretkârlıklarını gizleyemezler. Bunlar, günlerce utanmadan, sıkılmadan, ar damarları çatlamışçasına MHP ile AK Parti arasında bir sorun varmış gibi yazıp çizdiler. İttifakın AK Partiye yaramadığını, MHP’nin AK Parti'nin altını oyduğunu hayasızca iddia ettiler, ahlaksızca ileri sürdüler. Durmadılar, cumhur ittifakı bitti bitiyor yaygarası kopardılar. MHP’nin oy oranı %18,81 ise AK Partinin de %35’tir dediler. Hâlbuki il genel meclis seçiminde MHP’nin oyu %18,81; AK Partinin ise %41,61’dir ve iki partinin toplam oyu %60,42 düzeyindedir. Bu yalın gerçeği görmediler, göremediler, bir bakıma çılgına döndüler. 31 Mart’ta partilerin dün ile bugün arasındaki oy oranları arasında yapılacak en sağlık mukayesenin, nitekim gerçek temsil güçlerinin il genel meclis seçiminden almış oldukları sonuçlar olacağına akıl erdiremeyenler çürük ipte cambazlık yapmaya özenen gafillerdir."
CHP DÜNDEN HAZIMSIZ, İP DERSENİZ O HEPTEN KOPUK VE KEYİFSİZ
Bahçeli, "Gelişmeler karşısında 1 Mayıs 2019 tarihinde yazılı basın açıklaması yaparak durduğumuz yeri, sahip olduğumuz düşünceleri, cumhur ittifakına bakışımızı çok net şekilde kamuoyuyla paylaştım. Müfteriler hayal kırıklığına uğradılar. Yüzleri düştü, umutları söndü. Fitneciler
mahv-ıperişan oldular. Cumhur ittifakının bozulacağını diline dolayan sahtekârlar ve malum düzenbazlar şoka uğradılar, ne yapacaklarını ne söyleyeceklerini şaşırdılar." diye konuştu.
Cumhur ittifakının Türk milletinin ta kendisi ve ruh kökünün mümtaz bir tecellisi olduğunu vurgulayan Bahçeli, cumhur ittifakını bozmaya çalışanlara yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"Cumhur ittifakı Türkiye Cumhuriyeti’nin istikbal meşalesi, istiklal nişanesidir. Bu meşaleyi söndürmeye, bu nişaneyi imhaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Cumhur ittifakı siyasi ahlakın simgesi, millî duruşun sinerjisi, 82 milyon Türk vatandaşının kaynaşma ve kucaklaşma siperidir. Cumhur ittifakının bozulmasını dileyen, bunu bekleyen, bunun için faaliyet hâlinde olan kim varsa, herkes bilsin ki, karanlık ve kuytu köşelerde barınan, bir vesileyle tutunacak dal arayan devşirilmiş namertlerdir. Bunlara şerefiniz kadar konuşun desek, emin olun ki, ömürleri boyunca tek kelime edemezler, etmeye takatleri yetmez. Biliyor ve inanıyoruz ki, fitne fesada bürünmüş insanlar iblisin yeryüzü suretleridir. Cumhur ittifakının muhkem ve muteber sireti, bu iblis suretlerini her aşamada göğüslemeye, her seviyede karşılamaya irade kuvvetiyle vardır, sonuna kadar da hazırdır. Cumhur ittifakının çözülmesini umanlar, Türkiye’yi çöküşe sürüklemek isteyen odaklardır. Bunlar bazen gazeteci kılığıyla karşımıza çıkarlar. Bazen eski siyasetçi kisvesiyle hareket edip gevezelik yaparlar. Bazen de aydın edasıyla afra tavra satarlar. Ama hepsi koftur, hepsi kinlidir, hepsi klinik vakadır, alayı birden kifayetsiz muhteristir. Zillet ittifakına en ufak itiraz etmezler, hatta açık ya da gizli tetikçiliğini yaparlar. Cumhurdan hazzetmezler, hasetlerinden heder olup giderler. PKK’dan, FETÖ’den, emperyalist komplo ve kuşatmadan rahatsız olmazlar, bilakis karambolden ne kopartırız, muhtemel kaostan ne kazanırız hevesiyle gerçek yüzlerini gösterirler. Mensubiyetleri hasarlı, vicdanları arızalıdır. Cumhur ittifakı üzerinde yapılan kirli yorumların alayı yalandır, aldatmadır. Cumhur ittifakı bugün dünden daha güçlüdür. Biz siyasi çetele tutmadık. Biz siyasi hesap yapmadık. Üç belediye eksikmiş, beş belediye fazlaymış demedik. İkbal kaygısına düşmedik, istikbalimizi ihmal etmedik. Siyasi çıkar gayesiyle ittifakımızın çatısını örmedik. Mert olduk, adam gibi tavır aldık, dik durduk, millî bekamızın etrafında çelikten irademizle birleştik, bütünleştik. AK Partiyle ittifakımız birilerini niye rahatsız ediyor? Cumhur ittifakının varlığı birilerini neden ürkütüyor? Bunların diline bakarsanız ballı şeker, kalpleri ise zehirli şekavet. Cumhur ittifakından PKK memnuniyetsiz, FETÖ huzursuz. CHP dünden hazımsız, İP deseniz o hepten kopuk ve keyifsiz. Cumhur ittifakı dediniz mi HDP’yi hafakanlar basar, Türk ve Türkiye düşmanlarının şaftı kayar. Çünkü cumhur ittifakı Türkiye’nin yeni bir Çanakkale ruhu, Millî Mücadele hamurudur. Cumhur ittifakı, 7 Ağustos Yenikapı iradesi, yurdumuzu alçaklara uğratmamak için ayağa kalkmış millî ve tarihi şuurun haysiyetidir."
KILIÇDAROĞLU; DIŞIN HOŞ GİBİ, DURUŞUN LOŞ GİBİ, İÇİN BOMBOŞ
Konuşmasının son bölümünde yeniden İstanbul seçimlerine değinen Bahçeli, "Günlerdir İstanbul seçimlerini konuştuk. Günlerdir seçim yenilecek mi yenilenmeyecek mi sorusuyla meşgul olduk. İstanbul seçimlerine gölge düştüğü açıktı, ortadaydı. Sandık yolsuzluğuyla ilgili tespitler belge ve delilleriyle YSK’ye sunulmuştu. CHP ve peşine taktığı çıkar ortakları İstanbul seçimlerine hile karıştırmışlar, organize usulsüzlüklerin faili olmuşlardır. Sandık kurullarının oluşumunda büyük sorun ve şüpheler oluşmuştur." görüşüne yer verdi.
YSK üyelerine "Kızılay’da yürüyemezseniz, yüzünüze tükürürler." diyen CHP Grup Başkan Vekilini sert sözlerle eleştiren Bahçeli, şunları belirtti:
"Yüce Divan hatırlatması yapan, sandıkta kazanılan bir seçimi masada çalmak için düğmeye basıldı diyen CHP’nin iflas etmiş sözcüsüdür. CHP’nin malum sözcüsü diyor ki; 'Belediye başkanlarımızın sizin indirdiğiniz TC ibaresini tekrar oraya asmak mıdır beka meselesi?' CHP Genel Başkanı da dünkü grup konuşmasını perişan bir ruh hâliyle yapmış, ipliği pazara çıkan, foyası ortaya dökülen bir zihniyet eşliğinde gerçekleştirmiştir. Konuşmasının bir yerinde, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi tabelasına Türkiye Cumhuriyeti’ni eklediğini ifade etmiş, bunun da bana kapak olduğunu söylemiştir. Sevsinler senin kapağını. Aferin çok güzel laf ettin, boynuna berat belgesini asarsın artık. Sayın Kılıçdaroğlu bilesin ki, kaynayan kazan kapak tutmaz, gazozuna oyun olmaz, şayet oynamaya kalkarsan aklın başından gider. Sana kapak çoktan oldu, ya duymadın ya da duyurmadılar, geçmiş olsun. Laf dedi döndü kasnak, söz söyledi oldu eski çamlar bardak. Kılıçdaroğlu, kapak resmi sevilerek alınan kitap gibisin, dışın hoş gibi, duruşun loş gibi, için bomboş. CHP Genel Başkanı ve sözcüleri her şeyi yanlış anlıyor, atı arabanın ardına koşuyorlar. Önde T.C. tabelasını asarlar, arkada 'YPG bize mi saldıracakmış.' diyerek tıkır tıkır karanlık işlerine bakarlar. Önde şehit cenazesine katılırlar, arkada şehit yakınlarına terörist iftirası atarlar. Ön tarafta T.C. tabelasını koyarlar, arkada HDP’yle buluşurlar, Kandil’in destek mesajından mutluluk duyarlar. Bilinmelidir ki, Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır. O zaman, YSK’nin iddiaları araştırmasından CHP’li yöneticiler neden telaşlanmışlardır? Nedir onları korkutan, gocunduran? CHP Genel Başkanı niye öfke patlaması yaşamıştır? İP’in başındaki şahıs niye su kaynatmıştır? HDP’yi hoplatan nedir? Adaletin yerini bulması sağlanmasın mı? Bu iş bitti diyenlere açık açık söylüyorum, hayır iş bitmedi, işte şimdi yeniden başlıyor. Dedik ki, son sözü hukuk söyleyecektir, son söz YSK’nindir. Yüksek Seçim Kurulunun vereceği kararı maşerî vicdana uygun olduktan sonra saygı duyacağımızı devamlı suretle seslendirdik. Israrla İstanbul’da seçimlerin yenilenmesinin hukuki bir zorunluluk olduğuna vurgu yaptık. Şaibe ve şüpheyle anılacak bir seçim sonucunun İstanbul’a hiçbir yararının dokunmayacağını ifade ettik. Önümüzdeki beş yıllık sürede bu tartışmalarla İstanbul’u boğamaz, ufkunu kapatamazdık. Çare milletti. Çıkış ve çözüm yolu demokraside aranmalıydı. Kaldı ki haksız, hukuksuz ve yolsuzluğa batmış bir seçimin kazanını olmayacak, kaybedeni ise tüm İstanbullu kardeşlerim olacaktı. Çok şükür Yüksek Seçim Kurulu yapılan itirazları görüşmüş, dörde karşı yedi oyla, yani oy çokluğuyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine karar vermiştir. Maltepe ve Büyükçekmece’yle ilgili itirazları da reddetmiştir. YSK’nin kararına akıllara ziyan ve darbe diyenler asıl siyasi cuntacıdır, gerçek sicilli darbe severlerdir. YSK üyelerini isim isim hedef gösterip çete mensubu, satılık adamlar, kul hakkı yiyenler, hukuk cinayetinin failleri diyen kim varsa millet hasımı, itibar celladı, demokrasi hazımsızıdır. İstanbul kanunsuzluğa teslim edilmemiştir. İstanbul sandık yolsuzluğuyla rehin alınamamıştır. İstanbul seçimlerinde usulsüzlük tescil edilmiştir. Vakit seçimlerin yenilenme vaktidir. Bütün tartışmalar bitmiştir. Herkes YSK’nin kararına saygı göstermelidir. Bir arpa boyu yol alamamaktan bahsedenler art niyetlidir, sinsi hesap peşindedir. Hiç kimse ateşle oynamaya kalkışmamalıdır. 23 Haziran’da millî iradenin tam, eksiksiz, hilafsız ve hilesiz sandığa yansıması hepimizin boynunun borcudur. İnanıyorum ki, cumhur ittifakı hukuka uygun, şeffaf ve temiz bir seçimle İstanbul’da hak ettiği başarıya inşallah ulaşacaktır. Yüksek Seçim Kurulunun kararı hayırlı olsun diyorum. 23 Haziran kutlu olsun dileğimi aziz milletimle, tüm İstanbullu kardeşlerimle paylaşıyorum. Yargıya çete diyen sözde bir partinin genel başkanı sıfatını taşıyan ve milletvekili olan sana sesleniyorum gel dokunulmazlığın kaldırması için bir talep ver ilk oyu ben vermezsem namerdim diyorum."