MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI E. SEMİH YALÇIN: YENİLGİNİN FATURASINI MHP’YE ÇIKARMAK İÇİN EN ADİ, EN PESPAYE TEZGÂHLAR KURULMUŞTUR

31 Ağustos 2018 15:45 Evin GÖKTAŞ
Okunma
1219
MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI E. SEMİH YALÇIN: YENİLGİNİN FATURASINI MHPYE ÇIKARMAK İÇİN EN ADİ, EN PESPAYE TEZGÂHLAR KURULMUŞTUR

MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI E. SEMİH YALÇIN: YENİLGİNİN FATURASINI MHP’YE ÇIKARMAK İÇİN EN ADİ, EN PESPAYE TEZGÂHLAR KURULMUŞTUR
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, seçim sürecinde İP ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayları tarafından MHP’ye ve MHP Lideri Devlet Bahçeli ile ilgili yapılan açıklamalara sert tepki gösterdi.
Yalçın, hem İP adayı Meral Akşener hem de CHP’nin adayı Muharrem İnce tarafından yapılan eleştirilere cevap vererek, “Seçimler öncesinde alınacak mukadder yenilginin faturasını şimdiden MHP’ye çıkarmak için en adi, en pespaye tezgâhlar kurulmuştur. Amaçları MHP ve onun saygın lideri hakkında kamuoyunda soru işaretleri oluşturmak, aleyhte algı yaratmak ve bu sayede cumhur ittifakının millet nezdindeki yüksek itibarını zedelemektir.” dedi.
 İP’in İstanbul Bağcılar’da erken seçim standına yapılan saldırı ve olaylarla ilgili, “İstanbul’da Yaşanan Tehlikeli Provokasyon” başlığı altında bir basın açıklaması yapan Yalçın, şunları kaydetti:
“Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Genel Seçimler dolayısıyla MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin 1 Mayıs 2018 günü parti teşkilatlarına genelge yollamasının üzerinden henüz birkaç gün geçmişken kirli eller huzurumuza, birliğimize uzanmış ve ihanet şebekeleri derhâl harekete geçmiştir. İstanbul’da sahnelenen çirkin tahriki fırsat bilerek her türlü edepsizliği sergileyenler, şeref ve haysiyet düşkünüdür. Bu tahriklerin, ekmeklerine yağ süreceğini sanıp ellerini ovuşturanlar; erken seçimler sonucunda aç biilaç kalacaklardır. İstanbul’da ‘Biz bu filmi daha önce gördük’ dedirten bildik senaryolar sahneye konmuş ve oynanmaya başlamıştır. Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü, milletimizin bekası için yarım asırdır toplumsal bir güç odağı, siyasi ağırlık merkezi işlevi gören Milliyetçi-Ülkücü Hareket ve onun politikadaki mümessili MHP; erken seçimler arifesinde saldırıların odağına oturtulmaya çalışılmaktadır. Kamuoyunun malumudur ki seçimler demokratik bir yarıştır. Siyasi partiler arasında görüş ayrılıkları bulunsa da seçimlerde gerçekleşen her demokratik yarış, ipi göğüsleyenin galibiyetiyle sonuçlanmaktadır. İpi göğüsleyemeyecekleri şimdiden belli olanlar, İP’in ucunu mevhum ve müphem odaklara teslim edenler, kazanamayacaklarını anladıkları yarışta rakiplerine daha başından çamur atmaya başlamışlardır.”
CUNHUR İTTİFAKI, RAKİPLERİMİZİ KARA KARA DÜŞÜNDÜRMEKTEDİR
Açıklamasında, “24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimiyle erken genel seçimlerde cumhur ittifakının açık ara önde olduğunun kamuoyu yoklamalarıyla belirginleşmesi, rakiplerimizi kara kara düşündürmektedir.” diyen Yalçın, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
 “Seçimler öncesinde alınacak mukadder yenilginin faturasını şimdiden MHP’ye çıkarmak için en adi, en pespaye tezgâhlar kurulmuştur. İP’li ipsiz önüne gelen; parti standına yapılan saldırıyı fırsat bilerek -meselenin aslı astarı ortaya çıkarılmadan- doğrudan Genel Başkan’ımız Sayın Devlet Bahçeli’yi ağır ifadelerle suçlamış, hedef göstermiştir. Amaçları MHP ve onun saygın lideri hakkında kamuoyunda soru işaretleri oluşturmak, aleyhte algı yaratmak ve bu sayede cumhur ittifakının millet nezdindeki yüksek itibarını zedelemektir. İstanbul’daki saldırıları vesile ittihaz ederek Sayın Genel Başkan’ımıza karşı haksız yere hücuma geçenlerin yaptığı iş; siyasi ahlaksızlık, düşkünlük ve edepsizliktir. Suretihaktan görünmeye çalışırken kendi seviyesizliklerini ortaya koyan, ismini anmaya bile değmeyecek sosyal medya kabadayılarının içine yuvarlandıkları perişanlık ortadadır. Bu gibiler, FETÖ desteğiyle MHP’de yuvalanmaya çalışan, ancak camiamızın bünyesini kirletmemeleri için temize havale edilerek tarlalara süpürülen kifayetsiz muhterisler güruhunun devamı mahiyetindeki ipsiz sapsızlardır. Partiler ve siyasetçiler arasında sözlü tartışmaların meydana gelmesi ve karşılıklı eleştirilerin yapılmasının politikanın doğasında vardır. Her yaşanan olay dolayısıyla bu eleştirilerin sahiplerini ‘azmettirici’, ‘müsebbip’ veya sorumlu olarak değerlendirebilmek için akılsız, izansız ve idrakten nasipsiz olmak icap eder. Siyasi eleştiride bulunanı aynı zamanda fiilî saldırganlığın tarafı, tahrikçi ve tertipçisi olarak göstermek; başlı başına bir tertiptir, kurgudur. Eleştiri ve sözlü değerlendirmeleri, müstakbel veya tasarlanmış bir eylem için gerekçe göstermek, ucuz ve yapay bir üste çıkma yöntemidir. Böylesi bir tavır maksatlıdır, fırsatçılıktır. Bu eski numaraları, hokkabazlık ve madrabazlıkları millet yutmaz ve yutmayacaktır. Öküzün altında buzağı, çakalın altında kurt yavrusu aramak; siyasi çakallıktır. Köpeğin kurda saldırısı da intihardır, cehalettir, belahettir. Antidemokratik ve belden aşağı yöntemlerle milletimizi aldatacağını sanıp seçimlerde oy kazanmayı hesaplayanlar boşuna heveslenmektedir. Kirli odaklarca tezgâhlanan birtakım saldırılar, kışkırtmalar üzerinden oy devşirmeye kalkanlar ve bunu kaşımaya çalışanlar, en büyük zararı önce milletimizin kardeşlik ve bütünlüğüne daha sonra da kendilerine vereceklerdir. Yarım asırlık kutlu mücadelenin şerefli mensupları olan Ülkücüleri kanla, kavgayla bağdaştırmaya çalışmak ise beyhudedir. Sayın Genel Başkan’ımızın Ülkücü Hareketi sokaklardan uzak tuttuğu doğrudur ama bu ifade eksiktir. Genel Başkan’ımız Sayın Bahçeli, birliğimize yönelen iç ve dış tehditler karşısında milletçe bilinçli, müteyakkız ve hazırlıklı olunması için camiamız mensuplarının bulundukları mevkilerde birer misyoner gibi gayret göstermelerine de öncülük etmektedir. Bugün söz konusu tehdit ve tehlikelere karşı millî vicdandan sarsılmaz bir iman ateşi, koruyucu bir zırh yükseliyor ve tabii bir varoluş refleksi tezahür ediyorsa bunda en büyük pay Milliyetçi-Ülkücü Harekete aittir."
MİLLİYETÇİ - ÜLKÜCÜ HAREKET, AYRILIĞIN VE KAVGANIN TARAFI OLMAYACAK
Yalçın, açıklamasında şunları vurguladı:
“FETÖ, PKK ve IŞİD başta olmak üzere Türkiye’ye yönelik bölücü tehditlere karşı sözünü ettiğimiz toplumsal tepkinin arka planını besleyen de Ülkücü Harekettir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket; milletimizin varlık sigortası, egemenlik haklarımızın ebedi bekçisidir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket; ayrılığın ve kavganın tarafı, nifakın ve fitnenin kaynağı olmayacaktır. Hareketimiz; sosyal barış ve kardeşliğin en sıkı gözeticisi, huzur ve sükûnumuzun yılmaz bekçisi, aynı zamanda da cumhur ittifakının en tutkulu taraftarı olacaktır. Zira cumhur ittifakı meşruiyetini yasalardan çok, milletimizin temiz vicdanından almaktadır. Milliyetçi-Ülkücü Hareketi üstlendiği tarihî misyondan hiçbir fırıldak ve tezgâh alıkoyamayacak, çıktığı mukaddes yoldan hiçbir suni engel döndüremeyecektir. Teşkilatımız ve mensuplarımız; seçim sürecinde ve sonrasında şer odaklarının tahriklerine asla kapılmayacak, üzerlerine düşen tarihî sorumluluğu kıskançlıkla ifa edecek ve millî bütünlüğümüzün yükünü dünya durdukça şerefle sırtlayacaktır. Şüphe yok ki İstanbul’da meydana gelen hadise, düpedüz provokasyondur. Aziz milletimiz hırtla kurdu, sırtlanla aslanı birbirinden ayırt edecek feraset ve basirete maliktir. İstanbul’da sahnelenen çirkin tahriki fırsat bilerek her türlü edepsizliği sergileyenler, şeref ve haysiyet düşkünüdür. Bu tahriklerin, ekmeklerine yağ süreceğini sanıp ellerini ovuşturanlar; erken seçimler sonucunda aç biilaç kalacaklardır. Yanlış hesap, cumhur ittifakından dönecektir. Sayın Genel Başkan’ımızın 1 Mayıs günü yayımladığı genelgede muhtemel provokasyonlara karşı, hatta olacakları bilgece sezerek teşkilatlarımızı nasıl ikaz ettiğini gösteren ifadelerin bir kısmını, eğer onurları varsa ve ar damarları bütünüyle çatlamamışsa- kendisini körü körüne suçlayarak mabadı açık yakalananlara edep yerlerini örtmeleri için hatırlatmayı bir görev biliyoruz: ‘Cumhur ittifakının doğasına muvafık hareket edilecek, incir kabuğunu doldurmayan ihtilaflara fırsat verilmeyecektir. Türkiye üzerinde oyun oynamak için pusuya yatmış iç ve dış akıl veya aktörlerin tahrik ve provokasyonlarına azami dikkat edilecektir. Sandıktan sonuç alamayan yerli ve yabancı çıkar blokunun sokaktan medet umması beklenen, tahmin edilen, muhtemel gelişmeler arasındadır. Hassasiyetlerimizi kaşımaya tevessül eden, kavga ve cepheleşmeye davetiye çıkaran yozlaşmış niyetlere, görevli ajanlara, siyasi tükenmişlere karşı en üst düzeyde uyanık olunacak, dikkat edilecektir. Sosyal medya kanalıyla haysiyet cellatlığına soyunan, fitne üreten, partimiz ve dava arkadaşlarımızla ilgili dedikodu servis eden kirli çevrelerin, nefsine yenik düşmüş ahlaksız kişilerin emel ve eylemlerine ihtimam ve itibar edilmeyecektir. ”
POLİTİK ÇAPSIZLIK VE YETERSİZLİK SENDROMU YAŞAYAN İNCE, AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞI DUYMAMAMAKTA
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin skandal açıklamalarına da çok sert tepki gösterdi.
CHP'den Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce skandallara doymadı. İnce'nin Devlet Bahçeli'ye hakarete varan eleştirilerine MHP'den sert tepki geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın İnce'nin açıklamalarına, "İnce'nin ağzından çıkanı kulağı duymamakta; diline gelen, gönlünden geçene bile rahmet okutmaktadır. Bu zat, daha işin başında tarzını ve üslubunu çirkinleştirmiş, çirkefleştirmiştir." sözleriyle tepki gösterdi.
Yalçın, açıklamasında şunları belirtti:
“Bütün Türkiye, bir süredir CHP yöneticilerinin haşin siyasi çıkışlarını ibretle takip etmektedir. Yapılan her yeni açıklama bir öncekini aratan CHP sözcülerindeki tahammülsüzlük, basiretsizlik; hezeyan boyutlarını aşmış, siyasi cinnete varmıştır. Cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklanan Muharrem İnce'nin savruk, bahtsız açıklamaları da bu türdendir. ‘Politik çapsızlık ve yetersizlik sendromu’ kronik bir hâl alan İnce'nin ağzından çıkanı kulağı duymamakta; diline gelen, gönlünden geçene bile rahmet okutmaktadır. Bu zat, daha işin başında tarzını ve üslubunu çirkinleştirmiş, çirkefleştirmiştir. Cumhurbaşkanlığı makamına ince gelecek olan bu şahsın son marifeti, Sayın Genel Başkan’ımızı hakaretamiz ifadelerle eleştirmesi olmuştur. Muharrem İnce'nin ilk olarak MHP ve liderine saldırması sadece siyasi jargonla açıklanamaz. İnce'nin bu çıkışında; millete yabancı bir zihniyet, çarpık bir bakış açısı, sakat bir dünya görüşü sırıtmakta; üst aklın ürünü olan bir proje olduğu anlaşılmaktadır. Rozet değiştirerek şov yapan CHP yöneticileri partilerini, Atatürk'ten sonra kutuplaşmayı ve ayrışmayı körükleyen, kendileri gibi düşünüp inanmayanları dışlayan, tutucu, softa ve yobaz bir geleneğin siyasi temsilcisi hâline getirmiştir. Bu hâliyle CHP halktan kopmuş, millî hassasiyetlerden uzaklaşmış; örf, âdet ve geleneklerimizden sıyrılmıştır. CHP, kurdukları cümbüş ittifakıyla Türk toplumunun gerçeklerinden ve sosyal dinamiklerden bihaber bir siyasi oluşuma dönüşmüştür. İnce, sırtındaki zembereği kurulur kurulmaz MHP tabanına dönük cilalı söylemleriyle gerçek niyetini sakladığını sanmamalıdır. İnce'nin, ömrünü MHP ve Ülkücü düşmanlığıyla geçirdiğini bilmeyen yoktur. İnce gibi aşırı solun yetiştirdiği militan tipler; ellerinden gelse MHP'lilerin, Ülkücülerin derisini yüzer. Sonra da sırtlanların önüne atar. Biz Muharrem İnce'nin de Emin Çölaşan'ın da cemaziyülevvelini iyi biliriz. İnce ve Çölaşan, şimdi kur yapıp tavlamaya çalıştığı Ülkücülere geçmişte en şeni iftiralarla saldırmış birer siyaset bezirgânlarıdır. CHP yanına aldığı aveneleriyle birlikte kurduğu darbe ittifakıyla FETÖ sevici ve Kandil sevdalısı politikalarını devam ettirmektedir. Cumhuriyet'i kuran CHP bu hâliyle, kurucu değerlerden hızla uzaklaşarak ‘Cumhuriyet düşmanlarının ini’ hâline gelmiştir. Takke düşmüş, bir kere daha kel görünmüş FETÖ muhipleri ittifakı ortaya çıkmıştır. Hiçbir siyasi çamaşır hiçbir kamuflaj; bu çirkinliği, bu çirkefliği, bu aybı örtemez.”