HİKMET TEKİN

15 Şubat 2020 10:31 Murat Gedik
Okunma
2605
HİKMET TEKİN

HİKMET TEKİN
Murat GEDİK
Yürekli bir serdengeçti olan Hikmet Tekin, 1950 yılında Bingöl’de dünyaya gelmiştir. Çevresinde sevilen, örnek bir insan olan Hikmet Tekin, 1970’li yılların Ülkücü gençlerinin liderlerindendi.
Göze batmıştı kahramanlığı ve öncülüğü. O da binlerce vatanperver gibi bölücülerin hedefindeydi ve nihayet o da kanlı eller tarafından bir akşam şehit edilecekti. Mezar taşındaki şu sözler şehadetinin gerekçesini dile getirir: “Din, devlet ve millet uğruna hizmet ederken / Kızıl kurşunlara hedef olan (şehit)… Bingöl Belediye Başkanı Hikmet Tekin ruhuna Fatiha…”.
Birincisinde becerememişlerdi, ikinci saldırıda o da bu dünyaya veda etmişti. Hem de annesi ve kardeşi ile beraber.
11 Aralık 1977 tarihinde yapılacak olan mahallî seçimlerde Bingöl’de Milliyetçi Hareket Partisi güçlü bir aday çıkarmıştı, Hikmet Tekin. O da biliyordu ki o dönemlerde Milliyetçi Hareketten aday olmak çok şeyi göze almaktı, inanmış olduğu dava için hayattan erken kopmak bile bu davaya olan aşkını azaltmamıştı. Bingöl Belediye Başkanı adaylığı gerçekleşmişti ve bölücüler kesin kazanır gözü ile bakılan Hikmet Tekin’i adaylıktan vazgeçirebilmek için her şeyi yapmaktaydılar. Sadece tehditler değil, onu adaylıktan çektirmek için seçim bürosuna bombalı bir saldırı bile gerçekleştirmiştiler. Fakat o çekilmeyi aklından bile geçirmemişti. Ve MHP yapılan bu seçimde İl Genel Meclisi için oyların %31,36’sını alırken, Belediye Başkanlığı için %33,63 oy almıştı. Hep ihtimal dışı görülen MHP, Bingöl Belediye Başkanlığını kazanmıştı. Birkaç dönemdir Bingöl Belediye Başkanlığını kazanan CHP bu sefer oyların %32,42 ve AP %27,87’sini almıştı. 27 yaşında olan bir Ülkücü genç Bingöl Belediye Başkanı oluyordu.
Hikmet Tekin Ankara’da Site Öğrenci Yurdu Başkanlığı yaparken, dost ve düşman onu daha da iyi tanımıştı. Gözü karaydı, korkusuzdu, her şeyden evvel ülkenin geleceğini inşa edecek olan vatanperver öğrenciler için bir örnekti. Yüksek tahsilini Ankara Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümünde yapan Tekin, İstanbul’da Atatürk Öğrenci Yurdu Müdür Yardımcısı olarak da görev yapmıştır. Bu yurdun müdürü ise Oktay Aras idi.
Daha önce seçim çalışmaları döneminde seçim bürosu bombalanan Hikmet Tekin’in evi de otomatik silahlarla taranmıştı. Bu saldırılardan yara almadan kurtulan Hikmet Tekin, 26 Ekim 1978 tarihinde suikaste uğramıştır. Tekin evinin önünde arabasından indikten sonra gündüz vakti silah ile saldırıya uğrar ve bu sefer ağır yaralanır. Bingöl Devlet Hastanesine kaldırılan Tekin, buradan Elâzığ Devlet Hastanesine götürülür. Ağır yaralı olan Hikmet Tekin, doktorun dikkatli olması sayesinde yanlış bir kanın verilmesinden son anda kurtulur. Bu kan hadisesinin kasıtlı olduğu anlaşılır ve acilen Alparslan Türkeş’in talimatıyla Ankara’ya getirilir ve güvenli ortamda Ankara Tıp Fakültesi Hastanesinde ameliyata alınır. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş Hikmet Tekin’i çok yakından takip ederdi. Onun her an bir saldırıya hedef olabileceğini bildiği için, Hikmet Tekin’i Almanya’ya Ülkücülerin yanına göndermeyi bile düşünmüştür.
Ameliyat sonrası memleketi Bingöl’e dönen Hikmet Tekin, burada çalışmalarına olup bitenlere aldırmadan devam etmiştir. Kendisini koruyabilmesi için silah ruhsatı talebi hep geri çevrilmiş, koruma bile ona çok görülmüştür.
Ve 12 Ağustos 1979, mübarek ramazan ayında… Hikmet Tekin, kardeşi Ahmet ve annesi ile beraber ablasını ziyarete Genç ilçesine gider. Burada iftarlarını açarlar ve iftar sonrası tekrar Bingöl’e dönmek için yola çıkarlar. Dönüşte arabada Hikmet Tekin, annesi, kardeşi Ahmet ve yeğenleri Mithat, Selma ve Niyazi bulunurlar. Bingöl’e yaklaşırken araba ateş altına alınır. Otomatik silahlar susmayı bilmezler. Hikmet ve Ahmet Tekin kardeşler ve anneleri arabada şehit düşerler. Torun Selma anneannesinin altında saklanarak kurtulmuş, yeğenler Mithat ve Niyazi ise karanlıktan faydalanarak kaçabilmişlerdi. Ulusal Kurtuluş Ordusu diye kendilerini adlandıran teröristler üç canı şehit etmişti. Bu örgüt halk arasında Apocular olarak bilinirdi.
Bu saldırı sonrası zamanın hükûmeti cenazeleri halktan saklayarak ve sokağa çıkma yasağı uygulayarak, gizlice Yenibaşlar köyüne defneder. O zamanki Hergün gazetesi ‘Sadece komünist ülkelerde cenazeler gizlice defnedilir!’ diye başlık atmıştı.
Alparslan Türkeş, Gün Sazak ve Hilmi Elçi beraber Tekin ailesi şehitlerin kabirlerini her türlü engellemelere rağmen ziyaret ederler. Türkeş, hükûmeti Hikmet Tekin’i korumamakla suçlar ve cenazelerin gizlice defnedilmelerini ağır bir dille eleştirir. “CHP hükûmeti komünistleri silahlandırırken, Hikmet Tekin’e kendisini koruması için neden silah ruhsatı vermedi?” diye sorular sorar.
Gün Sazak, “Hikmet Tekin’in yolu bizim ve bütün Ülkücülerin yoludur!...” diye beyanatta bulunur. Sazak’ın dediği de gerçekleşir, kendisi de Hikmet Tekin’in yolunda gider ve 27 Mayıs 1980 tarihinde ailesinin yanında şehit edilir. Hikmet Tekin’in şehadeti sonrası yapılan ilk mahallî seçimlerde Milliyetçi Hareket Partisi Hilmi Elçi’yi aday çıkartır ve tekrar belediye başkanlığını kazanır.
Hikmet Tekin’in şehit edilmesi Ülkücü camiayı derinden sarsmıştı. MHP’nin o zamanki Elâzığ Belediye Başkanı Behçet Susmaz kaleme aldığı “Bingöl’ün Pusularını Bilir misiniz?” adlı ağıtında şöyle haykırır:
“Bir yandan Genç. Bir yandan Bingöl
Ve bir yandan, sekiz satılmış uşak…
Yüz defa patladı silahlar,
Yüz defa sallandı, Bingöl dağlarında meşeler
Yüz defa haykırdı Hikmet;
Allahu ekber.. Ya Allah.. Ya Allah..
Bingöl’ün pusularını bilir misiniz?..
Yiğitlere kurulur,
İki civan, bir ana kahpece vurulur.
Eğer yolunuz, Bingöl’e uğrarsa,
Pusu kurulan yerde durmayın,
Ve yanık yürekli insanlara;
Hikmet Tekin’i sormayın!..
Sakın… sakın sormayın!..”
 

Kaynaklar:
Hakkı Öznur, Ülkücü Hareket, Alternatif Yayınları, Ankara, 1999.
Turan Dergisi, 2005, Sayı 4.
Cevat Saraç, Reis Bey, Bilgeoğuz, İstanbul, 2011.