MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ ANTALYA'DA KONUŞTU: "GİZLİ HESAP YAPANLAR BİZİM NEZDİMİZDE İNSAN BİLE OLAMAZ"

23 Haziran 2018 13:01 Evin GÖKTAŞ
Okunma
1251
MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ ANTALYADA KONUŞTU:  GİZLİ HESAP YAPANLAR BİZİM NEZDİMİZDE İNSAN BİLE OLAMAZ

MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ ANTALYA'DA KONUŞTU:

"GİZLİ HESAP YAPANLAR BİZİM NEZDİMİZDE İNSAN BİLE OLAMAZ"

 

Evin GÖKTAŞ

 

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Antalya'da yapılan il ve ilçe başkanları toplantısında, kurultay tartışmalarını hatırlatarak, "Gizli hesap yapanlar bizim nezdimizde insan bile olamaz.”dedi.

Ankara'dan kara yolu ile Antalya'ya giden Bahçeli, Kepez ilçesi Kepez üstü mevkiinde MHP Antalya Milletvekili Tarkan Akıllı, MHP İl Başkanı Mustafa Aksoy ve bir grup partili tarafından karşılandı. Grubun ön sırasında yer alan bir grup kadın Bahçeli’ye çiçek takdim etti. Bazı partililer ise Devlet Bahçeli’nin elini öptü. MHP Lideri karşılamanın ardından konaklayacağı Manavgat ilçesindeki otele gitti. Devlet Bahçeli, cumartesi ve pazar gününü debu otelde geçirdi. Bahçeli, üç günlük Antalya kampında, yaklaşan yerel ve genel seçimlerle ilgili partisinin 81 il ve 957 ilçe başkanının yanı sıra parti yöneticilerini bilgilendirdi, nasıl bir strateji izleyeceklerini anlattı.

Bahçeli, Antalya Sueno Otel’de yapılan istişare ve çalışma toplantının açılış konuşmasında Türkiye ve dünya gündemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Parti içi küskünlükleri gidereceklerini ifade eden Bahçeli,"Gaflete kapılıp yanılıp yenilip yanlışa düşen sonra da vicdanen pişmanlık duyan, dürüst bir şekilde hatasını kabul edenleri tekrar kazanacağız."diye konuştu.

MHP Lideri Bahçeli, daha önce yaşanan korsan kurultay girişimlerini hatırlatarak, şunları söyledi:

"Olağanüstü kongre derdine kapıldılar. Temellerimizi dinamitlemeye çalıştılar. Otellerde toplandılar, fitne kazanı kaynattılar. Amaç Türk milletinin son kalesini kapatmaktı. Başardılar mı? Elbette, asla. Davamız dualıdır, himaye Allah’tandır. Destek aziz Türk milletindendir. 3 hilal okyanus ötesinin eline düşemezdi, düşmedi.Bu süreçte umutsuzluğa kapılanlar oldu.Kozlar paylaşıldıktan sonra ileri atılanlar oldu. Yaşanan ne varsa davamızın vicdanında saklıdır. Dava adamlığı karşılıksız adanmayı gerektirir. Dava adamlığı yüksek ruh, sadakat ister. Gizli hesap yapanlar bırakınız dava adamı olmayı bizim nezdimizde insan bile olamaz. Nice badireleri alt ederek muazzam bir mücadele disiplini gösteren arkadaşlarım gerçek bir dava adamıdır.Türk milleti MHP’den gelecek sese kilitlenmiştir. İç huzur ve düzenimizi sarsacak dengesizliğe müsaademiz söz konusu olmayacaktır. Kendi arzu ve beklentilerini her şeyin üzerine çıkaranlara dikkat ediniz. Bunlara karşı tedbir alınız.Egolarına boyun eğenlerle davanın ilerlemesi imkânsızdır. İşgal ettikleri makamlarla üstünlük taslayanları hoş göremeyiz. Merhamet, meşruiyet ve muhabbetten ayrılmadan önümüzde bakacağız. Küskünlükleri telafi edeceğiz. Dargınlıkları gidereceğiz. Gaflete kapılıp yanılıp yenilip yanlışa düşen sonra da vicdanen pişmanlık duyan, dürüst bir şekilde hatasını kabul edenleri tekrar kazanacağız.Ancak bu davaya ihanet edenleri, mahkeme kapılarında korsan kurultay salonlarında her kepazeliğin başını çekmişleri dünya durdukça affetmemiz sözkonusu olmayacaktır. Trenden inen indikleri yerde kalmışlardır. Yapılanları unutmadık. Hakaret ve hainlikleri hiç ama hiç aklımızdan çıkarmadık. Davamız ezelden beri haklıydı. Şimdi hak verenler çoğaldı. Hakkımızı teslim edenler arttı. Haklı çıkmakla avunmayacağız. Hep bir fazlasını yapacağız. Küçüklük boyun değil boyunduruk altına alınmış zihnin tasviridir. Olağan kurultayımız 18 Mart’ta yapılacaktır. Olağanüstü kurultay çığırtkanlıkları tel tel dağılmıştır.18 Mart Kurultayımız millete beka kurultayıdır."

 

Davamızın Büyüklüğü Oy Oranı İle Ölçülmez

MHP'nin 2019 yılının Mart ayında yörenin şartlarına göre tavır ve tutum alacağını hatırlatan Bahçeli, "AK Parti ile oturup konuştuk. Yeni bir hükûmet sistemi konusunda anlaştık. Vatanı kaybettikten sonra neyin siyasetini yapacağız? Baraj sorunu yaşadığımız söyleyenler barajın  %50 artı 1’e çıktığını ne zaman idrak edecek.Davamızın büyüklüğü oy oranı ile ölçülmez." diye konuştu.

Bahçeli, şöyle devam etti:

"Kurtuluş mücadelemizin lideri ve devletimizin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile kurucu kahramanların muhterem hatıralarını tazimle anıyorum. Tarih boyunca Türklüğü yaşatmak uğruna hayatlarını feda eden büyük ecdadımıza; bugün terörle mücadele ederken gerek sınır içinde gerekse sınır ötesinde şehit düşen kahraman güvenlik güçlerimize,ömrünü Türk-İslam ülküsüne adamış Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş Bey’e, ebediyete intikal etmiş bütün dava arkadaşlarımıza, her birini hasretle yâd ettiğimiz ülkü şehitlerimize Cenabıallah’tan rahmet, gazilerimize ise uzun ömürler diliyorum. Milliyetçiliğin doğuşu bir yönüyle millî tarihin doğuşudur. Merhum Erol Güngör’ün ifadesiyle söylersek, bir şeyin izahını yapmak, her şeyden önce tarihine bakmak demektir. Tarihe bakarken ihtiyaç duyulan şey elbette şuurdur.Şuur yoksa tarih; kuru olaylar yığını, cılız hatıralar geçidi, hamasi hikâyeler yekûnudur. Kısaca tarih bir milletin hayatıdır, bu nedenle canlıdır, objektif tahlil ve analizlere ihtiyaç duyacaktır. Tarihsiz bir millet eşyanın tabiatına aykırıdır. Tarihinden kopmuş bir millet ise kökü çürümüş ağaç, dümeni kırılmış metruk gemi gibidir. Milliyetçiliğin doğuşu bir yönüyle millî tarihin doğuşudur. Millî tarih doğdu mu millî şuur tecelli etmiş demektir. Bu şuur Türk milletini, merhum Yahya Kemal’in tarifinde anlamını bulduğu gibi, ‘kökü mazideolan ati’ yapmıştır. Şuurumuzun derinliklerinde millî ilkelerin, millî ülkülerin tamamı malum ve mahfuzdur. İşte merhum Dündar Taşer’in dediği gibi,millî şuur Milliyetçi Hareketi doğurmuştur. Ve Milliyetçi Hareketin amacı da aynen merhum Taşer’in vurguladığı üzere, Türk’ün cemiyet kumaşındaki yırtıkları kendi ipliği ile örmek; duyguda, düşüncede ve harekette millî olmaktır. Mesele budur,öz budur, hedef de budur. Milliyetçi Hareket Partisi, millî duruşun, şühedaya vefanın, millete bekanın onurlu davetidir. Milliyetçiliğimiz zamanının dar kalıplarına sığmamış, sosyal gerçeklerin gerisine düşmemiş; siyasal gelişmelere, çağın ihtiyaçlarına bigâne ve biçare kalmamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, haysiyet ve huzura ebedî çağrıdır. Milliyetçi Hareket Partisi,millî birlik ve kardeşliğe evveli ve edebî derin olan bağlılıktır. Milliyetçi Hareket Partisi vatana, millete ve bayrağa eşsiz sevgi, emsalsiz sadakattir.Milliyetçi Hareket Partisi, millî duruşun, şühedaya vefanın, millete bekanın onurlu davetidir. Çatlamış dudakların, boş midelerin, kırılmış hayallerin,karanlık köylerin, çıplak tepelerin, yoksul toplumun, yarını üstüne kumar oynanan milletin yegâne umudu, yegâne ufku Milliyetçi Hareket Partisidir. Bir tarafta toprağı seyreden tok insanlar, öte yanda toprağı yoğuran aç insanlar.Bu çelişkinin aşılması lazımdır. Bir yanda emek veren, ter akıtan, helal lokması için çırpınan milyonlar, diğer yanda da milletin sırtından geçinen, fildişi kulelerinde vicdanen ve fikren sefalet, fiilen ve fiziken sefahat içinde yaşayan küçük bir azınlık ve kaymak tabaka. Bu açmazın da giderilmesi şarttır.Oyunları bozduk, oyuncuları bozguna uğrattık. Bunu hep birlikte yaptık, hepberaber başardık."

 

Merhum Türkeş'in Öngörüsü Yerini Bulmaktadır

Bahçeli, "Merhum Türkeş Bey Milliyetçi Hareketin, Ülkücülüğü ve gerçekçiliği birlikte yoğurarak yeni ufuklara Türk milletini kanatlandıracağını öngörüyordu. Bu öngörü çok şükür isabetle yerini bulmaktadır." dedi.

49 yıllık siyaset mücadelesinde pek çok zorlukla karşılaştıklarını hatırlatan Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ancak, Türk milleti için yaptığımız ve yapacağımız fedakârlıklarda hiçbir zaman sınır tanımadık, hiç de nokta koymadık. Eğilmedik,bükülmedik, gecikmedik. Düşmedik, üşenmedik, dinlenmedik. Yılgınlık akıntısına şuurumuzla direndik. Yozlaşma akınına gururumuzla direnç gösterdik. Şiddetli operasyon ve oyunlara karşı devasa bir duruş sergiledik. Seviyesizlere karşı seviyeli durduk. İlkellikleri irademizle durdurduk. İftiralara karşı davanın iffetini koruduk. Özellikle 1 Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçimi’nden sonra akla hayale gelmeyecek saldırılarla karşılaştık, hamdolsun teslim olmadık, âcizlik göstermedik. Oyunları bozduk, oyuncuları bozguna uğrattık. Bunu hep birlikte yaptık, hep beraber başardık. Ahlak gözetmediler paradigma değişikliği dediler,iktidar olacağız dediler, böyle gitmez dediler; tertemiz arkadaşlarımızı istismar ederek topladıkları imzalarla kapımıza dayandılar. Hiç yaşanmamış hiç rastlanmamış rezillikleri sahnelediler. Ahlak gözetmediler, anlayış göstermediler. Yetmedi, tarlalara üşüşüp olağanüstü kongre derdine kapıldılar.Yetmedi, tellere tutunup temellerimizi dinamitlemeye kalkıştılar. Otellerde toplandılar, dedikodu yaptılar, fitne kazanı kaynattılar. Amaç millî şuuru köreltmek, Milliyetçi Hareketi karartmaktı. Amaç Türk milletinin son kalesini kapatmak, son siperini karıştırmaktı. Başardılar mı? Hayır. Sonuç aldılar mı?Elbette asla. Her zaman dediğim gibi davamız dualıdır, himaye Allah’tandır,destek aziz Türk milletindedir. Böyle bildik, buna inandık. Yaşanan ne varsa davamızın vicdanında saklıdır. Üç hilal, okyanus ötesinin eline düşemezdi, çok şükür düşmedi. Üç hilal, kurultay bezirgânlarının kontrolüne giremezdi, çok şükür girmedi. Ülkülerinde erimiş yüksek fazilet ve fedakârlık timsali dava insanları gecenin en zifirî anında ortaya çıkarak üç hilalin hüznünü sildi,hezimet arayanları sindirdi. Bu süreçte umutsuzluğa kapılanlar oldu.Gelişmeleri dikkatle takip edip stratejik suskunluk dönemine girenler oldu.Kozlar paylaşıldıktan, yeni şartlar oluştuktan sonra ileri atılmak üzere pusuya yatanlar oldu. Farklı arayışlara açık veya gizli yönelenler oldu. İkbalinin kaygısıyla arayışa tevessül edenlerle, sadakati yalnızca dilinde, samimiyeti yalnızca yüzünde bulunanlar oldu. Yaşanan ne varsa davamızın vicdanında saklıdır.Kim ne yaptıysa, hangi ilişki ağlarına girip hangi çıkarların cazibesiyle hareket etmişse geldiğimiz bu aşamada tüm netliğiyle açıktadır. Bırakınız dava adamı olmayı, bizim nezdimizde insan bile olamaz, olamayacaktır. Dava adamlığı karşılıksız adanmayı gerektirir. Dava adamlığı yüksek ruh ister, ahlak ister,sadakat ister, mertlik ister, dünyevi menfaatlere aldanmayı, dayatmaları alttan almayı ise reddeder. Laçka ve laubali tiplerden, Korkak ve mesnetsiz kimselerden, Akıl ve anlayış yoksunlarından, Sabırsız ve samimiyetsiz kişilerden, sahte ve sanal şahsiyetlerden, fitne ve fesat çıkarıp, başkalarının kuyusunu kazanlardan, sinsi hesap ve gizli plan yapanlardan bırakınız dava adamı olmayı, bizim nezdimizde insan bile olamaz, olamayacaktır. Allah’a şükürler olsun ki, nice badireleri alt ederek, nice engelleri aşarak muazzam bir mücadele disiplini gösteren siz değerli arkadaşlarım, gerçek dava adamları olarak haklı bir övüncün, şanlı bir övgünün bizzat muhataplarısınız. Bizler fırtınadan korkup filika arayışında da olmayacağız."