TÜRKİYE’DE YAVAŞ (SAKİN) ŞEHİR ANLAYIŞININ GELİŞMESİ VE BOĞAZKALE (HATTUŞAŞ) ÖRNEĞİ

28 Ekim 2015 10:35 Prof. Dr. Temel ÇALIK
Okunma
3956
  TÜRKİYEDE YAVAŞ (SAKİN) ŞEHİR ANLAYIŞININ GELİŞMESİ VE BOĞAZKALE (HATTUŞAŞ) ÖRNEĞİ


Şehir; insanların temel nitelikli ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri, iklim şartlarından ve her türlü saldırılardan korunabilmeleri amacıyla bir araya gelmeleriyle ortaya çıkan yerleşim bölgelerine verilen isimdir. İlk kurulan şehirlerde, düşmana karşı korunma birinci planda tutulmuş, şehirler yükseklere, tabii kale görünümünde kayalar üstüne kurulmuştur. Daha sonra kurulan şehirlerde ise, ulaşım, su ve enerji kaynaklarının karşılanması, bu kaynakların dağıtım ve kullanımı daha çok dikkate alınmıştır. Şehirler; su, enerji kaynaklarına ve ulaşıma uygun bölgelere kurulmuştur.
Günümüzde şehirlerin başlıca problemleri olarak hızlı nüfus artışı, ulaşım, çevre ve hava kirliliği, barınma, içme suyu sorunu, kişi başına düşen yeşil alan miktarı, gürültü gibi unsurları saymak mümkündür. Yukarıdaki problemlere bağlı olarak şehirlerde yaşama ve çalışma biçimlerinin çok hızlı olması, aynı zamanda üretimden çok tüketime dayanması, sadece şehirlerin hızlı olmasına değil, buna bağlı olarak insan hayatı da hız kazanmıştır. Bu durum, insanların fiziksel, psikolojik ve ruhsal sorunlar yaşama riskini günden güne arttırmıştır. Bu nedenle, çok karmaşık ve yoğun olan şehir hayatı insanı yeni arayışlara ve yeni yaşama yolları keşfetmeye sevk etmiştir.
Söz konusu yeni arayış ve yaşama yollarından biri de yavaş (sakin) şehir anlayışıdır. Yavaş şehir; şehirlerin, insanların bir arada, güven içinde ve sağlıklı bir şekilde yaşadıkları yerler olmaktan çıkması sonucu, 2000li yılların başından itibaren önem kazanmaya ve taraftar bulmaya başlamıştır. Aynı zamanda yetkililer de şehirlerini bu anlayışa göre düzenleme çabası içerisine girmişlerdir. Esasen yaklaşımın felsefesi insanların mutluluğuna katkı sağlamak amacıyla kent mekânlarının daha yaşanılabilir hâle getirilerek insanların yaşam kalitesinin arttırılmasıdır. Buna ilave olarak günlük hayatın mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşanacak hızda olması temel düşüncedir.
Yavaş şehir hareketiyle insanlar birbiriyle daha sağlıklı ilişki kurabilecekler, sosyalleşebilecekler; el sanatlarına, gelenek ve göreneklerine, tabiat güzelliklerine sahip çıkabileceklerdir. Aynı zamanda, Yavaş şehirler alt yapı problemlerini çözmüş, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, organik tarımla beslenen ve teknolojinin de kolaylıklarından yararlanabilen bir özelliğe sahip olması esastır. Bu hareketi (Cittaslow), 1999 yılında İtalya’da dört küçük kentin belediye başkanının bir araya gelerek başlattığı bilinmektedir. Günümüzde ise, birçok ülkeye yayılmış ve toplum tarafından da benimsenmiş bir harekettir.
Şehirlerin, yavaş şehir olarak kabul edilebilmesi için, yukarıda belirtilen anlayışa uygun (a) çevre, (b) altyapı, (c) şehir yaşantısı kalitesi, (d) tarım, turizm, esnaf ve sanatkârlara dair politikalar ile (e) misafirperverlik, farkındalık ve eğitim için planlar, (f) sosyal uyum, (g) ortaklıklar gibi özellikleri taşıması gerekmektedir. Bu özellikler bünyesinde nüfusun 50 binden az olması, geleneksel yapıların korunması, trafiğin azaltılması, yerel (organik) ürünlerin kullanılması gibi alt özellikler de yer almaktadır.
Günümüzde, 30 ülkede 195 üyeye sahip olan Yavaş Şehir (Cittaslow) Hareketi Türkiye’de de önemli sayıda taraftar bulmuştur. İlk olarak, İzmir'in Seferihisar ilçesi Yavaş Şehir Hareketine üye olmuştur. 2011 yazında Muğla'nın Akyaka, Aydın'ın Yenipazar, Çanakkale'nin Gökçeada ve Sakarya'nın Taraklı ilçeleri de Harekete kabul edilmiştir. Daha sonra Isparta'nın Yalvaç, Kırklareli'nin Vize, Ordu'nun Perşembe ve Şanlıurfa’nın Halfeti ilçeleri de Yavaş Şehir kapsamında yerlerini almıştır.
Yavaş (sakin) şehir kapsamında harekete dâhil edilmesi gereken, Türkiye’nin bir başka güzelliği de Çorum iline bağlı Boğazkale (Hattuşaş)’dir. Boğazkale milattan önceye dayanan tarihi, doğası, doğal güzellikleri, kültürü ve sanatı ile Anadolu’nun tam ortasında yer almaktadır. Hitit Devleti’nin başkenti olarak bilinen Boğazkale (Hattuşaş), Çorum ilinin 80 km. güneybatısında yer almakta olup Ankara'ya uzaklığı 208 km'dir.
Hattuşaş çevresinde ilk yerleşimin M.Ö. 6000’de ortaya çıktığı tarihî kaynaklarda yer almaktadır. Aynı kaynaklarda, Anadolu medeniyetleri içerisinde önemli bir yer tutan Hitit medeniyetinin M.Ö. 1650-1200 yılları arasında başkentliğini yaptığı ifade edilmektedir. İlk olarak Fransız mimar ve arkeolog Charles Texier, 1834 yılında Hattuşaş ile buranın açık hava tapınağı olan Yazılıkaya'yı bulmuş ve dünyaya tanıtmıştır. 1800’lü yılların ikinci yarısından sonra da Hattuşaş’a arkeologların ziyareti devam etmiş ve çeşitli çalışmalar sürdürülmüştür. 1906 yılında ise ilk büyük çaplı kazı başlatılarak Hattuşaş’ın Hitit Devleti’nin başkenti olduğu tespit edilmiştir. 1952’de yeniden başlatılan kazılar, kesintisiz olarak Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından sürdürülmektedir. Hattuşaş, 1986 yılında UNESCO teşkilatınca Korunması Gerekli Dünya Kültür Mirası listesine dâhil edilmiştir.  Ayrıca bulunan çivi yazılı tablet arşivleri de 2001 yılından beri yine UNESCO’nun “Dünya Belleği Listesi”nde yer almaktadır. Bölge, aynı zamanda Tarihî Millî Parklar arasında bulunmaktadır.  
Boğazkale (Hattuşaş) tarihî ve doğal güzellikleri ile Anadolu’nun dikkati çeken köşelerinden biridir. Bu özelliklerini şu başlıklar altında ifade etmek mümkündür:
a)  Geniş bir alan yayılmış ve yaklaşık 8000 yıllık zamana tanıklık eden Hattuşaş antik kenti,
b)  Yazılıkaya, antik kentinin 2 km kuzeydoğusunda yer alan, doğal kayalar arasına yapılmış açık hava tapınağı,
c)  Boğazkale’de, milattan önce 6000’li yıllara dayanan medeniyeti ifade eden müze,
d)  Tarihî değeri olan binaların sit alanı kapsamında korunması ve bu kapsamda bazılarının aslına uygun olarak onarılması ve hizmete açılması,
e)  İlçe çevresinin millî parklar statüsünde olması nedeniyle doğal güzelliklerinin titizlikle korunması,
f)  Boğazkale’de, organik tarımın teşvik edilmesi ve organik ürünlerin üretilmesi,
g)  Yöneticilerin, sporun teşvik etmesi, sportif organizasyonların desteklemesi ve yürüyüş yollarının düzenletmesi,
h)  Doğal çevreye uygun ve yeterli konaklama tesislerinin hizmet vermesi,
i)   Trafik sorunu olmayan bir kent olması,
Söz konusu yukarıdaki özellikler, Boğazkale’nin “Yavaş (Sakin) Şehir” kapsamında yerini almayı hak ettiğini ortaya koymaktadır. Bu konudaki çalışmalar ve girişimler, herkes tarafından kabul görecektir.