EY! TÜRKİYE’DEKİ MEDYAYI YÖNETENLER
KIBRIS TÜRK’ÜNÜN SESİNE KULAK VERİNİZ
M. Erol EKENLEROĞLU
Kıbrıs’ta “Halkın Sesi” isimli gazetenin sahibi olan Dr. Fazıl Küçük, 1975’te iktidar basın ilişkileri konusunda şunları söylüyordu: “İktidarda bulunanlar hiçbir hatanın, hiçbir usulsüzlüğün, aksaklığın yazılmasını ve gazete sütunlarına geçmesini istemiyorlar. Onlar her şeyin süt liman ve tozpembe gösterilmesini arzu ediyorlar. Peki, ama eğer işler böyle değil ise biz ortalığı böyle gösterecek kudrete sahip hokkabaz mıyız? Hokkabaz olmadığımıza göre biz gerçekleri yazmaya devam edeceğiz. Vicdanımız bunu emrediyor.”[1]
Öncelikle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1937 yılında Antalya’da askerî bir tatbikat sırasında harita üzerinde Kıbrıs Ada’sının üzerine parmak basarak “Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu Ada bizim için önemlidir.” sözünü aklımızdan hiç çıkarmamalıyız.
Şu anda Türkiye’nin güvenlik açısından en büyük sorunu doğu ve güney doğu sınırları ve komşuları ile olan ilişkileridir. Ancak Türkiye’nin güneyinden gelecek tehlikelere karşı en büyük güvencesi de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye’nin öncelikli sorunlarından biridir. Bu gerçekler ortada iken Türkiye’nin yazılı ve görsel medyası, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili haberlere yer vermemekte,verse de magazin yönü yüksek haberlere ilgi duymaktadır. Ancak Türkiye’de yayın yapan bazı dergi ve gazeteleri ayrı tutuyorum. Çünkü bu gazete ve dergiler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili önemli haberleri gündeme getirerek biz Kıbrıs Türklerini gururlandırmaktadır.
Şimdi bende “Ey! Türkiye medyasını yönetenler!” diye sesleniyorve bu tespitlerimi aktarmak istiyorum.
-KKTC ile ilgili az da olsa yayımlanan haberlerde neden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yerine Kuzey Kıbrıs diyorsunuz? KKTC’yi Türkiye tanımadı mı ki, sizler medya olarak AB diliyle Kuzey Kıbrıs diyorsunuz?
-Kıbrıs Türkleri ve KKTC hakkında bilgisi olmayanları neden KKTCile ilgili haberlerde veya programlarda yer veriyorsunuz, yanlış yorumlar yaptırıyorsunuz?
-Kıbrıs’ta çok önemli gelişmeler varken magazinsel değeri yüksek olan haberlere yer veriyorsunuz. KKTC vatandaşlığını haksız olarak alan birkişi haber oluyor da Avrupa Birliği vatandaşı olmak için Rusların ve diğer yabancı ülke vatandaşlarının Rum kesiminde Kıbrıs vatandaşı olmak ve AB haklarından faydalanmak için hatırı sayılır para ödeyerek Rumları zenginleştirmeleri ve bu kapsamda Kıbrıs Türk halkının haklarının gasbedildiği konusu neden haber olmuyor?
-Türkiye’de yapılan uluslararası etkinliklerde Türkiye’nin tanımadığı Güney Kıbrıs Rum yönetimine, ekranlarınızdaki spikerlerin “Kıbrıs”diye hitap etmesine neden karşı çıkmıyorsunuz ve önlemiyorsunuz?
-Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Anastasiadis’in Türkiye’nin Dışişleri Bakanı ve Kıbrıs Türklerine karşı gerçek dışı yapmış olduğu beyanatlarına neden yer vermiyorsunuz? Görüşmeler esnasında Kıbrıs haber oluyor, sonrası yok oluyor. Neden?
-Daha birçok önemli gelişmeler üzülerek söylemeliyim ki medyada yer almamaktadır. Bu böyle olunca da Türk halkı bilgilendirilmemekte ve Kıbrıs meseleleri konusunda cahil kalmaktadır. Bu sizlerce iyi bir görüntü müdür? Bu cehalet o kadar fazladır ki, Kıbrıs Türk’ünün özgürlük ve mücadele lideri Dr.Fazıl Küçük’ü Türkiye’de tanıyan neredeyse yoktur. Bir belediye güya “barış”adına Dr. Fazıl Küçük’ü eli kanlı katil Makarios ile bir rölyefte bir araya getirmekte, buna tepki gösteren vatanseverler ise Makarios’la birlikte Dr. Fazıl Küçük’ün rölyefteki görüntülerini tahrip etmektedir. Bu nasıl iştir? Bu nasıl bir ihanettir ki, Makarios heykeli Türkiye’de dikilebilmektedir? Bu nasıl bir cehalettir ki, haklı olarak Makarios’a yönelen tepki Dr. Fazıl Küçük’ü ayırt etmekten âcizdir? Düşünmek lazımdır…
-Türkiye için KKTC’nin önemi sadece kumarhaneleri midir?
-KKTC’ye karşı yaptığınız, 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’ndaki şehitlerimize ve gazilerimize haksızlık ve saygısızlık olmuyor mu?
Şimdi sizlere önemli bulduğum sözleri aktarmak istiyorum.
”Zihin fukara olunca akıl ukala olurmuş.” Namık Kemal.
“Taşı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir.” Latin Atasözü.
Kurucu Cumhurbaşkanı’mız rahmet ve saygıya andığımız Rauf R.Denktaş’ın 26.01. 2005 tarihinde Sayın Filiz Köksal ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapmış olduğu söyleşiden alınmıştır:[2]
“KKTC’nin ilanı öncesinde ve sonrasında Anavatan basını, Kıbrıs Türklerinin sesini yansıtmış ve KKTC’nin kuruluşuna destek vermiştir. Oysa günümüzde Türkiye basını Kıbrıs Türklerinin haklılığını ve Kıbrıs’taki olayları dünya kamuoyuna duyurmaktan kaçınmakta, Kıbrıs Türklerinin haklılığına yer vermemektedir. Oysa bunu yapacak Türkiye’de basın yoktur. Avrupa ülkeleri,günümüzde Türkiye basınının ve medyasının Kıbrıs Türklerine karşı tutumuna,Kıbrıs olaylarına karşı vurdumduymaz tavrına bakarak Kıbrıs’ı Türkiye’nin önüne engel olarak koymaktadır.” Ne yazık ki Rauf R. Denktaş’ın bu görüşü günümüzde de geçerlidir.
Konu ile ilgili olarak sayısında yayımlanan Enver Üste’nin “Böyle Değildik, Bize Ne Oldu?” şiirinden 3 kıtayı sizlere aktarıyorum:
“Sözüne güven yok konuşanların,
Söz böyle değildi, söze ne oldu?
İçi dışı birdi tüm insanların,
Öz böyle değildi, bize ne oldu?
Bu düzene benim aklım ermiyor,
Kimse karşılıksız selam vermiyor.
İstikbâlden geçtik, hâli görmüyor,
Göz böyle değildi, göze ne oldu?
Gözümüz, gönlümüz hayli tok idi
Kandırmak bilmezdik, yalan yok idi.
Enverî’nin dostu bundan çok idi
Biz böyle değildik bize ne oldu?”[3]
Son sözüm Shakespeare’den: “Sesini değil, sözünü yükseltmeli insan. Çünkü gök gürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan.”
Mutlu, sağlıklı, bilgili ve uyanık olalım.
[1]Dr.Fazıl Küçük’ün sahibi olduğu Halkın Sesi gazetesindeki makalesinden alınmıştır.
[2]FilizKöksal,Türk Basınında KKTC’nin Kuruluşu, KTKD yayınları, s. 698.
[3]Yenises Dergisi, Ağustos 2016, s. 48.