KKTC 35. YAŞINDA KTKD: KKTC, BÜYÜK ÖNDERİMİZ ATATÜRK'ÜN İLKELERİNE SAHİP ÇIKTI VE UYGULADI

21 Şubat 2019 14:32
Okunma
847
KKTC 35. YAŞINDA KTKD: KKTC, BÜYÜK ÖNDERİMİZ ATATÜRKÜN İLKELERİNE SAHİP ÇIKTI VE   UYGULADI

KKTC 35. YAŞINDA
KTKD: KKTC, BÜYÜK ÖNDERİMİZ ATATÜRK'ÜN İLKELERİNE SAHİP ÇIKTI VE 
UYGULADI

Kıbrıs Türk Kültür Derneği (KTKD), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) 53. Kuruluş Yıl Dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, KKTC'nin Kıbrıs Türk halkının bağımsız ve özgür yaşamasının temel güvencesi olduğunu bildirdi.
Açıklamada, Kıbrıs Türk halkının KKTC Devleti'ni 35 yıldır yaşatmanın, egemenliğini ve bağımsızlığını korumasının onurunu taşıdığı belirtilerek, şöyle denildi:
"KKTC'nin 35. Kuruluş Yıl Dönümünü, devletimizi sonsuza kadar yaşatma azmi ve kararlı-lığıyla kıvançla, inançla, geleceğinden emin güçlü güven duygularımızla coşku ve mutluluk içinde kutluyoruz. Kıbrıs Türk halkının egemen devletinin bağımsızlık ve kuruluş yıl dönümünü gururla kutladığımız bu tarihi günümüzde, bizlere bugünleri sağlayan ana vatanımız Türkiye Cumhuriye-ti Devleti’ne, Türk Silahlı Kuvvetlerine yüce Türk milletine ve gazilerimize şükranlarımızı sunar, şehitlerimize rahmet ve mekânları olan cennetlerinde nurlar içinde yatmalarını dileriz. KKTC, Kıbrıs Türk halkının ağır ve güç koşullarda verdiği kurtuluş ve varoluş savaşı sonunda zaferle kurulan onurlu ve şerefli demokratik, laik, insan haklarının çiğnenmesine izin vermeyen çağdaş bir devlettir. KKTC halkımızın yaşadığı tarihî gerçeklerin ortaya koyduğu oldukça zor ve çok güç koşullarda olanaksızlıklar içinde verdiği varoluş savaşı ile özgürlük ve bağımsızlığını kazanarak imkânsızı başarmış ve bugünlere kavuşmuştur. Bağımsız ve egemen KKTC, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs’taki varlığının, geleceğinin ve güvenliğinin, bağımsız ve özgür yaşamasının temel güvence-sidir. Bu güvencemizde Türk halkının tarihten gelen direniş azmi, özgürlük ve bağımsızlık tutku-su vardır. Devletimizin 35. kuruluş yıl dönümünü kutladığımız bugünde bu gerçeği hatırlamakta son derece yarar ve gerek vardır. Rum-Yunan ikilisinin Crans Montana Müzakerelerinde 'sıfır garantiler, sıfır asker, aşırı toprak tavizi isteyen ve egemen eşitliğimize' karşı çıkan, Kıbrıs Türk halkıyla hiçbir şeyi paylaşmak istemeyen ısrarlı tutumları sonucu masayı terk ederek müzakere-leri sonuçlandır ve yeni tavizler elde etme çabalarını uluslararası düzeyde üzerimize baskılar yaratarak sürdürmektedir.  Rum tarafı, KKTC Devleti’mizi sonlandırma ve Kıbrıs’ta varlığımıza son verme hedeflerinden asla vazgeçmeyeceklerini her fırsatta ortaya koymaktadır. Anastasia-dis, Kıbrıslı Türklere devletin bütün organlarında oy kullanmalarına hak verilemez, Kıbrıslı Türk-ler ancak ‘hayati çıkarlarını’ etkileyecek kararlarda oy kullanabilecekler açıklaması ve eski parti-si DİSİ Başkanı Averof Neofitu’nun, 'Vizyonumuz Garanti Antlaşması, İttifak Antlaşması, Kıbrıslı Türklerin veto, siyasi eşitlik ve 1960 Anayasa’sından elde ettikleri diğer siyasi hakları olmadan 60 öncesine gitmektir.' açıklaması bu gerçekleri kanıtlamaktadır."
KKTC, ATATÜRK'ÜN İLKE VE DEVRİMLERİNE SAHİP ÇIKTI
Açıklamada, Kıbrıs Türk halkının uzun yıllar sürdürdüğü direnişi ve 1974'te gerçekleştiri-len Türk Barış Harekâtı zaferiyle haklarını koruyup güvence altına aldığı hatırlatılarak, şu ifadele-re yer verildi:
"Türk Barış Harekâtı'nın sağladığı siyasi ve coğrafi gerçekler temelinde oluşan siyasal sü-reçte 15 Kasım 1983 yılında kurulan KKTC'nin 35. yıl dönümünü büyük bir coşku, sevinç ve onurla kutlarken Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık, egemenlik, özgürlük ortamını yaratan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlarını, Meclis Başkanlarını, Başbakanlarını, hükûmetlerini, Türk Si-lahlı Kuvvetlerini, Kıbrıs Türk halkının mücadele liderleri Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaş-kanı Rauf Denktaş ile birlikte diğer siyasi yetkililerini, gazilerimizi şükranla, mekânları cennet olan şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Bilinmelidir ki Kıbrıs Türk halkı, verdiği varoluş savaşı ile sadece varlığını korumak, özgür, bağımsız ve egemen bir halk olarak kendi devletinde, öz vatan topraklarında yaşamayı garanti etmekle kalmadı, aynı zamanda ana vatan Türkiye’nin stratejik dengelerini güçlendiren bir zemin de yarattı, millî çıkarlarımızı koruyacak sarsılmayacak güçlü temellerin atılmasını da sağladı. Türkiye'mize kopartılamaz bağlarla bağlı olan Kıbrıs Türk halkı, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerine özgür iradesiyle sahip çıktı, bu ilkeleri ve devrimleri hiçbir sapma göstermeden uygulamaktadır. Yüce Atatürk’ün belirttiği gibi bir ulus, özgürlüğünü, eşitliğini, varlığını ve bağımsızlığını ancak millî egemenlik ile koruyabilir. Kıbrıs Türk halkı bu bilinçle KKTC Devleti’nin egemenliğini sonsuza kadar yaşatma kararlılığını, inancını ve güvenini her fırsatta ortaya koymuştur. Bu gerçekleri dikkate alarak, Rumların öldür-düğü ve artık geçerliliği ortandan kalkmış olan Birleşmiş Milletler parametrelerine dayalı 'Kıbrıs Müzakerelerini' yeniden başlatmak için gizli mekik diplomasinin sürdürüldüğü bugünlerde yeni-den hatırlatırız ki Türk halkının egemen eşitliği, bunu sağlayan ve en güçlü teminat olan Türki-ye’nin garantör devlet statüsü ve mevcut Garanti Sistemi’nin hiçbir şekilde sulandırılmadan ay-nen devam edeceği bir zeminde sürdürülmesi zorunluluğunu vurguluyoruz. Soykırıma uğrayan, göçleri, ambargoları hâlen yaşayan Kıbrıs Türk halkının, KKTC'yi ancak egemenliğimizden ve Türkiye’nin etkin ve fiilî garantörlük hakkından asla vazgeçmeden sonsuza kadar yaşatabileceği bilinci içinde olması kaçınılamaz bir gerek ve zorunluluktur."
KTKD: KANLI NOELİ UNUTMAYACAĞIZ
KTKD,  tarafından yapılan açıklamada, "Kıbrıs Türk Halkının varoluş mücadelesinin önemli bir tarihî dönüm noktası ve yakın tarihimizin Kıbrıs uyuşmazlığının başlangıcı olan, Rum-Yunan tarafının başlat-tığı 21 Aralık 1963 Kanlı Noel soykırımının 55. yılında, geçmişimizi unutmuyor ve aziz şehitlerimizi say-gı ve rahmetle anıyoruz." denildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"21-25 Aralık Mücadele ve Şehitler Haftası’nı, Kıbrıs Türk halkına uygulanan soykırımın yarattığı unutulmaz acıları, vahşet olaylarını, geçmişte yaşananları iyi anlamak, tarihi gerçekleri doğru kaynak-lardan öğrenerek egemenliğimizi, özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı korumanın bilincini güçlendir-menin bir etkinliği olarak değerlendirmeliyiz. İnsanın en temel ve doğuştan sahip olduğu ilk hakkı, evrensel nitelikte olan yaşama hakkıdır. Yaşama hakkının yok edildiği bir durumda diğer insan hakla-rından doğal olarak söz edilemez. Bu nedenledir ki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde yaşama hak-kı temel hak kabul edilmiştir. Bunun için devletin öncelikli görevi vatandaşlarının insan haklarını ko-rumaktır. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti'nin bütün olanaklarını kullanan Rum Cumhurbaşkanı, Rum İçişleri Bakanı ve diğer Rum devlet yetkilileri ENOSİS’i gerçekleştirmek amacıyla hazırladıkları gizli Akritas Planı gereğince 21 Aralık 1963 tarihinde Türk halkına soykırım saldırılarını başlattılar ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkarak Kıbrıs uyuşmazlığını yarattılar. Soykırıma ve etnik temizliğe uğrayan, şehitler ve kayıplar veren, göç etmek zorunda kalan Türk halkı imkânsızlıklar içinde büyük bedeller ödeyerek verdiği varoluş mücadelesiyle özgürlüğüne, bağımsızlığına ve egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti'ne kavuşmuştur. Halkımızın yaşadığı tarihi gerçekler, Rum-Yunan ikilisinin değişmez ENOSİS siyaseti ve özellikle Crans Montana’da Türk halkına karşı ortaya koydukları tutum daima hatırlanarak egemenliğimize sahip çıkmalı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatmaktan başka seçeneğimizin olmadığı gerçeği esas alınmalı ve geleceğimiz planlanmalıdır."