MHP’li Atay, 3600 Ek Göstergeden Uzman Jandarma ve Ça-vuşların da Yararlanmasını İstedi: “FETÖ EN FAZLA İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA SALDIRDI”

21 Şubat 2019 13:50
Okunma
624
MHPli Atay, 3600 Ek Göstergeden Uzman Jandarma ve Ça-vuşların da Yararlanmasını İstedi: “FETÖ EN FAZLA İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA SALDIRDI”

MHP’li Atay, 3600 Ek Göstergeden Uzman Jandarma ve Ça-vuşların da Yararlanmasını İstedi:
“FETÖ EN FAZLA İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA SALDIRDI”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gaziantep Milletvekili Sermet Atay; hemşire, polis ve din görevlilerine uygulanması planlanan 3600 ek göstergeden uzman jandarma ve uzman çavuşlarımızın da yarar-lanması gerektiğini belirtti.
Atay, “Jandarma Genel Komutanlığının Kuvvet Komutanlığından çıkartılıp, kolluk kuvveti olarak İçişleri Bakanlığına bağlandığı hâlde, terfi yönünden hâlâ Silahlı Kuvvetlerde görevli uzman çavuşlarla mu-kayese edilmesi yanlış bir uygulamadır. Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin İçişleri Bakanlığına bağlandığı ve bundan böyle Emniyet Genel Müdürlüğündeki polis memuru ile aynı hak ve terfi sistemine tabi olması gerekir.” dedi.
FETÖ tarafından en fazla saldırıya uğrayan kurumun İçişleri Ba-kanlığı olduğunu ifade eden Atay "Cemaat ve tarikat mensupları iç gü-venlik kurumlarından temizlendikçe bu kurumlar daha da güçlenecek ve terörle mücadelede daha etkili sonuçlar alınacak. Personel alımında mutlaka adil, hakkaniyetli bir sınav sistemi kurularak, başarılı olanlar alınmalı." diye konuştu.
MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay, TBMM Genel Kurulunda İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutan-lığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının 2019 Yılı Bütçesi üzerine görüşle-rini dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçiş sürecinde, İçişleri Bakanlığının yeniden yapılandırıldığını hatırlatan Atay, bu kapsamda Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının kuvvet komutanlığı bünyesinden çıkarılarak genel kolluk hizmeti sınıfına geçi-rilip İçişleri Bakanlığına bağlandığını kaydetti.
Askerî yapı içerisindeki bu değişikliğin kolluk hizmeti yapan jan-darmanın tam olarak görevinin belirlenmesi açısından olumlu bir ge-lişme olduğunu kaydeden Atay, konuşmasına şöyle devam etti:
“Hâliyle bu değişiklikten sonra birtakım aksaklıklar ve eksiklikler ortaya çıkmıştır. Geçtiğimiz günlerde Meclisimize gelen kanun tasarısı ile jandarmanın İçişleri Bakanlığına uyumu yönünde kanuni değişiklik-ler yapılmıştır. Ancak bunun yanı sıra birtakım sosyal ve özlük hakları yönünde düzenleme ihtiyacı da duyulmaktadır. Şöyle ki; Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığının muadili, İçişleri Bakanlığı bünyesinde görev yapan Emniyet Genel Müdürlüğü personelidir. Polis teşkilatına sağlanan sosyal haklar, örneğin polisevi gibi tesisler, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığına da yapılarak bu anlamda eşitlik sağlanmalıdır. Bunu yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğümüzde çalışan bir polisin terfide yaş sınırı 45 iken, Jandarma Genel Komutanlı-ğı ve Sahil Güvenlikte çalışan ve polis memurunun muadili olan uzman jandarma ve uzman çavuşların terfilerinde yaş sınırı 35 olarak belir-lenmiştir. Bu durum uzman jandarma ve uzman çavuşlar aleyhine bir eşitsizlik ve haksızlıktır. Jandarma Genel Komutanlığının kuvvet komu-tanlığından çıkartılıp, kolluk kuvveti olarak İçişleri Bakanlığına bağlan-dığı hâlde, terfi yönünden hâlâ silahlı kuvvetlerde görevli uzman çavuş-larla mukayese edilmesi yanlış bir uygulamadır. Jandarma ve Sahil Gü-venlik Komutanlığı personelinin İçişleri Bakanlığına bağlandığı ve bun-dan böyle Emniyet Genel Müdürlüğündeki polis memuru ile aynı hak ve terfi sistemine tabi olması gerektiği düşüncesindeyiz. Yine “subay, ast-subay ve polislerin okulda geçen eğitim süreleri hizmetten sayılırken, uzman jandarmalarımızın okulda aldıkları 1 yıllık mesleki eğitimin hizmetten ve sigortalılık süresinden sayılmaması uzman jandarmala-rımız açısından büyük mağduriyet yaratmaktadır. Ayrıca, hemşire, polis ve din görevlilerine uygulanması planlanan 3600 ek göstergeden uzman jandarma ve uzman çavuşlarımızın da yararlanması gerektiği düşüncesindeyiz.”

FETÖ’NÜN EN FAZLA SALDIRDIĞI KURUM
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Atay, 2018 Ekim ayı itibarıyla İçişleri Bakanlığı bünyesinde 276 bin 64 emniyet personeli,  190 bin 414 jandarma personeli, 5 bin 935 sahil güvenlik ve 52 bin 395 güvenlik korucusu olmak üzere toplam 524 bin 808 personel ile iç güvenlik hizmetinin yürütüldüğünü bildirdi.
Bu arada bir noktaya dikkat çeken Atay, şunları söyledi:
“15 Temmuz hain darbe girişimi içinde bulunan İçişleri Bakanlığı personelinin durumudur. FETÖ elebaşı açıkça birçok defa açıklamasın-da, devlet içerisinde öncelikle kadrolaşması gereken kurumların İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı olduğunu dile getirmiştir. Bunun sebebi; bu iki bakanlığın adalet mekanizmasını, güvenliği ve ülke yönetimini elinde tutmasıdır. Bu nedenle FETÖ İçişleri Bakanlığında kadrolaşmaya çalışmıştır. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra yapılan soruşturma ve tahkikatlarda FETÖ ile bağlantısı sebebiyle İçişleri Bakanlığında top-lam 38 bin 789 kişi görevinden ihraç edilmiştir. Bunun 428’i mülki ida-re amirliği, 31 bin 209’u Emniyet Genel Müdürlüğü, 4 bin 139’u jandar-ma, 349’u Sahil Güvenlik Komutanlığı çalışanlarıdır. Bunlardan 1.873’ ü emniyet müdürü, 1.789’u subay,  10’u general rütbesindedir. Bu da gös-termektedir ki, FETÖ tarafından en fazla saldırıya uğrayan ve zarar gören kurumların başında İçişleri Bakanlığı gelmektedir. İçişleri Bakan-lığı eksilen kadrosunu tamamlamak üzere; 2018 yılında; Emniyette: 17 bin 574 Jandarmada: 21 bin 632 Sahil Güvenlikte: 540 ve bekçilikte ise, 7 bin 10 yeni personel göreve başlatmıştır. Bizim burada dikkat çek-mek istediğimiz husus, bir cemaatin bu kadar saldırısına maruz kalan Bakanlığın yeni personel alımında; bir cemaatten kurtulup, diğer cema-atin etkisi altında kalınmaması gerektiğidir. Hiçbir dinî cemaatin hiçbir bakanlıktaki personel alımında rol oynamaması ve kadrolaşmaması gerektiği düşüncesindeyiz. Aksi takdirde bir cemaatten kurtulup diğer cemaatin etkisi ve baskısı altına girilmesiyle yeni bir tehlikenin doğaca-ğı açıktır. Cemaat ve tarikat mensupları iç güvenlik kurumlarımızdan temizlendikçe, kurumlarımız daha da güçleneceği ve terörle mücadele-de çok daha etkili sonuçlar alınacağı açıkça görülmüştür. Personel alı-mında mutlaka ve mutlaka adil, hakkaniyetli bir sınav sistemi kurulup, başarılı olanların alınması gerektiği düşüncesindeyiz. Bu anlamda so-nuna kadar İçişleri Bakanlığımızın yanındayız. Kahraman polislerimiz, jandarmamız ve sahil güvenlik personelimiz ile ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan terörle mücadele konusunda kararlı ve emin adımlarla etkin bir şekilde mücadele edilmektedir.”

TOPYEKÛN BİR MÜCADELE İLE TERÖR KAYNAĞINDAN
YOK EDİLECEKTİR
MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay, “Allah’ın izniyle topye-kûn bir mücadele ile terör kaynağında yok edilecektir.” ifadesine yer vererek, şöyle devam etti:
“Terörle mücadele de eski usuller bırakılmış olup, şimdi terörist-lerin şehirde ve kırsalda hâkimiyet kuramaması, lojistik desteğinin ke-silmesi, terörün ve teröristin kesintisiz bir şekilde bulunduğu yerde tespit edilerek yok edilmesi usulü benimsenmiştir. Bu sayede; terörist-lerin hareket alanları kısıtlanmış, maddi destekleri azaltılmış ve teröre eleman kazandırma imkânları ellerinden alınmıştır. Yurt içinde örgüt-lenemeyen ve eylem yapamayan PKK, yurt dışına yönelmiş ve terörist-leri savaş bölgesi olan Suriye, Irak ve İran’a kaydırmıştır. Terörle mü-cadele kapsamında; bazı belediyelerin terör örgütlerinin kontrolüne girmesiyle; 10 il, 69 ilçe, 22 belde belediye başkanının,  94’ü bölücü te-rör, 7’si de FETÖ ile bağlantısı sebebiyle toplam: 101 belediye başkanı görevden alınarak yerlerine kayyum atanmıştır. Görevden alınan bele-diyelerin birçoğunda terör örgütüne, finans ve lojistik destek sağlandığı tespit edilmiş olup,  bu görevden alınmalarla terör örgütlerine de ağır bir darbe vurulmuştur. Devletimizin bölgede varlığını hissettirmesi ve terör örgütünün belediyelerden ilişiğinin kesilmesini olumlu bir geliş-me olarak görüyor.  Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu tür müdahale-lerin yerinde ve gerekli olduğunu düşünüyoruz. PKK/KCK terör örgütü-nün siyasi temsilcileri,  devamlı surette uyuşturucu ile mücadele eder gibi söylemlerde bulunmakta olup, işin esasına indiğimizde PKK terör örgütünün 1 yılda uyuşturucudan 1.5 milyar dolar gelir elde ettiği gö-rülmektedir. Türkiye’deki en büyük uyuşturucu tedarikçisi ahlaksız ve şerefsiz PKK terör örgütüdür. Yapılan operasyonlarla bu örgütün uyuş-turucu gelir kaynaklarına darbe vurulduğunu sevinçle izlemekteyiz. Bu anlamda kahraman Türk polisimizi ve jandarmamızı kutluyor, başarı-larının devamını diliyoruz. Sözlerimi tamamlarken, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Gü-venlik Komutanlığı bütçesinin memleketimize ve ülkemize hayırlı ol-masını diliyor,  saygılar sunuyorum.”