Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na Yürüyüş Tepkisi:
"CHP, 'ADALET'DİYEREK ANARŞİYE GÖZ KIRPMAKTA"
AHMET DENİZ AĞCA
YENİ DÜŞÜNCE -Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına karşı yürüyüş başlatan CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu sert dille eleştirdi.
Bahçeli, "CHP, adalet diyerek anarşiye göz kırpmakta,uluslararası topluma dikta duyurusunda bulunarak demokrasiye kastetmenin çabasındadır. 15 Temmuz’da doğan millî mukavemeti yıkmak, parlayan milletdirencini kırmak ve rövanşını almak için bugünkü yürüyüş kurgulanmıştır."dedi.
Resmî Twitter hesabından CHP'nih adalet yürüyüşünü değerlendiren Bahçeli, CHP'nin bu kararın sonrasında aceleyle ayağa kalktığınıve önyargıyla kıyameti kopardığını ifade etti. Bahçeli, şunları kaydetti:
"CHP İstanbul Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu'nun,MİT Tırları Davası kapsamında 20 Ağustos 2016'da hakkında dava açılmıştı.Görülen ve yürüyen duruşma safahatlarının ardından, İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi hükmünü vermiş, kararını açıklamıştır. Buna göre Kadri Enis Berberoğlu 25 yıla mahkûm edilmiştir. Bu kararın hitamında CHP aceleyle ayağa kalkmış, ön yargıyla kıyameti koparmıştır. Hâlbuki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin açıkladığı hüküm kesin olmayıp, hukuki yollar kapanmış ve tükenmiş değildir. İstinaf mahkemelerinden Yargıtaya kadar hukuki müracaatlar mümkün ve meşru yoldur. Mezkûr hukuki sürecin aşamaları tamamlanana kadar herkesin sabırlı, saygılı ve soğukkanlı hareketi mecburi olduğu kadar en doğru olan yoldur. Hak arayışında, hukuk mücadelesinde elbette duygusal tepki ve şuursuz eylemlerden kaçınmak, her ne olursa olsun yüz çevirmek şarttır. CHP'nin,demokratik ve hukuk çemberinden taşmaması gerekirken, mal bulmuş mağribi gibi sokağa fırlayarak yürüyüşe geçmesi masumane değildir. Provokatörler devrede,karıştırıcı ve nifak saçan mihraklar yerli işbirlikçileri eliyle kuyruktadır.CHP Genel Başkanı, bugün Ankara Güvenpark'tan başlayıp İstanbul Maltepe'ye kadar sürecek bir adalet yürüyüşü başlatmıştır. Atalarımız boşuna söylememiş:Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş! Adalet yolda bulacağımız kayıp eşya,yürürken ayağımıza takılacak bir gömü değildir. Bunu bilmemek ise cehalettir.Hak arayışında, hukuk mücadelesinde elbette duygusal tepki ve şuursuz eylemlerden kaçınmak, her ne olursa olsun yüz çevirmek şarttır. Adaletsizlikler Batı’ya ülkemizi ispiyonlamakla çözülemeyecektir. Adalet Ankara-İstanbul arasındaki uzun yolda değil; bizzat milletimizin müşfik ve muhteşem iradesinde, Türk devletinin ruh kökündedir. Sandıkta sonuç alamayanların sokağa çıkması,demokrasiden umudunu kesenlerin uygun adımlarla yürüyüşe geçmesi ısmarlama projedir. 15 Temmuz’da doğan millî mukavemeti yıkmak, parlayan millet direncini kırmak ve rövanşını almak için bugünkü yürüyüş kurgulanmıştır. 15 Temmuz’u unutturup 20 Temmuz darbesi uyduran, kontrollü darbe ödevini karanlık odaklardan alanlar kurulmuş ve yola bırakılmışlardır. Bugün yola çıkmak 15Temmuz FETÖ ihanetine sünger çekmek, hatta alttan alta destek vermek, şühedaya bir kez daha kıymak demektir. Herkesin yasalar içinde, demokratik adap ve ahlak çerçevesinde toplanma, haberleşme, ifade, yürüme özgürlüğü vardır ve bunlar savunulmalıdır. Eskiye nazaran yollar yürümek için oldukça sağlam ve kullanışlıdır. Üstelik yol kenarları dinlenme tesisleriyle doludur. Ama yolda adalet yoktur. Ankara’dan İstanbul’a adalet için yürümeye kalkan Sayın Kılıçdaroğlu ya kullanılmakta ya da ülkemize kurulan tuzağın aktif katılımcısıdır. Adalet yürümekle değil, yüksek bir ahlak, yüce bir gönül eşliğinde ancak ve öncelikle vicdanlarda tecelli ve temerküz edecektir. Merak ediyorumki, İstanbul’dan karşı bir yürüyüş başlarsa karşılaşma ve buluşma noktası neresi ve nasıl olacaktır? Ankara’dan İstanbul’a yaya olarak seyahat edenlere anca gidersiniz demek yerine, yangına ve kargaşa hizmet ediyorsunuz demek en mantıklısıdır. CHP’lilere sesleniyorum; aklınızı başınıza alın, muhtemel ve kestirilemeyen hadiseler patlak verirse, altından ne sizler ne de ülkemiz kalkar!"
PENSİLVANYA'YA KADARGİDİN, GERİ GELMEYİN
"Yürüyün yürümesine de aman düşmeyin yarı yolda üşenip geri dönmeyin." diyen Bahçeli, tepkisine şu sözlerle devam etti:
"Soluğunuz yeterse Pensilvanya'ya kadar gidin, geri gelmeyin. Yürüyüşe yeni katılımcılar mümkündür, an meselesidir. Adaletsizlikten yakınan yeni yüzler var ya, Mao gibi yürüyüşe geçebilecektir. Adalet altı harfle yazılır ama insanlığın sürekli aradığı, hasretini çektiği, umutla umutsuzluk arasında asırlarca gözlediği alın yazısıdır. Eğer hak, hakkı olanda değilse adalet yoktur. Eğer aklı ve haklı olan değil, pazısı güçlü, parası çok olan kazanıyorsa adaletsizlik egemendir. Adalet bir hakkın hak sahibine devirişlemi, teslim meselesidir. Adalet yoksa zulüm vardır, zulmet hâkimdir, felaket yürüme mesafesindedir. Yürüyorlar, yazıyorlar, yüksek perdeden atıp tutuyorlar,neymiş adalet yokmuş. Buna bir şey diyemem ama bunu dillendirenlere lafım çoktur. Birilerinin keyfine göre karar veren mahkeme ve hâkim olunca adaletmülkün temelidir, olmayınca adalet dinamitlenmiştir. İki yüzlülük değil mi? Mahkemelerden lehte karar çıkınca yaşasın, aksi yönde bir sonuç alınırsa kahrolsun, bu artık kof ve ucuz söylemlerin alıcısı yoktur. FETÖ'cülerle bir olup adaleti katledenler, özellikle partimize kumpas kuranlar, ne adaleti ne ahlakı ağızlarına almasınlar, komik kaçıyorlar. MHP düşmanlarının 1. 5 yıldır kılıktankılığa nasıl girdiklerini, Türk'e nefret kusanlarla aynı kümede nasıl toplaştıklarını iyi biliyoruz. Adalet bir şeyin olması gerektiği yer ve ellerde bulunması demektir. Buna göre gerçek adalet nerededir? Yolda mı, dağda mı,arada mı, derede mi? Evlatlarımız şehit oluyor, adaleti yürürken bulacaklarını zannedenlerden çıt yok. Yedi düvel karşımızda ama uygun adım yürüyenlerden ses yok. On yıllardır adaletsizlik hüküm sürüyordu, imtiyazlı çevrelerden hiç itiraz yok. Millet kavrulmuş, yoksul düşmüş, eziyet görmüş, hisseden yok.Statükocular, eski konumlarını yitiren zevat zelzele geçirdikçe adalet diyor,sokaktan medet umup kaosa umut bağlıyor. Artık kör gözünü açtı. Yürüyün yürümesine de aman düşmeyin, yarı yolda üşenip geri dönmeyin. Soluğunuz yeterse Pensilvanya'ya kadar gidin, geri gelmeyin.”