Nobel ödüllü gururumuz Prof. Dr. Aziz Sancar, Türk Dünyası öğrencilerine hitap etti "EN BÜYÜK HAYALİM TÜRK BİRLİĞİ'Nİ GÖRMEK” "TÜRK DÜNYASINA BİLİM LAZIM"

10 Aralık 2018 14:17
Okunma
822
Nobel ödüllü gururumuz Prof. Dr. Aziz Sancar, Türk Dünyası öğrencilerine hitap etti EN BÜYÜK HAYALİM TÜRK BİRLİĞİNİ GÖRMEK” TÜRK DÜNYASINA BİLİM LAZIM

Nobel ödüllü gururumuz Prof. Dr. Aziz Sancar, Türk Dünyası öğrencilerine hitap etti
"EN BÜYÜK HAYALİM TÜRK BİRLİĞİ'Nİ GÖRMEK”
"TÜRK DÜNYASINA BİLİM LAZIM"

Türk dünyasının gururu 2015 Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar, Orta Asya'da gençlere hitaben yaptığı konuşmada, "En büyük hayalim Türk Birliği'ni görmek." dedi.
Sancar, THY ve TİKA'nın destekleriyle Özbekistan Millî Üniversitesinin davetlisi olarak Özbekistan'ın Başkenti Taşkent'e gitti.
Sancar, gittiği Kırgızistan'da da Manas Üniversitesi tarafından kendisine fahri doktora payesi tevcih edildi.
Sancar'a her iki ülkede büyük ilgi gösteren çocuklar ve üniversite öğrencileri, kendisiyle fotoğraf çektirebilmek için birbirleriyle yarıştı.
Taşkent'te çeşitli etkinliklere katılan ve görüşmelerde bulunan Sancar, Taşkent'te faaliyet yapan Türk İlköğretim Okulu'nu ziyaret ederek çocuklarla bir araya geldi.
Burada yaptığı konuşmada çocuklardan beklentilerinin çok olduğunu ve onlardan sıkı çalışmalarını isteyen Sancar, bilim yapmanın kolay olmadığını, çok fedakârlık istediğini ifade ederek, "Onu göz önüne alırsanız çok çalışırsanız başarılı olursunuz." diye konuştu.
Türk dünyasının bilime çok ihtiyacı olduğunu kaydeden Sancar, "Türk dünyasının İngiltere, Almanya, Japonya ve ABD ile yarışabilmek için bilime ağırlık vermesi gerekir." ifadesini kullandı.
En büyük hayalinin ne olduğuna dair bir soruya Sancar, "Şu anda en büyük hayalim Türk birliğini görmek. Onun için nisan ayında Kazakistan ve Kırgızistan'ı ziyaret ettim. Özbekistan'dan davet gelince baş üstüne dedim ve buraya geldim." cevabını verdi.
Sancar, Türk birliğini gerçekleştirmek için bilimde kuvvetli olmak gerektiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilimde kuvvetli olmadan Türk birliği olmaz. Buraya gelince öğrendim, Japonya'dan, Güney Kore'den bilim insanları buralara geliyor ve faaliyet yapıyor. Türkiye'den, Kazakistan'dan veya Azerbaycan'dan niye gelmiyor çünkü yok, ondan gelmiyor. Türk birliğinin olabilmesi için hepimizin bilimde çok kuvvetli olmamız lazım."
Sancar, bir öğrencinin "Niye tıbba gittiniz?" sorusu üzerine, "Arkadaş seçerken iyi arkadaş seçeceksin. Ben yanlış arkadaş seçtim, onlar da (beni) tıbba götürdüler." diyerek espri yaptı.
Çalışırken çok yorulduğunu, hayal kırıklığına uğradığını fakat pes etmediğini vurgulayan Sancar, bir çocuğun bu başarıyı nasıl elde ettiğine dair sorusunu, "Ben zekâya inanmıyorum. Hepimiz aşağı yukarı aynı zekâya sahibiz. Başarının tek sırrı çok çalışmaktır. Ben çok çalıştım. Siz de çok çalışarak başarılı olursunuz." şeklinde cevapladı.
Özbekistan izlenimlerine ilişkin soru üzerine Sancar, "Burası ata yurdu. Okul döneminde Orta Asya'nın dünyanın bilim merkezi olduğunu öğrendim. O bakımdan ben buraya, benim ata yurdum, dünyada bin yıllar civarında bilim alanında en ileri ülke, en ileri millet olduğu hissiyatı ile geldim. Bilimin doğduğu yere, Özbek kardeşlerimin yaşadığı yere geldim. O bakımdan çok mutluyum." diye konuştu.
Sancar, daha sonra çocuklarla toplu fotoğraf çektirdi.
TÜRK DÜNYASINA, GENÇ ÇOCUKLARA BİLİMİ SEVDİRMEK İÇİN GELDİM
Kırgızistan'da temaslarda bulunan dünyaca ünlü bilim adamı Sancar, ülkenin köklü eğitim kurumlarından Cusup Balasagun adını taşıyan Millî Üniversitesi (KNU) bünyesinde TİKA tarafından  kurulan “Prof. Dr. Aziz Sancar Kültür Merkezi”ni ziyaret etti.
Öğrencilerin alkışları eşliğinde karşılanan Sancar'a üniversite tarafından fahri profesörlük unvanı takdim edildi.
Üniversitenin konferans salonunda öğrenciler, rektörler, dekanlar ve bilim insanlarına hitap eden Sancar, "Türk dünyasının bütün dünyada tanınması ve sayılması için bilim lazım. Türk dünyasına, genç çocuklara bilimi sevdirmek için geldim." diye konuştu.
Türk dünyasının ilerlemesi ve Avrupa, Amerika, Japonya ve Çin ile yarışmak için bilim yapması gerektiğini vurgulayan Sancar, Türk dünyası gençlerinden beklentilerinin büyük olduğunu söyledi.
Konuşmalarında, genelde Türk bilimi, Türk dünyası, çok çalışmak ve bilim yapmak gibi konuları işlediğini hatırlatan Sancar, şunları ifade etti:
"Türk dünyası politik bir terimdir. Bunu kabul etmek lazım. Fakat ben Türk dünyasına inanıyorum. İsteyen inansın veya inanmasın. Bunu Avrupa ve Amerika'da da söylüyorum. Çin Seddinden Adriyatik'e kadar uzanan bir Türk dünyası var. Dediğim gibi ben politikacı değilim. Oy almak için söylemiyorum. Terfi olmak için söylemiyorum. Ben 71 yaşındayım. Kaç yıl yaşarım bilmiyorum. Madem bu fırsat var. Ben böyle bir Türk dünyasına inanıyorum. Bunun tüm dünyanın bilmesini istiyorum."
Sancar, Türk dünyasının edebiyatını ve dilini yaratan Ahmet Yesevi, Cusup Balasagun ve Yunus Emre gibi şair ve düşünürler olmadan Türk dünyasının olmayacağını belirterek, Kırgızistan'ın ünlü edebiyat yazarı Cengiz Aytmatov'un ardından bir bilim adamın yetiştirilmesi gerektiğini bildirdi.
Sancar konuşmasında, Amerikalı eşinin başından geçen bir anı paylaştı.
Yaşadığı eyalette her yıl ülkelerin tanıtıldığı uluslararası festivalin düzenlendiğini dile getiren Sancar, şunları kaydetti:
"Geçen yıl Türkiye'yi benim eşim tanıttı. Benim eşim Amerikalıdır ama Türk sevdalısıdır. İngilizcede ‘Turkey’ ile ‘Hindi’ terimleri aslında aynı anlamı taşıyor. Eşimin yönettiği ve Türkiye'nin tanıtıldığı kabini ziyaret eden Amerikalı çocuklar, Türkiye'de nelerin icat edildiğini ve Türkiye'de hindinin çok olup olmadığını merak eder. Eşim, Türkiye Nobel bilim insanı yetiştirir diye cevap verir. Bu sefer eşim kendilerine bir soru yöneltir. Kimya Nobel ödülünü kim kazandı biliyor musunuz diye sorar. Cevabı alamayınca cevabını Aziz Sancar diye söyler. Ben bunu büyük bilim adamı olduğumu ispat etmek için söylemiyorum. Demek istediğim şu, dünyada adımızı duyurmak istersek eğer, biz kuvvet olarak tanınmak istersek eğer ve yabancılar tarafından yönetilmek istemiyorsak eğer bilim yapmalıyız. Dünya bizi bilimle tanısın diye bilimde kuvvetli olmalıyız.”
ÇALIŞMADAN AİLENİZE, ÜLKENİZE VE DÜNYAYA FAYDANIZ OLMAZ
Sancar, “Nobel ödülünü aldığımda sadece kendimi ve Türkiye Cumhuriyeti’ni değil, bütün Türk dünyasını temsil ettiğimi hissediyordum, biliyordum. Bundan dolayı gurur duydum.” derken aynı zamanda içinde bir ezikliğin de olduğunu söyledi.
“Biz büyük medeniyetler yaratmış büyük bir Türk milletiyiz.” ifadesini kullanan Sancar, şunları kaydetti:
“Sadece Türkiye Cumhuriyeti değil, bütün Türk milletlerini kastediyorum. Benim Nobel ödülünü aldığım yıl, bu ödülün verilişinin 115. yılıydı. Bize tarih kitaplarında Türklerin büyük medeniyetler yarattığı söyleniyordu. Liseye kadar buna inanıyordum. Sonra şüphe etmeye başladım. Daha sonra Batılı yazarlardan da okudum. Gerçekten de 750 ile 1250 yılları arasında bilimin merkeziydik. Daha sonra bilim yapamadık. Bunu sorunu çözmemiz lazım. Sosyal bilimlere saygım var; ama temel bilimlere yatırım yapmamız gerek. Ben Nobel Ödülü aldığımda, bu alanda çalışacak çocuklara örnek olacağım için sevindim. Nobel, her şeyin ölçüsü değildir. Nobel almak her şey anlamına gelmez. Bilimin tek ölçüsü bu değildir. Kendinizi bilime, çalışmanıza verin. İmkânsızlıkları özür olarak kabul etmeyin. Batı’daki Devletlerde parasız eğitim göremezsiniz. Ben parasız eğitim gördüm. Devletler kendi imkânlarıyla bazı olanaklar sunuyor. Çok çalışacaksınız. Çalışmadan ailenize, ülkenize ve dünyaya faydanız olamaz. Ben öğrenciyken haftada 7 gün, günde 18 saat çalışıyordum. 71 yaşındayım, şimdi haftada 6.5 gün, günde 12 saat çalışıyorum. Ben imkânsızlıklar içinde Amerika’da çalıştım. Artık Batı'nın geliştirdiği bilim ve teknolojiye bağlı kalamayız. Tam bağımsızlığı, ancak ve ancak, bilim ve teknolojiyi üreterek yakalayabiliriz. Başarı, çok sabır ister. Ben buluşumu 45 senede tamamladım. Benim ekibimde Türkiye’den ve Türk Cumhuriyetlerinden çocuklar var. Onların başarılarıyla gurur duyuyorum. Size söz veriyorum. Çocuklarınızı bana gönderirseniz, onları yetiştirir, başarılı birer bilim adamı olarak size geri gönderirim."
Türkiye'nin Bişkek Büyükelçisi Cengiz Kamil Fırat da yaptığı konuşmada, Nobel Kimya Ödülü sahibi Sancar'ın Kırgızistan'a gelişinin, Türk dünyasının bütünleşmesi ve bir arada olması açısından çok önemli bir fırsat olduğunu söyledi.
Sancar'ın başarısını tüm dünyaya kanıtladığını belirten Fırat, Sancar'ın çalışmaya yönelik nasihatlerini meslek hayatı boyunca paylaşacağını sözlerine ekledi.
Millî Üniversite Rektörü Kanat Sadıkov, Sancar ile gurur duyduklarını ifade etti.
Fahri profesörlük unvanını daha önce devlet başkanlarına, ünlü politikacılara ve bilim adamlarına verildiğini hatırlatan Sadıkov, Sancar'a fahri profesörlük unvanını kabul ettiği için teşekkür etti.
Konferansın ardından Cengiz Aytmatov Kampüsü’nde Prof. Dr. Aziz Sancar Kütüphanesi’nin açılışı yapıldı ve hatıra fidanı dikildi.