Türkiye Kamu - Sen'in andımızla ilgili Türkiye genelinde yaptığı eylem büyük ses getirdi TÜRKİYE TEK YÜREK “ANDIMIZ”I OKUDU

10 Aralık 2018 14:12
Okunma
712
Türkiye Kamu - Senin andımızla ilgili Türkiye genelinde yaptığı eylem büyük ses getirdi TÜRKİYE TEK YÜREK “ANDIMIZ”I OKUDU

Türkiye Kamu - Sen'in andımızla ilgili Türkiye genelinde yaptığı eylem büyük ses getirdi
TÜRKİYE TEK YÜREK “ANDIMIZ”I OKUDU
Dergimize konuşan Genel Başkan Önder Kahveci, "Ben inanıyorum Danıştay İdari Dava Daireleri'nde görevli üyeler Danıştay 8. Daire'nin verdiği kararı onayıp bu tartışmayı bitirecekler. “ dedi.
EVİN GÖKTAŞ
Türkiye Kamu-Sen, tüm Türkiye genelinde Öğrenci Andı ile ilgili önce basın açıklaması yaptı, ardından da hep bir ağızdan okuduğu Andımızın coşkusunu tüm yurda yaydı.
Başkent Ankara'da da, Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, sendika yöneticileri ile birlikte Ulus'taki TBMM eski binası önünde önce İstiklal Marşı'nı okudu. Ardından basın açıklaması yapan Kahveci, daha sonra sendikacılarla birlikte coşkulu şekilde Öğrenci Andı'nı okudu.
Kahveci, ellerinde Türk bayrakları ile birlikte eski Meclis'in önünde toplanan sendikacılara hitaben yaptığı basın açıklaması sırasında sık sık sloganlar atıldı.
Türkiye Kamu-Sen üyeleri, bundan beş sene önce de yine aynı yerde ilkokullarda "Öğrenci Andı"nın kaldırılmasını Andımızı okuyarak protesto etmişti.
Etkinliğin ardından dergimize açıklamalarda bulunan Önder Kahveci, "Ben inanıyorum Danıştay İdari Dava Daireleri'nde görevli üyeler Danıştay 8. Daire'nin verdiği kararı onayıp bu tartışmayı bitirecekler. İnşallah daha önce aynı konuda verdikleri kararın gerisine düşüp farklı bir karar vermezler. Eğer verirlerse o karar toplum vicdanında yer bulmaz." dedi.
Türkiye Kamu-Sen'e bağlı Türk Eğitim-Sen'in 2013 yılında okullarda öğrenci andının okutulması uygulamasının kaldırılmasıyla ilgili dava açtığını hatırlatan Kahveci, kendisinin de Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı olarak aynı konuda dava açtığını ve Danıştay 8. Daire'nin işlemin iptali yönünde karar verdiğini söyledi.
Kahveci, "Andımızla ilgili bazı çevrelerin, militarist, ırkçı, faşist iddiaları son derece yanlış. Eğer bunun içindeki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten rahatsız oluyorsanız kusura bakmayın biz o ismi söyleyerek sizleri rahatsız etmeye devam edeceğiz. Türkiye Kamu Sen bunun mücadelesini verecek. Andımız okutuluncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Türkiye Kamu-Sen olarak Andımız okullarda okutulana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.” diye konuştu.
Danıştay 8. Dairesi tarafından Andımızın okullarda yeniden okutulması ile ilgili kararını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Genel Başkan Kahveci, bu durumdan rahatsız olanlara tepki göstererek; basın açıklamasını okumaya başladı.
Açıklamasına, "Büyük Türk milleti, çok yakın bir zamanda 95. kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız Cumhuriyetimiz ve millî devlet yapımız büyük saldırılarla karşı karşıyadır." sözleriyle başlayan Kahveci, şöyle devam etti:
"Ağır bedeller ödeyerek kurduğumuz ve bugünlere taşıdığımız Devletimizin bu coğrafyadaki varlığı, millet olma özelliğimiz ve etrafında kenetlendiğimiz değerlerimizin korunmasıyla mümkündür. Nitekim daha birkaç yıl önce, adına “Çözüm Süreci” denilen, gerçekte ise çözülüm süreci olan birtakım uygulamalarla millî kimliğimiz yok edilmek istenmiş, bu topraklardan Türk adı silinmeye çalışılmıştır.
O dönemde millî değerlerimizin içinin boşaltılmasının, millî kimliğimizin yok edilmesinin, bizleri tek bir millet olarak bir arada tutan değerlerin yağmalanmasının karşısında durmuş, sürecin ülkemizi bir felakete sürüklemekte olduğu gerçeğini haykırmıştık. Bu rezaletler zincirinin bir halkası da 1933 yılından beri okullarımızda okutulmakta olan Andımızın kaldırılması olmuştu.
Yaşadığımız acı tecrübeler sonunda, yanlış yoldan dönüldü ama bu yanlışlar, hendek operasyonlarında 793, Fırat Kalkanı Harekâtı'nda 71 ve Zeytin Dalı Harekâtı'nda 53 vatan evladının şehadetine mal olurken içimizde de onulmaz ve unutulmaz yaralar açtı. Hatırlanacağı üzere o tarihlerde gerek bireysel gerekse Türk Eğitim-Sen olarak açtığımız davalarla, sözde Çözüm Sürecinin bir parçası olan Andımızın kaldırılmasını, Danıştay nezdinde yargıya taşımıştık. Nitekim Danıştay 8. Dairesi de 24.04.2018 tarihli kararıyla Öğrenci Andını kaldıran işlemi hukuka aykırı bularak, 1933 yılından 2013 yılına dek 80 yıl boyunca okullarımızda okutulan Andımızın yeniden okutulmasının önünü açtı. Ama ne hikmetse bir anda ülkemizde kıyamet koptu; ne kadar açılımcı ne kadar çözülümcü varsa meydanlara fırlayıp, Andımız üzerinden yeniden Türk millî kimliğine karşı saldırıya geçti."
ADI MEMUR SENDİKASI AMA YAPTIKLARI SENDİKACILIKLA BAĞDAŞMIYOR
Genel Başkan Kahveci, bu kesimin içinde yaşattığı devletin kurucu değerleriyle hesaplaşma arzusunu, Öğrenci Andı'nın ırkçı söylemler içerdiği safsatası ile gizleme çabası içine girdiğini belirtti.
Oysa, Danıştay'ın kararında böyle bir şeyin söz konusu olmadığını vurgulayan Kahveci, şunları kaydetti:
"Danıştay kararında aynen şu ifadelere yer vermiştir: 'Metinde yer alan kavram ve ilkeler, Anayasamızda anlamını bulan kavram ve ilkeler olduğu gibi millî eğitim sistemimizin Kanun ve Yönetmelikte belirlenen temel amaçlarını da ortaya koymaktadır.'
Yani yargı kararı dedi ki; 'Öğrenci Andı ayrıştırıcı değil bilakis Türk millî kimliği oluşturulması açısından birleştirici bir unsurudur.'
Kaldı ki bu karar, Danıştay’ın Öğrenci Andı konusunda verdiği ilk ve tek karar değildir. 2002 yılından beri Andımızın kaldırılması için açılan pek çok davada Danıştay, Öğrenci Andı’nın kaldırılmaması yönünde görüş bildirmiştir. Bu süreçte özellikle 2009 yılında Millî Eğitim Bakanlığı’nın Öğrenci Andı ile ilgili yaptığı savunma, hepimizin görüşlerine tercüman olmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı'nın, 2009 yılındaki Andımızla ilgili bu savunmasını hiçe sayarak Danıştay’ın kararına itiraz etmesi bizleri ayrıca üzmüştür. Devlette devamlılığın bir gereği olarak Millî Eğitim Bakanlığı'nın 2009'daki görüşlerine uygun davranmasını, itirazından vazgeçerek okullarda Öğrenci Andı'nın yeniden okutulması için gerekli düzenlemeyi yapmasını beklemekte ve istemekteyiz. Danıştay’ın Öğrenci Andı kararına ilk tepki gösterenler arasında bir de adı memur sendikası olan ama yaptıkları sendikacılıkla bağdaşmayan bir kuruluş var. Bunlar iki yılda bir ortaya çıkar, memuru toplu sözleşmede pazarlar, sonra iki yıl boyunca ortalarda görünmezler. % 4+3.5 zamma imza atıp % 24.5 enflasyona karşı gıkını çıkarmazlar. Memurlar ek gösterge beklerken tek kelime edecek takati göstermezler. Dolar 7 TL'ye ulaştığında, alım gücünün korunmasına karşı bir tedbir önermezler. Mülakat denen kıyım sistemiyle hak yenirken sus pus olurlar. Aileleri parçalanmış sözleşmeli personel için tek kelime etmezler. Memurun, sözleşmelinin, emeklinin mağduriyetlerini sorun etmezler. Ek zam istemeye hiç cesaret edemezler."
İŞ, TÜRK DÜŞMANLIĞI OLDU MU 81 İLDE BASIN AÇIKLAMASI YAPARLAR
Kahveci, "Kısacası memur sorunlarına karşı kafalarını kuma gömer ama iş, Türk düşmanlığı oldu mu, girdikleri delikten bir anda fırlar, 81 ilde basın açıklaması yaparlar. Bunlar Andımızı, Türkiye Cumhuriyeti ve Devletimizin kurucu kadrosuyla hesaplaşmanın aracı yaparlar." diye konuştu.
"Kıymetli kamu görevlileri sözüm sizedir." diye seslenen Kahveci, şöyle konuştu:
"Artık gerçeği görmenin zamanı gelmedi mi? Daha ne kadar Devletimizle, Devletimizin kurucularıyla, Türklükle, milli kimlik ve birliğimizle sorunu olan bu zihniyete destek vermeye devam edeceksiniz? Konu memur olduğunda rahat koltuklarından kalkamayanlar, iş milli değerlerimize ve kavramlarımıza savaş açmaya geldiğinde, ihanet bayrağını kapıp en önde meydanlara koşuyorlar. Çözüm sürecinin akilleri, bölünme sürecinin yol başçıları, FETÖ’cülerin hamileri bunlar değil miydi? Millî ve manevi değerlerine önem veren tüm kamu görevlilerini artık maskesi düşmüş, deşifre olmuş, tescilli memur düşmanı bu sendikalardan istifa etmeye ve Konfederasyonumuz çatısı altında birlik olmaya davet ediyorum. Bunlar diyorlar ki, Türk’üm demekle Türk olunmaz. Doğrudur Türk’üm demekle Türk olunmaz, ancak bilmiyorlar ki, Türk’üm demeyi engelleyerek de Türk milleti yok olmaz. Demokrasi adına, bu topraklardan Türk kimliğini kazımaya çalışanların, bir milliyeti olmayan ABD’de, 1892 yılından beri okullarda okutulan bağlılık yemininden haberleri yok mudur? O yeminde, bölünmez vatana, tek millete, bayrağa ve devlete bağlılık yer almaktadır. Türk milletini öz yurdunda garip bırakma, öz vatanında parya yapma gafletine düşen ve Türk milli kimliğini yok edebileceğini sanan, 81 ilde Andımıza karşı eylem yapan bu sendika ve bu anlayış, çok kısa zamanda bu milletin Ergenekon’dan çıkarcasına Türklüğe koştuğuna, Türk kimliğine sarıldığına da şahit olacaktır. Anayasamızın 66. maddesi, 'Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.' der. Öyle ise Türklük, bu ülkede yaşayanların üst kimliği, birliğinin adı ve anahtarıdır. Almanya’da yaşayana Alman, Fransa’da yaşayana Fransız, İtalya’da yaşayana İtalyan deniyorsa, herkes bilsin ve kabul etsin ki, bu topraklarda yaşayana da Türk denir. Türk denecektir!"
"TEK MİLLET DİYORLAR." AMA TEK MİLLETİN ADINI NEDEN KOYMUYORSUNUZ?
Kahveci, açıklamasında son yıllarda herkesin diline pelesenk olan "Tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millet" ifadesine dikkat çekerek, "Biz de soruyoruz, o tek milletin adı yok mu? Neden adını koymuyorsunuz? Kimden çekiniyor, neden gocunuyorsunuz?" diye konuştu.
Ne yazık ki, Türklüğün etnik bir unsur olduğunu iddia edenlerin, Öğrenci Andı ile İstiklal Marşı'mızı karşı karşıya getirerek tehlikeli bir ayrımcılığa giriştiklerini belirterek, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
"Bilinsin ki Mete Han da bizim, Oğuz Kağan da bizim; Alparslan da bizim, Kılıçarslan da bizim; Abdülhamit de bizim, Atatürk de bizim; Hira Dağı da bizim, Tanrı Dağı da bizim; Millî Marş da bizim, Andımız da bizimdir. Bizi bizle sınamaya, bizi bizle çatıştırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Oluklardan kirli fikirlerini akıtan sözde sendikalara sesleniyoruz: Bilinsin ki biz, milliyetinden gocunmayan, Türk olmaktan gurur duyan, Türkoğlu Türkleriz. Gerekirse her sabah önce şehadet getirir, sonra çocuklarımıza Andımızı biz Okuturuz. Siz ise çocuklarımız Türk'üm, doğruyum, çalışkanım demesin diye eylem yapan sendika olarak tarihe geçeceksiniz. Bir milletin geleceği, o milletin kökleri ile şekillenir. Mazisinden, milli ve manevi değerlerinden koparılmış milletler yok olmaya mahkûmdur. Bugün milletimizi köklerinden kopararak tarihini, atasını unutmuş, dostunu düşmanını bilmeyen, geleceği göremeyen bir toplum yaratma arzusu, bir anda yeniden hortlamıştır. Ne olursa olsun bu girişimler Türk milletinin; Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Millet, Tek Dil, Tek Bayrak ülküsü karşısında yok olmaya mahkûmdur. İnanıyorum ki Türk memuru, içinden çıkan ve kendisine cephe alan bu mankurtlaşmış sendikaları da bertaraf edecektir. Ruhunu İslâm'dan, mücadele gücünü damarlarındaki asil kandan alarak, milli ve manevi değerlerimizden bir an olsun kopmadan, Türklük şuurundan en ufak bir sapma göstermeyen Türk milletinin hafızasından, andımızı söküp çıkaramayacaksınız. Türk kimliğini yok etme gayreti içinde, her türlü fitneye başvuranlara inat, biz işte burada bir kez daha haykırıyoruz: Türk’üm, doğruyum, çalışkanım. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türk’üm diyene!"