YALÇIN: MHP'NİN MAKSADI BİR GENEL AF ÇIKARMAK DEĞİLDİR

03 Aralık 2018 12:08
Okunma
858
YALÇIN: MHPNİN MAKSADI BİR GENEL AF ÇIKARMAK DEĞİLDİR

YALÇIN: MHP'NİN MAKSADI BİR GENEL AF ÇIKARMAK DEĞİLDİR
"Af Yasası Teklifi’ni, 'MHP'nin siyasi taktiği ve oy kaygısı için atılmış bir adım' gibi görmek tedaviye muhtaç bir paranoyadır."
AHMET DENİZ AĞCA

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP'nin maksadının bir genel af çıkarmak olmadığını belirterek, kader mahkûmlarının topluma kazandırılmasının hedeflendiğini belirtti.
Yalçın, yaptığı bir yazılı açıklamayla siyasetin gündeminde uzun süredir yer alan "Af Yasası Teklifi" ile "cumhur ittifakı" ile ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Af meselesinin cumhur ittifakı üzerinden değerlendirilmesi yanlış olduğunu kaydeden Yalçın, bu konunun kategorik olarak tartışılması, sağduyu, izan, insaf ve empati ölçülerinde analiz edilmesi gerektiğini bildirdi.
Yalçın, bazı çevrelerde her iki konunun da şirazesinden çıkarılarak, MHP aleyhinde algı oluşturma vesilesi hâline getirilmeye çalışıldığını hatırlatarak, af meselesinin bahane edilerek cumhur ittifakının bir MHP ipoteğine dönüşebileceği fitnesinin ortaya atıldığını ve MHP'nin hem AK Parti'yi hem de kamuoyunu kendi ikliminde seyre icbar ettiğinin iddia edildiğini vurguladı.
Yalçın, kanaatlerinin bununla hem yerel seçimlerde yeni bir cumhur ittifakı zaferinin önünü kesmenin, hem de yasa teklifi konusunda kafaları karıştırmanın amaçlandığını savundu. Yalçın'ın açıklaması şu şekilde:
"MHP’nin Af Yasası Teklifi ve cumhur ittifakının belirli şartlarda yerel seçimlerde de sürdürülebileceği konusu, son günlerde siyasetin gündeminde ilk sıralarda yer almaktadır. Bu normal bir durumdur ancak meselenin bir de olağan dışı tarafı vardır. O da bazı çevrelerde her iki konunun şirazesinden çıkarılarak MHP aleyhinde algı oluşturma vesilesi hâline getirilmeye çalışılmasıdır. Af meselesi bahane edilerek cumhur ittifakının bir MHP ipoteğine dönüşebileceği fitnesi ortaya atılmakta, partimizin hem Ak Partiyi hem de kamuoyunu kendi ikliminde seyre icbar ettiği iddia edilmektedir. Kanaatimizce bu tür mütalaaların maksadı; hem yerel seçimlerde yeni bir cumhur ittifakı zaferinin önünü kesmek hem de yasa teklifi konusunda kafaları karıştırmaktır. MHP’nin fikir ve projelerine yönelik hazımsız yorum ve analizlerin bir başka gayesi de partimizin iyi niyetli çabaları hakkında kamuoyunda soru işaretleri oluşturmaktır. Diğer yandan, af tartışmalarıyla ilgili yazıların satır aralarında, MHP’nin siyasi ağırlığı ve dominant rolünden duyulan rahatsızlığın gizlendiği görülmektedir. FETÖ’nün algı operasyonlarının çamur kalıntılarıyla kirlenmiş kimi ifadelerde ise MHP’yi hâlâ iç sorunlarıyla boğuşuyormuş gibi gösteren, cehaletten öte kasıt içeren değerlendirmeler mevcuttur. MHP’nin yapıcı, Türkiye’nin meselelerine çözüm üreten, birleştirici ve kucaklayıcı siyasetini görmezden gelip hadiseyi olumsuz açıdan kavramaya çalışmak; düpedüz kötü niyet içeren, çirkin bir tutumdur."
MHP POLİTİK DURUŞUNUN VE FİKRİYATININ GEREĞİNİ YERİNE GETİRİYOR
Yalçın, MHP'nin iktidar partisi olmamasına rağmen politik duruşu ve fikriyatını yerine getirdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"MHP’nin maksadını anlamaya çalışmak yerine onu etkisizleştirmeye, cumhur ittifakının yararlarını ortadan kaldırmaya, Türkiye’nin uçuruma yuvarlanmak üzere olduğu bir zeminde teşekkül eden millî mutabakatı baltalamaya yönelik bu türden abes çıkarımları kamuoyunun nazarı itibara almayacağından eminiz. Ön yargılar, kişisel ve politik beklentiler uğruna Türkiye gerçeklerinin ihmal edilmesi tehlikeli sonuçlar doğurmaktadır. Geçmişte bunun acı misalleri yaşanmış ve tecrübe edilmiştir. Siyasetin gündemindeki konuların ekseninden uzaklaştırılmadan tartışılıp sağlıklı bir yargıya, Türkiye’nin yararına olacak bir karara varılması önem taşımaktadır. Ayrıca ittifak ve af gibi konularda kalem oynatıp fikir yürüten kimseler, partimizin analizlerini tahlil etmeye heveslendikleri kadar, muhataplarımızın açıklamaları üzerinde de hassasiyetle durmalıdır. Unutulmamalıdır ki MHP iktidar partisi olmasa da politik duruşunun ve fikriyatının gereğini yerine getirmekte; mutlaka ve mutlaka Türkiye’nin çıkarlarını düşünmekte, halkın ihtiyaçlarını samimiyetle dikkate almaktadır. Partimizin son dönemdeki büyük fedakârlıklarına ve saygı duyulması gereken hassasiyetlerine rağmen haksız yere eleştirilmesinin arkasında samimiyet, iyi niyet aramayız. MHP’nin; FETÖ’nün devlet kurumlarını ele geçirip siyaseti dizayn etme çabaları karşısında haysiyetli ve çetin bir mücadele veren, özellikle Türkiye’nin son on yılına damga vuran bir parti olduğu gerçeğinin unutulmasını içimize sindiremeyiz. Öncelikle altını çizmeliyiz ki MHP’ye bazı çevrelerce isnat edilen cebir, yani zorlama; ittifakın doğasına aykırıdır. İttifakta; uzlaşma, anlaşma, rıza ve iradi bir kabul söz konusudur. Önceki açıklamalarımızda da altını çizdiğimiz üzere, yerel dinamikleri dikkate alan ittifak çabalarımızın sandığa yansımasını daha çok seçmenin tercihine bağlı kılan bir hususta nasıl icbar, zorlama olabilir?"
AF MESELESİNİN CUMHUR İTTİFAKI ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ YANLIŞ
Ayrıca af meselesinin cumhur ittifakı üzerinden değerlendirilmesi çok yanlış olduğunu vurgulayan Yalçın, bu konuya şöyle açıklık getirdi:
"Bu konunun kategorik olarak tartışılması; sağduyu, izan, insaf ve empati ölçülerinde analiz edilmesi gereklidir. 160 binden fazla kişiyi ve bunların ailelerini ilgilendiren bir yasa teklifinin hukuki, sosyal ve insani taraflarını tartışmak dururken, meselenin şeytani bir bakış açısıyla değerlendirilmesini sağlıklı bulmuyoruz. 'Yasada bilhassa teknik hata yapılacak. AYM eşitlik ilkesi gereği yasayı genişletecek. FETÖ ve Adnancılar çıkarılacak. MHP ve AKP, biz yapmadık AYM yaptı diyecek. Tezgâh bu!' türünden saçma sapan iddiaları, kara mizahtan farksız buluyoruz. MHP tarafından tamamen beşerî kaygı ve millî hasletlerimizden kaynaklanan gerekçelerle TBMM’ye sunulan yasa teklifinin, çarpık bir bakış açısıyla birtakım suç örgütlerinin ve suçluların taltifi gibi nitelendirilmesinin mahzurlarını kamuoyunun takdirlerine sunuyoruz. Söz konusu MHP’nin bazı cezalarda indirim ön gören yasa teklifi olunca, her vesileyle insan hakları şampiyonluğu yapan bazı kesimlerde, insani kaygıların yerini siyasi ve kişisel çıkarlarla peşin hükümlerin alması, dikkatlerden kaçmamaktadır. Meclise getirilen yasa teklifinin cumhur ittifakı açısından bir siyasi kriz oluşturmayacağı daha önce dillendirilmişken aynı kesimlerce bunun bir krize yol açtığı bile ileri sürülmektedir. Her fırsatta kendilerini ahlak numunesi ve sosyal idol gibi görenlerin Af Yasası Teklifi etrafında oluşturmaya çalıştığı menfi dalga ve spekülasyonlar, ikiyüzlülüğün ifşasıdır."
MHP BU TEKLİFİ SİYASİ TAKTİK VE OY KAYGISI İLE HAZIRLAMADI
Semih Yalçın, MHP’nin bu teklifini siyasi taktik ve oy kaygısı için atılmış bir adım gibi görmenin, tedaviye muhtaç bir paranoya olduğunu belirterek, şunları ifade etti:
"Türkiye’nin meselelerine medeniyet ve insanlık penceresinden bakan siyasetçiler ve entelektüeller tarihe mi karışmıştır? Bizce en doğrusu, büyük bir medeniyet dairesinin mensupları olarak meseleyi hukuki ve insani ve sosyolojik yönleriyle tartışmak; kişisel ve siyasi çıkarların penceresinden bakışı derhâl terk etmektir.
Şüphesiz MHP’nin maksadı bir genel af çıkarmak değildir. Kader mahkûmlarının topluma kazandırılması hedeflenmektedir. Mesela yasa teklifi kapsamında ceza indiriminden faydalanacak çocuk yaştaki bazı mahkûmların rehabilitasyonu ve onları suça iten sebepler neden ele alınmamaktadır? Devletin; kendine karşı işlenen suçları affedip etmemesi kadar, rehabilite edilebileceklerin, suç işleyerek pişman olanların belirli koşullarda yeniden sosyal dokuya entegrasyonu ve yararlı vatandaşlar hâline getirilmesi de önem taşımaktadır. Bu bir sosyal devlet ilkesidir. Sosyal devlet olmanın muhtevasında, elbette suçu ve suç işlemeyi geçim kapısı ve hayatın bir parçası hâline getirerek toplumun bünyesinde yara açanları kollamak değil; bir şekilde suça bulaşmış, bulaştırılmış ve bundan pişman olarak devletin mehabetine sığınmış kimselere devletin büyüklüğünü, kucaklayıcılığını, şefkatini göstermek vardır. MHP’nin söz konusu yasa teklifi, suçludan ve suçtan zarar görenleri gözetmek kadar, kader mahkûmlarının ve ailelerinin düştüğü durumu da görmezden gelmeyen vicdani bir anlayışla hazırlanmıştır. Teklifin içinde ceza indirimiyle beraber ceza erteleme ve şartlı salıverilme gibi seçenekler de vardır ki bunda da amaç, suçluyu yeniden toplumsal yapının sorunsuz parçası hâline getirmektir. Onları toplumdan dışlanmış sayarak, bu toplumun bir parçası değillermiş gibi görmezden gelerek yapılacak muamele, ne insani ne de ahlakidir."
 TEKLİF DAHA MAKUL VE MANTIKLI BİR YAKLAŞIMLA DEĞERLENDİRİLMELİ
"MHP’nin maksadını tahlil ederken bunu bir niyet okuyuculuğu ve gizli amaç deşifresine dönüştürüp bazı suçluları koruyup aklama olarak değerlendirmek, akıl almaz bir mantıksızlık ve vicdansızlıktır." diyen Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, açıklamasında daha sonra şu görüşlere yer verdi:
"Devlet sadece cezalandırmaz. Devletin mahkemesi iki yönlü çalışır; bir yandan suçluya adil bir ceza verirken, diğer yandan da kamu vicdanının sesine kulak verir. Devlet affetmese de kamu yararını gözeterek merhamet eder. Mutlak otorite, vicdanı yok sayamaz. Çünkü mutlak otorite insani değerler üzerine bina edilir. İnsanı suçtan alıkoyan; nedameti, pişmanlığı arttıran sadece ceza değildir, pişmanlığın teşvik edilmesi de icap eder. Af ve merhamet, sarsılmaz devlet otoritesini ipeğe sararak suçtan caydıran önemli bir faktördür. Bunu göz ardı etmek, insanlığımızı yok saymak demektir. Otoritenin yüzü soğuk, cezanın infazı ürpertici olsa da tamamen caydırıcı değildir. Eğer böyle olsaydı devlet otoritesi ve yasaların varlığı suçu önler, toplumda huzur, güven ve barış kolayca tesis edilebilirdi. Toplumsal barış huzur ve güveni sağlamanın yollarından biri, devletin cezai caydırıcılığı ve otoritesi yanında merhamet ve kucaklayıcılığını da yeterli ölçülerde göstermekten geçmektedir. Toplumsal düzeni sağlayan hukuk kurallarıdır; toplumsal dayanışma ve kaynaşmayı sağlayan da devletin müşfik, emin ve merhametli elidir. Atalarımız Asya’dan dünyaya nizam verme ülküsüyle yola çıktıklarından beri üç kıtada devletler kurup adaleti uygularken; kılıçtan daha çok vicdan, merhamet ve insan sevgisiyle hükümran olmuşlardır. Meselenin bir de bu boyutuyla ele alınarak MHP’nin yasa teklifinin daha makul daha mantıklı yaklaşımlarla değerlendirilmesinin bilgi ve niyet kirliliklerinin önüne geçebileceğine, böylece maksada daha iyi hizmet edilmiş olacağına inanıyoruz. Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir."
YALÇIN'DAN AKŞENER'İN AKLA ZİYAN AÇIKLAMASINA SERT CEVAP
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "ETİKHABER”e yaptığı özel açıklamada İP Genel Başkanı Meral Akşener'in teklifle ilgili açıklamasına sert sözlerle karşılık verdi.
Yalçın, şunları kaydetti:
"Siyaseti meslek edinenler arasında bazı örnekler vardır ki bunlar parti parti gezer, kendilerine daha rahat hareket etme, daha kolay politik atraksiyon yapma imkânı ararlar. Meral Akşener’in 'Rahşan affının kopyala yapıştır şekli olarak görülüyor. Büyük ortak talep ediyor küçük ortak yerine getiriyor. Sayın Bahçeli’nin çıkışlarının kime yaradığına baktığınızda o zaman sahibinin sesi olunuyor.' şeklindeki akla ziyan açıklamaları bu duruma önemli bir örnektir. Böylesi politikacıların ortak hususiyeti; kaypak, nadan, anlayışı kıt, ağzı cıvık, fikri ve ruhu gevşek kimseler olmalarıdır. Çoğunlukla her kaba girer, onun şeklini alırlar ama bir önce girdikleri kaba çamur atmaktan da geri durmazlar. Bunların herhangi bir siyasi kararda durmaları herhangi bir ülkü, siyasi görüş ve fikre iman edip onu büyük bir sabır ve ahlak izharıyla savunmaları mümkün değildir. Onlardan asla bir dava ve fikir insanı çıkmaz. Umumiyetle ne mesleki bir başarıya ne sevilen bir politikacı portresine ne de takdire değer beşerî münasebetler kurma kabiliyetine sahiptirler. Bunlar; bir kararda durmayı, bir fikri ve davayı müdafaa etmeyi eksiklik, hatta zaaf olarak görür, ayıplarlar. Bunlar; kendi zaaflarında kemal kendi eksikliklerinde marifet vehmederler. Kaypaklık ve gevşeklik toplum nezdinde kınansa da onlar için mükemmel siyasi manevra becerisi demektir. İlkesizlik, kemiksizlik ve omurgasızlık; bu gibilerin politik konumlanma stratejisidir. Söz konusu siyasi tipler, kullanılmaya müsaittir. Ancak tatmin olmadıkları menfaatler karşısında daha verimli ve yararlı çıkarlara kendilerini satmaktan çekinmezler. Hatta bu, onlar tarafından büyük bir politik hamle addedilir. Bunlar, içine girdikleri bütün kapları kirletmekle kalmazlar; huy, seciye ve meşreplerini de kabın çeperine sirayet ettirirler. Hakikatte en tehlikeli, en zararlı politikacı tipleri bunlardır.
BAHSE KONU POLİTİKACI ÖRNEKLERİYLE MHP VAKTİYLE ÇOK MÜCADELE ETTİ
Yalçın, bahse konu politikacı örneklerinden vaktiyle MHP'nin çok çektiğini ve bunlardan kurtulmak için uzun mücadeleler verdiğini hatırlatarak, şöyle dedi:
"Bugün çeşitli parti ve mahfillerde kendilerine yer bulan söz konusu tiplerin hâlâ MHP’yle uğraştıkları, hatta kendilerini hâlâ camiamızın bir parçasıymış gibi göstermeye çalıştıkları görülmektedir. Oysa bu bahtsızların MHP’yle ve milliyetçi-Ülkücü camiayla uzaktan yakından alakaları kalmamıştır. Aziz milletimiz bilir ki MHP; parlak isimlerin ve sözde keramet sahiplerinin omzunda ilerleyen bir cemaat, egoların taştığı bir mahfil değil, bir büyük ülkünün ortak akıl ve bilinçle sırtlandığı dava partisidir. MHP’de aidiyetler; isimler, soyadları ve mevkiler ve şahsi başarılar üzerinden değil; sadakat, merbutiyet, vefa, saygı, fitne ve tefrikaya tevessül etmeme gibi Ülkücülüğü resmeden yüksek hususiyetler üzerinden belirlenip perçinlenir. Bu hususiyetlere malik olmayanları camiamız kendi güçlü dinamikleriyle ayıklamış ve temizlemiştir. Liyakatsizlik ve ehliyetsizliklerini gittikleri mahfillerde de belli edenlerin; MHP’ye ve hele de onun saygıdeğer liderine gayriahlaki, edepsiz ve seviyesiz ifadelerle hücum etmeleri, gelecekte de sonunculara aynı saygısızlığı sergileme potansiyellerini ele vermektedir. Şüphe yok ki kurtla hırtı birbirinden ayırt etmekte pek mahir olan aziz milletimiz, medyanın gerisinden gelen pis kokulara ve politik cıvıklıklara aldırmayacaktır. Türk milleti, ilkeli siyasetin ve tutarlılığın adresi MHP’yi 31 Mart 2019’da yüksek ferasetiyle en güçlü şekilde yerel yönetimlere taşıyacaktır."