Bahçeli'den Fırat Çakıroğlu davasına ilişkin değerlendirme: "FIRAT GERİ GELMESE DE YÜREKLERE SU SERPİLMİŞTİR"

18 Ekim 2017 11:00
Okunma
822
Bahçeliden Fırat Çakıroğlu davasına ilişkin değerlendirme:  FIRAT GERİ GELMESE DE YÜREKLERE SU SERPİLMİŞTİR

Bahçeli'den Fırat Çakıroğlu davasına ilişkin değerlendirme:

"FIRAT GERİ GELMESE DE YÜREKLERE SU SERPİLMİŞTİR"

 

YENİ DÜŞÜNCE -İzmir Ege Üniversitesinde bölücü terör örgütü PKK'lılarca şehit edilen Ülkücü Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun davasında, sanık Nurullah Semo'ya "terör örgütü üyeliği" suçundan 15 yıl, "kasten adam öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kamuoyunun yakından takip ettiği Çakıroğlu davasında yaşanan bu gelişme üzerine açıklama yaparak, görüşlerini dile getirdi.

Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı açıklamada EgeÜniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun öldürülmesi davasında katile verilen cezadan memnuniyet duyduğunu ifade eden Bahçeli, "Dava arkadaşlarının birbirine saygılı,müşfik, muhabbet dolu olması kaçınılmaz bir görevdir. Asılsız isnat, itham ve iftira davaya sığmaz. Sosyal medyayı silah gibi kullanarak bir davaya baş koymuş kişilerin birbirine çamur atması kabul edilemez bir ilkellik ve ilkesizliktir." dedi.

Gündeme ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bahçeli'nin mesajları şu şekilde:

“- İki türlü dava vardır: Bunlardan birisi hukukidir,yargısal niteliktedir. Diğeri ise yüksek bir ülküye adanmanın mükâfatı ve muazzez hâlidir. İfade etmeliyim ki, evladım Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu şehiteden katillerle ilgili iki yıldır süren davanın sonuçlanması memnuniyet vericidir. Katil ağırlaştırılmış müebbet ceza almış, bir nebze de olsa adaletyerini bulmuştur.

 - Fırat geri gelmeyecek olsa da yüreklere su serpilmiştir. Adalet bir hakkın haklısına gecikmeksizin iadesidir.

- Şehidimiz huzurla yatsın, geride bıraktığı dava arkadaşları hakkını koruyacaktır. Dava arkadaşlığı sorumluluk gerektirir, vefa gerektirir, fedakârlık gerektirir, hepsini geçtik sabır ve iyi niyetli olmayı gerektirir. Ülküdaşlık hukuku çiğnenmeyecek, çiğnetilmesine göz yumulmayacak büyük, tarihî ve kutlu bir bağdır. Bu bağ kırılmaz, kopmaz, koparılamaz. Dava arkadaşlarının birbirine saygılı, müşfik, muhabbet dolu olması kaçınılmaz bir görevdir. Asılsız isnat, itham ve iftira davaya sığmaz.

- Sosyal medyayı silah gibi kullanarak bir davaya baş koymuş kişilerin birbirine çamur atması kabul edilemez bir ilkellik ve ilkesizliktir.Aslı astarı olmayan, önü arkası belli olmayan şüphe ve vehimlerle itibar suikastına, haysiyet cellatlığına soyunmak tehlikeli bir savrulmadır. Hırslara ket vurmak, öfkeleri dizginlemek, arzulara sınır koymak, elbette samimiyet vesafiyette ise tüm engelleri aşmak zordur, ama soyludur.

- Sosyal medyanın dehlizlerinde, dipsiz derinliklerinde nedavaya yön verilir ne de bir hak müdafaa edilir. Bunu akıldan çıkarmamak lazımdır. Gurur suskun, kibir gevezedir. Onur yüksek, omurgalı olmak asıl ve mecburidir. Sevgi olmalıdır, eğer yoksa saygı zorunludur. Türkiye’deki tartışmaların ana kaynağı uzlaşma zeminlerinin çatlaklığı, buluşma ve birlik olma hissiyatının maalesef yara almış olmasıdır. Her sıkıntı ve açmaza rağmen umutsuzluğa yer yoktur. Karamsarlık aklın durması, sabrın uyuşmasıdır. Bu ise inanç ve kültürümüze aykırıdır. Konuşarak her şey çözülecektir. Münakaşa değil,mutabakat arayışıyla her sorun bitecektir.

- Yeter ki isteyelim yeter ki bunu hedefleyelim. Biz içimizde bir olursak dışımızda ne tür bir komplo olursa olsun, kumpas ve tuzaklar ne kadar vahşi kurgulanırsa kurgulansın işlemeyecektir. Unutmayalımki, ayrılıkta azap, birlikte hayır vardır. Fitne güçlü olsa da fikren, fiilen ve fiziken bir arada olanlara zarar veremeyecektir.

- Son olarak İstanbul’da meydana gelen doğal afetten büyük bir üzüntü duyduğumu özellikle dile getirmek isterim. 106 yılın en şiddetli yağışlarından birisini yaşayan İstanbul’umuzun yaralarının sarılması,mağduriyetlerin giderilmesi ümit ve beklentimdir. İstanbullu kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyor; Cenabıallah’tan daha büyük felaketlerden ülkemizi muhafaza etmesini diliyorum."