Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gündeme ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamasında Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul’da seçimlerin yenilenmesinden yanadır. Milliyetçi Hareket Partisi, Yüksek Seçim Kurulu’nun alacağı karara maşeri vicdana uygun olması kaydıyla elbette saygı gösterecektir.” dedi.
Bahçeli'nin açıklaması şöyle:
"31 Mart Mahallî İdareler Seçimleri geride kalsa da, siyasi tartışmaların boyut ve hızında azalma şöyle dursun, bilakis yaygın ve yoğun bir artış gözlemlenmektedir. Ülkemiz tehlikelerle dolu bir girdaba sürüklenmek, sonu ve sonucu karanlık olan bir mecraya süratle çekilmek istenmektedir. Türk milletinin sinir uçlarıyla oynanmaktadır. Türkiye sevgisinden esasen mahrum olan defolu siyaset akım ve ekolleri yangına adeta körükle giderken; kriz çığırtkanlığından, kavga şakşakçılığından, kargaşa ve karmaşa havariliğinden rahatsızlık duymayacak bir seviyesizliğin faili olmuşlardır. Bunlar aslında zulüm ve zulmetin içimize kadar sızan figüranlarıdır. Ahlaken ve vicdanen dip yapmışlardır. Yaşananlar her yönüyle ibret vericidir. Gelişmeler vahamet düzeyindedir. Gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında, sosyal medya platformunda iddia ve ilan edilen yalanlar, spekülasyona dayalı haber ve yorumlar artık sabırları zorlayan, tahammül sınırlarını zedeleyen bir noktaya çoktan ulaşmıştır. Türkiye’ye siyasi ve ekonomik pusu kuran iç ve dış odaklar devamlı surette istikrarsızlığa yatırım, ihanete yardım, işbirlikçiliğe de yataklık yapmaktadır. Nitekim emel ve hedefleriyle yakayı ele vermişlerdir. Siyasi çürüme, ekonomik çöküş, sosyal çözülme bekleyen, bu kapsamda ülkemizin kuyusunu kazan, millî ülkülerimizi kurutmayı amaçlayan hasis ve hain çevreler karşımızda sırayla cephe almışlardır. Zillet şımarmıştır. Oyun büyüktür, ihmal ve inkâra gelecek yanı da kalmamıştır. Türkiye’nin aleyhine kurgulanan senaryo vahşidir, kurulan tuzak vandaldır. Millî birlik ve dayanışma hissiyatımızın zaafa uğraması, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün zayıflaması konusunda çok sinsi bir rekabet ve yarış maalesef sahnededir.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE SEÇİMLERİNDEKİ SİS PERDESİ KALDIRILMADI
İstiyorlar ki, bölünelim, dağılalım. Diliyorlar ki, birbirimize girip varlığımızı tüketelim. Bozguncuların faal olması tesadüfi görülmemelidir. Buhran meraklılarının zincirlerinden boşanmış gibi faaliyete geçmesi tevatür değil, tezvirat değil, gerçeğin bizzat kendisidir. Geziciler, Sorosçular, ekonomik tetikçiler, küresel tefeciler, teslimiyetçiler, çukurcular, bölücüler, kozmopolit zihniyetler kıpır kıpırdır. Türkiye’nin köşeye sıkışması, elinin kolunun bağlanması hususunda zulüm bekçileri devrede, işbirlikçiler devriyededir. Ülkemizi meşgul eden beka düzeyindeki pek çok sorun çözülmeyi beklerken, hala bir arpa boyu mesafe alınamaması, asıl gündem ve öncelikli meselelere odaklanma güçlükleri milletimizi haklı olarak kaygılandırmaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimlerindeki sis perdesi, şaibe örtüsü, şüphe örgüsü henüz kaldırılabilmiş değildir. Demokrasimiz üzerinde kara bulutlar dolaştıran, egemenlik haklarımıza leke düşürmek için kollarını sıvayan mihraklar İstanbul seçimlerine damga vuran haksızlık ve hukuksuzlukları örtbas etmek için titiz çalışma halindedir. Almanya eski Cumhurbaşkanı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesine heyecanla, mal bulmuşu mağribi gibi gerçekleştirdiği zamanlama itibariyle manidar ziyareti ilişki ve irtibatlar hakkında sağduyulu her insanımıza ipucu vermektedir. Yüksek Seçim Kurulu’nun vereceği (kesin) karar uzadıkça doğal olarak spekülasyonlar çoğalmakta, karşılıklı atışma ve anlaşmazlıklar çığırından çıkmaktadır. Önüne gelen ahmak kesmekte, İstanbul seçimleri üzerinde aslı astarı olmayan görüş beyan etmektedir. Sözde uzmanlar, aydın kisveli provokatörler, eski siyasetçiler, yarım hukukçular, polemikten geçinen akademisyenler yalan yanlış malumatlarla süreci kirletmekte, akılları karıştırmaktadır. Buna da hiç kimsenin hakkı yoktur. Artık söz ve yetki Yüksek Seçim Kurulu’nundur. Bunu bilmek, çıkacak karar ne olursa olsun riayet etmek asıldır.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ İSTANBUL’DA SEÇİMLERİN YENİLENMESİNDEN YANADIR
Türkiye’nin önündeki en öncelikli mesele İstanbul çerçevesinde sandık yolsuzluğunun tespiti ve bunun kanuni süreler içinde de telafisidir. Bu itibarla Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleriyle birlikte Maltepe ve Büyükçekmece Belediye Başkanlığı Seçimlerindeki haklı ve meşru itirazları en doğru, en isabetli, en hukuka uygun şekilde değerlendirmesi millî bir beklentidir. Türkiye’nin önü açılmalı, adalet muhakkak yerini bulmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul’da seçimlerin yenilenmesinden yanadır. Bu konudaki tutarlı ve samimi çağrılarımız bilinmektedir. Kaldı ki itiraza esas teşkil eden gerekçe ve deliller başka bir çıkış yolu Göstermemektedir. Türkiye’nin maruz kaldığı sorunların giderek ağırlaştığı, hatta içinden çıkılmaz bir aşamaya geldiği bugünkü nazik ortamda, demokrasinin erdemlerine, hukukun ilkelerine, milli iradenin hükmüne herkes saygı duymak mecburiyetindedir. Dünyanın en büyük Türk kentinin üzerine hile ve usulsüzlüklerin gölgesi asla düşmemeli, düşürülmemeli, buna fırsat verilmemelidir. Bu konuda sorumluluk öncelikle Yüksek Seçim Kurulu’nundur. Milliyetçi Hareket Partisi Yüksek Seçim Kurulu’nun alacağı karara maşeri vicdana uygun olması kaydıyla elbette saygı gösterecektir. Ancak İstanbul seçimlerinin yenilenme ihtimali karşısında tehdit dilini şiddetlendiren, sokakları işaret eden, karışıklığa davetiye çıkaran siyasi zilletin ateşle oynama hesabı hissedilir derecede belirgindir. Türkiye’nin siyasi ve ekonomik iflası için zalimlerle bir olan, birlikte aynı mevziye giren çarpık ve devşirilmiş siyasetçilerin demokrasi dışı özlemleri, dayatmacı üslupları, ayıplı usulleri bütün yönleriyle ortadadır. MHP’ye küstahça eyalet hatırlatması yapan, Cumhur İttifakı’nı oluşturan partiler arasına nifak sokmak için mücadele eden dönek ve köksüzlerin FETÖ ve PKK’yla aynı kareye girmeleri rezalettir, hezimettir. Bilinmelidir ki, Türk milletine dayatma ve şantaj bugüne kadar sökmemiş, bundan sonra da sökmeyecektir. Kutuplaşmayı besleyip bileyenlerin, siyasi kundakçılığın markası olarak bilinenlerin uzlaşma görüntüsü altında ülkemize kast etme çabaları dikkatli ve duyarlı hiçbir gözden kaçmamaktadır. Mutabakatın adresi zillet değil, cumhurdur.