Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Dr. Sinan Ateş, Yeni Düşünce'ye Konuştu "TÜRK GENÇLİGİ ÜLKÜ OCAKLARINA; TÜRK SİYASETİ İSE MHP'YE EMANETTİR"

16 Nisan 2019 12:31 Arif ŞAHİN
Okunma
847
Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Dr. Sinan Ateş, Yeni Düşünceye Konuştu TÜRK GENÇLİGİ ÜLKÜ OCAKLARINA; TÜRK SİYASETİ İSE MHPYE EMANETTİR

Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfının çiçeği burnunda yeni Genel Başkanı Dr. Sinan Ateş, Doğu’nun da Batı’nın muhtaç olduğu Türk medeniyetinin yeni ufkunun Ülkü Ocaklarının yetiştirdiği dağ gibi gençlerin üzerinden doğacağını belirterek, "Çocuklar müreffeh milliyetçi büyük Türkiye’nin hayali ile büyümeye devam edeceklerdir; karakter ve ahlak abidesi Türkçü bir nesli inşa etmek, Ülkü Ocaklarının asli vazifesidir. Türk gençliği, Ülkü Ocaklarına; Türk siyaseti ise Milliyetçi Hareket Partisine emanettir." dedi.
Ateş, Milliyetçi Hareket Partisinin (MHP) Kurucu Genel Başkanı Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'in ölümünün 22. yıl dönümü sebebiyle, dergimizin sorularını cevapladı.
Hem Başbuğ Türkeş hem Ülkü Ocakları hem de Milliyetçi ve Ülkücü Hareket hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Ateş, "Merhum Başbuğ'umuzun ortaya koyduğu ‘9 Işık’ doktrini ile Türk milliyetçiliğine çağların ötesine kadar uzanacak bir fikir hareketi hüviyeti kazandırmıştır. Yalnızca ülkemizde değil, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne tüm Türk-İslam coğrafyasında Türk milliyetçiliği, tan vaktini delmek üzere olan şafağın ilk ışıkları gibi âleme ümit saçmaktadır." ifadesine yer verdi.
Dr. Sinan Ateş'e yönelttiğimiz sorular ve cevapları şöyle:
Öncelikle yeni atanmış olduğunuz bu kutsal görev için hayırlı olsun dileklerimizi ifade ediyorum. Bu kutsal ve şerefli görevinizde başarılar dilerim.
Nazik temennileriniz için çok teşekkür ediyorum. Cenabıhak mahcup etmesin. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin takdir ve tensipleriyle 9 Ocak 2019 tarihinde bu kutlu vazifeye atanmış bulunmaktayım. Ben de mülakat yapma nezaketi gösterdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.
Sizi kendi ifadelerinizle kısaca tanıyabilir miyiz?
1984, Balıkesir Dursunbey doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Bursa’da tamamladım. 2002 yılında Gazi Üniversitesinde başladığım lisans eğitimimi 2006 yılında tamamladım. 2007-2009 yıllarında yine Gazi Üniversitesinde yüksek lisans eğitimi aldım. 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsünde başladığım doktora eğitimimi 2018 yılında tamamladım. Bursa Ülkü Ocakları Ortaöğretim Teşkilatından yetiştim. Ülkü Ocaklarının ilçe, il ve genel merkez gibi her kademesinde görev aldım. Göreve gelmeden evvel MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman Bey’in danışmanlığını yürütmekteydim. Hâlen Hacettepe Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak görev yapmaktayım.
MERHUM BAŞBUĞ'UMUZ TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİRMİŞTİR
Vefatının 22. yıl dönümünde andığımız merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'le ilgili duygu ve düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Milletlerin bir tarihleri vardır. O tarihleri içerisinde acıları, sevinçleri, zaferleri, düşmanları ve kahramanları vardır. O kahramanlar ki tarihin hangi bölümüne denk gelirlerse gelsinler, kendilerinden sonra tarihin akışına doğrudan etki etmişler, kırılma noktası oluşturmuşlar veyahut yeni bir dünyaya açılma imkânı veren mefkûreler/hedefler bırakmışlardır.  İşte cennetmekân Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş de kendisinden sonra tarihin akışını değiştiren, dünyaya yeni ufuklar sunan bir mefkûre bırakarak ahirete irtihal etmiştir. Askerî mektepte yetiştiği yıllardan siyasete atıldığı döneme kadar Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş, kutlu bir ülkünün peşinde olmuş; yiğidi düştüğü yerden kaldırmaya çalışmıştır. Gördüğü zulüm ve işkenceler, tabutluklarda geçen günler, uğradığı ihanetler, onu yıldıramamış, Türk - İslam ülküsünden zerre taviz vermemiştir. Kendi nefsini bir kenara bırakarak, Türk milletinin geleceği için, Türk gençlerinin aklen, ilmen, ruhen ve bedenen en iyi şekilde yetişmesi için mücadele etmiştir. Hakk’a, hakikate davet etmiştir.
Merhum Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş, ortaya koyduğu “9 Işık”la Türk milliyetçiliğine çağların ötesine kadar uzanacak bir fikir hareketi hüviyeti kazandırır. Bu; temelinde ortak geçmiş, kültür ve terbiyenin yattığı; tarihin ve dinin getirdiği sorumluluklar ile harmanlanarak yalnızca Türk milletine değil, dünyaya karşı kendisini mesul hisseden bir Türk milliyetçiliği anlayışıdır. Yalnızca ülkemizde değil, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne tüm Türk-İslam coğrafyasında Türk milliyetçiliği, tan vaktini delmek üzere olan şafağın ilk ışıkları gibi âleme ümit saçmaktadır. Bunun mimarı da hiç şüphe yok ki Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’tir. Cenabıhak makamını yüce eylesin. Efendimize (SAV) cennette komşu kılsın.
TÜRK GENÇLİĞİ GÜNDEN GÜNE TARİH ŞUURUYLA BEZENMEKTE
Ülkücü ve milliyetçi düşünce ile nasıl ve ne zaman tanıştınız?
Ülkücü bir ailede yetiştim. Annem ve babam Ülkücü dünya görüşüne mensup kişiler. Teşkilatlarımızla bizatihi tanışmam ise ortaokul yıllarına tekabül ediyor. Ortaokul yıllarında Ülkü Ocaklarına gitmeye başladım.
Siz Türk gençliğinin son derece dinamik, birikimli, kültürlü, ülke meselelerine duyarlı ve politize olmuş önemli bir kesimini temsil ediyorsunuz. Genel olarak baktığınızda Türk gençliğinin içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu çok kapsamlı bir soru. Sosyolojik, iktisadi, kültürel vb. birçok boyutu var. Lakin ben daha özet bir cevap vereyim. Türk gençliği, öncelikle günden güne tarih şuuruyla bezenmektedir. Çekilen filmler, yazılan kitaplar, yapılan yeni araştırmalar Türk gençliğinin tarihe olan ilgisinin artmasına vesile olmaktadır. Sosyal medyanın da bu amaçla kullanılmasıyla beraber Türk gençliği; kendisine lazım olan ilk şeye, yani tarih şuuruna sahip olmaya başlamıştır. Ülkemizde imkânların gelişmesi, üniversite sayılarının artması gibi etkenlerle beraber de gençliğin okumaya ve araştırmaya daha fazla yönelmeye başladığını görüyoruz. Bu anlamda Türk gençliği için eksik kalan ve tamamlanması gereken parça ise onlara bir ülkünün/mefkûrenin/hedefin/idealin tevdi edilmesidir. Türk gençliği, modern dünyanın karmaşası içinde kendisine çıkış kapısı aramaktadır. Tam bu noktada imdada 5 bin yıllık Türk tarihi ile 1400 yılık İslam medeniyetinin bir harmanı olan Türk-İslam ülküsü yetişmektedir. İnşallah, bu kutlu ülkü daha fazla Türk gencinin kalbine yerleşecektir. Böylece Türk gençliği bir amaç etrafında toplanarak geleceğe daha şuurlu bakabilecektir.
ÜLKÜCÜ GENÇLİK ÇOK DAHA GÜZEL GÜNLERİN KAPISINI ARALAYACAKTIR

Merhum Alparslan Türkeş'in "9 Işık" ismiyle şekillendirdiği doktriner Türk milliyetçiliği fikri bugün Türk gençliği tarafından yeterince idrak edilmiş midir?
Merhum Başbuğ'umuzun “9 Işık” adıyla ilan ettiği Türk milliyetçiliği fikri hem zaman ve mekândan bağımsız hem de zaman ve mekânla iç içe olan bir anlayışın ürünüdür. İçerisinde kendi döneminin şartlarına uygun yorum ve teklifler de bulundurmakla birlikte asıl gücünü zamanın derinliklerinden alır. Geçmişten alınan değerleri Türk mitolojisindeki Tulpar eliyle çağlar ötesine taşıyarak kâinata yeni bir çağrıda bulunur: “Güçlü Türkiye demek, güçlü insanlık demektir.” Dokuz Işık’ın umdeleri, dönemin siyasi, sosyal ve iktisadi atmosferi içerisinde üçüncü bir yol sunmuştur. Ancak etkisi asla o dönemle sınırlı değildir. Başbuğ'umuzun neşrettiği “9 Işık” kitabı günümüzde de tekrar tekrar basılmakta, kitapçı ve sahaflarda en çok aranan eserler arasında yer almaktadır. Bu sayede Türk milliyetçiliği fikri ve Türk İslam ülküsü yeni nesillerin kalbine ve zihnine girmekte, onlarda yeni heyecanlar uyandırmakta, yeni düşünce ufukları oluşturmaktadır. Başbuğ’umuzun hedefi olan okuyan gençlik, inşallah 9 Işık’tan aldıkları şuur ve feyizle birlikte çok daha güzel günlerin kapısını aralayacaktır.
TÜRK MİLLETİNE ULAŞMAMIZ ENGELLENMEYE ÇALIŞILDI
 Milliyetçi Hareket Partisi ile Ülkü Ocaklarının Türk toplumu ve gençliğini daha fazla kucaklayabilmesi için ne tür politikalara ağırlık verilmesi gerekir?
Öncelikle şunu ifade etmeliyim; MHP, Türk milliyetçiliği fikrinin siyasal organizasyonudur. Ülkü Ocakları ise Türk milliyetçiliği fikrinin bir okulu hüviyetindedir. Ayrı olarak isimlendirilse de Ülkücü Hareket, dün Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’in bugün ise Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendi’nin liderliğinde ayrılmaz bir bütündür.
Sorunuza gelince; Milliyetçi Hareket Partisi ile Ülkü Ocakları, Türk milletinin ve Türk milliyetçiliğinin iki köklü kurumudur. Her ikisi de ürettikleri politikalarla, çıkardıkları yayınlarla, düzenledikleri faaliyetlerle Türk milletinin bekasını ve istikbalini esas alan, Türk gençliğinin geleceğine katkı sunan bir bütüne karşılık gelir. Ülkü Ocaklarımızın da Milliyetçi Hareket Partimizin de politikaları, bütün fertleriyle Türk milletini kucaklamaya ve ona yeni ufuklar kazandırmaya yöneliktir. Bugün anketlerde kendisini politik olarak tanımlayanların ekseriyetle “milliyetçi” tabirini kullanması, iktidarından muhalefetine kadar bütün çevrelerin MHP’nin tekliflerinde mutabık kalması, doğru yolda olduğumuzun göstergelerinden birisidir.
Milliyetçi ve Ülkücü Hareket bu anlamda üzerine düşeni her türlü siyasi ve kültürel çerçevede gerçekleştirmektedir. Burada eksiklik hareketimizden kaynaklanmamaktadır. Kurulduğu günden beri sürekli ve orantısız şekilde hareketimize karşı yürütülen olumsuz algı operasyonları sebebiyle Türk milletine ulaşmamız engellenmeye çalışılmıştır. Bu açıdan her geçen gün bu engelleri aşmaktayız.
TÜRK GENÇLİĞİ ÜLKÜ OCAKLARINA, TÜRK SİYASETİ İSE MHP'YE EMANETTİR
Milliyetçi ve Ülkücü Hareketle, Milliyetçi Hareket Partisinin ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Az önceki sorunuzda kısmen ifade ettim. Tekrarda beis görmüyorum. MHP, Türk milliyetçiliği fikrinin siyasal organizasyonudur. Ülkü Ocakları ise Türk milliyetçiliği fikrinin bir okulu hüviyetindedir. Ayrı olarak isimlendirilse de Ülkücü Hareket, dün Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’in bugün ise Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli önderliğinde ayrılmaz bir bütündür.
Ülkü Ocakları bir eğitim ve kültür vakfıdır. Kendi tüzel kişiliği vardır. Milliyetçi Hareket Partisi ise müesses gelişim süreci liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin “Partimizin yaşı elli, siyasetimizin yaşı yetmiş bir, davamızın yaşı Türklüğün yaşıyla eş ve eşittir.” sözlerinde veciz ifadesini bulan bir siyasi teşekküldür.
MHP, Ülkü Ocaklarının siyasetteki yegâne izdüşümüdür. Aralarında bir şuur ve dava birlikteliğine dayanan, teamüller üzerine kurulu bir ilişki vardır. Bu iki güzide kurum için et ve tırnak benzetmesi yapmak dahi yanlıştır. Çünkü bir şekilde, -mesela icbar ile- et ve tırnak dahi birbirinden ayrılır. Lakin Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi arasında bir varoluş birlikteliği bulunur.  Birbirinin mütemmim cüzüdür dersek daha doğru bir ifade kullanmış oluruz. Her iki kurumun varlığı da Türk milletinin varlığına karşılık gelir. Türk gençliği, Ülkü Ocaklarına; Türk siyaseti ise Milliyetçi Hareket Partisine emanettir. 50 yıllık kurumsal kimliğimizle beraber Türk akademi dünyasına, sanayi ve iş dünyasına olduğu kadar Türk siyasetine de simalar bu kutlu Ocak’tan yetişmiştir. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli bir Ülkü Ocaklıdır. Ülkü Ocakları Türk milletinin “ideal insan ve makul şahsiyet” yetiştirme merkezi, MHP ise bu insan tipinin Türk milletine hizmet için yola çıkan siyasi teşekkülüdür.