MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI E. SEMİH YALÇIN: BİR İDİK BİN OLDUK, BİN İDİK MİLYONLARI BULDUK, ÇIĞ GİBİ BÜYÜDÜK

30 Ağustos 2018 15:42 Ahmet Deniz AĞCA
Okunma
1125
MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI E. SEMİH YALÇIN: BİR İDİK BİN OLDUK, BİN İDİK MİLYONLARI BULDUK, ÇIĞ GİBİ BÜYÜDÜK

MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI E. SEMİH YALÇIN: BİR İDİK BİN OLDUK, BİN İDİK MİLYONLARI BULDUK, ÇIĞ GİBİ BÜYÜDÜK

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden itler artık gülseler de fark etmez. Artık kimsesiz değiliz. Bir idik bin olduk. Bin idik milyonları bulduk. Çığ gibi büyüdük." dedi.
Twitter adresinden sert açıklamalarda bulunan Yalçın, "Siyasette insan öğüten değirmen çok gördük. Şimdi sırada fikir, umut ve ikbal öğütenlerde. Üstelik bu işe soyunanların çoğu da çok taş devirip çok direk kırıp değirmen batırmış tipler." ifadesine yer verdi.
Açıklamasında, "Yeni oluşum partisinin durumu taşıma suyla dönen değirmene benziyor." diyen Yalçın, şunları kaydetti:
"Bu değirmenin dolabını döndürmek için beygirlerle su taşımak yetmez. Akıntı kaynağının nereden çıktığını bile bilmeyen devşirme sakalarla bu suni dolaba su da yetiştirilmez. Bu dolabın suyu ve tahtası Pensilvanya dağlarından, çivisi eski CHP nalbantlarından. Beygirleri de başıboşlar çayırından. Bu değirmende buğday çektirmeye gelen kal/ab/alıklar da bindirme kıtalar hâlinde. Kimi CHP tabanından, kimi FETÖ'den, kimi de MHP'de tecrübe edilip sokağa bırakılanlardan. Yalnız fotoğraf biraz flu. Sözde iyilik değirmeninin etrafındaki kal/ab/alıkta, CHP küskünleri hangi tarafta, FETÖ yolsuzları hangi tarafta, MHP'den atılanlar hangi safta, anlaşılmıyor. Bir dahaki toplanmalarında yakalarına siyasi tandanslarını ve neden değirmenin eteğine tutunma ihtiyacı hissettiklerini sembolize eden kartlar, kokartlar, rozetler takarlarsa tasnif imkânı bulunur. Burada toplananların kimi reddimirasçı kimi de mirasyedidir. Kin biriktiren, nefsini ve beklentilerini tatmin edemeyen ne kadar ham tıraş varsa bir araya gelmiş. Geçmişlerine sünger çekenler, geçmişini inkâr edenler, dava adamı olamadıkları için hava adamı olanlar, sahte bir güneşin altında toplanmışlardır.
Sahte bir iyilik rüzgârı estirmeye çalışan ne kadar denenmiş, kötü huylu kötü tabiatlı huysuz politikacı varsa burada toplanmıştır. İP, davasından dönenlerin, ikbal ve çıkar peşinde koşan inkârcıların partisidir. Listeye bakıldığında ne kadar itilmiş, kakılmış ve atılmış siyaset posası varsa burada toplandığı görülmektedir. MHP'den atılanların çoğu; yeterli verim alınamayan, hizmette kusur eden ve temsil ettikleri illerde başarısız olmuş, aday gösterilmeyince kampanyalara katılmayarak Genel Merkez aleyhinde tezvirat yapan kimselerdir. Davadan dönmek ve gönüllü devşirme olmak yeni bir moda değildir. Eskiden de bunun misalleri görülmüştür. Bu tür yapılanmaların siyasette alacağı mesafe, katedeceği yol yoktur. Sonları hüsrandır. Böyle âlâyı vâlâyla kurulup sonra da siyaset mezarlığına gömülmüş çok siyasi parti vardır. Aralarında bulunan eski MHP'lilerin durumu dava partisinden abla partisine düşüş vaziyetidir. Abla sevgisi davaya sadakatten üstün gelmiştir."

BUNLARIN GÜNEŞİNİ BALÇIKLA SIVAMAYA GEREK YOKTUR
Açıklamasında, "Bunların güneşini balçıkla sıvamaya gerek yoktur." diyen Yalçın, şöyle devam etti:
"Çünkü halk, bunların sahte güneşini sandıkta söndürecektir. Merkez partisi yaveleri de yutturmadır. Liste, MHP'den atılanlardan kurulmuş bir kin ve intikam kadrosudur. Tabloya bakılınca araya serpiştirilmiş birkaç vitrin süsü dışında MHP'yi bölme misyonu için bir araya getirilmiş bir güruh görünmektedir. Hedef MHP tabanıdır. Ancak MHP tabanı ve millet bunları iyi tanımaktadır. Denenmişleri bir daha denemeyecektir. MHP'de kendi illerinde çalışmayıp yatanlar, şimdi yeni bir makyajla milletin karşısına çıkmaktadır. 'Yeni şeyler söyleme zamanı.' gibi laflara milletin karnı toktur. Siyasette ununu eleyip eleğini asması gerekenler, kendine yeni bir öğütme ve hayal değirmeni kurmuşlardır. MHP bundan zarar görmez. MHP tabanından oy umarak sandıkta gerdeğe girmeye çalışanların yüz görümlüğü hüsran olacaktır. Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden itler artık gülseler de fark etmez. Artık kimsesiz değiliz. Bir idik bin olduk. Bin idik milyonları bulduk. Çığ gibi büyüdük. MHP, milliyetçi-ülkücü hareket mensuplarının iradelerinin teminatı altındadır. Ülkücü Hareket Devlet Bahçeli liderliğinde en güçlü dönemini yaşamaktadır. Bir parti kuranlar kendilerine ümit bağlayan bir avuç bahtsızı da meyus etmekten başka çareleri yoktur. Allah kimseyi ihtiraslarının ve kifayetsizliğinin esiri etmesin. Kimseyi çaresiz bırakmasın. Biz bu filmi daha önce gördük. Ana gövdeden kopan dallar hep kurumuştur. Bu şüphe ve güvensizlik, camiasından ve partisinden kopanların sırtlarına bir yafta veya damga gibi yapışmakta; bırakın siyasi hayatlarını, ölünceye kadar peşlerini bırakmamaktadır. Halk bunları hep ayrılıkçı, hizipçi tutumlarıyla hatırlamaktadır. Yeni siyasi teşekküllerde yer aldıklarındaysa bunlara genellikle dönme ve devşirmeler gözüyle bakılmaktadır. Aradan yıllar geçtiğinde bunlardan nedamet getirenlerin, pişmanlık duyanların itirafları işitilmektedir. Ancak bu pişmanlıklar yok olan itibarı geri getirmeyecektir."
ÜLKÜCÜLÜĞÜ ÇOKTAN UNUTUP PENSİLVANYA’DAKİNİN KAYIĞINA BİNMİŞ
Yalçın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'ye haddini hududunu, çapını ve yerini bilmeden galiz ifadelerle sataşan İP müdiresine hak ettiği cevabı vermemizin ardından, onun eteğinin altına saklanan nadanın biri bize en seviyesiz en ahlaksız ve kaba ifadelerle saldırmıştır. Bunun üzerine bizim de bu kabalık ve nadanlık timsaliâdeme kendi kıratına yaraşır ve kendi anladığı dilden birkaç kelam etmemiz zaruret hâline gelmiştir. Terbiyeye kefil olup olmamaktan bahseden bu zavallı kifayetsiz muhteris, yazdıklarıyla olsa olsa terbiyesizlere, nadanlara ve zır cahillere kefil olur. Satırlarından akan cehaletten bihaber olan bu âdemin başkasına cehalet karası çalması ne garip çelişki ne yaman sefalettir. Başkasını yererek kendini yüceltmeye çalışmak; cehaleti ne kaldırır ne de örter. Bilakis kaşarlandırır. Kendi kelime dağarcığımızdan ürettiğimiz ve Türkçenin inceliklerini gözler önüne seren veciz sözleri Google'dan alınmış zannetmekse sadece cehaletle açıklanamaz. Bu koyu bir cehalettir, bunda veciz olduğunu kabul etmek ayrı bir cehalettir bir akademisyene cehalet isnadı cehaletten de biterdir Cevap vereyim de nasıl olursa olsun misali zurnada peşrev olmaz usulü Genel Başkan’mızın bahsettiği cümbüşe yakışmaktadır. Zurnacının zurnası cümbüşe eşlik edebilir. Cahilin ariflik taslamasıyla yalancı pehlivanın yiğitlik taslaması aynı sahte meydan okumadır. Nereye vurduk nereden ses geldi. Cemaziyülevvelini iyi bildiğimiz, bize iktidarın eteğinin altından efelenmekle itham eden bu kişi, Ülkücülüğü çoktan unutup Pensilvanya kardinalinin kayığına binmiştir. Ülkücülerin herhangi bir etek altına saklanmayacaklarını bilir de bindiği kayığı gizlemek için bize rezilce çamur atmaktadır Vatikan ziyareti üzerinden kardinali aklamaya çalışması ise içinden çıkılamayan çaresizliğin ve kepazeliğin en bariz örneğidir."
BUNLARIN DERSİNİ ZAMANI GELİNCE MİLLET VERECEK
"Edepsizin birinin edepten söz etmesi papazın camide vaaz vermesine hahamın kilisede ayin yapmasına benzemektedir Bunlar ahlakı düşük tefessüh etmiş müfsit ve fasık kimseler oldukları içindir ki Ülkücü camia bunları bünyesinden temizlemiştir. Bu dil yılanın dili, bu niyet şeytanın niyeti, bu üslup şeytanın üslubudur Oysa biz bu âdemin ve bunun gibilerin cemaziyelevvellerini, çaplarını ve kıratlarını peki iyi biliriz. Bir ozan müsveddesi de aslında kendisini gizlemek için MHP için kartal yuvasına kargalar ele geçti. Türk milliyetçilerinin bağına girmek ise zaten Türk milliyetçilerinin hakkıdır. Bunlar vaktiyle hasbelkader bağımıza girmiş hırsız ve arsızlardır ve bağımızdan çıkarılmışlardır. MHP'nin liderine Ülküdaşlarına kazık atan, onları satan, fitne ve fücurla camiamıza fesat tohumları eken bu zevat şimdi Türk milliyetçilerinin cümlelerinde iğrenç bir kıskançlık çekememezlik cerahat gibi fışkırmaktadır. İçlerindeki onulmaz yaradan kin, nefret, kan ve irin akmaktadır. Karınlarındaki erik kurusu çürümüş, ceplerindeki günah incirleri kokuşmuştur. Türkiye'nin son 20 yılına damgasını vuran bir siyasi lider hakkında en ucuzundan en pespayesinden iftiralar üretip bilmem ne doçent yaftası yakıştırmak, hasetten kudurmanın şeytancasıdır. Bunlar sadece gözü küllü değil, kör, kara cahil ve nadandır. Bunların dersini zamanı gelince millet - verecek kaç paralık olduklarını yüzlerine vuracaktır. Milliyetçi Ülkücü Hareket içinde fısk ve fücurla uğraşıp sonra da aramızdan ayrılanların iflah olduğu nerede görülmüştür? Bunları da zaman birer birer öğütecek, hepsi teker teker tarihin hainler ve fasıklar mezarlığına defnedileceklerdir. Biz nereye vurduk, ses nereden geldi? Bizi cehaletle suçlayan âdeme bakar mısınız? Müdirenin partisi İP'lilerin ve ipsizlerin partisidir ama bunun gibiler daha şimdiden iplerini koparmaya, etek altından çıkmaya çabalamaktadır. Bu derviş kılıklı sahte kabadayının bizim açıklamamız karşısında İP'in müdiresini kollayayım diye düştüğü acınası vaziyet ibretliktir.”